Aşkı olmayanın imanı olmazmış. Sevgiliye şiir yazmadan hiç şair olunur mu? Halk Ozanı Karamanlı Nevzat, hep taşlama yazıyor, sanıyorlar. Oysa 'Saman Dumanı' adlı kitabında gençliğinde yazdığı aşk şiirleri de bulunuyor. Bu da son sevgi dizeleri.
Sevesim gelir
Hergün seni kaç kere, Sarıp sevesim gelir. Dost bakışlı gözlere, Girip sevesim gelir.
Seninle dolu beni, Benden sakınma emi. Saklandığın kalbimi, Yarıp sevesim gelir.
Gölgene gönlüm koşar, Sesine aklım şaşar, Gözüme resmin düşer, Görüp sevesim gelir.
Çağırırsan gülerek, Lafa söze ne gerek. İzin var mı diyerek, Sorup sevesim gelir.
Seninleyken el ele, Bana sabırlar dile. Yolda yürürken bile, Durup sevesim gelir.
Karışsam kayıplara, Beni kendinde ara. İlahi sevdalara, Erip sevesim gelir.
Doldurursan günümü, “Nur” olur “an”ın tümü. Bir temasa ömrümü, Verip sevesim gelir.
Sana ruhum sarına, Kıyamam kollarına. Nevzat’ı yollarına, Serip sevesim gelir.
Tren denilince, bir büyüğümüzün son günlerde söylediği 'Bu trenden inenler, bir daha binemezler' sözü akla geliyor. Halk Ozanı Karamanlı Nevzat da, tren yolcularına şu uyarıları yapıyor.
Aydıncık, Akdeniz sahil yolu üzerinde, Silifke ile Anamur arasında şirin bir ilçedir. Halk Ozanı Karamanlı Nevzat, çok sevdiği bu güzel yerleşim yeri için şunları yazdı:
Aydıncık güzellemesi
Kelenderis idi tarihte adı, Sonra Gilindire olan Aydıncık. İsmiyle yaşasın, olsun muradı, Yakışan adını bulan Aydıncık.
Denizi kucaklar koyu, karası, Tepeler, denizin sanki terası. Silifke, Anamur, Gülnar arası, Yolların çatında kalan Aydıncık.
Ormanın içinde sera denizi, Her mevsim güzeldir beti, benizi. Akdeniz kokusu yakar genizi, Rüzgarı terleri silen Aydıncık.
İncekum’u, Soğuksu’yu, Yardibi, Dar alanda birkaç plaj sahibi. Toroslara sanki gerdanlık gibi, Takılıp yerini bulan Aydıncık.
Küçücük şehirde sırlar saklıdır, ‘Bura tarih kokar’ diyen haklıdır. Bir anıt vardır ki, dört ayaklıdır, Tarihten yürüyüp gelen Aydıncık.
İskele, devamı eski çağların, Kanıtı geçmişle sıkı bağların. Böğrüne gizlenmiş sivri dağların, Büyük Alan, Küçük Alan, Aydıncık.
Dinleme, son günlerde çok gündemde olan bir kavram. Telekulak yöntemiyle birçok kişi birbirini dinliyor. Halk Ozanı Karamanlı Nevzat, dinlemenin işe yaraması için şu öğütleri veriyor:
Dinleyenlere öğütler
Dinlemek iyidir, öğrenirsiniz, Volileri vuranları dinleyin. İyi hocalardan gelir dersiniz, Söze yalan sürenleri dinleyin.
Kulak telãfisi olur körlüğün, Dinledikçe amirine git öğün. Demokrat maskeli diktatörlüğün, Hayalini kuranları dinleyin.
Bir konuda ilgisiz bir görüş açıklandığında, 'Dam başında saksağan vur beline kazmayı' derler. Halk Ozanı Karamanlı Nevzat da, güncel tartışmalara bakarak, bunun örneğini şöyle vermeye çalışıyor:
Dam başındaki saksağan üzerine...
Adaleti bilirsen eğer mülkün temeli, Kestiği parmağına ‘acımıyor’ demeli. Diktatörlük olursa yönetenin emeli; Çıkar bir yol sanıyor mahkemeye kızmayı, Dam başında saksağan vur beline kazmayı.
