Şöyle genel hatlarıyla 2 gündür biraz inceledim burayı. Yorum yapacak çok şeyler buldum ama şimdilik gereksiz ayrıntılar gibi duruyor. Bu yüzden genel yorumlarımı geçiyorum.
Şimdi, açık söyliyim. Buraya çok fazlayım ben. Ancak takdir edersiniz ki benim de karnımı doyurmam, su içmem filan lazım. Benim sizinle iletişim kurmam sizin açınızdan büyük bir lütuf, bir lükstür. Bu yüzden benimle olan iletişimlerinizi iyi değerlendirmeniz gerek.
Kiraz Karslı'cığım, şiyirde şair bozbulanık su içmiş, ruhu yağmalanmış, sonsuzluk çiçekleriyle donanmış ama nihayetinde de taş olsaydım demiş. Buna rağmen hasret de alev alev içine bir an düşürmüş. Error 804 hatası. Geçtim.
17:45'ciğim, sizin şair ise şiyirinde çöldeki pelikan, damda tek başına serçe olmuş, ölüp gitmiş fakat öncesinde su imiş akmış filan, ölümün gölgesi varmış o da göz kapaklarını kaplamışmış. Mışmış da mışmış, mışmış da mışmış efenim.
Sayın Nihat Kuruyer'ciğim, keşke hayat bayram olsa, bütün dünya da niyeyse buna inansa diil mi efenim.
Farkında olarak ya da olmayarak benzer şeyi yapıyorsunuz sanki. benim seçmem gereken kelimeleri, kendiniz belirlemek istiyorsunuz. Özgün olmak için başka bir yol bulmam gerekiyor benim mesela. Buna da siz karar veriyorsunuz. Enteresan.
"Ruh hastası çok burada" demişsiniz. Sapık beyinler filan demişsiniz. Hâlâ nerelerde kalmış bu kürsü. Uzun gider.
Şimdi sayın maria'cığım. Bak bu kez de iyelik ekleri kullandım. Sizleri anlıyorum emin olun ancak her kullanıcıya özgü kelime seçmem belki ilk bakışta sıkıntısız bir argümanmış gibi görünebilir fakat o zaman her kullanıcı beni istediği kelimeyi seçmeye yönlendirir, ben de onların seçtiği kelimelerle iletişim kurarsam benim özgünlüğüm yok oluyor.
Yani böyle davranarak özgün kullanıcıları yok etmiş, aynılaştırılmış kullanıcılarla etrafınızı doldurmuş oluyorsunuz.
Anlam genellikle kelime, cümle, cümleler ile karşı tarafa gönderilir. Bazen de mimiklerle tavırlarla... Bunların tümü rasyoneldir. Yani bir kurala, bir yasaya dayanarak yazılır ya da gönderilir. Ancak bunların hepsi bir araya geldiklerinde beklenilen, arzu edilen şeye anlam denir. Beklenilen, arzu edilen şey ortaya çıkmıyorsa:
1) Bizim rasyonelliğimizde bir bozukluk vardır. 2) Karşı tarafın anlamlandırma düzeneği bozuktur yahut bizimkisi gibi değildir.
Kullanıcıların hemen tümünün anlam ve anlamlandırma faaliyetleri birbirlerine ne kadar yaklaşırsa, örtüşürse hareket o zaman başlar.
Anlam genellikle kelime, cümle, cümleler ile karşı tarafa gönderilir. Bazen de mimiklerle tavırlarla... Bunların tümü rasyoneldir. Yani bir kurala, bir yasaya dayanarak yazılır ya da gönderilir. Ancak bunların hepsi bir araya geldiklerinde beklenilen, arzu edilen şeye anlam denir. Beklenilen, arzu edilen şey ortaya çıkmıyorsa:
1) Bizim rasyonelliğimizde bir bozukluk vardır. 2) Karşı tarafın anlamlandırma düzeneği bozuktur yahut bizimkisi gibi değildir.
Kullanıcıların hemen tümünün anlam ve anlamlandırma faaliyetleri birbirlerine ne kadar yaklaşırsa, örtüşürse hareket o zaman başlar.
Maria puderciğim Prd. Eksik yalnış yazmışım. Bol etli ya da etsiz farketmez. Düğün pilavı ise durum değişir tabiatiyle fakat kim yemiş ne kadar ve nerede yemiş
Şöyle genel hatlarıyla 2 gündür biraz inceledim burayı. Yorum yapacak çok şeyler buldum ama şimdilik gereksiz ayrıntılar gibi duruyor. Bu yüzden genel yorumlarımı geçiyorum.
