Kültür Sanat Edebiyat Şiir

Ali Aksoy
Ali Aksoy

SAHİP OLMA İSTEĞİ BEYAZLARDA BİR HASTALIK OLMUS. BU İNSANLAR, ZENGİNLERİN BOZABİLECEĞİ AMA FAKİRLERİN BOZAMAYACAĞI BİRÇOK KURAL KOYMUŞLAR. YÖNETİCİ OLAN ZENGİNLERİ GÜÇLENDİRMEK İÇİN FAKİRLERLE GÜÇSÜZLERDEN VERGİLER ALIYORLAR. BİZİM ANNEMİZİN, TOPRAĞI

  • düşünce özgürlüğü03.07.2009 - 14:56

    FİKİR VE DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ;

    hayata bakış açımızı ilkeli korsak daha hümanist bir çizgiye sahip olabileceğimize inanıyorum.Fikirlerimizin amacı nedir,bizi neden bağımlı kılar, neden bu fikre çok bağlı kalırız gibi soruları cevaplamak gerekir.Ben bunların cevabını kendimce bir cümle ile ifade ederim.Cümlem BÜTÜN DİNLER VE İDEOLOJİLERİN TEMEL HEDEFİ İNSANI İNSANİ YAŞAM ŞARTLARINA ULAŞTIRMAKTIR. Bu bakış benim için önemlidir.Bütün felsefi ve dini kaynaklara bakabildiğim kadarı ile bu sonucu analiz etttim.Yani çıkardığım sonuç insanı insanlaştırma dinler ve ideolojiler için temel ideal dir.

    bu açıdan baktığım zaman
    insanın kendini küçümsediğini ve kendine hakaret ettiğini gördüm.İnsan kendine zavalı ve değersiz bir vasıf kazandırmaya özel gayret sarf ediyor.Kendisinin algılama sorununu gizlemek adına kendini küçümseyici analiz ve tahliller sergiliyor.Bu süreçte kendi soyuna yaptığı ihaneti bir türlü algılayamıyor.Bu süreçte kendine tanrılar oluşturmuş ve kendi oluşturduğu tanrıya tapma gereksinimi duymuş,bu tanrıya taparken kendisi ve kendi soyunu yeteneksiz ve beceriksiz,yetersiz bir varlık konumuna getirmiştir.

    İnsan tanrısının emirlerine bakdığında hep insani yaşam değerlerine ağırlık verildiğini göremeyecek hale gelmiştir.Bunun bir nedeni de var. Çünkü tanrı onun için kendisinin en düşük (yok derecesinde) yeteneğe sahip olduğunda vardır.tanrı kavramı bu kuraların insani değerler için konulduğunu bilir.Eğer bu tanrı emri insanı insanileştirme ve insanı övücü içerikli olmaz ise insanların itibar edemiyeceğini ve havada kalan gaz molekülleri olacağı sanaliyeti ortadadır.voltaire tanrı kavramı için; Eğer tanrı olmasaydı biz onu icat etmek zorunda kalırdık. demiştir.Tanrısına bağlı insan için bütün insanlar yetersizdir.Bütün insanlar tanrının emirlerine uymak zorundadır,yoksa insanlar insan olmaz.Temelde insanın insani değerler içinde yaşaması gerektiği değil,insanın tanrıya kulluk etmek için varlık içinde olduğuna inanır..Bu arada şunuda belirtmek gerekir, tanrıyı oluşturan insan veya insan gurubu ile tanrıya inanan insan veye insan gurubu farklı guruplardır.Yoksa tez tamamı ile yanlış olur.Bu şekildedirki tanrıya inan tanrının emir ve yasaklarını kendi anladığı şekilde uyguluyor,işte burada dini ritüeller oluşur.Herkesin tanrısı farklı farklı olur

