Kültür Sanat Edebiyat Şiir

Abdulkadir Kahraman
Abdulkadir Kahraman

Korkak olmayın, sizi bulacak bela kaçarken de bulur...

  • ibadet18.07.2003 - 17:07

    Ey dide nedir uyku, gel uyan gecelerde.
    Kevkeblerin et seyrini seyran gecelerde.

    Bak heyeti alemde bu hikmetleri seyret,
    Bul saniini ol ona hayran gecelerde.

    Çün gündüz olursun nice ağyar ile gâfil.
    Koy gafleti dildardan utan gecelerde.

    Gafletle uyumak ne reva abdi hakire,
    Şefkatle nida eyliye rahman gecelerde.

    Cümle geceyi uyuma kayyumu seversen,
    Ta hây olasın hay ile ey can gecelerde!

    Aşıklar uyumaz gece, hem sen uyuma kim,
    Gönlün gözüne görüne canan gecelerde.

    Dil beyti hûdadır onu pak eyle sivadan,
    Kasrına nüzul eyler o sultan gecelerde.

    Az ye, az uyu, hayrete var fani ol onda.
    Bul can-ı beka ol ona mihman gecelerde.

    Allah için ol halka mukarın gece-gündüz.
    Ey Hakkı! Nihanı aşk oduna yan gecelerde.

    İbrahim Hakkı

  • ölüm16.07.2003 - 08:03

    Sükûn bir gemi olur, gece bir deniz şimdi
    Ki yelken gibi açmış yasını gençliğimin.
    Sükûn bir gemi olur, gece bir deniz şimdi
    Ki geçer dalgaları içimden serin serin.


    Fazıl Hüsnü Dağlarca

  • aşk16.07.2003 - 08:01

    Bir kısım insanlara mahsus garip bir hastalık gibi geliyor bana, günümüz dünyasında pek çok tedavisi var....ne acı...

    İnsanlara mahsus! ! ... hususi birşey yani....

  • ölüm12.07.2003 - 07:56

    Anneciğim, büyüyorum ben şimdi,
    Büyüyor göllerde kamış.
    Fakat değnekten atım nerde
    Kardeşim su versin ona, susamış.

    Fazıl Hüsnü Dağlarca (Ağır Hasta)

  • eski dil03.07.2003 - 17:08

    Çok mühim bir mevzu....

    Dil eski falan değil aslında....Dilimiz aynı sadece tekamül etmiş! ! ! yani gelişmiş...yani değişmiş...aslında oyuncak olmuş... olur neyse..düzelir inşallah...

    Bakın sorun atalarımızın kullandığı dili anlayamamızda değil, sorun bu dilden ciddi manada korkmamızda yatmaktadır...

    Eski dil dediğimiz de en çok Osmanlı Devrinin Türkçesi ise sadece seslere verdiğimiz harfler farklı ve bir kısım Farsça -Arapça kelimeler var... Aslında en fazla 500 kelime ile ciddi manada arada bağ kurulabilir fakat gayret etmeye mecal bile yok...

    Babannelerimiz bile neredeyse (taktir ediyorum) yabancı dil kurslarına giderken kendi öz dilimizden niye bu kadar korkarız bilmem ki.....


    Bakın bir örnek vereyim.. Orta okulda bu şekilde bir tartışma çıkınca hocamız tahtaya bir dörtlük yazdı ve bilmediğiniz kaç kelime var diye sordu..beyit şu:

    Aşk derdi ile hoşem
    El çek ilacımdan tabip
    Kılma bana derman kim
    Helakım derdi dermanındadır...

    Fuzuli

    Evet..her kelimeyi biliyorduk ama yine de beyit bize ağır gelmişti sanki.... O korkuydu işte içimizdeki...


    Hazine hala saklı.... belki gelecek nesilleri bekliyor..kim bilir..

    Muhabbetle

  • gerçek03.07.2003 - 07:34

    Hakikat değişiyor daha bitmeden cümle
    Koşuyorum yetişmek için bütün gücümle....

    N.F.K.

  • derin devlet19.06.2003 - 07:46

    Derin devlet diye birşey vardır elbette, nasıldır? nerededir? iyi midir? tehlikeli midir? yuh mudur? yaşasın mıdır? bilemem...

    Ama bu arada unutulmaması gereken şudur aslında bir de Derin Millet vardır ne kadar gözardı edilse de...

    Bu derin millet (milletin sağduyusu da denilebilir) aslında tarih içerisinde devamlı aktif gibi görünmese de ortaya çıktığı zaman gidişatı fazlaca değiştirebilir...

    Sanırım devletin yeterince derine indiği ortada..millet olarak bizler derinleşmeliyiz belki...

  • allah (c.c)18.06.2003 - 08:01

    “Ey güzelliklerden bile gizli olan aziz varlık! Seninle beraber bulunmadıktan sonra, ben cennette sonsuza kadar hûrilerle dost olmuşum, devlet bana yâr olmuş, ben bunlardan hiçbir şey anlamam. Ben senden başka bir şey istemem.”

    Hz. Mevlana

  • yobaz17.06.2003 - 08:35

    Seyh Edebâlî (ya da Edebali) , damadı Osman Gazi “Bey” oldugu zaman ona söyle sesleniyor:

    Ey ogul! ..Bey’sin…
    Bundan sonra öfke bize, uysallik sana…
    Güceniklik bize, gönül almak sana…
    Suçlamak bize, katlanmak sana…
    Âcizlik bize, yanılgı bize, hoşgörmek sana…
    Geçimsizlikler, çatışmalar, anlaşmazliklar bize, adâlet sana…
    Kötü göz, şom agız, haksız yorum bize, bağışlama sana…
    Ey oğul!
    Bundan sonra bölmek bize, bütünlemek sana…
    Üşengeçlik bize, uyarmak, gayretlendirmek, şekillendirmek sana…

    Ey Oğul
    Sabretmesini bil, vaktinden önce çiçek açmaz…

    Şunu da unutma!
    İnsanı yaşat ki, Devlet yasasin.
    Ey Oğul,
    Yükün ağır, işin çetin, gücün kıla bağli.
    Allah yardımcın olsun! ..

  • aşk17.06.2003 - 08:08

    Bîvefa dünyâdan usandı gönül
    Yok dedi dünyâyı yok sandı gönül
    Düşdü aşkın odına [ateşine] yandı gönül
    Vahdetin kand-âbadına [birliğin şerbetine] kandı gönül

    Nesimi