Atalarımızın söylediği ' anlamlı ' ve bir o kadar da veciz bir söz,....
Tarihi geçmişini anlatmaktan daha çok, anlatmak istediğini yazsak daha makbule geçer zannedersem.
İnsanoğlunun emelleri ve gerçekleştirmek istedikleri olaylar, başarılar, mücadeleler vardır, bunlara istenildiği kadar azmedilse bile, mevlam ' ' yürü ya kulum ' demediği müddetçe bir milim öteye dahi adım atılamaz..! !
Kula yakışan yinede gayret etmektir...! ...' Nasip ise gelir yemenden, nasip değilse ne gelir elden..'....Bu konunun ayrı bir anlatımıdır..
Bu adam köşe yazılarını ya ' aç karnına ', ya da ' uykulu ' bir halde yazmış olmalı ki, her yazdığında yalan, her yazdığı ile gerçekler arasında uçurumlar bulunuyor...(yaşlılığı hesaba katmadım.)
Kutlu doğum haftasını idrak ederken, sayfasında şöyle bir yazı bulundurmuş hilkat garibesi; ' Kutlu doğumu kutlayacak başka bir hafta bulamamışlarmı ki, 23 Nisan'a denk getirdiler...! ! !
Gülermisin, ağlarmısın sözünü dedirtecek bu yazı, emin beyin kalemlerinden aksettirilmiştir...eshef yani, ancak bu kadar cehalet olabilir.
Eleştireyim derken, hakaret boyutuna ulaşan insanların eleştirisi (!) , eleştiri vasfından çıkarak seviyesizlik / çirkeflik belirtisi olabilmektedir..
Çoğu karşılaştığım kişiler (sanal alemde) değerlerimize demediği kalmazken, siz bir satır bişi yazmayı görün, kapana kısılmış yırtıcı gibi taaruza geçmektedirler..
Bana çağdaşlığın 90 çeşit modelini öğretmeye çalışan bu kişiler, çağdaşlığın ilk durağı olan ' eleştiri ' boyutunu bile hazmedememektedirler.
Testere gibi olmasını isterdik ' bir sana, bir bana ', kim bilebilirdi ki ' rantçı ' tayfanın ekmek teknesi ve makam koltuğunu gösteren pusula olacağını...! !
Döndü kesere, ' hep bana, hep bana ' mantığı oluştu, olmaz ki ama...- :)
' Demokrasin ve özgürlüklerin mevcut hükümet tarafından kısıtlandığı ' sözü birden aklıma geldi... (Bu hükümet ne yaptı ise artık..)
Eften püften tafralarla her kılığa giren, konuştuğu vakit mangalda kül bırakmayan ' donu yamalı şovalyelerimiz ' bu garabet karar karşısında pişmiş kelle gibi gülüyorlardır muhakkak...
Baskıcılığınız ve hırçınlığınız, bir kez daha gün yüzüne çıkmış bulunmaktadır, ne derseniz deyin, HERŞEY ORTADA...! !
Kabullenemeyenlere ve eleştirenlere sormak istiyorum..! !
Biz sizin mini eteklerinize karışıyormuyuz,...? ?
Bir insana zorla türban bağlattıramayacağınıza göre, zorla da açtıramazsınız..!
Bu toplumun sinesine yerleşmiş olan değerleri aşağılamaya çalışmak, ancak kişinin kendi kişiliğini meydana çıkartır ki, hiçde iyi olmaz kendisi için....! ! ! ! ! ! ! !
Derin devlet, Amerika'nın gelini.(!)
Kalplere vurulan mührü, edebiyete kadar kör kuyuların dibine atan ' Nur ' dur..! !
Olmuyor...Olmuyor..! ! diye nefsinin avuçları arasında çırpınan insanların, en son çıkış kapısıdır..
Sonsuz bir huzur, ve gönüllere sığmayan bir iman isteyen kişilerin, ilk müracaat kapısı...
Onsuz olmak mı..? ? ? ...Yaşamak istemem daha iyi...! ! !