    İdeolojik bakış açısı ile dünyaya bakış sanırım üç açıdan irdelenmesi gerekir.
    Tarihi süreçte emek sermaye ilişkisi sonucu insanların ideolojik fikirlere sahip olması ve insanların bilimsel done ler ışığında gelişen ideolojileri daha bilimsel bulması bir bağımlılık yaratıyor.Bu açıdan ideolojik düşünen insanlar daha fedekar olmakla birlikte ideolojileri; insan sevgisine yer bırakmaycak şekilde gönüllerinde yer kaplıyor.Hümanist duygular zaman içinde sıfır mutlakına yaklaşıyor

    Tarihi süreçte ideolojinin gelişimini bilmeden ideolojik düşünmeyi
    ya bulunduğu ortamda etkilenmek suretiyle veya menfaat ilişkileri içinde kendini ideolojiye kaptırmış olan insanlar en etkin
    ve en kötü insani değerleri çiğneyenlerdir.Bu tip insanların humanistlik düşüncesinde olmaları zaten beklenmediği gibi,kaba kapitaliz min en sadık elemanlarıdır.insani değerler önünde kapitalizmden daha büyük engeldirler.Kurdun puslu havayı tercih nedeni ne ise bunlarda hep çatışma ortamını isteme nedeni o dur.

    3. bakış açısı tabi bilimsel olmayan ideolojiler gibi düşünülsede ne olduğunu bir türlü anlamadığım faşizm de vardır reelde.Faşizm sadece menfaatçı gözüyle bakılmasıda yanlıştır.Faşizmdeki bazı özelikler toplumda silik ve kişilik yetersizliği çeken insanlara hitap ediyor. Emir kulu olmayı kendine yediren insanlar,bunu neden kabul ettiklerini uzun süre düşünmeden sonra buldum.Çünkü bunların toplumda yer edine bilme sorunları vardır.birine ve bir guruba bağlı olmakla o gurubun etkisinden faydalanıp kendine bir yer edinmek ister.işte bu tiplerde hümanizmin ve insanlık gelişiminin engelleridir.

    bunların dışında cemaatler mezhepler yerel ve kültürel dinler gibi kavramlar ve daha başka düşünceden insanlar vardır bu engeli taşıyan

    kaçırılan temel nokta
    her ideoloji ve her din insani değerler i geliştirmek iken
    insanın kendisi asıl amaç insanı amaç olmaktan çıkarmak, tır

    asıl amaç olan insanı insana varmak amacıyla öldürebiliyorlar, sen kendi amacını öldürebilirsen ne olursun

    hedefi olmayan serseri mayın gibi dolaşırsın ey insan

    Peki bu kısır döngü nasıl yenilir. Toplum bunu nasıl yenecektir,
    Çözüm evrensel insani değerlerinin bir otorite etkisi ile değil insani değerler ölçüsünde temel hedefin insanca yaşam olduğu bir hayat felsefesinin bilimsel yöntemler ışığında yaşanmasıdır.
    Bunun için otoriter bir düzenin oluşturulmasına gerek yoktur. En büyük otorite bir beşeri ideoloji veya tanrısal bir diktatörlük düzeni etkisine sokulmamış kişilerin içinden gelen insani özdüşün me otoritesidir.
    Çünkü her insan günlük yaşantıda yaptıklarının doğru ve yanlış olduğunu çevreden aldığı kültürün ışığında bilir. Çevresel bir etki olmadığı sürece kendi kendini o kendi düşünsel fenomeni ışığında dürüst çe yargılayabilir,ve yargılar. İnsanlar bu kendi yargılamasını dışarıya belirtmemesinin nedeni dış çevrenin etkisinden korktuğu için dir.
    Ne yazık ki insan kendi haksızlığını çevresel faktörler etkisinde saklayan birey bir süre sonra bu hatanın doğruluğuna inanmak için kendini kandırmayı başarabildiğini sanıyorum,işin daha ilginci bir süre sonra bu hatanın yılmaz savunucusu olabilmektedir. Bu tahlilimin sonucunda şu gerçeği kaçırmamalıyım bunun en önemli çevre etkisi menfaat ilişkilerinden oluştuğudur.

    Kısacası bu sorunun temel çözümü insani duygulara verilmesi gereken özgürlüktür.


