1- Beko nun dizustu bilgisayar reklami. 'Aski'kullanmis
2-Bellona reklami.Su Avrupa Yakasi filminde 'oha falan oldum' diyen kiz da var.'Aski' kullanmislar.
3-Knorr.Reklamdaki silogan su:' Yuzde yuz bizden, yuzde yuz Knorr' Milli degerleri kullaniyor.Milli deger deyince hemen aklima geldi: Cola nin Ramazan reklamlari, Burger King in de oyle hep 'milli degerlerimizi' somuren reklamlar.Ne de olsa somurgeci bir milletin dusuncesi ancak bu kadar olur.
4-Tadelle cikolata reklami. Silagon su:' Cikolata mucevher gibidir,malzemesi degerldir' 'Aileyi, paylasmayive sevgiyi' kullaniyor.Hani Amerikan baskanlari secimlerde hep aileleriyle birlikte poz verirler ya; iste biz boyle gusel bir aileyiz, birbirimizi boyle severiz; iste burda da kullanilan bu
5- Can bebe reklami.Yeni cocuk saihibi olan Ebru Salli yi kullaniyor(Artikevlendikten sonra soyadi ne olduysa)
Not: isimleri vermek zorundaydim; belki bu sekilde ben de biraz reklam yapmis gibi oldum; ama yapacak bir sey yok.
Reklamlar insanlari somurmek icin kullanilan araclardir.Degerlermizle, eksiklerimizle...Bunlari kullanirlar ve bizi iknaya calisirlar.Sadece goz boyama; yalanve somurulmek..Igrenc duzen... Biliyorum cok sert bicimde elestirdim; tabii ki bur eklam denen zimbirtinin iyi taraflari da var; ama bize yapilmak istenen ya da baskalarina da yapilan sadece somurme ve urununu pazarlama amacli
Kucuk kara defterimi cikardim; bunu cok sevdigim biri vermisti bana; baya da is goruyor.Tuttugum notlardan yazacagim izninizle:
! 9 Kasim Basrollerde: Kartal Tibet ve Filiz Akin ... Filmin muhim sahnelerinden biri:' Hirsizlik olur kotu adamlar tarafindan(Bu arada filme komedi havasi verilmek icin her zaman kullanilan kotu adamlar yerien komik rollrde oynayan birkac adam kullanilmis; ama yalniz biri her zaman kotu rollerde oynayanlardandi; heralde adam yoklugu :))) Hirsizlarla kiz carpisirve ikisinin de beyaz olan torbalari karisir.Kizin camasirlarinin oldugu torbayi siyahli kotu adamlar; onlarinkini de yani para dolu torbayi kiz alir.Tabii hickimsenin bundan haberi yoktur.Bu durum olaylari baglamada kullanilan bir metoddur.Nasil ki ikicumleyianlam bakiminda ve sekil bakimindan baglamak icin baglaclar kullanliyosa; iste senarist de bu beyaz torbalari baglac olarak kullanmis ve koca sehirde ayrihayatlar yasayan bu insanlari ayni hikayeye dahil edivermistir.Ucuz bir yol! ' ... ' Kiz uc kafadar arkadasi ile beraber lokantaya gideler; kitliktan cikmis gbi yerler; ama para yok; hooop dogru mutfaga yollanirlar.Ve beyaz torba da yanlarindadir.Yani bilmedikleri paralariyla rezil olurlar.Heralde bu da insanin farkinda olmadan hayatta cogu seyi iskaladigini gosterir.Guc-yetenek vardir; ama bunun farkidan degillerdir' ... 