Herkesi bağlıyorsa çıkarılan yasalar, Uygulama anında yersiz böyle tasalar? Eğer alın teriyle dolmuş ise kasalar; Neden düşünüyorlar adalete sızmayı, Dam başında saksağan vur beline kazmayı.
Eğer hukuk işlerse endişeye gerek yok, Laik cumhuriyete bundan iyi direk yok. Adaletten korkanda tertemiz bir yürek yok; Bıraksınlar yargıcın arkasında gezmeyi, Dam başında saksağan vur beline kazmayı.
Gerçeğin üstündeki tozu almak lazımdır, Haklıyı, haksızları çekip bulmak lazımdır. Kimin gizli gündemi varsa bilmek lazımdır; Nevzat düstur edindi gerçekleri yazmayı, Dam başında saksağan vur beline kazmayı.
Türk kelimesi, Mustafa Kemal Atatürk'ün 'Ne mutlu Türküm diyene' sözü ile en güzel anlamlarından birini kazanmıştır. Halk Ozanı Karamanlı Nevzat, son günlerde ortada dolaşan 'Ortalama Türk' kavramı üzerine kimi sorulara yanıt arıyor:
'Ortalama Türk' soruları
Garba giden yolda şarka yönelip Gitmeyi sever mi ortalama Türk? Hırsızı bırakıp, bekçiye gelip Çatmayı sever mi ortalama Türk?
Üç torba kömüre vekil seçerek, Onuru çiğner mi avuç açarak? Bir koyup üç alıp kapıp kaçarak Ütmeyi sever mi ortalama Türk?
Her zaman başı dik, açık mı alnı? Eliyle iter mi peşkeş yalını? Kaçak evler yapıp kamu malını Yutmayı sever mi ortalama Türk?
İhale yoluyla köşe döner mi? Ortamına göre yanıp söner mi? Soygun trenine sessiz biner mi? Ötmeyi sever mi ortalama Türk?
Toprağını kaptırır mı sellere? Vatanını döndürür mü çöllere? Atatürk’ün mirasını ellere Satmayı sever mi ortalama Türk?
Kaç karı nikahlar Arabi huyla? Yasayı çiğner mi din duygusuyla? Torunu yaşında kız çocuğuyla Yatmayı sever mi ortalama Türk?
Kime güven, destek vermişti dünde? Arazi olur mu gereken günde? Kendini ezeni başın üstünde Tutmayı sever mi ortalama Türk?
Nasıl kuruluyor Türk’ün oranı? Kimler belirliyor uçta duranı? Kenarda, köşede hesap soranı İtmeyi sever mi ortalama Türk?
Ne mutlu Türküm ben, vermem sıramı, Ortalama sözü deşti yaramı. Nevzat merak eder, mala haramı Katmayı sever mi ortalama Türk?
Gündeme eskiler 'ruzname' derlerdi. Bir toplantının görüşülmesi istenilen konularının bütününü gösteren liste anlamında bir sözcüktür gündem. Toplumun, siyasetin de gündemi olur. Kimileri gündemi değiştirmek için yapay konular bulurlar. Karamanlı Nevzat, bu konuyu şöyle taşlıyor:
Gündemimiz komedi
Gündemi sarıyor saçmalık hergün, Zırvada kendini aşanlar gülünç. Yalanlar baş tacı, gerçekler sürgün, Doğrunun peşinden koşanlar gülünç.
Demokrat, halkından gücü sakınır, ‘Ayaklar baş oldu’ diye yakınır. Kimi avel avel ona bakınır, Olan bitenlere şaşanlar gülünç.
Mankenin oyuyla çobanın oyu, Eşit mi bakalım, aynı mı boyu? Cahili yutuyor kazdığı kuyu, İtenler gülüyor, düşenler gülünç.
Yağ yakılan hemen kibirleniyor, ‘Ben oldum’ diyerek böbürleniyor. Aptal muhteristi hırsı yeniyor, Köpürüp köpürüp taşanlar gülünç.
Futbol doldu ‘Kutlu doğum haftası’, Dindarlık mı sömürünün yaftası? Kime gönderiyor futbolcu pası? Sahadan gaz alıp şişenler gülünç.
Nevzat ayıplama insanlık hali, Gündeme kitlendi akıllı, deli. Boşa yorulmasın sazının teli, Kendi çalıp kendi coşanlar gülünç.
