Kültür Sanat Edebiyat Şiir

Yokluk bir lisandır şimdi
Dilsiz şehirlere ve sozcuklerime armagan

Yokluk bir yolculuktur şimdi üçüncü mevkilere
Ve cama yaslı hayallerime armağan..

Ve sen diyordun, ve sen
Dağılmış yanlarım
Değişmeyen yalanlarım
Bir çölün ortasında kervan vurmuş talanlarim
Ve sen
Her savaşın sonrasında geriye kalanlarim...

Mutasavvuf dusuncelerinden dolayi Mansuru asan Nesimi nin derisini yüzen zihniyet bugün tasavvufu ağzından düşürmuyor. Ne ironik :) Ve o kadar sığlar ki tasavvuf gibi bir Deryayi bir iki isme indirgiyorlar. Tasavvuftaki aşk dünya kaygilarindan tamamen arınıp nefsi öldürme anlayışına dayanır. 4 kapı 40 makamdan geçersin. Çile cekersin. Sonra 'kaygusuz' olursun. Ha, bu arif olanın işidir. Zahid sen sosyal paylaşım sitelerinden Mutasavvuf sözleri paylaşmak yeterli :)

Bu 'Rab' be duyulan aşk fantezisi de yeni moda oldu. Insan oğlu onun kuludur. Sadece emirletine itaat etmekle mukelleftir.insani hisleri ona yoneltip şirke girmeyiniz Ha arif iseniz çile cekiniz. Zahid iseniz sözüm yok

Ne kadar alcaktan atlarsam atlayayim hep doruklardan yere cakılıyor hayal kırıklıklarım

Bir bozkır saçagında yılkı atlarinın peşinden koşuyor ne zamandır hüzünlerim. Sen yine de özleme beni. Biliyorum ki insan ne zaman özlese geçmişini, yaşadığı anda mutsuzdur. Bense yıllar sonra bir başka adamla bile istemem uzulme ni.

Şiir,şairin boynundaki idam yaftasıdır,
Ocakta unuttuğu yemeği
Ya da yıllar önce kitap arasına koyduğu
Kurutulmuş bir gül
Vesilesiyle anımsanan ilk sevgili
Sesi ve kokusu sayfalara sin en
Sesi ve kokusu
Sevgilinin ve gülün..

Kırıntı değil içimdeki fay hattı. Deprem Boylarında gezer sevinçlerim. Tutma! Bakarsın enkaz altında Yitip gitmiş düşlerin....

Lan yürü git! :))