Latince commünüs (ortak yaşam) kökünden gelir Sınıfsız ve mülkiyetsiz bir yaşamı savunur. Sanayi devrimi sonrasında gelişen batı ekonomisi sosyal gruplar içerisinde uçurumu iyice arttırdığında (o dönemde sosyal devlet denilen bir kavram icat edilmemişti) Karl marx-Frederic Engels'in manifestolarıyla ortaya çıkmış ve işçi dünyasındanda destek görmüştür. Pratiğe geçişi Rusyada olmuş lakin sistem insan egosunu ve manevi değerleri küçümseyip, hesaba katamadığı ve de gelişen şartlara ayak uyduramadığı için ortadan kalkmıştır. Marx Das kapitali 'İşçiler ayaklanın zincirlerinizden başka kaybedecek bir şeyiniz yok' diye bitiriyordu, bugün batı dünyasının işçisi Marx'ın burjuva olarak gördüğü grubun ağababası olduğu gibi emek değerini kaybederek yerini bilgiye bırakmış vede mavi tulumlu, pazulu işçilerin yönettiği dünya hayali ütopya sıfatını kazanmıştır.
Alman milliyetçiliği. Sosyal bir kavramdır aslında Alman disiplinin oluşmasına katkıda bulunmuş, girdiği mücadeleden yenik çıktığı içinde hep kötü anılır olmuştur. (2. dünya savaşı sonrasında oluşan sınırlar neticesi Fransadaki almanlar Almanyaya gönderilmekte idi bu zorunlu sürgün esnasında binlercesi yolda öldü-öldürüldü aynı şey o dönemki çekoslovakya almanları içinde geçerli bu durumdan rahatsız olan biri de goulle'e 'tarih bizi bunun için yargılayacaktır' dediğinde 'hayır tarihi biz yazacağız' cevabını alır sanırım öcü görülmelerinin nedeni bu Dip not: Hitler'in yahudilere soykırım emri halen ispatlanamamıştır ve naziler söylendiği gibi Türk dostu falanda değildir)
Fasci (Romalı subayların kullandığı küçük balta) Kökü buradan geliyor. Gücü temsil ettiğine inanılan küçük balta İtalyan milliyetçilerine esin kaynağı olmuş ve kendilerine faşist denilmiş. Dünyadaki her milliyetçinin faşist diye adlandırılması ayrı bir saçmalık Rumenlere rekrist, belçikadakilere falanjist, almanyaya ise nazi deniliyor aslında. Sovyetler dönemindeki kara propagandanın eseri olarak kendi yayılma stratejilerinin karşısındaki herkese faşist dediler. Bizim ülkemizde faşizm denilince akla çok başka kavramların gelmesinin nedenide bu belkide, işin aslına bakacak olursanız mao ile stalinin öldürdüğü insan sayısı hitler ve mussoliniden çok daha fazla.
Türk devletinin yürütme organının başkanı. Son dönemlerde yeni yeni kavramların sokulduğu makam (Ananıda al git ulan, işiniz olduğuna dua edin, ben değiştim, yanılmışım vs vs)
1905 te istanbulda yazdığı kitapta 'ey asurilerin ve babillerin aslan savaşçısı kürtler 4000 yıldır uyuyorsunuz ayağa kalkın' diyen, risalelerinin kendisine 'yazdırıldığını' ifade eden, radyonun içinde cinlerin olduğunu söyleyen, bugün talebelerinin çok sevdiklerini söyledikleri sultan 2. Abdulhamit tarafından 'kürtçe' eğitim yapan okul açmak istemesi üzerine tımarhaneye atılan ve sultan abdülhamitten intikamını 31 mart vakasını organize ederek alan ama bugünlerde ülkemizde veli kişi gösterilen kürt said.
Sözde milliyetçi. Konuşmalarının hiçbirini Türkçe yapmayan buna rağmen yeri geldiğinde Atsızın ötesine geçebilecek laflar eden ama ruhu filistinde sapan taşı atan çocuklarda kalmış, gel-gitlerle yaşayan bir şair. Ülkü ocakları başkanlığıda yapmıştı kimse anlamıyordu ne dediğini. (Şairliğini ön plana çıkararak o yazıları yazsaydı sorun olmadı lakin sen sivil toplum örgütü başkanısın seni kimse anlamıyor, ne işe yararsın diye sorarlar adama)
Üniversitelerde görürsünüz onları kirli kıyafetleri, yeşil çuvala benzeyen montları, hayata boşvermiş halleri, marjinalliğin adamlık olduğunu sanmaları, kantine gittiğinde ceplerinde 3 kuruş paraları olmamalarına rağmen kendi arkadaşlarının hatunlarına asılmaları (hatunlar içinde problem yok) protesto ettikleri devletten başbakanlık bursunu alıp bir gecede çatır çatır yedikten sonra yine katil devlet diye bağırmaları vs vs vs
Devrim diye gezinen yerli komprodorların yüksek perdeden dile getirdiği aslında kendi aralarında dahi biz çininmi sovyetlerinmi uşağı olmalıyız diyerek kavga ettikleri garip bir kavram.