'Macka taraflarinda elinde kopekle bir kadin belirir, culsuzlardan olan torba sahibi kiz:' Sukopek kadar olamadik' der. Bu hakikat herkes tarafindan, cogunlukla da kotu zamanlarda dillendirlmistir ve tanik oldugum uzere, o kadar yil gecmesine ragmen hala Macka civarlarinda elinde kopekle dolasanlar cogunluktadir(Buna da bya bir yorum yazilabilir; ama konudan uzaklasmayalim) ' ... ' Artik parasizlik ve hor gorulmek canlarina tak etmistir ve kendilerinmi oldurmeye kara verirler.Dort tane ip ve dort insan...Kendilerini oldurecekleri zaman, idamliklardan birinin ayaginin altina paradolu torbayi koyarlar ve torba patlar, paralar aciga cikar.Olum onlara parayi getirmistir.Yani ancak olumu goze aldiklarinda paraya kavusmuslardir.Demek ki bu hayatta bir seylere ulasmak icin bir seyleri gozden cikartmak gerek' ... 'kiz der ki:' Bu para ile hayal ettigimiz hayati yasayacagiz' Ve sokaklarda dans edip para kazanan bu kizin prenses rolune isinmasi hic de zor olmayacaktir.Birden beliriverir; prenses elbiseleri icinde.KOnusmasi, oturup kalkmasi guzeldir.Heralde bir prenses olarak dogmus olsa gerektir. ... 'Esas oglan kiza yalan soyler.Ben fakirim der.Buna sebep de herlade herzaman kafayorulan 'Benimi seviyor; yoksa parami mi? ' sorusu olsa gerektir.Ve kaptanim der; sonra da garson olur. ... Kizla oglan arasinda sole bir konusma gecer: '-Sen kac para aliyorsun burda(bura dedigi bir gazinodur, bir gece orda karsilasirlar ve adam hemen garson oluverir) -Ayda 1000 lira -Sana ayda 5000 lira versem benim yanimda ozel usagim olarak calsiir misin? SOnra hem ozel usagi hem de soforu olur.Yonetmen ne de olsabasrollerdeki bu ikilinin hikayenin seyri bakimindan hayli vakit gecirmelerini arzu etmektedir; cunku ancak boyle birbirlerine asik olabilirler.Simdi yalanci oglan hem ozel usak, hem de sofor oldugundan dolayi ayda 10000 lira almaktadir.Aman ne guzel :)) ... Bir gun arabayla gezerlerken sokakta dans eden bir kizla ve ona eslikeden calgicilarla karsilasirlar.Kiz onlara para verir, onlar da ona hayir dua ederler.Yonetmen bize' Iste benim bas rol oyuncum bu kadar iyidir; nerden geldigini unutmaz ve sonunda bunun mukafatini alacaktir' der. ... Kiz Arap prensesi rolundedir.Ama bir ara ozel usak olan biizim esasoglan prensese 5 cayini icip icmeyecegini sorar.Simdi 5 cayi ingilizlere has bir adettir. Eh ingilizlerin araplara nasil nufuz ettigi ortada. Acaba senarşst bunu yazarken bir vurgu mu yapmaya calismistir; yoksa denk mi gelmistir? ... Onemli bir sahne daha; bir carpisma sonucu Erol(bizim esas oglan) arkadasşyla karsilasir.Tabii o bilmemektedir henuz amaseyircisayguncularin basi oldugunu o adamin gormstur.Yani Erol u soyan en yakin arkadasidir.Nasil ki torbalarin karismasinda carpisma baglanma sekli olarak kullanildiysa, bu sahnede de baglac carpisma olarak alinmistir.Heralde senarist gercek hayatta baya bir carpilmis :))) (Aslinda burdan kader mevzuuna ya da rastgele olaylarin olmasina, evrim teorisine de gecilebilir; ama o zmaan flimi pic etmis olurz) ... Burda reklamlar girdi..Onu da bundan sonrasina yazim
Evde Turk Filmleri izledim, tabii aralarda da reklamlar.Yazacaklarim bunlarla ilgili olacak.
