Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • aşk23.02.2008 - 00:33

    Hikmet nedir, ol dertlere sabreyledi Eyyub,
    Hem sırrı nedir, Yusuf için ağladı Yakub.
    Hasretle neden ağladılar Adem ve Havva?
    Kimdendi bu yıllarca süren koskoca dava?

  • istiğfar21.01.2008 - 23:38

    Hazîn olma gönül zinhar, Kerîm Allahımız var. Müdâmî eyle istiğfâr, Kerîm Allahımız var

  • şeriat05.10.2007 - 22:40

    Butun seriat, butun vahiyler 5 Emniyeti (emanet) korumak icin gonderilmistir.Haram ve farzlar bu emanetlere cikar.

    -Akil
    -Din
    -Nesil
    -Can
    -Mal

    Icki,eroin,esrar; akil emanetine ihanet oldugu icin.
    Yaklasma, fuhus, zina; nesil emanetine ihanet oldugu icin
    adam oldurme, yaralama, intihar; can emanetine ihanet oldugu icin
    Kumar, gasp, hirsizlik, faiz alip vermek; mal emanetine ihanet oldugu icin

  • tesbih05.10.2007 - 22:34

    Tesbihte 33 sayisinin nedeni Kameri Takviminde bizim 33 yilimizin 1 yil etmesidir..


    *Bu da benden sizlere ufak bir bilgi olsun*

  • Besmele05.10.2007 - 22:30

    'Eûzu billâhi mine’ş-şeytâni’r-racîm Bismillahi'r-rahmani'r-rahîm '...

    Turkce olarak cevirdigimizde 'Kovulmuş olan şeytanın şerrinden Allah’a sığınırım'

    Besmeledeki 'racîm' sozcugunun anlami (mercum, kovulmus, dislanmis) tir.Yani 'Allah' a siginani,siginan kimseyi Allah' in kendisinden uzak tuttugu' demektir.

    Dusunun..
    Size saldiran bir kopegi yenmenin 2 yolu vardir... 1. yolu; Einizde kirilmaz saglam bir sopaile kopege saldirmak.. 2.yolu ise; kopegin sahibine 'Kopegini tut ki gecebileyim' deyip, sahibine bildirmek..
    En guvenli yol tabiki sahibine bildirmektir..Zira kopek sahibinin sozunu dinler.. Eger sopayla saldirirsaniz ve kopekte biraz tecrube sahibiyse sopaya degil kolunuza atladigi anda sizi etkisiz hale getirebilir..

    Besmele Allah'a 'Seytani benden uzak tut' demektir.. Suphesiz ki herseyi yaratan yuce Allah' tir..Herseyin sahibi, mutlak guc O'dur..


    Agacin cicek acmasi besmeleyi dile getirmesindendir..Cicegin tohumdan cikmasi besmeledendir.. Topragin tohuma hayat vermesi besmeledendir.. Gunesin dogup batmasi, dunyanin, emri kusursuz bicimde yerine getirmesi besmeledendir. Yaratilan herseyin O'nu anmasi, O'na zikretmesi besmeledendir..

    Bu yuzdendir ki her ise baslarken besmele cekisimiz..

    Bu koskoca kainat Kur'an'a sigdirilmis..Kur'an Fatiha' ya, Fatiha Besmeleye.. Besmele ise de B harfine sigdirilmistir..


    Besmele hakkinda sayfalarca yazilabilir, haftalarca anlatilabilir..Okyanuslar murekkep, agaclar kalem olsa Allah' in sozu bitmez..Hersey biter fakat O'ndan gelen hicbirsey bitmez..


    -Vesselam-

  • şahit21.09.2007 - 11:30

    Bizler bu dunyaya 'Sahip' olmak icin degil 'Sahit'olmak icin geldik..

    Islama giris kapisi olan Kelime-i Sehadet'i de soyleme amacimiz bundandir.. Bu dunyada Sahit oldugumuz seylere, ahirette sahip olacagiz.. Olum kapisini gectigimizde, ardinda gorunenler asil sahip olacagimiz seylerdir.. Bu dunyada asli ahirette olanlarin bir kopyasi, bir alt surumu sunulmaktadir bizlere..

    Ey sahip olma hirsiyla birbirini yiyen insanoglu!

    'Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve Resuluhu' sozunun dediginin ne kadarini yapiyorsun?

    Ne kadar 'Ben şehadet ederim ki Allah'dan başka ilah yoktur ve ben şehadet ederim ki Hz. Muhammed O'nun kulu ve Resulüdür' sozune sadiksin?

    Evet bizler bu dunyaya sahip olmak icin degil, yuce Allah'in kudretine, azametine, merhametine, sevkatine, sevgisine ve sonsuz guzelligine sahit olmak icin geldik..

    Bu dunyada sahit, ahirette ise sahip olanlara ne mutlu..

  • eller18.09.2007 - 16:55

    Eller var. Karıştırıcıdır. Her şeyi karıştırır. Münasebetsiz ellerdir bu eller. Olur olmaz yere sokulur. Girmemesi gereken yerlere girer. Karıştırıcı eller, pislikten kurtulmaz. Çünkü karıştırma aşkı her şeyi kapsadığı için, bunlar arasına pislik de girer. Bu tür eller bulaştığı pisliğin faturasını kendi karıştırıcılığına kesmez. 'Oralarda ne arıyordun? ' diyene, 'Öyle her şeyi ve her yeri karıştırırsan, boyuna kadar necasete batarsın' diyene söyleyecek bir sözü yoktur.