Çete sözcüğünü, yasa dışı çalışan suç örgütü olarak bilirdim. Adımla, sanımla yazdığım bir taşlamaya, takma adlı birisi, 'sen halk ozanı değil, çete ozanısın' diye yorum yapmış. Ben de ona şu taşlamayla yanıt verdim.
Kimler çete
“Türk Ordusu suç örgütü değildir”, Ona suç örgütü diyenler çete. Görevini yapar, buna muktedir, Bundan rahatsızlık duyanlar çete.
Emperyalist güçten emirler alan, Ortaya döküyor bin türlü yalan. Halkı afyonlayıp oyunu çalan, Enayi yerine koyanlar çete.
Aşkı olmayanın imanı olmazmış. Sevgiliye şiir yazmadan hiç şair olunur mu? Halk Ozanı Karamanlı Nevzat, hep taşlama yazıyor, sanıyorlar. Oysa 'Saman Dumanı' adlı kitabında gençliğinde yazdığı aşk şiirleri de bulunuyor. Bu da son sevgi dizeleri.
Sevesim gelir
Hergün seni kaç kere,
Sarıp sevesim gelir.
Dost bakışlı gözlere,
Girip sevesim gelir.
Seninle dolu beni,
Benden sakınma emi.
Saklandığın kalbimi,
Yarıp sevesim gelir.
Gölgene gönlüm koşar,
Sesine aklım şaşar,
Gözüme resmin düşer,
Görüp sevesim gelir.
Çağırırsan gülerek,
Lafa söze ne gerek.
İzin var mı diyerek,
Sorup sevesim gelir.
Seninleyken el ele,
Bana sabırlar dile.
Yolda yürürken bile,
Durup sevesim gelir.
Karışsam kayıplara,
Beni kendinde ara.
İlahi sevdalara,
Erip sevesim gelir.
Doldurursan günümü,
“Nur” olur “an”ın tümü.
Bir temasa ömrümü,
Verip sevesim gelir.
Sana ruhum sarına,
Kıyamam kollarına.
Nevzat’ı yollarına,
Serip sevesim gelir.
Halk Ozanı Karamanlı Nevzat
Tren denilince, bir büyüğümüzün son günlerde söylediği 'Bu trenden inenler, bir daha binemezler' sözü akla geliyor. Halk Ozanı Karamanlı Nevzat da, tren yolcularına şu uyarıları yapıyor.
Tren yolcularına uyarılar
Nurlu ufuklara gidiyor tren,
Dereyi geçerken selde inmeyin.
Arıza geçecek, tutacak fren,
İstasyon yakında yolda inmeyin.
Şimendifer usta, herkese kanma,
Kaza olur, tren devrilir sanma.
Biraz korktun ise sakın utanma,
Yangın var sanıp da külde inmeyin.
Ürkütmesin sizi çitli sahalar,
Erken inenleri AB yuhalar.
Sizi bekliyor bak yeşil vahalar,
Yanılıp şaşıp da çölde inmeyin.
Büyük Ortadoğu denilen bağda,
Bağban olursunuz yakın bir çağda.
Nimetin büyüğü ilerde sağda,
Pencereden sarkıp solda inmeyin.
ABD sizlere haber salmadan,
Bavul toplamayın, yolda kalmadan.
Çanlar sizin için alarm çalmadan,
Bir düdükte, iki zilde inmeyin.
Aldırmayın bu bulanık çaylara,
Yolunuz varacak ak saraylara.
Halı serilecek bütün raylara,
Tiftimiş, yamalı çulda inmeyin.
Tünelde çarpılır ışık var sanan,
Aldanır sonra bak vaade kanan.
Şeftren ineni bindirmez inan,
Şenerde, tüysüzde, gülde inmeyin.
Engeller aşılır erir kar gibi,
Tren de satılır babalar gibi,
Sona kadar gidin, görünsün dibi,
Çürük tahtalarda, dalda inmeyin.
Nevzat’ın yaptığı kıyaktır size,
Aklı paylaşırız şurda biz bize.
Yolda yol bulanlar gelirler dize,
Cambaz değilseniz telde inmeyin.
Halk Ozanı Karamanlı Nevzat
Eskiler öğüde nasihat derler. Vermesi kolay, alması zordur. Halk Ozanı Karamanlı Nevzat, aşağıda bir öğüt denemesi yazdı:
Velev ki bu bir öğüttür
Velev ki saltanat tahtına çıktın,
Adaletin yoksa düşersin birgün.