ILk soylemek istedigim sey su Macka ve cevresinin surekliolarak kullanilmasi.Bunun da farkina Funda Arar in ob kilibini izlerken settim.O da Macka Parki nin Inonu Stadi seviyesindeki yerinde o demir kubbenin orda cekmis kilibini.Birde reklamlar vardi.Bizim Macka Yabanci Dil Binasi nin hemen onunde cekilen.Sonra baya bir turk filmibde karsilastim bizim Macka ile.Acaba bu adamlarin bizim Macka da istedigi nedir? Tamam guzel bir yerdir; bir de bizim okulun tarihi binlari olaya daha farkli bir boyut katar; ama nedir bu MAcka buyusu? ... BU turk filmlerinde cokca karsilasilan bir durumdur haluki.Ornegin ayni senoryayi degisik aktor ve aktiristlerin oynamasi; ya da araba sesinin, tabanca sesinin film degisse de hep yani kalmasi; sonra bir de bir ev vardir.Hepiniz bilirsiniz o evi; son izledigim filmde de vardi.Ornegin o ev Turkan Soray ile Kartal Tibet in oynadigive Soray hanim in bir tiyatro da oyuncu oldugu; bir de ibis i vardi filmde de vardi.Acaba Yesilcam in bu ev sahibiyle bir antlasmasi mi vardi; yoksa ev sahibi ya da sahibesi evini Yesilcam a mi hibe etmisti? Bilmem sanirim biz tekrarlari seviyoruz
ABD sosyal hayat alanında kafaların oldukça karışık olduğu bir zaman dilimini yaşıyor. Problemler diz boyu. Muhataplar genelde gençler. Ama sonuçları itibarıyla bütün bir toplum. O toplum içinde yaşayan velev ki Amerikalı olmasa bile herkes ve hepimiz. Hatta Batı kültürünün dayatmacı, çözücü ve dönüştürücü özellikleri dolayısıyla dünyada yaşayan herkes. Gerçi insanlık tarihinde maziye doğru yapacağımız zihni bir gezi bize farklı şeyler anlatmayacaktır. Bugün ABD eksenli dile getireceğimiz şeyler farklı boyutlarda farklı zaman ve mekanlarda da yaşanmış. Değişen şey, yoğunluk, kapsam ve şekil.
X harfli tişörtler ve...
Üzerinde üç tane X harfi ve onların üzerinde de yan bir çizgi bulunan tişörtler oldukça yaygın bu günlerde. Nisbeten muhafazakar kimliğini devam ettiren ve bu uğurda mücadele veren orta Amerika eyaletlerinde çok daha fazla görülen bu tişörtler aslında bir savaşın, kavganın, ABD toplumunun kendi içinde kendi ürettiği değerlerle mücadelesine işaret ediyor. Kısa adıyla SRT (Silver Ring Things) denilen bir sivil toplum örgütü çıkartmış bu tişörtleri. Manası sex, alkol ve uyuşturucuya hayır.
“Gümüş Yüzük İşleri” diye tercüme edebileceğimiz SRT örgütünün belki de bu ismi almasına sebep olan ve kayda değer bir başka faaliyeti var; 13 yaşından itibaren kiliselerde, okullarda, kalabalık toplantı merkezlerinde yapılan yemin törenleri ile genç kızlara yüzük takıyorlar. Güya bu yüzük onların evlilik öncesi cinsel münasebete girmeyeceğinin, alkol ve uyuşturucu kulanmayacağının remzi olacak. Böylesi pozisyonlarla karşı karşıya geldiklerinde yüzük onlara verdikleri sözü hatırlatıcı bir görev yapacak. Columbia Üniversitesi’nde 6 yılda 20.000 genç kız üzerinde yapılan istatistik çalışması, evlilik öncesi ilişkilerle bekaretlerini kaybeden kızların oranını % 80 olarak gösteriyor. Dolayısıyla ‘pürity ring; temizlik nişanesi/yüzüğü’ büyük bir anlam ifade ediyor ABD toplumu için. Florida’da orta ölçekli bir kasabada 2000 yılından beri tam 10.000 tane yüzük sattığını söylüyor bir satıcı bu hareket çerçevesinde.
Tutar ya da tutmaz, olumlu sonuçlar alınır ya da alınmaz bilemem; ama bir taraftan bunlar olurken öbür taraftan ferdiyetçiliği ve özgürlüğü kendine ilke edindiğini söyleyen karşıt gruplar da var. Mesela “Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği” SRT’nin son üç yılda ABD hükümetinden bu amaçla aldığı 1 milyon dolarlık yardımı mahkemeye vermiş durumda şu anda. Ayrıca bekaretini internette açtığı web sayfaları ile satışa çıkartan genç kızlar da var. Sayıları azınsanmayacak ölçüde hem de. Kayıp, evden kaçan ya da anne-baba ayrılığı dolayısıyla kalacak yer bulamayan çocuklara hizmet veren “National Runaway Hotline” kurumu her yıl evden ayrılan 2 milyon çocuğun olduğunu ve her gün en az 200 telefon aldıklarını söylüyorlar. Eşcinsellik konusunda yaşanan tartışmalar ise herkesin malumu.
