Kültür Sanat Edebiyat Şiir

yeni şafak

yani pravda veya izvestiyanin TR versiyonunda calisan bir yazar..

Yeni safakta, dini terimlere milletin fransiz kaldigini bildiginden, kafasina göre anlamlar verip, sallaya sallaya dini yazilar yazan bir orta sinif yazar..

Yoklukta okunuyor..

arap sabunu

Hazreti Hasan ve Hazreti Hüseyin ile ilgili kasedini dinledim.. Duygulari harekete gecirme kabiliyeti fena degil. Bir ilahiyatci olarak da idare eder.. Türkcesi, üniversite ögrencileri düzeyinde..
Necip Fazil özentisi had safhada gibi..
Hazreti Ali sehid edilirken, yaralandiginda mescidin kapisinda neden 'tam tam' diye ses cikti? Cünkü Necip Fazilin kendi sesinden okudugu siirlerinden birinde de hic alakasi olmadigi halde böyle bir ses cikiyordu :)

Bir docent olarak kasedinden cok daha ilmi bir seyler beklerdim.. Hamasete yatirim yapiyor..

Vaizlik ile akademisyenlik arasinda fark olmali bence..

Ihtiyarlamaya basladi o da..

Tartisma degil, aciklama:

Deprem senesinde hanimlarin onu en seksi erkek secmesi, sadece her olayin magazinini cikaran sulandirma medyasinin kac gradlik oldugunu göstermez..

Bu olay, deprem olayinda hanimlarin kendilerini ne kadar tehdit, güvenlik boslugu ve koruma ihtiyaci icinde gördüklerini gösterrir. Angsiyeteden kacinmanin cinsel güdülerden önce geldigine canli bir örnektir.

Herkesin caresiz oldugu, ordunun bile en büyük yikima ugradigi (gebze) bir dönemde bir adam, olaya izah getiriyor, herkesi yikan bir gücü sanki temsil ediyor, veya onu en iyi taniyan adam pozuyla, güven veren rahat tavirlar icinde aciklamalar yapiyordu. O dehsetli yikim aninda 'simdi ne olacak? ' sorusuna cevap verebilen tek yetkili idi. Güven arayan nisa taifesine aradigi güveni o zaman en iyi verebilen yüz ahmet mete isikaranin yüzüydü.

Ahmet Mete Isikara'nin o sene en seksi erkek secilmesini bir civiklik olarak görmek yerine, depremin kadinlarimizi ne kadar sarstigini anlamak icin bir gösterge kabul etmekk lazimdir diye düsünüyorum..

Kerkenes unutulmaz milletvekili kamer genc tarafindan yüce kamuyonun ilgisine sunulmus bi rkus adi degilmi idi? Mecliste bilmem kacinci baskan oldugu dönemlerde cok konutugunu düsündügü bir sain vekile söylemisti bu sözü...

Icinde nane aromali bir dolgu var. Iyi bir cukulata. Aldinin siradan cukulatalarina göre, fiyat olarak, azicik daha tuzlu. Hem dalginlik aninda leblelbi gibi gidiyor. Misafir geldiiginde, cukulata zevki fena degil ev sahibi havasi vermek icin alinan bir kac paketi bir toturusta götürüverme tehlikesi de var.
Ondan dolayi neredeyse 10 seneye yakindir almiyorum..

68 kusagindan, amerikadaki hareketi anliyorum., avrupada geleneksel degerlere, sozial kontrole karsi yürütülen baskaldiriyi hatirliyorum

Türkiyede, ufku misaki milli sinirlarini asamayan demode solcu gruplar ise mahir cayan falan gibi insanlari anliyor herhalde 68 kusagindan..

Arada büyük fark var..

Marmara depremi senesinin hanimlarinin en yakisikli erkegi oldugnu niye yazmadiniz? Hakkini yemek reva mi?