Kaynayan kazanı ocağa döktün.
Çiğlikten kurtulur pişersin birgün.
Ben oldum diyerek şımarır isen,
Kırılır dostların çok olur küsen.
Kavak yelleridir başında esen,
Bu kibri, gururu aşarsın birgün.
Kendine köle ol, ele güvenme.
Haram mal getiren sele güvenme.
Aylak serinleten yele güvenme,
Kaldırır götürür şaşarsın birgün.
Her türlü davada yargıya sığın,
Yasal yoldan olsun her türlü bağın.
Yoksa birdenbire kapanır çağın,
Hukukun peşinden koşarsın birgün.
Boyundan büyükçe işlere girme,
Çevrene huzur ver sinirler germe.
Kendine hakim ol, yüksekte görme,
Verilen gazlarla şişersin birgün.
Musa değilsin sen, gezme asayla,
Nevzat gözlüyor bak büyük tasayla.
Sidik yarıştırma sakın yasayla,
Tutamaz donuna işersin birgün.
Halk Ozanı Karamanlı Nevzat
Aydıncık, Akdeniz sahil yolu üzerinde, Silifke ile Anamur arasında şirin bir ilçedir. Halk Ozanı Karamanlı Nevzat, çok sevdiği bu güzel yerleşim yeri için şunları yazdı:
Aydıncık güzellemesi
Kelenderis idi tarihte adı,
Sonra Gilindire olan Aydıncık.
İsmiyle yaşasın, olsun muradı,
Yakışan adını bulan Aydıncık.
Denizi kucaklar koyu, karası,
Tepeler, denizin sanki terası.
Silifke, Anamur, Gülnar arası,
Yolların çatında kalan Aydıncık.
Ormanın içinde sera denizi,
Her mevsim güzeldir beti, benizi.
Akdeniz kokusu yakar genizi,
Rüzgarı terleri silen Aydıncık.
İncekum’u, Soğuksu’yu, Yardibi,
Dar alanda birkaç plaj sahibi.
Toroslara sanki gerdanlık gibi,
Takılıp yerini bulan Aydıncık.
Küçücük şehirde sırlar saklıdır,
‘Bura tarih kokar’ diyen haklıdır.
Bir anıt vardır ki, dört ayaklıdır,
Tarihten yürüyüp gelen Aydıncık.
İskele, devamı eski çağların,
Kanıtı geçmişle sıkı bağların.
Böğrüne gizlenmiş sivri dağların,
Büyük Alan, Küçük Alan, Aydıncık.
Sakin sığınağı işte koşanın,
Kentlerde sıkılıp sabrı taşanın,
Astımlı hastanın, güçsüz düşenin,
Derdine çareler bulan Aydıncık.
Halkı doğal yaşar, yoktur özenti,
Yardıma koşar da olmaz beklenti,
Onurlu insanlar, aydınlar kenti,
İnsanı, gözüyle gülen Aydıncık.
Dağ içinden suyu akar bendine,
Herşeyiyle yeter kendi kendine.
Yaz geldimi sanki çeker kendine,
Nevzat’ın gönlünü çalan Aydıncık.
Halk Ozanı Karamanlı Nevzat
Dinleme, son günlerde çok gündemde olan bir kavram. Telekulak yöntemiyle birçok kişi birbirini dinliyor. Halk Ozanı Karamanlı Nevzat, dinlemenin işe yaraması için şu öğütleri veriyor:
Dinleyenlere öğütler
Dinlemek iyidir, öğrenirsiniz,
Volileri vuranları dinleyin.
İyi hocalardan gelir dersiniz,
Söze yalan sürenleri dinleyin.
Kulak telãfisi olur körlüğün,
Dinledikçe amirine git öğün.
Demokrat maskeli diktatörlüğün,
Hayalini kuranları dinleyin.
Çalıp çırpıyor bak devrin hanları,
Belloluyor bitindeki kanları.
Allahla aldatıp Müslümanları,
Makaraya saranları dinleyin.
Kimler izlerini saklayıp karda,
Ne dümenler çeviriyor yukarda.
Uluslararası platformlarda,
Kirli donlar serenleri dinleyin.
Sırlar dilleniyor kulağı açın,
Konuşan patronsa hazrola geçin.
Devletten ihale koparmak için,
Tarikata girenleri dinleyin.