Bir toplumu orta ve kısa vadede yiyip bitirecek, tarih sahnesinden silinmesine sebebiyet verecek mahiyete sahip bu ve benzeri problemler karşısında ikincilere nisbeten birincilerin yapmış olduğu faaliyetler her ne kadar takdire şayan ise de acaba istenilen ölçüde olumlu sonuç alınabilir mi? Benim şahsi kanaatim alınamayacağı istikametinde. Çünkü Hocaefendi’nin tabiriyle ‘ortada bir ilk belirleyici’ yani ‘kutsala iman’ yok. Allah yok, her bir amelin hesabının verileceği ahiret gününe iman yok, mükafat ve ceza, cennet ve cehennem yok. Ortada İlahi asla dayanan ve bütün yanları itibarıyla insanı çevreleyen kutsal inancı olmayınca, bu tür uygulamaların yaptırım güçleri sınırlı olacaktır.
İman olmazsa...
Halbuki ayakları sağlam bir şekilde yere basan, zihin ve kalb dünyasında tatminkar eden bir iman/ilk kabul, insanın ferdi hayatında da, toplumsal hayatta da belirleyici bir rol oynar. İnanılan imanın müntesiplerinden uygulamak üzere istediği değerler insanın zihni, fikri ve ameli aktivitelerini belirler. Hocaefendi’nin çok sık dile getirdiği bu hakikat yine onun yaklaşımları ile kalbde, zihinde ve pratik hayatta sürekli işlenen bu değerler zamanla insanın ikinci fıtrat kazanmasına vesile olur. Böylesi insanların çokluğu bu yaklaşımın çevreye tesirini netice verir. Ve öyle bir zaman olur ki toplum hayatını çevreleyen maddi-manevi her şey buna göre dizayn edilir. Bir başka tabirle arka plan şartları bu anlayışa, bu kabule uyum sağlar. Bugün İslam dünyasında veya Batı ülkelerinde yaşayan Müslümanlarda bahsini ettiğimiz arka plan şartlarının inanılan değerlerle örtüşmemesine rağmen, gerek yukarıda örneğini sunduğumuz alkol, uyuşturucu ve evlilik öncesi cinsel ilişkilerde, gerekse insanlığın geleceğini tehdit eden başka problemlerde Müslümanların geri planda kalması ancak ferdi açıdan bu imanın yakalanmış olması ile izah edilebilir. Ferdi ve ülkeler bazında yapılan mukayeseler, istatistik sonuçları bunu doğrulamaktadır.
Öte yandan dünya görüşleri, hayat standartları ve ekonomik verileri itibarıyla insanın hayvani/cismani özelliklerine hitap eden kültür dünyası içinde yaşayan genç, söz verdiği şeylere muhalif hareket edebileceği zeminle yüz yüze geldiğinde -ki doğum günü partilerinden mezuniyet törenlerine, yaz kamplarından okul gezilerine, hafta sonu eğlencelerinden sinemalara, seyrettiği TV kanallarındaki programlardan önünde model olarak gördüğü başta anne babası olmak üzere ağabey, abla ve yakın çevresinin hayatlarına kadar her şey onu bohemliğe çağırmakta, cismani zevklerine hitap etmektedir- rahatlıkla parmağına taktığı yüzüğe ve verdiği söze rağmen aksini yapacaktır. Nitekim yapmaktadırlar.
Hadiseye bu açıdan baktığımızda, kendi dinî değerlerinden ciddi şüphe içinde bulunan, her fırsatta bunları sorgulayan tavrın hakim olduğu ve sosyal, siyasal, kültürel, hatta dinî şartların insanı dünyeviliğe çağırdığı bir dünyada, bu yüzük uygulamasının arzu edilen neticeyi doğuracağına inanamıyorum.
Ben terazi olsaydim, bir kolumun asagi da olmasini isterdim; boylece dengeye gelme acisi cekerdim; ama bu dengede olmak kadar aci verici olmasa gerek
Hatiralar tepelerden asagiya iniyor; yapilmasi gereken gece karanliginda onlari izlemek
21.11.2004 13:55:00
Mai Salon
Film arasinda Gosterillen reklamlar
1- Beko nun dizustu bilgisayar reklami. 'Aski'kullanmis
2-Bellona reklami.Su Avrupa Yakasi filminde 'oha falan oldum' diyen kiz da var.'Aski' kullanmislar.