    Eller var.

    Düzenleyici ve düzelticidir. Çapak gördüğü göze yumruk olmaz. Kimseye hissettirmeden, bir ana şefkatiyle o çapağı alır. Yüzün ve gözün güzelliğini çapağa feda etmez. Değdiğini bozmaz, düzeltir. Düzelteceğim diye 'düz' hatta 'dümdüz' etmez. Çünkü bu eller, amuda kalkıp da dünyayı düzeltme iddiasına soyunan 'ters'lerin elleri değildir.

    Eller var.

    Hiçbir taşın altına girmeye yanaşmaz. Nice taşlar, kayalar, dağlar kaldırılır. O pamuk eller arazi olmuş, ortalardan tüymüştür. Ara ki bulasın. Israrla o elleri arar gözleriniz, ama yok. Sıkıntıya gelemez pamuk eller. Fakat dağlar gibi taşları taşımaktan yorgun ve bitap düştüğü için ayağı sürçenleri, tökezleyenleri görmeye görsün bu eller. Hemen ovuşturma vaziyetine girerler. Utanmadan yakasına sarılır, tokatlamaya yeltenirler. Utanmaz eller. Taşın altına sokmaya gelince toz olan bu eller, yakaya sarılmaya gelince aslanpençesi kesilir. Kırılası eller o eller.

    Eller var.

    Pamuk değil, nasır tutmuştur. Neden olacak? Elbet, her yarım kalmış yükün altına girdiği için. Her hayırlı teşebbüsün ucundan tuttuğu için. Her yükü ağıra el atığı için. Her yolda kalmışın kolundan tutup kaldırdığı için. Her dermanı tükenmişe derman kattığı için. Öpülesi eller o eller.

    Eller var.

    Vuracağı yeri bilmez, duracağı yeri bilmez. Kabarmış bir koltuğun elleridir bunlar. Sürekli tokat halinde gezer. Hiçbir şey bulamazsa, havayı tokatlar, suya yumruk atar. El ele vermişler zincirine girip, diğer ellerle birleşmez bu eller. Aksine birleşmiş elleri çözüp ayırır, kırıp koparır. Kırıp koparacağı başkalarının eli tükenirse, bu kez kendi ikizine yönelir, onu kırar, ona vurur.

    Eller var.

    Vuracağı yeri de bilir, duracağı yeri de. Dostu da tanır, düşmanı da. Yalnız dosta değil, düşmana bile rahmettir o eller. Yara sarar, ayıp örter. Bir ananın elleri gibi, okşayacak yetim, yaşını silecek öksüz, sıvazlayacak kırık yürek arar. Yıkılmışları yapar, dağılmışları toplar, yarımı tamamlar, tamamı kucaklar, ayrılanı birleştirir, birleşeni sıklaştırır.

    Eller var.

    Her önüne gelenden bir şeyler ister. Hiç işe girişmez, hep beleşe girişir. Sürekli istemek için açılır. Almaya bayılır, vermekten nefret eder. Bu ellerin bildiği tek dua 'Rabbena hep bana'dır. Böyle elleri bin kez de doldursanız, bin birinciyi ister. Hapsini de kendi cebine boşaltır. Başka elleri de görmek gibi bir derdi yoktur. Bencil eller bu eller.

    Eller var.

    Hep almaz, ama hep verir. İddialı değildir, fakat kararlıdır. O elleri herkes ortalarda görmez. Muhatabının gözüne sokulmaz. Alkışı hak edeni alkışlamaktan çekinmez, fakat kendisi alkış istemez. Verirken görünmemek için köşe bucak saklanır. O eller, bir Allah'tan ister, başkasından istemektense taş kesilmeyi tercih eder. Fedakâr eller o eller.

    Eller var.

    Sürekli bedduaya durur. Bedduaya duran, suizanna ayarlı, kara yüreklere bağlı eller bunlar. Armudun sapı der, beddua eder. Üzümün çöpü der, beddua eder. Kusursuz kadı kızı arar, fakat kendisi pür-taksirdir. Herkese beddua için açılan bu uğursuz eller, herkesin ellerinin kendisi için duaya kalkmasını bekler. Bunu bulamadığında da yumruk olur, sağa sola saldırır. Haddini bilmez, kadir bilmez eller.

    Eller var.

    Sürekli duaya durur. Peygamberlerin ellerinden bir hisse kapmıştır. Dostlarına değil sade, düşmanlarına bile duaya durur. Sevdiği güllerin dikenleri tarafından kanatılınca, gülü kökünden sökmeye kalkışmak gibi bir cinayet işlemez bu eller. Aksine, gülünü sevdiği için, kendini kanatsa da, dikenini de sever. İçinde hayır olan bir yüreğe bağlı eller bunlar. İçinde umut ve sevgi olan bir yüreğe bağlı eller…

    Ellerinize bakın, kendinizi tanıyın! Zira onlar, sizin aynanızdır.

    Allah'ım! Ellerimizi bırakma!