Geliniz Efendim.. Rubâi denizinden bir damla da birlikte nasiplenelim..
'Gönül ararsam, senin semtinde görürüm, Can istersem, saçlarının kıvrımlarında bulurum. Çok susuz kalır da su içersem, Kâsede yüzünün hayalini görürüm'
'Dosta erişmek için durmadan koşuyorum, Ömrüm sona yaklaştı ben hâlâ uykudayım. Diyelim ki kavuştum nihayet sevgiliye Ya o geçen günleri ben nerede bulayım..'
“'-Hayır dedi Hızır. ‘işte seninle benim ayrılmamız zamanı gelmiştir.Aramızda uzaklaşma günü gelmiştir’..Musa peygamber uyandı gördü ki:
Dilber gitmiş, mum sönmüş. Sâki uyuyakalmış, Can ver ki onun vuslatı bir daha ele geçmez, Sermest olanlara şeriat kadehiyle bâde verilmez. Tecrid ehli erenlerin birlikte içtikleri mecliste, Kendi nefsine tapan gafillere bir damla bile verilmez. Baharda yârin yanağından uzak olunca, Bağdan bana ne? Yeşillikle ne işim var? Bağdan yeşillik yerine nasıl diken koparırsın? Buluttan damla yerine nasıl taş yağar? ''
'“Ey sabah rüzgârı, elinden gelirse bir gececik onun yurdundan geç! Gönlün isterse, benden onun tarafına bir selam götür. Gönlümü orada görürsen, de ki vuslat sana haram olsun! Ben böylece senden uzakta, sen ise hep onunla diz dizesin. Eğer oraya yetişebilirsen aheste git, yavaş yürü! Tâ ki, zülüflerinin kıvrımları dağılıp da birbirine karışmasın..”'
Hangi kutludur bu satırların sahibi.. Ve kaç asır olmuştur toprak altındadır..? ?
“Gül ter içinde kaldı, ay da sıkıntı içinde… Artık altınım gümüşüm kalmadı, bizden ne götürebilirsin? Aşkımdan hatıra ancak kapında bir altın tabak kaldı Gönlümü dava ettin ama, yolunda canımı da feda ettim. Bundan daha büyük söz olur mu? Üzerimizde bir hakkın kaldı. Şu birkaç gün de bari bizim zahmetimizi çek Çünkü ömrümüzün defterinden tek bir yaprak kaldı! ” Makalat/Şems-i Tebrizi
Ne gafil ah insan.. Ömrümüzün yapraklarını bereketlendir Ey Rabb! ..
Zor Efendim..
Lâyıkı ile ölebilmek ah ne zor..
Lâkin bakınız.. Ölümü kolaylaştıranlara, imrenerek bakınız ki..
Yanlarında ölüm, şeker u şerbet gibi..
'Ey cihanın canı, ölmek ne hoştur,
Hele kılıç senden, gerdan da benden olursa..'
..
Geliniz Efendim..
Rubâi denizinden bir damla da birlikte nasiplenelim..
'Gönül ararsam, senin semtinde görürüm,
Can istersem, saçlarının kıvrımlarında bulurum.
Çok susuz kalır da su içersem,
Kâsede yüzünün hayalini görürüm'
..
“Gel! Tekrar gel ki, olduğundan daha ileri gidesin!
Bu güne kadar olamadınsa şimdi olasın..”
..
'“O zaman bize meşhur Cuha’nın kolu çolak olduğu vakit tamburunu çalarak söylediği şu şarkıyı hatırlamak gerekir:
Ben hep senin köyünde kemik topluyorum ki,
Oraya hiçbir köpek ayak basmasın diye.””
Daha güzel bir şarkı biliyorsanız söyleyin Efendim..
Biz de sizden dinleyelim..
..
'Dedim ki dikensiz bir gül koparayım,
Yahut yâri olmayanın yâri olayım..'
Ne güzel demişsiniz Efendim..
..
'Dosta erişmek için durmadan koşuyorum,
Ömrüm sona yaklaştı ben hâlâ uykudayım.
Diyelim ki kavuştum nihayet sevgiliye
Ya o geçen günleri ben nerede bulayım..'
Ah Efendim..
Bu ne haldir böyle..?
..
'Peki buna ne diyeceksiniz..'
Der gibisiniz..?
“'-Hayır dedi Hızır. ‘işte seninle benim ayrılmamız zamanı gelmiştir.Aramızda uzaklaşma günü gelmiştir’..Musa peygamber uyandı gördü ki:
Dilber gitmiş, mum sönmüş. Sâki uyuyakalmış,
Can ver ki onun vuslatı bir daha ele geçmez,
Sermest olanlara şeriat kadehiyle bâde verilmez.
Tecrid ehli erenlerin birlikte içtikleri mecliste,
Kendi nefsine tapan gafillere bir damla bile verilmez.
Baharda yârin yanağından uzak olunca,
Bağdan bana ne? Yeşillikle ne işim var?
Bağdan yeşillik yerine nasıl diken koparırsın?
Buluttan damla yerine nasıl taş yağar? ''
..
Ey ayrılık..
Ayrıl benden :)
Kalbler ayrılmaz Efendim..
Ayrılan bedenlerdir, hallerdir..
..
'“Ey sabah rüzgârı, elinden gelirse bir gececik onun yurdundan geç!
Gönlün isterse, benden onun tarafına bir selam götür.
Gönlümü orada görürsen, de ki vuslat sana haram olsun!
Ben böylece senden uzakta, sen ise hep onunla diz dizesin.
Eğer oraya yetişebilirsen aheste git, yavaş yürü!
Tâ ki, zülüflerinin kıvrımları dağılıp da birbirine karışmasın..”'
Hangi kutludur bu satırların sahibi..
Ve kaç asır olmuştur toprak altındadır..? ?
Ya biz..
Sanki toprağın üstünde miyiz..? ?
Ey türâb..
Türâb ol..
..
“Gül ter içinde kaldı, ay da sıkıntı içinde…
Artık altınım gümüşüm kalmadı, bizden ne götürebilirsin?
Aşkımdan hatıra ancak kapında bir altın tabak kaldı
Gönlümü dava ettin ama, yolunda canımı da feda ettim.
Bundan daha büyük söz olur mu? Üzerimizde bir hakkın kaldı.
Şu birkaç gün de bari bizim zahmetimizi çek
Çünkü ömrümüzün defterinden tek bir yaprak kaldı! ” Makalat/Şems-i Tebrizi
Ne gafil ah insan..
Ömrümüzün yapraklarını bereketlendir Ey Rabb!
..