3-Knorr.Reklamdaki silogan su:' Yuzde yuz bizden, yuzde yuz Knorr' Milli degerleri kullaniyor.Milli deger deyince hemen aklima geldi: Cola nin Ramazan reklamlari, Burger King in de oyle hep 'milli degerlerimizi' somuren reklamlar.Ne de olsa somurgeci bir milletin dusuncesi ancak bu kadar olur.
4-Tadelle cikolata reklami. Silagon su:' Cikolata mucevher gibidir,malzemesi degerldir' 'Aileyi, paylasmayive sevgiyi' kullaniyor.Hani Amerikan baskanlari secimlerde hep aileleriyle birlikte poz verirler ya; iste biz boyle gusel bir aileyiz, birbirimizi boyle severiz; iste burda da kullanilan bu
5- Can bebe reklami.Yeni cocuk saihibi olan Ebru Salli yi kullaniyor(Artikevlendikten sonra soyadi ne olduysa)
Not: isimleri vermek zorundaydim; belki bu sekilde ben de biraz reklam yapmis gibi oldum; ama yapacak bir sey yok.
Reklamlar insanlari somurmek icin kullanilan araclardir.Degerlermizle, eksiklerimizle...Bunlari kullanirlar ve bizi iknaya calisirlar.Sadece goz boyama; yalanve somurulmek..Igrenc duzen...
Biliyorum cok sert bicimde elestirdim; tabii ki bur eklam denen zimbirtinin iyi taraflari da var; ama bize yapilmak istenen ya da baskalarina da yapilan sadece somurme ve urununu pazarlama amacli
21.11.2004 13:38:00
Mai Salon
Kucuk kara defterimi cikardim; bunu cok sevdigim biri vermisti bana; baya da is goruyor.Tuttugum notlardan yazacagim izninizle:
! 9 Kasim
Basrollerde: Kartal Tibet ve Filiz Akin
...
Filmin muhim sahnelerinden biri:' Hirsizlik olur kotu adamlar tarafindan(Bu arada filme komedi havasi verilmek icin her zaman kullanilan kotu adamlar yerien komik rollrde oynayan birkac adam kullanilmis; ama yalniz biri her zaman kotu rollerde oynayanlardandi; heralde adam yoklugu :))) Hirsizlarla kiz carpisirve ikisinin de beyaz olan torbalari karisir.Kizin camasirlarinin oldugu torbayi siyahli kotu adamlar; onlarinkini de yani para dolu torbayi kiz alir.Tabii hickimsenin bundan haberi yoktur.Bu durum olaylari baglamada kullanilan bir metoddur.Nasil ki ikicumleyianlam bakiminda ve sekil bakimindan baglamak icin baglaclar kullanliyosa; iste senarist de bu beyaz torbalari baglac olarak kullanmis ve koca sehirde ayrihayatlar yasayan bu insanlari ayni hikayeye dahil edivermistir.Ucuz bir yol! '
...
' Kiz uc kafadar arkadasi ile beraber lokantaya gideler; kitliktan cikmis gbi yerler;
ama para yok; hooop dogru mutfaga yollanirlar.Ve beyaz torba da yanlarindadir.Yani bilmedikleri paralariyla rezil olurlar.Heralde bu da insanin farkinda olmadan hayatta cogu seyi iskaladigini gosterir.Guc-yetenek vardir; ama bunun farkidan degillerdir'
...
'Macka taraflarinda elinde kopekle bir kadin belirir, culsuzlardan olan torba sahibi kiz:' Sukopek kadar olamadik' der. Bu hakikat herkes tarafindan, cogunlukla da kotu zamanlarda dillendirlmistir ve tanik oldugum uzere, o kadar yil gecmesine ragmen hala Macka civarlarinda elinde kopekle dolasanlar cogunluktadir(Buna da bya bir yorum yazilabilir; ama konudan uzaklasmayalim) '
...
