Behey! kaburgalarında ateş bir yürek yerine idare lambası yanan adam! Behey armut satar gibi san'atı okkayla satan san'atkar! Ettiğin kar kalmayacak yanına! soksan da kafanı dükkanına, dükkanını yedi kat yerin dibine soksan; yine ateşimiz seni yağlı saçlarından tutuşturarak bir türbe mumu gibi damla damla eritecek! Çek elini san'atın yakasından çek! Çekiniz!
Bıyıkları pomadlı ahenginiz süzüyor gözlerini hala koyda çıplak yıkanan Leyla'ya karşı! Fakat bugün ağzımızdaki ateş borularla çalınıyor yeni san'atın marşı! Yeter artık Yenicami tıraşı, yeter! Ayağa kalkın efendiler...
Biri saksımızı çiğneyip gitti. Biri duvarları yıktı, camları kırdı. Fırtına gelip aramıza serildi. Biri milyon kere çoğaltıp hüzünleri, Her şeyi kötüledi, bizi yaraladı. Biri şarabımızı döktü, soğanımızı çaldı, Biri hiç yoktan vurdu kafeste kuşumuzu! Ciğerim yanıyor, yüreğim kanıyor. Olmasaydı, olmasaydı sonumuz böyle.
Birer yolcuyduk aynı ormanda kaybolmuş, Aynı çıtırtıyla ürperen bir serçe, Hep aynı yerde karşılaşırdık tesadüf bu, Birer tomurcuktuk hayatın kollarında, Birer çiğ damlasıydık, Bahar sabahında, gül yaprağında. Dedim ya, hiç yoktan susturuldu şarkımız. Yüreğim kanıyor, yüreğim kanıyor. Bitmeseydi, bitmeseydi bizim öykümüz böyle.
Değişir yönü rüzgarın Solar ansızın yapraklar; Şaşırır yolunu denizde gemi Boşuna bir liman arar; Gülüşü bir yabancının Çalmıştır senden sevdiğini; İçinde biriken zehir Sadece kendini öldürecektir; Ölümdür yaşanan tek başına, Aşk iki kişiliktir.
Bir anı bile kalmamıştır Geceler boyu sevişmelerden; Binlerce yıl uzaklardadır Binlerce kez dokunduğun ten; Yazabileceğin şiirler Çoktan yazılıp bitmiştir; Ölümdür yaşanan tek başına, Aşk iki kişiliktir.
Avutamaz olur artık Seni, sevdiğin şarkılar; Boşanır keder zincirlerinden Sular tersin tersin akar; Bir hançer gibi çeksen de sevgini Onu ancak öldürmeye yarar: Uçarı kuşu sevdanın Alıp başını gitmiştir; Ölümdür yaşanan tek başına, Aşk iki kişiliktir.
Yitik bir ezgisin sadece, Tüketilmiş ve düşmüş gözden; Düşlerinde bir çocuk hıçkırır Gece camlara sürtünürken; Çünkü hiçbir kelebek Tek başına yaşamaz sevdasını, Severken hiç bir böcek Hiç bir kuş yalnız değildir; Ölümdür yaşanan tek başına, Aşk iki kişiliktir.
Güz sabahı buğusunda bir salkım üzüm mü avuçlarımdaki ne? Ayışığı yansıyor yüzüne. Ben böyle bulutsu yüzü, ben böyle ışıksı yüzü bir onyedi yaşındakinde gördüm, bir de şimdi düşümde.
Behey! kaburgalarında ateş bir yürek yerine
idare lambası yanan adam!
Behey armut satar gibi
san'atı okkayla satan san'atkar!
Ettiğin kar
kalmayacak yanına!
soksan da kafanı dükkanına,
dükkanını yedi kat yerin dibine soksan;
yine ateşimiz seni
yağlı saçlarından tutuşturarak
bir türbe mumu gibi damla damla eritecek!
Çek elini san'atın yakasından
çek!
Çekiniz!
Bıyıkları pomadlı ahenginiz
süzüyor gözlerini hala
koyda çıplak yıkanan Leyla'ya karşı!
Fakat bugün
ağzımızdaki ateş borularla
çalınıyor yeni san'atın marşı!
Yeter artık Yenicami tıraşı,
yeter!
Ayağa kalkın efendiler...
