Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • ismet özel25.12.2002 - 16:59

    Hayal, ipleri elden kaçırmaktır. Oysa öyle bir dünyada yaşıyoruz ki, o ipin ucu sizin elinizden bir kaçtı mı, hemen bir başkasının eline geçiveriyor. Ondan sonra siz hayal ediyorsunuz, ama bir başkası yaşıyor.

    İSMET ÖZEL (Üç Mesele)

  • ismet özel25.12.2002 - 16:56

    Dinleyin ey vakti duymak doruğuna varanlar!
    Sıyırın kahkaha sırçasını cildinizden
    omzunuzdan vaveylâ heybesini atın
    boşa çıksın reislerin, kâhinlerin, şairlerin kuvveti
    güler yüzlü olmak neydi onu hatırlayın
    ağız dolusu gülmeden taşlıkta.

    İSMET ÖZEL (Bir Yusuf Masalı)

  • ismet özel25.12.2002 - 16:55

    Ağlamadan
    dillerim dolaşmadan
    yumruğum çözülmeden gecenin karşısında
    şafaktan utanmayıp utandırmadan aşkı
    üzerime yüreğimden başka muska takmadan
    konuşmak istiyorum.

    İSMET ÖZEL (Mazot)

  • ismet özel25.12.2002 - 16:54

    Karanlık sözler yazıyorum hayatım hakkında
    öyle yoruldum ki yoruldum dünyayı tanımaktan
    saçlarım çok yoruldu gençlik uykularımda
    acılar çekebilecek yaşa geldiğim zaman
    acıyla uğraşacak yerlerimi yok ettim.
    Ve simdi birçok sayfasını atlayarak bitirdiğim kitabin
    başından başlayabilirim.

    İSMET ÖZEL (Kanla Kirlenmiş Evrak)

  • ismet özel25.12.2002 - 16:53

    İnsan
    eşref-i mahlûkattır derdi babam
    bu sözün sözler içinde bir yeri vardı
    ama bir eylül günü bilek damarlarımı kestiğim zaman
    bu söz asıl anlamını kavradı
    geçti çıvgınların, çıbanların, reklamların arasından
    geçti tarih denilen tamahkâr tüccarı
    kararmış rakamların yarıklarından sızarak
    bu söz yüreğime kadar alçaldı
    damar kesildi, kandır akacak
    ama kan kesilince damardan sıcak
    sımsıcak kelimeler boşandı
    aşk için karnıma ve göğsüme
    ölüm için yüreğime sürdüğüm ecza uçtu birden
    aşk ve ölüm bana yeniden
    su ve ateş ve toprak
    yeniden yorumlandı.

    İSMET ÖZEL (Amentü)

  • ismet özel25.12.2002 - 16:51

    HAYATI

    İsmet Özel Söke'li bir ailenin altıncı çocuğu olarak 19 Eylül 1944'deKayseri'de doğdu. Babası polis memuru olduğundan sürekli yer değiştiren İsmet Özel 1955 yılında Kastamonu'da Abdülhak Hamit İlkokulu'nu, Çankırı'da ortaokulu ve 1962 yılında da Ankara Gazi Lisesi'ni bitirdi.İlk şiiri ilkokul yıllarındayken Ankara'da bir çocuk dergisinde yayınlanır. Lise öğrenimini sürdürdüğü sırada liselerarasında düzenlenen bir şiir yarışmasına katılır ve derece alır. Liseden sonra bir süre Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde okudu, bitiremeden ayrıldı.

    İlk şiirini 1963'te yayınladı, aynı yıl Türkiye İşçi Partisi'ne üye oldu. Siyasal Bilgiler Fakültesi Fikir kulübü yönetim kurulunda önce sekreter, sonra asbaşkan olarak görev aldı. Arkadaşlarıyla birlikte Dönüşüm dergisinin hazırlanmasında, caddelerde satılmasında etkinlik gösterdi.

    İlk şiir kitabı Geceleyin Bir Koşu 1966'da yayımlandı. Sonradan adı Dev-Genç olarak değiştirilen Fikir Kulüpleri Federasyonu kurucuları arasına katıldı. Fakülteden mezun olmaksızın ayrıldıktan sonra askerlik hizmetini Sivas, Konya, Elazığ ve Muş'ta sakıncalı bir onbaşı olarak bitirdi. Daha sonra Hacettepe Üniversitesi'nin Fransız Dili ve Edebiyatı bölümünü kazandı ve bu okuldan 1977'de mezun oldu.

    1970'de Ataol Behramoğlu ile birlikte kurduğu 'Halkın Dostları' adlı dergi 18 sayı yayımlandıktan sonra sıkıyönetim bildirisiyle kapatıldı.
    12 Mart 1971 müdehalesiyle gelişen olaylar şairin 'bağlanma' kavramıyla köktenci bir hesaplaşmaya girmesine yol açtı.1974'de Sezai Karakoç'un Diriliş dergisinde 'Amentü' adlı şiirini yayımladı.
    1976'da evlendi.1977'den itibaren kaleme aldığı gazete yazılarından çoğu kitaplaştı.1981 yılında Fransızca okutmanlığına başladı.1988-1994 yılları arasında Çıdam Yayınları'nı yönetti.