' Artik parasizlik ve hor gorulmek canlarina tak etmistir ve kendilerinmi oldurmeye kara verirler.Dort tane ip ve dort insan...Kendilerini oldurecekleri zaman, idamliklardan birinin ayaginin altina paradolu torbayi koyarlar ve torba patlar, paralar aciga cikar.Olum onlara parayi getirmistir.Yani ancak olumu goze aldiklarinda paraya kavusmuslardir.Demek ki bu hayatta bir seylere ulasmak icin bir seyleri gozden cikartmak gerek'
...
'kiz der ki:' Bu para ile hayal ettigimiz hayati yasayacagiz' Ve sokaklarda dans edip para kazanan bu kizin prenses rolune isinmasi hic de zor olmayacaktir.Birden beliriverir; prenses elbiseleri icinde.KOnusmasi, oturup kalkmasi guzeldir.Heralde bir prenses olarak dogmus olsa gerektir.
...
'Esas oglan kiza yalan soyler.Ben fakirim der.Buna sebep de herlade herzaman kafayorulan 'Benimi seviyor; yoksa parami mi? ' sorusu olsa gerektir.Ve kaptanim der; sonra da garson olur.
...
Kizla oglan arasinda sole bir konusma gecer:
'-Sen kac para aliyorsun burda(bura dedigi bir gazinodur, bir gece orda karsilasirlar ve adam hemen garson oluverir)
-Ayda 1000 lira
-Sana ayda 5000 lira versem benim yanimda ozel usagim olarak calsiir misin?
SOnra hem ozel usagi hem de soforu olur.Yonetmen ne de olsabasrollerdeki bu ikilinin hikayenin seyri bakimindan hayli vakit gecirmelerini arzu etmektedir; cunku ancak boyle birbirlerine asik olabilirler.Simdi yalanci oglan hem ozel usak, hem de sofor oldugundan dolayi ayda 10000 lira almaktadir.Aman ne guzel :))
...
Bir gun arabayla gezerlerken sokakta dans eden bir kizla ve ona eslikeden calgicilarla karsilasirlar.Kiz onlara para verir, onlar da ona hayir dua ederler.Yonetmen bize' Iste benim bas rol oyuncum bu kadar iyidir; nerden geldigini unutmaz ve sonunda bunun mukafatini alacaktir' der.
...
Kiz Arap prensesi rolundedir.Ama bir ara ozel usak olan biizim esasoglan prensese 5 cayini icip icmeyecegini sorar.Simdi 5 cayi ingilizlere has bir adettir. Eh ingilizlerin araplara nasil nufuz ettigi ortada. Acaba senarşst bunu yazarken bir vurgu mu yapmaya calismistir; yoksa denk mi gelmistir?
...
Onemli bir sahne daha; bir carpisma sonucu Erol(bizim esas oglan) arkadasşyla karsilasir.Tabii o bilmemektedir henuz amaseyircisayguncularin basi oldugunu o adamin gormstur.Yani Erol u soyan en yakin arkadasidir.Nasil ki torbalarin karismasinda carpisma baglanma sekli olarak kullanildiysa, bu sahnede de baglac carpisma olarak alinmistir.Heralde senarist gercek hayatta baya bir carpilmis :))) (Aslinda burdan kader mevzuuna ya da rastgele olaylarin olmasina, evrim teorisine de gecilebilir; ama o zmaan flimi pic etmis olurz)
...
Burda reklamlar girdi..Onu da bundan sonrasina yazim
21.11.2004 13:02:00
Mai Salon
Evde Turk Filmleri izledim, tabii aralarda da reklamlar.Yazacaklarim bunlarla ilgili olacak.
ILk soylemek istedigim sey su Macka ve cevresinin surekliolarak kullanilmasi.Bunun da farkina Funda Arar in ob kilibini izlerken settim.O da Macka Parki nin Inonu Stadi seviyesindeki yerinde o demir kubbenin orda cekmis kilibini.Birde reklamlar vardi.Bizim Macka Yabanci Dil Binasi nin hemen onunde cekilen.Sonra baya bir turk filmibde karsilastim bizim Macka ile.Acaba bu adamlarin bizim Macka da istedigi nedir? Tamam guzel bir yerdir; bir de bizim okulun tarihi binlari olaya daha farkli bir boyut katar; ama nedir bu MAcka buyusu?
...
