Edebiyatları yoktur.Farsça'dan bozma bir dilin edebiyatı mı olur? Ayrıca bu zamana kadar dillerinden düşürmedikleri Mem-u Zin'lerini de gördük...Neyse... Dili olmayan,devleti olmayan,kendine ait bir alfabesi bile olmayan bir milletin,aşiretler halinde yaşam mücadelesi veren bir topluluğun edebiyatınddan bahs etmek mümkün değildir.
Bir gün Züleyha, arkalığına beyaz sümbül dalları işlenmiş tahtırevanıyla geçiyordu kütüphanelerin ve tapınakların kenti olan kentinin sokaklarından. Görkemli bir alayla geldiğini görenler saygı ve hayranlıkla kenara çekiliyor ve Züleyha’ya yol açıyorlardı. Zengin ve güçlüydü, en fazla da güzeldi. Ve kimse kırmızı gülleri saçına Züleyha gibi takamazdı. Birden bir meczub,ehil arslanları,atları ve arabaları aşarak Züleyha’nın tahtırevanının önünde dikiliverdi,yürüyüş durdu.Züleyha tül cibinliği aralayarak bu duraklamanın nedenini anlamak istedi. Gözlerini kaldırarak Züleyha’nın yüzüne bakmaya başladı meczub, Züleyha dedi,sevindir beni.Züleyha kölelerine meczubun sevindirilmesi için işaret etti. Köleler mor renkli kadife bir keseyi uzattılar avcuna ama meczub oralı bile olmadı. Züleyha,dedi,sevindir beni,bana gülümse.Başka bir şey istemem. Züleyha,bu sesi hatırladı ve yüzüne dikkatlice bakınca,aşkını reddettiği silik bir yığın sima arasından bir zamanların ordu kumandanını tanıdı.Usulca gülümsedi. Züleyha gülümsedi,açıldı bütün beyaz zambaklar,bütün bahçelere bahar geldi. Züleyha gülümsedi,mamur sarayların ve yıkık sarayların kentinde bütün dilenciler bir eşi daha bulunamayacak devletle donandılar. Başını önüne eğen meczub sessiz ve sakin geldiği gibi çekiliverdi. O günden sonra Mısr’ın lisanına,sadaka vermek anlamına gelen yeni bir deyim yerleşti:Züleyha’nın gülümsemesi.
Şu aralar Devler Tiyatroları'nda bir oyun var.'Yûnus Dürür Benim Adım'.13. yy. şairi Yûnus Emre'nin Hacı Bektaş Veli ve Taptuk Emre ile maceralarını,kısacası hayatını anlatıyor.Tavsiye ederim.
Dayak yiyen ama yine de ses etmeyen eğitimsiz,bilgisiz kültürsüz çocuk fabrikaları.
Kıro
Edebiyatları yoktur.Farsça'dan bozma bir dilin edebiyatı mı olur?
Ayrıca bu zamana kadar dillerinden düşürmedikleri Mem-u Zin'lerini de gördük...Neyse...
Dili olmayan,devleti olmayan,kendine ait bir alfabesi bile olmayan bir milletin,aşiretler halinde yaşam mücadelesi veren bir topluluğun edebiyatınddan bahs etmek mümkün değildir.
Kesinlikle Satılmış :)))))))))))
'Uy çalsın kemençeler de ben bir horon tepeyim
Çatlasın kaynımgiller bari kurtlarım dökeyim '
Karisi güzel olan adam mutlu olur. Güzel olmayan ise filozof...
-Sokrates-
:)))))
ÖYKÜ:DİLENCİ VE ZÜLEYHA
ZÜLEYHA’NIN GÜLÜMSEMESİ
Bir gün Züleyha, arkalığına beyaz sümbül dalları işlenmiş tahtırevanıyla geçiyordu kütüphanelerin ve tapınakların kenti olan kentinin sokaklarından.
Görkemli bir alayla geldiğini görenler saygı ve hayranlıkla kenara çekiliyor ve Züleyha’ya yol açıyorlardı. Zengin ve güçlüydü, en fazla da güzeldi. Ve kimse kırmızı gülleri saçına Züleyha gibi takamazdı.
Birden bir meczub,ehil arslanları,atları ve arabaları aşarak Züleyha’nın tahtırevanının önünde dikiliverdi,yürüyüş durdu.Züleyha tül cibinliği aralayarak bu duraklamanın nedenini anlamak istedi.
Gözlerini kaldırarak Züleyha’nın yüzüne bakmaya başladı meczub, Züleyha dedi,sevindir beni.Züleyha kölelerine meczubun sevindirilmesi için işaret etti.
Köleler mor renkli kadife bir keseyi uzattılar avcuna ama meczub oralı bile olmadı.
Züleyha,dedi,sevindir beni,bana gülümse.Başka bir şey istemem.
Züleyha,bu sesi hatırladı ve yüzüne dikkatlice bakınca,aşkını reddettiği silik bir yığın sima arasından bir zamanların ordu kumandanını tanıdı.Usulca gülümsedi.
Züleyha gülümsedi,açıldı bütün beyaz zambaklar,bütün bahçelere bahar geldi.
Züleyha gülümsedi,mamur sarayların ve yıkık sarayların kentinde bütün dilenciler bir eşi daha bulunamayacak devletle donandılar.
Başını önüne eğen meczub sessiz ve sakin geldiği gibi çekiliverdi.
O günden sonra Mısr’ın lisanına,sadaka vermek anlamına gelen yeni bir deyim yerleşti:Züleyha’nın gülümsemesi.
NAZAN BEKİROĞLU
Yağarsa,eririm:(
Nazan Bekiroğlu'nun hocası.Aynı zamanda 'Cümle Kapısı' isimli eserini ithaf ettiği şahıs.
Şu aralar Devler Tiyatroları'nda bir oyun var.'Yûnus Dürür Benim Adım'.13. yy. şairi Yûnus Emre'nin Hacı Bektaş Veli ve Taptuk Emre ile maceralarını,kısacası hayatını anlatıyor.Tavsiye ederim.