Nevzat’ı dinleyin gerçektir sözü,
Dili susturulsa konuşur gözü.
Haktan, halktan yana ses verir sazı,
Tellerini gerenleri dinleyin.
Halk Ozanı Karamanlı Nevzat
Bir konuda ilgisiz bir görüş açıklandığında, 'Dam başında saksağan vur beline kazmayı' derler. Halk Ozanı Karamanlı Nevzat da, güncel tartışmalara bakarak, bunun örneğini şöyle vermeye çalışıyor:
Dam başındaki saksağan üzerine...
Adaleti bilirsen eğer mülkün temeli,
Kestiği parmağına ‘acımıyor’ demeli.
Diktatörlük olursa yönetenin emeli;
Çıkar bir yol sanıyor mahkemeye kızmayı,
Dam başında saksağan vur beline kazmayı.
Herkesi bağlıyorsa çıkarılan yasalar,
Uygulama anında yersiz böyle tasalar?
Eğer alın teriyle dolmuş ise kasalar;
Neden düşünüyorlar adalete sızmayı,
Dam başında saksağan vur beline kazmayı.
Eğer hukuk işlerse endişeye gerek yok,
Laik cumhuriyete bundan iyi direk yok.
Adaletten korkanda tertemiz bir yürek yok;
Bıraksınlar yargıcın arkasında gezmeyi,
Dam başında saksağan vur beline kazmayı.
Gerçeğin üstündeki tozu almak lazımdır,
Haklıyı, haksızları çekip bulmak lazımdır.
Kimin gizli gündemi varsa bilmek lazımdır;
Nevzat düstur edindi gerçekleri yazmayı,
Dam başında saksağan vur beline kazmayı.
Halk Ozanı Karamanlı Nevzat
Türk kelimesi, Mustafa Kemal Atatürk'ün 'Ne mutlu Türküm diyene' sözü ile en güzel anlamlarından birini kazanmıştır. Halk Ozanı Karamanlı Nevzat, son günlerde ortada dolaşan 'Ortalama Türk' kavramı üzerine kimi sorulara yanıt arıyor:
'Ortalama Türk' soruları
Garba giden yolda şarka yönelip
Gitmeyi sever mi ortalama Türk?
Hırsızı bırakıp, bekçiye gelip
Çatmayı sever mi ortalama Türk?
Üç torba kömüre vekil seçerek,
Onuru çiğner mi avuç açarak?
Bir koyup üç alıp kapıp kaçarak
Ütmeyi sever mi ortalama Türk?
Her zaman başı dik, açık mı alnı?
Eliyle iter mi peşkeş yalını?
Kaçak evler yapıp kamu malını
Yutmayı sever mi ortalama Türk?
İhale yoluyla köşe döner mi?
Ortamına göre yanıp söner mi?
Soygun trenine sessiz biner mi?
Ötmeyi sever mi ortalama Türk?
Toprağını kaptırır mı sellere?
Vatanını döndürür mü çöllere?
Atatürk’ün mirasını ellere
Satmayı sever mi ortalama Türk?
Kaç karı nikahlar Arabi huyla?
Yasayı çiğner mi din duygusuyla?
Torunu yaşında kız çocuğuyla
Yatmayı sever mi ortalama Türk?
Kime güven, destek vermişti dünde?
Arazi olur mu gereken günde?
Kendini ezeni başın üstünde
Tutmayı sever mi ortalama Türk?
Nasıl kuruluyor Türk’ün oranı?
Kimler belirliyor uçta duranı?
Kenarda, köşede hesap soranı
İtmeyi sever mi ortalama Türk?
Ne mutlu Türküm ben, vermem sıramı,
Ortalama sözü deşti yaramı.
Nevzat merak eder, mala haramı
Katmayı sever mi ortalama Türk?
Halk Ozanı Karamanlı Nevzat
Asker sözcüğü yüreği özlemle dolu anaları akla getirir. Halk Ozanı Karamanlı Nevzat, tüm asker analarına aşağıdaki dizeleri armağan ediyor.
Asker anası
Oğluyla yaşıyor asker anası,
Her gece Mehmet’i düşünde görür.
Evlat sevgisidir sevginin hası,
Onu bir taç gibi başında görür.
Haber yoksa küser güne, haftaya,
Bütün anıları döker ortaya.