BU turk filmlerinde cokca karsilasilan bir durumdur haluki.Ornegin ayni senoryayi degisik aktor ve aktiristlerin oynamasi; ya da araba sesinin, tabanca sesinin film degisse de hep yani kalmasi; sonra bir de bir ev vardir.Hepiniz bilirsiniz o evi; son izledigim filmde de vardi.Ornegin o ev Turkan Soray ile Kartal Tibet in oynadigive Soray hanim in bir tiyatro da oyuncu oldugu; bir de ibis i vardi filmde de vardi.Acaba Yesilcam in bu ev sahibiyle bir antlasmasi mi vardi; yoksa ev sahibi ya da sahibesi evini Yesilcam a mi hibe etmisti?
Bilmem sanirim biz tekrarlari seviyoruz
bu herife her zaman gıcık olmuşumdur..bana itici gelen tiplerden biri, insanlardan biri
Sayfalar yenilenir; ama omurler degil
Hicbir kadin hicbir seyi hak etmez; ta ki dogru kadin gelene kadar
en gıcık olduğum kelimlerden biri
Zaman/Ahmet Kurucan/28.07.05/Yorum
XXX ve gümüş yüzükler
ABD sosyal hayat alanında kafaların oldukça karışık olduğu bir zaman dilimini yaşıyor. Problemler diz boyu. Muhataplar genelde gençler. Ama sonuçları itibarıyla bütün bir toplum. O toplum içinde yaşayan velev ki Amerikalı olmasa bile herkes ve hepimiz. Hatta Batı kültürünün dayatmacı, çözücü ve dönüştürücü özellikleri dolayısıyla dünyada yaşayan herkes. Gerçi insanlık tarihinde maziye doğru yapacağımız zihni bir gezi bize farklı şeyler anlatmayacaktır. Bugün ABD eksenli dile getireceğimiz şeyler farklı boyutlarda farklı zaman ve mekanlarda da yaşanmış. Değişen şey, yoğunluk, kapsam ve şekil.
X harfli tişörtler ve...
Üzerinde üç tane X harfi ve onların üzerinde de yan bir çizgi bulunan tişörtler oldukça yaygın bu günlerde. Nisbeten muhafazakar kimliğini devam ettiren ve bu uğurda mücadele veren orta Amerika eyaletlerinde çok daha fazla görülen bu tişörtler aslında bir savaşın, kavganın, ABD toplumunun kendi içinde kendi ürettiği değerlerle mücadelesine işaret ediyor. Kısa adıyla SRT (Silver Ring Things) denilen bir sivil toplum örgütü çıkartmış bu tişörtleri. Manası sex, alkol ve uyuşturucuya hayır.
“Gümüş Yüzük İşleri” diye tercüme edebileceğimiz SRT örgütünün belki de bu ismi almasına sebep olan ve kayda değer bir başka faaliyeti var; 13 yaşından itibaren kiliselerde, okullarda, kalabalık toplantı merkezlerinde yapılan yemin törenleri ile genç kızlara yüzük takıyorlar. Güya bu yüzük onların evlilik öncesi cinsel münasebete girmeyeceğinin, alkol ve uyuşturucu kulanmayacağının remzi olacak. Böylesi pozisyonlarla karşı karşıya geldiklerinde yüzük onlara verdikleri sözü hatırlatıcı bir görev yapacak. Columbia Üniversitesi’nde 6 yılda 20.000 genç kız üzerinde yapılan istatistik çalışması, evlilik öncesi ilişkilerle bekaretlerini kaybeden kızların oranını % 80 olarak gösteriyor. Dolayısıyla ‘pürity ring; temizlik nişanesi/yüzüğü’ büyük bir anlam ifade ediyor ABD toplumu için. Florida’da orta ölçekli bir kasabada 2000 yılından beri tam 10.000 tane yüzük sattığını söylüyor bir satıcı bu hareket çerçevesinde.
Tutar ya da tutmaz, olumlu sonuçlar alınır ya da alınmaz bilemem; ama bir taraftan bunlar olurken öbür taraftan ferdiyetçiliği ve özgürlüğü kendine ilke edindiğini söyleyen karşıt gruplar da var. Mesela “Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği” SRT’nin son üç yılda ABD hükümetinden bu amaçla aldığı 1 milyon dolarlık yardımı mahkemeye vermiş durumda şu anda. Ayrıca bekaretini internette açtığı web sayfaları ile satışa çıkartan genç kızlar da var. Sayıları azınsanmayacak ölçüde hem de. Kayıp, evden kaçan ya da anne-baba ayrılığı dolayısıyla kalacak yer bulamayan çocuklara hizmet veren “National Runaway Hotline” kurumu her yıl evden ayrılan 2 milyon çocuğun olduğunu ve her gün en az 200 telefon aldıklarını söylüyorlar. Eşcinsellik konusunda yaşanan tartışmalar ise herkesin malumu.