    Halen Bilgi Üniversitesi'nde şiir üzerine dersler vermekte; Milli Gazete ve Gerçek Hayat dergisinde yazılar yazmaktadır.

    Evlidir. Dört çocuğu vardır.

  • ismet özel25.12.2002 - 16:47

    ŞİİRİ

    İkinci Yeni şairlerinin (özellikle E. Cansever, Ü. Tamer, T. Uyar, E. Ayhan) genel etki alanındaki ilk şiirlerinde özgün duyarlılığı, gözüpek ve yeni bir imge dünyasıyla göze çarpan İ. Özel, Evet İsyan'da topladığı şiirleriyle 60 sonra toplumcu şiirimizin en ilginç ve seçkin adı olarak belirdi.

    Atılgan ses tonu, taşkın duyarlılığı, şiirleindeki coşkulu ritimler ve vurgular, çarpıcı ve yeni benzetmelerle bu şiirler, yeni kuşakları büyük ölçüde etkiledi.1970'li yıllarda İ. Özel, toplumcu dünya görüşünden uzaklaşarak mistik bir dünya görüşüne yöneldi.

    Yeni içeriği, toplumcu şiirde ulaşmış olduğu biçimsel ustalık öğeleriyle, aynı ritim, vurgu ve tonlamalarla, aynı gözü pek ve özgün benzetmelerle yansıtmayı denedi.

  • ismet özel25.12.2002 - 16:42

    ESERLERİ

    Geceleyin Bir Koşu, Evet İsyan, Cinayetler Kitabı, Celladıma Gülümserken, Erbain (Kırk Yılın Şiirleri) , Bir Yusuf Masalı

    Üç Mesele, Zor Zamanda Konuşmak, Taşları Yemek Yasak, Bakanlar ve Görenler, Faydasız Yazılar, İrtica Elden Gidiyor, Surat Asmak Hakkımız, Tehdit Değil Teklif, Waldo Sen Neden Burada Değilsin? , Cuma Mektupları 1-2-3-4-5-6-7-8, Tahrir Vazifeleri, Ve'l-Asr, Neyi Kaybettiğini Hatırla, Bilinç Bile İlginç, Şiir Okuma Kılavuzu, Tavşanın Randevusu, Sorulunca Söylenen, Genç Bir Sairden Genç Bir Saire Mektuplar

    Siyasi Felsefenin Büyük Düşünürleri, Gariplerin Kitabı, Osmanlığı İmparatorluğu ve İslami Gelenek, Bilim Kutsal Bir İnektir

  • cemil meriç21.12.2002 - 14:48

    GERİCİ KİM?

    Canavarlarla dolu bir ormandayız. Yolumuzu hayaletler kesiyor. Tanımadığımız bir dünya bu. İthal malı mefhumların kaypak ve karanlık dünyası. Gerçek, kelimelerin arkasında kayboluyor.

    Ne güzel tarif; “Gerici: Bir toplumun gelişmesini sağlayacak hiçbir yeniliği istemeyen, her yönüyle eskiyi özleyen ve eski düzeni getirmeye çalışan (kimse) ” (Meydan – Larousse) . Tarifin tek kusuru bu ucûbenin hangi çağda, hangi ülkede yaşadığını söylememesi.

    Murdar bir hâl’den muhteşem bir maziye kanatlanmak gericilikse, her namuslu insan gericidir.

    4. Murad’a, Süleyman devrine dön! Diye haykıran Koçi Bey, Reşit Paşa’ya kadar Osmanlı Devleti’nin bütün ıslahatçıları gerici. Dante, yaşadığı çağdan iğrenir. Balzac eserini iki ezelî hakikatin ışığında yazar: Kilise ve krallık. Dostoyevski maziye âşık. Dante gerici, Balzac gerici, Dostoyevski gerici!

    Gerici, ilerici... Düşünce hürriyeti bu mülevves kelimelerin esaretinden kurtulmakla başlar, düşünce hürriyeti ve düşünce namusu.

    CEMİL MERİÇ
    (Bu Ülke S.73)

  • cemil meriç21.12.2002 - 14:30

    Düşünce adamı bir zümrenin emir kulu değildir. Hiçbir merkezden talimat almaz. Bir partiye bağlı olmayabilir. Ama tarihe angajedir. Yani vatandaş olarak vazifeleri vardır: Belli savaşları kabul etmesi, belli tehlikeleri göze alması lazımdır. Bir devrin şuuru olmak zorundadır o. Başlıca vazifesi: Bütün hakikatleri yoklamak, bütün yalanların maskesini yırtmak, kalabalığa doğruyu göstermek.
    Bazen yangın kulesindeki nöbetçi olacaktır, bazen engine açılan geminin kılavuzu. Sokakta insanlar boğazlanırken, düşüncenin asaletine sığınarak elini kolunu bağlamak, düşünceye ihanettir.
    CEMİL MERİÇ