Şimdi, açık söyliyim. Buraya çok fazlayım ben. Ancak takdir edersiniz ki benim de karnımı doyurmam, su içmem filan lazım. Benim sizinle iletişim kurmam sizin açınızdan büyük bir lütuf, bir lükstür. Bu yüzden benimle olan iletişimlerinizi iyi değerlendirmeniz gerek.
Kiraz Karslı'cığım, şiyirde şair bozbulanık su içmiş, ruhu yağmalanmış, sonsuzluk çiçekleriyle donanmış ama nihayetinde de taş olsaydım demiş. Buna rağmen hasret de alev alev içine bir an düşürmüş. Error 804 hatası. Geçtim.
17:45'ciğim, sizin şair ise şiyirinde çöldeki pelikan, damda tek başına serçe olmuş, ölüp gitmiş fakat öncesinde su imiş akmış filan, ölümün gölgesi varmış o da göz kapaklarını kaplamışmış. Mışmış da mışmış, mışmış da mışmış efenim.
Sayın Nihat Kuruyer'ciğim, keşke hayat bayram olsa, bütün dünya da niyeyse buna inansa diil mi efenim.
Sayın mari,
Farkında olarak ya da olmayarak benzer şeyi yapıyorsunuz sanki. benim seçmem gereken kelimeleri, kendiniz belirlemek istiyorsunuz. Özgün olmak için başka bir yol bulmam gerekiyor benim mesela. Buna da siz karar veriyorsunuz. Enteresan.
"Ruh hastası çok burada" demişsiniz. Sapık beyinler filan demişsiniz. Hâlâ nerelerde kalmış bu kürsü. Uzun gider.
Şimdi sayın maria'cığım. Bak bu kez de iyelik ekleri kullandım. Sizleri anlıyorum emin olun ancak her kullanıcıya özgü kelime seçmem belki ilk bakışta sıkıntısız bir argümanmış gibi görünebilir fakat o zaman her kullanıcı beni istediği kelimeyi seçmeye yönlendirir, ben de onların seçtiği kelimelerle iletişim kurarsam benim özgünlüğüm yok oluyor.
Yani böyle davranarak özgün kullanıcıları yok etmiş, aynılaştırılmış kullanıcılarla etrafınızı doldurmuş oluyorsunuz.
Sayın maria peder'ciim. Bu şarkı ile tırla geçtiniz üzerimden sabah sabah.
El ele tutuşmak mı kola girmek mi? Buna kafa yoruyorum bu aralar. tutuşmak kelimesi entersan.
https://www.antoloji.com/gruplar/filozom-m-/
şişşşş. dükkanın önünü kapatmayın şırrıklar. sana diyorum 17:45
Anlam genellikle kelime, cümle, cümleler ile karşı tarafa gönderilir. Bazen de mimiklerle tavırlarla... Bunların tümü rasyoneldir. Yani bir kurala, bir yasaya dayanarak yazılır ya da gönderilir. Ancak bunların hepsi bir araya geldiklerinde beklenilen, arzu edilen şeye anlam denir. Beklenilen, arzu edilen şey ortaya çıkmıyorsa:
1) Bizim rasyonelliğimizde bir bozukluk vardır.
2) Karşı tarafın anlamlandırma düzeneği bozuktur yahut bizimkisi gibi değildir.
Kullanıcıların hemen tümünün anlam ve anlamlandırma faaliyetleri birbirlerine ne kadar yaklaşırsa, örtüşürse hareket o zaman başlar.
Herkese günaydın. Sizi hareketlendirmek için, anlamlandırmak için tekrar buraya geldim.
Anlam genellikle kelime, cümle, cümleler ile karşı tarafa gönderilir. Bazen de mimiklerle tavırlarla... Bunların tümü rasyoneldir. Yani bir kurala, bir yasaya dayanarak yazılır ya da gönderilir. Ancak bunların hepsi bir araya geldiklerinde beklenilen, arzu edilen şeye anlam denir. Beklenilen, arzu edilen şey ortaya çıkmıyorsa:
1) Bizim rasyonelliğimizde bir bozukluk vardır.
2) Karşı tarafın anlamlandırma düzeneği bozuktur yahut bizimkisi gibi değildir.
Kullanıcıların hemen tümünün anlam ve anlamlandırma faaliyetleri birbirlerine ne kadar yaklaşırsa, örtüşürse hareket o zaman başlar.
Maria puderciğim Prd. Eksik yalnış yazmışım. Bol etli ya da etsiz farketmez. Düğün pilavı ise durum değişir tabiatiyle fakat kim yemiş ne kadar ve nerede yemiş