Bir toplumu orta ve kısa vadede yiyip bitirecek, tarih sahnesinden silinmesine sebebiyet verecek mahiyete sahip bu ve benzeri problemler karşısında ikincilere nisbeten birincilerin yapmış olduğu faaliyetler her ne kadar takdire şayan ise de acaba istenilen ölçüde olumlu sonuç alınabilir mi? Benim şahsi kanaatim alınamayacağı istikametinde. Çünkü Hocaefendi’nin tabiriyle ‘ortada bir ilk belirleyici’ yani ‘kutsala iman’ yok. Allah yok, her bir amelin hesabının verileceği ahiret gününe iman yok, mükafat ve ceza, cennet ve cehennem yok. Ortada İlahi asla dayanan ve bütün yanları itibarıyla insanı çevreleyen kutsal inancı olmayınca, bu tür uygulamaların yaptırım güçleri sınırlı olacaktır.
İman olmazsa...
Halbuki ayakları sağlam bir şekilde yere basan, zihin ve kalb dünyasında tatminkar eden bir iman/ilk kabul, insanın ferdi hayatında da, toplumsal hayatta da belirleyici bir rol oynar. İnanılan imanın müntesiplerinden uygulamak üzere istediği değerler insanın zihni, fikri ve ameli aktivitelerini belirler. Hocaefendi’nin çok sık dile getirdiği bu hakikat yine onun yaklaşımları ile kalbde, zihinde ve pratik hayatta sürekli işlenen bu değerler zamanla insanın ikinci fıtrat kazanmasına vesile olur. Böylesi insanların çokluğu bu yaklaşımın çevreye tesirini netice verir. Ve öyle bir zaman olur ki toplum hayatını çevreleyen maddi-manevi her şey buna göre dizayn edilir. Bir başka tabirle arka plan şartları bu anlayışa, bu kabule uyum sağlar. Bugün İslam dünyasında veya Batı ülkelerinde yaşayan Müslümanlarda bahsini ettiğimiz arka plan şartlarının inanılan değerlerle örtüşmemesine rağmen, gerek yukarıda örneğini sunduğumuz alkol, uyuşturucu ve evlilik öncesi cinsel ilişkilerde, gerekse insanlığın geleceğini tehdit eden başka problemlerde Müslümanların geri planda kalması ancak ferdi açıdan bu imanın yakalanmış olması ile izah edilebilir. Ferdi ve ülkeler bazında yapılan mukayeseler, istatistik sonuçları bunu doğrulamaktadır.
Öte yandan dünya görüşleri, hayat standartları ve ekonomik verileri itibarıyla insanın hayvani/cismani özelliklerine hitap eden kültür dünyası içinde yaşayan genç, söz verdiği şeylere muhalif hareket edebileceği zeminle yüz yüze geldiğinde -ki doğum günü partilerinden mezuniyet törenlerine, yaz kamplarından okul gezilerine, hafta sonu eğlencelerinden sinemalara, seyrettiği TV kanallarındaki programlardan önünde model olarak gördüğü başta anne babası olmak üzere ağabey, abla ve yakın çevresinin hayatlarına kadar her şey onu bohemliğe çağırmakta, cismani zevklerine hitap etmektedir- rahatlıkla parmağına taktığı yüzüğe ve verdiği söze rağmen aksini yapacaktır. Nitekim yapmaktadırlar.
Hadiseye bu açıdan baktığımızda, kendi dinî değerlerinden ciddi şüphe içinde bulunan, her fırsatta bunları sorgulayan tavrın hakim olduğu ve sosyal, siyasal, kültürel, hatta dinî şartların insanı dünyeviliğe çağırdığı bir dünyada, bu yüzük uygulamasının arzu edilen neticeyi doğuracağına inanamıyorum.
28.07.2005