Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • nabi13.12.2003 - 23:24

    Ten-be-hak-i acz olan şebnem gibi üftadenin
    Cümleden evvel yeten hurşid olur imdadina

    (Sebnem: cig tanesi,
    Ten-be-hak: vücudu topraga serilmis

    Vücudu topraga serilmis cigi eritip buhar haline getirerek onu tekrar yücelten günes gibi, tevazu ile toprak seviyesinde olan insanlari da yücelten Allah olur.)

  • nabi13.12.2003 - 23:18

    gerdun verir mi kimseye siraze i nizam
    Ta sikmayinca mengeneyi izdirabda

    (gerdun: felek
    Siraze-i Nizam: Kitab cildinde yapraklari tutan baga Siraze derlermis, onun tuttugu yapraklarin düzeni

    Izdirabin mengenesinde sikmazsa felek, insanin hayatinin cildine tam bir düzen verebilir mi?

    Hayatin düzeni bir kitab cildinin düzenine benzetiliyor,
    izdirablar ve sikintilar da o kitab cildinin tutmasi ve düzenli olmasi icin mücellidlerin kitabi siktiklari mengeneye benzetiliyor.)

  • mecelle-i ahkam-ı adliye13.12.2003 - 23:10

    68.
    Bir seyin umuru batinada delili, o seyin makamina kaim olur.
    (Her hangi bir seye razi olmak veya razi olmamak gönülde gizlidir. Ama gönülde gizli olan razi olma veya olmama hususuna delil olan bazi haller, razi olmak ve ya olmamak seklinde degerlendirilmesine yol acar.)

  • mecelle-i ahkam-ı adliye13.12.2003 - 23:04

    67.
    Sakite bir söz isnad olunamaz, lakin ma'razi hacette sükut beyandir.
    (Susan bir kimseye susmasiyla su sözü söylemis oldu denemez, ama gerektigi yerde susan kimsenin sususu beyandir. Mesela, Her hangi bir yabanci, bir kimsenin malini yaninda lüzumsuzluk yaparak, bir baskasina satmaya kalksa ve bu durumda mal sahibi o an sussa, onun susmasi, bu satista o lüzumsuzu vekil tayin ediyor manasina gelmez, burada susan adama vekalet verdim sözü isnad edilemez ve adam sonradan huzuzunda gerceklesen bu satisi iptal edebilir.
    Ama bir kisi sahibinin gözünün önünde malini kullansa ve sahibi, bu malin kullanimiinin ücrete tabi oldugunu söylese de, o adam kullanmaya devam etse, kullanici, sususuyla, ücret ödemeyi kabul etmis hükmündedir, ve ücreti ödemek zorundadir, zira ma'razi hacette sükut beyandir.)

  • mecelle-i ahkam-ı adliye13.12.2003 - 22:50

    66.
    Sual cevabda iade olunmus add olunur.
    (Mahkeme esnasinda davaci 'benim bu adamdan su kadar mikdar alacagim vardir' dese, davaliya hakim 'bu mikdarda bir borcun var midir diye sordugunda, bu suale 'evet' veya 'vardir' seklinde cevap veren davali, bu cevabiyla, soruda mündemic bulunan iddiayi kabul edip, 'benim falancaya su kadar borcum vardir' seklinde beyanda bulunmus muamelesi görür.)

  • mecelle-i ahkam-ı adliye13.12.2003 - 22:45

    65.
    Hazirdaki vasif lağv, gaibdeki vasif muteberdir.
    (El ile isaret edilecek sekilde, muamelenin yapildigi yerde bulunan bir seyin vasfini zikr etmek muteber degildir. Muamelenin yapildigi yerde bulunmayan bir sey icin ise zikr edilen vasif muteberdir. Mesela bir kisi, alisveris aninda alici ve saticinin gördügü bir yerdeki kir bir ati isaret ederek 'Su yagiz ati sana satiyorum' dese, alici onun yagiz olmadigini gördügünden yagiz sözüne, vasfa itibar olunmaz, satici kandirmis muamelesi yapilmaz. Ama alisveris yerinde görülmeyen bir kir at icin 'yagiz ati sana satiyorum' dese buradaki yagiz vasfi muteberdir ve satici yagiz ati satmakla yükümlüdür, bu vasif baglayici olur.)

  • mecelle-i ahkam-ı adliye13.12.2003 - 22:35

    64.
    Mutlak itlaki üzere cari olur.
    (Genel manada söylenmis bir sey, onu özellestirici bir kayid olmadikca, genel anlamiyla degerlendirilir. Mesela bir kimse 'bana at al' diye bir baskasina vekalet verse, buradaki ibare mutlaktir, geneldir. Ama 'bana yagiz at al' dese, 'yagiz' kaydi mukayyed olan bu kelam, özellesmis olan at cesidini almayi zorunlu kilar. Birinci ifade, mutlak ifade oldugu icin, itlaki üzere yürürlüge konur.)