    Bir toplumda dini akımlara,ideolojilere, ve ateizme eşit seviyede özgürlük verilmeli. Birine diğerinden fazla özgürlük verirse toplumda bir despotizm oluşturulur. Biri diğerlerinin aleyhine güçlenir ve bu kendi diktatörlüğünü oluşturmak üzere yol alır. Bu tarihte görülmemiş olaylar değildir. Hitler ideolojik diktatörlük oluşturdu,emevi saltanatı dini diktatörlük oluşturdu
    Bu diktatörlüğe neden olan tarihteki en önemli kurumlar cemaatler ve particilik iken son dönemde buna eklenen faktör medya dır toplumun bu 3 düşmanın etkisinde kalmaması durumunda kendi bireysel fikir leri ışığında hareket eden bireylerin oluşturduğu toplum kendi geleceği konusunda çok olumlu kararlar verecektir. Demokrasi o zaman olacaktır.

    Kısacası toplumda düşünce özdürlüğü olmaz ise toplum yolunu şaşırır ve kapitalizmin oyunlarından birinin oyununa düşer. Toplumlar mutsuz ve harap hale gelir insanlık kültürüne katkısız bir hale gelir
    KAPİTALİZMİN OYUNCAĞI OLUR

  • üniversite28.05.2009 - 20:20

    üniversite
    ya bilim merkezi ya teknolojik gelişim merkezi yada sanayii üretime eleman yetiştirme merkezi olalarak olarak görmek yanlıştır kanımca;

    üniversite bilgiyi edinme ve kulanabilmeyi öğrenme merkezi olmalıdır.Ancak bilimin gelişmesi teknoloji ve sanayi üretimine katkıda bulunmak için kısımlara ayrılmalı ve özelikle bilimdeki gelişme için özel birimlerin kurulması gerekir.Bilimin gelişmesi için birim oluşturmayan veya bu birimi çok iyi kulanamayan üniversitenin bir kurstan farkı kalmaz.üniversitelerin en yüce amacı bu olmalı düşünen beyinlerin meyve verme yeridir.beyinlerin özgürleşmesi ve kişiliklerin gelişmesinde beyinlerin etki oranın artması sağlanmalı
    bilim insanların tarihine kalıcı etki sunar
    teknoloji insanların kısa süreli hayatlarına bir çıkar yol sağlar kalıcı değildir bir teknoloji diğerinin yerini alır
    ama bilimsel keşifler sonsuza kadar insana bir hizmet sunar.bu hizmet hayat yolundaki birer ışık gibi toplumun yolunu aydınlatır

    bilimsel gelişmeler
    toplumun hem ekonomik hayatının üzün süreli gelişimini sağlar hemde insanlığın gelişimine katkıda bulunur bu açıdan evrenseldir
    teknoloji ve üretimsel gelişmeler kalıcı olmayıp lokal bir gelişmedir

    üniversitelerin yapılandırılmasını daha çok teknolojik gelişmelere göre yapılması bir kayıptır
    bunu bilimsel gelişmelerin nasıl daha iyi yapılacağı üzere yapılandırılması gerekir

  • can ataklı20.04.2009 - 14:52

    kendisinin ne dediğini çok iyibilen
    kendi sinin vucut dilini çok iyi kulanan ajitasiyon uzmanı bir yazar
    ayrıca ergenekonda bağı olduğuna inandığım kişi
    bazı görevler için seçilmiş verilen görevlere gör işini iyi yapan biri
    tebrik ederim rolünü çok iyi oynuyo