Kazım Koyuncu
İşte gidiyorum
Birşey demeden
Arkamı dönmeden
Şikayet etmeden
Hiçbirşey almadan
Birşey vermeden
Yol ayrılmış, görmeden gidiyorum
Ne küslük var ne pişmanlık kalbimde
Yürüyorum sanki senin yanında
Sesin uzaklaşır herbir Adımda
Ayak izim kalmadan gidiyorum
Gerdiğin tel kalbimde kırılmadı
Gönülkuşu şarkıdan yorulmadı
Bana kimse sen gibi sarılmadı
Işığımız sönmeden gidiyorum
Ahmet kaya..... hadi bize gidelim yar 😉
Sakin göllerin kuğusuyduk,
Salınarak suyun yanağında.
Yarılan ekmeğin buğusuyduk.
Gözüm yaşarıyor, yüreğim kanıyor.
Olmasaydı sonumuz böyle.
Biri saksımızı çiğneyip gitti.
Biri duvarları yıktı, camları kırdı.
Fırtına gelip aramıza serildi.
Biri milyon kere çoğaltıp hüzünleri,
Her şeyi kötüledi, bizi yaraladı.
Biri şarabımızı döktü, soğanımızı çaldı,
Biri hiç yoktan vurdu kafeste kuşumuzu!
Ciğerim yanıyor, yüreğim kanıyor.
Olmasaydı, olmasaydı sonumuz böyle.
Gözüm yaşarıyor, yüreğim kanıyor,
Olmasaydı sonumuz böyle.
Dağlarda çoban ateşiydik,
Dolanarak mavzer yatağına,
Ceylanın pınara inişiydik.
Göğsüm daralıyor, yüreğim kanıyor,
Olmasaydı sonumuz böyle.
Birer yolcuyduk aynı ormanda kaybolmuş,
Aynı çıtırtıyla ürperen bir serçe,
Hep aynı yerde karşılaşırdık tesadüf bu,
Birer tomurcuktuk hayatın kollarında,
Birer çiğ damlasıydık,
Bahar sabahında, gül yaprağında.
Dedim ya, hiç yoktan susturuldu şarkımız.
Yüreğim kanıyor, yüreğim kanıyor.
Bitmeseydi, bitmeseydi bizim öykümüz böyle.
Göğsüm daralıyor, yüreğim kanıyor.
Olmasaydı sonumuz böyle.
Değişir yönü rüzgarın
Solar ansızın yapraklar;
Şaşırır yolunu denizde gemi
Boşuna bir liman arar;
Gülüşü bir yabancının
Çalmıştır senden sevdiğini;
İçinde biriken zehir
Sadece kendini öldürecektir;
Ölümdür yaşanan tek başına,
Aşk iki kişiliktir.
Bir anı bile kalmamıştır
Geceler boyu sevişmelerden;
Binlerce yıl uzaklardadır
Binlerce kez dokunduğun ten;
Yazabileceğin şiirler
Çoktan yazılıp bitmiştir;
Ölümdür yaşanan tek başına,
Aşk iki kişiliktir.
Avutamaz olur artık
Seni, sevdiğin şarkılar;
Boşanır keder zincirlerinden
Sular tersin tersin akar;
Bir hançer gibi çeksen de sevgini
Onu ancak öldürmeye yarar:
Uçarı kuşu sevdanın
Alıp başını gitmiştir;
Ölümdür yaşanan tek başına,
Aşk iki kişiliktir.
Yitik bir ezgisin sadece,
Tüketilmiş ve düşmüş gözden;
Düşlerinde bir çocuk hıçkırır
Gece camlara sürtünürken;
Çünkü hiçbir kelebek
Tek başına yaşamaz sevdasını,
Severken hiç bir böcek
Hiç bir kuş yalnız değildir;
Ölümdür yaşanan tek başına,
Aşk iki kişiliktir.
Kimler geldi kimler geçti...😊
Slaw u rez....Şew baş...
Ülke gerçeğini cesurca savunan bir dava adamıydı....
Umut bitti... düşüncenin bile özgür olmadığı ülkede umut yok....
Güz sabahı buğusunda bir salkım üzüm mü avuçlarımdaki ne?
Ayışığı yansıyor yüzüne.
Ben böyle bulutsu yüzü, ben böyle ışıksı yüzü
bir onyedi yaşındakinde gördüm,
bir de şimdi düşümde.