  • allah (c.c)02.12.2003 - 14:14

    Türkcedeki Tanrinin karsiligi arapcada ilahtir.
    cogulu olabilen, belli bir ilahi ifade etmeyen cins isimdir.
    Öncesine lami tarif denilen, bir cins ismi özel isim veya belirli bir seyi ifade ettirici hale getiren elif lam harfleri getirilerek el-ilah denilmistir. Sonra da bu isim Allah haline gelmistir ki elif ile yazilir ellah seklinde.
    Ve belirli bir ilahi, yerleri gökleri yIbranicedeki eloha ile benzerliginin olmasi sürpriz degildir, cünkü ibranice ile arapca ayni dil grubundandir ve bir cok kelime ve gramatik yapilar birbirne cok benzer.
    betlehem=beytüllahim
    jarussalem (kudüs) = diyarusselam=darüsselamet

    örnekleri cogaltmak mümkün.

    Allah'in isimlerinden biri olan rabb kelimesi ra be ye kelimelerinden ismi faildir ki terbiye edici manasindadir.. Ibranicede de benzer anlamda kullanilir.
    Bu birbirinden hirsizlik manasina gelmez, iki dilin birbirine olan yakinliginin göstergesidir

  • ışınlanmak01.12.2003 - 23:47

    neml suresinde:
    38.
    (Süleyman) dedi ki:
    Ey ileri gelenler, onlar bana müslüman (veya teslim) olarak gelmeden önce kim onun (Saba melikesi Belkis) tahtini bana getirebilir?
    39.
    Ve kale ifritun minel cinni...
    cinlerden ifrit namindaki ben sana belkisin tahtini sen oturdugun yerden kalkip tekrar oturana kadar onu sana getiririm. Ben bu is icin güclü ve güvenilir biriyim dedi.
    40.
    Ama Süleyman'in (A.S.) yanindaki kitabdan bilgisi olan bir kisi (veziri Asaf bin berhiya) sen gözünü kirpmadan getiririm dedi. (Süleyman) tahti (yaninda) görünce söyle dedi: Bu Rabbimin ihsanindandir, sükür mü edecegim yoksa nankörlük mü edecegim, beni denemek istiyor. Sükr eden ancak kendisi icin sükr eder, Kim de nankörlük ederse Rabbim zengin cömerttir...

  • ramazan26.10.2003 - 17:24

    Aylarin isimleri hicretin takvim baslangici olarak kabul edildigi yilda verilmedi. Daha önceden araplar tarafindan kullanilmaktaydi, hem de bu isimlerle kullanilmaktaydi, hicret sadece kullanilan takvimin o noktasi olarak takvimin baslangici olarak kabul edildi ve diger sistem aynen kabul edildi.

    ramazan:
    ramzâe, veya ramzâ kelime köklerinden gelir diye geciyor mev'iza kitablarinda. Bu kelimenin de yanmak ve yikamak gibi iki manasindan bahs ediliyor. Yanmak ile ilgili manasinda, araplar aylarin isimlerini verirlerken bu ay, cok siddetli sicaklara tesadüf etti, insanlarin cigerlerini yakan bu aya yakmak kelimesinden ramazan ismi verildi denir.
    bazi vaz kitablarinda daha detayli bazi bilgiler var ama, bunlarin bir kismi sonradan ortaya cikan güzel anlamlandirmalar seklinde.

    ramazan ayinin kutsiyetinin isminde etimolojik bir yansima bulabilecegi de bir ihtimal. Bir hadisi serifte ramazan Allah'in aylarindan bir aydir, sadece ramamzan demeyin, sehru ramazan deyin diye bir hadis var ki, hükmünün kalktigi veya zayif olarak kabul edildigi de söyleniyor. Zira Peygamvverimizin kendisi de zaman zamann sadece Ramazan olarak kullandigi olmus.

    Ramazan ayinin icinde kadir gecesi var,
    kadir gecesi kader gecesi, takdirin tecelli gecesi, Hz. Allah'in bazi önemli hesablari gördügü önemli bir gecedir, Hz. Allah hangi geceyi (bunun mutlaka bir astronomik hesabi olmasi lazim, ramazan su gün girerse kadir gecesi ramazanin su gününe tesadüf eder diye bazi ehlullahin kesif ile bildigi, alametlerinden cikardigi bir cetvel de var) hesaplari kullanmak icin kullanirsa kadir gecesi o gecedir. Su gün kadir gecesi diye bir gün takdir edilemez.

    Simdi bu kadir gecesi cogunlukla Ramaazn ayi icerisinde olur. Ramazanin kudsiyeti de buradadir.

    Kitablarin bir cogu ramazanda ve kadir gecesinde inmistir. Ibni Kesir tefsirinde Ibn-i Hanbel'den yapilan bir rivayette Peygamberimiz söyle buyurdu:
    'Ibrahimin sahirfeleri Ramazan'in ilk gecesinde indirildi. Tevrat ramazanin 6. gecesinde, incil 13. gecesinde, Kuran-i Kerimi ise 24. gecesinde indirmistir.' Ama buradaki günler bazi rivayetlerde farklilik arz etmektedir.

    Ama ramazan ayi eskiden beri kudsiyeti ile bilinen bir ay idi.