Latince commünüs (ortak yaşam) kökünden gelir Sınıfsız ve mülkiyetsiz bir yaşamı savunur.
Sanayi devrimi sonrasında gelişen batı ekonomisi sosyal gruplar içerisinde uçurumu iyice arttırdığında (o dönemde sosyal devlet denilen bir kavram icat edilmemişti) Karl marx-Frederic Engels'in manifestolarıyla ortaya çıkmış ve işçi dünyasındanda destek görmüştür. Pratiğe geçişi Rusyada olmuş lakin sistem insan egosunu ve manevi değerleri küçümseyip, hesaba katamadığı ve de gelişen şartlara ayak uyduramadığı için ortadan kalkmıştır.
Marx Das kapitali 'İşçiler ayaklanın zincirlerinizden başka kaybedecek bir şeyiniz yok' diye bitiriyordu, bugün batı dünyasının işçisi Marx'ın burjuva olarak gördüğü grubun ağababası olduğu gibi emek değerini kaybederek yerini bilgiye bırakmış vede mavi tulumlu, pazulu işçilerin yönettiği dünya hayali ütopya sıfatını kazanmıştır.
Alman milliyetçiliği.
Sosyal bir kavramdır aslında Alman disiplinin oluşmasına katkıda bulunmuş, girdiği mücadeleden yenik çıktığı içinde hep kötü anılır olmuştur.
(2. dünya savaşı sonrasında oluşan sınırlar neticesi Fransadaki almanlar Almanyaya gönderilmekte idi bu zorunlu sürgün esnasında binlercesi yolda öldü-öldürüldü aynı şey o dönemki çekoslovakya almanları içinde geçerli bu durumdan rahatsız olan biri de goulle'e 'tarih bizi bunun için yargılayacaktır' dediğinde 'hayır tarihi biz yazacağız' cevabını alır sanırım öcü görülmelerinin nedeni bu
Dip not: Hitler'in yahudilere soykırım emri halen ispatlanamamıştır ve naziler söylendiği gibi Türk dostu falanda değildir)
Fasci (Romalı subayların kullandığı küçük balta)
Kökü buradan geliyor. Gücü temsil ettiğine inanılan küçük balta İtalyan milliyetçilerine esin kaynağı olmuş ve kendilerine faşist denilmiş.
Dünyadaki her milliyetçinin faşist diye adlandırılması ayrı bir saçmalık Rumenlere rekrist, belçikadakilere falanjist, almanyaya ise nazi deniliyor aslında.
Sovyetler dönemindeki kara propagandanın eseri olarak kendi yayılma stratejilerinin karşısındaki herkese faşist dediler. Bizim ülkemizde faşizm denilince akla çok başka kavramların gelmesinin nedenide bu belkide, işin aslına bakacak olursanız mao ile stalinin öldürdüğü insan sayısı hitler ve mussoliniden çok daha fazla.
Türk devletinin yürütme organının başkanı.
Son dönemlerde yeni yeni kavramların sokulduğu makam (Ananıda al git ulan, işiniz olduğuna dua edin, ben değiştim, yanılmışım vs vs)
1905 te istanbulda yazdığı kitapta 'ey asurilerin ve babillerin aslan savaşçısı kürtler 4000 yıldır uyuyorsunuz ayağa kalkın' diyen, risalelerinin kendisine 'yazdırıldığını' ifade eden, radyonun içinde cinlerin olduğunu söyleyen, bugün talebelerinin çok sevdiklerini söyledikleri sultan 2. Abdulhamit tarafından 'kürtçe' eğitim yapan okul açmak istemesi üzerine tımarhaneye atılan ve sultan abdülhamitten intikamını 31 mart vakasını organize ederek alan ama bugünlerde ülkemizde veli kişi gösterilen kürt said.
Sözde milliyetçi.
Konuşmalarının hiçbirini Türkçe yapmayan buna rağmen yeri geldiğinde Atsızın ötesine geçebilecek laflar eden ama ruhu filistinde sapan taşı atan çocuklarda kalmış, gel-gitlerle yaşayan bir şair. Ülkü ocakları başkanlığıda yapmıştı kimse anlamıyordu ne dediğini. (Şairliğini ön plana çıkararak o yazıları yazsaydı sorun olmadı lakin sen sivil toplum örgütü başkanısın seni kimse anlamıyor, ne işe yararsın diye sorarlar adama)
Mercedese binen proleter.
Üniversitelerde görürsünüz onları kirli kıyafetleri, yeşil çuvala benzeyen montları, hayata boşvermiş halleri, marjinalliğin adamlık olduğunu sanmaları, kantine gittiğinde ceplerinde 3 kuruş paraları olmamalarına rağmen kendi arkadaşlarının hatunlarına asılmaları (hatunlar içinde problem yok) protesto ettikleri devletten başbakanlık bursunu alıp bir gecede çatır çatır yedikten sonra yine katil devlet diye bağırmaları vs vs vs
Devrim diye gezinen yerli komprodorların yüksek perdeden dile getirdiği aslında kendi aralarında dahi biz çininmi sovyetlerinmi uşağı olmalıyız diyerek kavga ettikleri garip bir kavram.