Atalarımızın söylediği ' anlamlı ' ve bir o kadar da veciz bir söz,....
Tarihi geçmişini anlatmaktan daha çok, anlatmak istediğini yazsak daha makbule geçer zannedersem.
İnsanoğlunun emelleri ve gerçekleştirmek istedikleri olaylar, başarılar, mücadeleler vardır, bunlara istenildiği kadar azmedilse bile, mevlam ' ' yürü ya kulum ' demediği müddetçe bir milim öteye dahi adım atılamaz..! !
Kula yakışan yinede gayret etmektir...! ...' Nasip ise gelir yemenden, nasip değilse ne gelir elden..'....Bu konunun ayrı bir anlatımıdır..
Bu adam köşe yazılarını ya ' aç karnına ', ya da ' uykulu ' bir halde yazmış olmalı ki, her yazdığında yalan, her yazdığı ile gerçekler arasında uçurumlar bulunuyor...(yaşlılığı hesaba katmadım.)
Kutlu doğum haftasını idrak ederken, sayfasında şöyle bir yazı bulundurmuş hilkat garibesi; ' Kutlu doğumu kutlayacak başka bir hafta bulamamışlarmı ki, 23 Nisan'a denk getirdiler...! ! !
Gülermisin, ağlarmısın sözünü dedirtecek bu yazı, emin beyin kalemlerinden aksettirilmiştir...eshef yani, ancak bu kadar cehalet olabilir.
Eleştireyim derken, hakaret boyutuna ulaşan insanların eleştirisi (!) , eleştiri vasfından çıkarak seviyesizlik / çirkeflik belirtisi olabilmektedir..
Çoğu karşılaştığım kişiler (sanal alemde) değerlerimize demediği kalmazken, siz bir satır bişi yazmayı görün, kapana kısılmış yırtıcı gibi taaruza geçmektedirler..
Bana çağdaşlığın 90 çeşit modelini öğretmeye çalışan bu kişiler, çağdaşlığın ilk durağı olan ' eleştiri ' boyutunu bile hazmedememektedirler.
Ne diyelim....!
Testere gibi olmasını isterdik ' bir sana, bir bana ', kim bilebilirdi ki ' rantçı ' tayfanın ekmek teknesi ve makam koltuğunu gösteren pusula olacağını...! !
Döndü kesere, ' hep bana, hep bana ' mantığı oluştu, olmaz ki ama...- :)
' Demokrasin ve özgürlüklerin mevcut hükümet tarafından kısıtlandığı ' sözü birden aklıma geldi...
(Bu hükümet ne yaptı ise artık..)
Eften püften tafralarla her kılığa giren, konuştuğu vakit mangalda kül bırakmayan ' donu yamalı şovalyelerimiz ' bu garabet karar karşısında pişmiş kelle gibi gülüyorlardır muhakkak...
Baskıcılığınız ve hırçınlığınız, bir kez daha gün yüzüne çıkmış bulunmaktadır, ne derseniz deyin, HERŞEY ORTADA...! !
Ne önemi var ki...! !
Özlem duyduğuma kavuştuktan sonra,....dilerim ki ayrıldıklarımda benimle beraber gelir...
Şafak...=....? ? ?
Kabullenemeyenlere ve eleştirenlere sormak istiyorum..! !
Biz sizin mini eteklerinize karışıyormuyuz,...? ?
Bir insana zorla türban bağlattıramayacağınıza göre, zorla da açtıramazsınız..!
Bu toplumun sinesine yerleşmiş olan değerleri aşağılamaya çalışmak, ancak kişinin kendi kişiliğini meydana çıkartır ki, hiçde iyi olmaz kendisi için....! ! ! ! ! ! ! !
Sanat camiasının ağır abilerinden...!
Eleştirmek ne haddime, mükemmel bir kişilik, lâkayıttan uzak bir hayat yaşayan bir abimiz..
Başarılar seni bulsun...
Şiddetle tavsiye ederim..