  • bilim03.02.2009 - 19:52

    bilim anarşizmin olmadığı yerde olmayan şeydir.teknoloji bilmin günlük yaşama uyğulanmasıdır.ancak her teknolojik gelişmenin günümüzde bilim diye algılanması
    bilimin kiymetinin azalması ve en önemlisi
    bilimin otoriter ortamlarda üretilebileceği sanılıyor
    hatta dini bilimin önüne koyabilecek derecede bir teslimiyetçiliğin üstünlüğü kabulanılıyo
    halbuki teknılojinin nimetlerinden faydalanan kapitalizm ve dindir
    din bilginleri teknolojik ve bilimsel gelişmeler sonucunda kendi dinini medeni ortama göre düzenlemiştir
    dünyanın döndüğünü söyleyenler hiristiyan din adamları tarafından cezalandırılmış ken islam müftüleri resathanede çalışanları allahın işine karışmakla suçlamışlardı
    camilerde aya çıkmanın suç olduğu vaazları verilmiştir
    ancak her iki tarafta bilimsel ve teknolojik gelişmeleri takdir ediyo
    bilim yaşamın klavuzudur

  • ajitasyon09.12.2008 - 16:43

    tıpta ajitasyon bir kişinin ameliyata girmiş çok sevdiğini ameliyathane önünde beklerken yaptığı davranışlar bütünü kişinin ajite olmuş hali
    veya aynı duruma bizi sokmuş hükümetlerin toplumda yaratığı ruh halide diyebiliriz

    fıransızcada kışkırma anlamına gelen ve kulanışımızın temel anlamıda budur

    faşist güçlerin yaptığı bir örnek

    urfada bütün verimli toprakları yahudiler almış
    veya urfaya 3 bin yahudi hamile kadın gelmiş doğum yapmış,gitmiş ve bu doğumuda özel hayat hastahanesinde yapmıştır
    haberini koskocaman medyaya uçurup yayınlaması

    ajite olmuş insanlar bu soruları düşünemeden vay anasına demesi

    urfada özel hayat hastanesi yok
    bir yahudi kadın türkiyede doğum yapsa çocuğunun yasalar gereği türkiye vatandaşı olamayacağını bilmeyen entellektül halkımın durumu

    ayrıca bu kadar toprak almış yahudiler neden işletmeye gelmiyorlar
    bu arada bazı işletmeler yahudi malı dendiğinde bunun koç gibi bir guruba aiit olduğunu düşünemiyorlar
    ya çok uzun konu

    o şirkette 1 tane ziraat mühendisi çalışırken yahudi olursa o müesese yahudi malı olur çünkü 500 türkiye vatandaşı çalışan etkisizdir

  • ilga09.12.2008 - 16:26

    biz bütün önerici olmayan otoriteleri ilga eden bir fikrin mensubuyuz

  • Toplum31.10.2008 - 20:29

    antolojide bunlar için kim ne dedi köşesine baktım

    konular:

    şu anda ne dinliyorum
    ölüm
    vs

    ne yazıkki en anlamlısı ölüm
    düşünemeyen düşündümüde karamsar olan bir toplum
    toplumca yeteneksiz ve düşünce kıtlığında mıyız
    yoksa
    biz çok çıkarcımıyız
    düşünmek çıkarlarımıza aykırımı
    doğru düşünce suçlusunun en ağır darbelere hedef olduğu bu toplumda
    düşünmek kısa süreli çıkarlarımıza ters
    ancak uzun vadeli çıkarlarımıza yararlı bir şey
    o zaman biz biraz kıt görüşlü
    uzağı göremeyen bir toplumuz
    ve ya bazılarının yerimize düşünmesi gerekir kültürü ile mi donatılmış
    üstün ruhani bir toplummuyuz
    acba düşünsek sonumuz kötü olmazmı

    canım sende her doğru her yerde söylenirmi

    tabi söylenmez
    söylesen zarar görür veya zarar verirsin
    sus riyakar olmak daha iyi
    mutlu kalın

  • tanrı26.10.2008 - 20:38

    insanın önemsiz, kötülükler ve iyilik farkını düşünemediği(çünkü iyiliği alah gösterir, kötülüğü şeytan) ,kendisini ifade edemediği ve tanımadığı, kul,köle olduğu noktadır.yani insanın düşünemediği an(her dinde insanın kulanma klavuzu vardır) robot

  • abaküs06.09.2008 - 23:05

    başlangıç

  • yalan23.08.2008 - 01:41

    korkuları olanların sözlü eylemi yani sözlü korkak direniş :)))))))
    ne yazıkki böylesi çooooookkk