Oğlu için bakar güneşe, aya,
Göğün bulutunda, kuşunda görür.
Görevliyse eğer bilinmez dağda,
Yüreği daralır başlar ağıda.
Sesini işitir bahçede, bağda,
Toprağında görür, taşında görür.
Bunalır, ağzını bıçaklar açmaz,
Gözler buğulanır kimseyi seçmez.
Oğulsuz yiyecek boğazdan geçmez,
Sofranın suyunda, aşında görür.
Günlerini sayar vuslat sürmenin,
Hesabını yapar çeyiz sermenin,
Hayalini kurar evlendirmenin,
Gelinlik kızların peşinde görür.
Elleri duada göğe dönüktür,
Özlem ateşiyle kalbi yanıktır.
Asker anasına Nevzat tanıktır,
Sevgiyi gözünün yaşında görür.
Halk Ozanı Karamanlı Nevzat
Gündeme eskiler 'ruzname' derlerdi. Bir toplantının görüşülmesi istenilen konularının bütününü gösteren liste anlamında bir sözcüktür gündem. Toplumun, siyasetin de gündemi olur. Kimileri gündemi değiştirmek için yapay konular bulurlar. Karamanlı Nevzat, bu konuyu şöyle taşlıyor:
Gündemimiz komedi
Gündemi sarıyor saçmalık hergün,
Zırvada kendini aşanlar gülünç.
Yalanlar baş tacı, gerçekler sürgün,
Doğrunun peşinden koşanlar gülünç.
Demokrat, halkından gücü sakınır,
‘Ayaklar baş oldu’ diye yakınır.
Kimi avel avel ona bakınır,
Olan bitenlere şaşanlar gülünç.
Mankenin oyuyla çobanın oyu,
Eşit mi bakalım, aynı mı boyu?
Cahili yutuyor kazdığı kuyu,
İtenler gülüyor, düşenler gülünç.
Yağ yakılan hemen kibirleniyor,
‘Ben oldum’ diyerek böbürleniyor.
Aptal muhteristi hırsı yeniyor,
Köpürüp köpürüp taşanlar gülünç.
Futbol doldu ‘Kutlu doğum haftası’,
Dindarlık mı sömürünün yaftası?
Kime gönderiyor futbolcu pası?
Sahadan gaz alıp şişenler gülünç.
Nevzat ayıplama insanlık hali,
Gündeme kitlendi akıllı, deli.
Boşa yorulmasın sazının teli,
Kendi çalıp kendi coşanlar gülünç.
Halk Ozanı Karamanlı Nevzat
Çete sözcüğünü, yasa dışı çalışan suç örgütü olarak bilirdim. Adımla, sanımla yazdığım bir taşlamaya, takma adlı birisi, 'sen halk ozanı değil, çete ozanısın' diye yorum yapmış. Ben de ona şu taşlamayla yanıt verdim.
Kimler çete
“Türk Ordusu suç örgütü değildir”,
Ona suç örgütü diyenler çete.
Görevini yapar, buna muktedir,
Bundan rahatsızlık duyanlar çete.
Emperyalist güçten emirler alan,
Ortaya döküyor bin türlü yalan.
Halkı afyonlayıp oyunu çalan,
Enayi yerine koyanlar çete.
Devlete örümcek ağları ören,
Soyguna, rüşvete fetvalar veren,
Gidip ABD’ye postunu seren,
Hesabı vermeden tüyenler çete.
Parmağı yalıyor balları tutan,
İş yaptım sanıyor mülkleri satan.
Bilgiyi kirletip halkı uyutan,
Bir sağa, bir sola kayanlar çete.
AB komserine kuyruk sallayan,
Peşmerge başına selam yollayan,
Taşların altında fırsat kollayan,
Akrepler, yılanlar, çiyanlar çete.
Soros’a parayla satan arını,
Emirle yazıyor yazılarını.
Harama alışmış kuzularını,
Devlet çiftliğinde yayanlar çete.
Yüzüne vurmalı yalan yazanın,
Maskesi inmeli halkı ezenin.
Özde demokratik, laik düzenin,
Altını, üstünü oyanlar çete.
Yazdığımı oku, tanırsın bayım.
Kemalistim yani Ulusalcıyım.
Mafyaya, teröre, zora karşıyım,
Nevzat’ı çeteci sayanlar çete.
Halk Ozanı Karamanlı Nevzat