Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • duvar06.04.2005 - 19:15

    Yahudiler için en önemli tapınma yeri olan Ağlama Duvarı...

  • ninja kaplumbağalar06.04.2005 - 19:03

    isimlerini, Donatello, Leonardo,Michaelangelo, Rafael olarak Barok sanatinin ve Ronesansin onculeri olan 4 devden alirlar... Entel sensey iste...

    Ayrica bu isimler Karanlik Caglarda yasamis aydinlar oldugunu da dikkate alirsak, isimlerin konulusu tesaduf ya da sadece basitrce bir etkilenme degildir. Ninja Kamplumbaglarda bir nevi karanlik caglarda geldiklerini, dogunun ilmiyle pistiklerini, ronensans gibi yeni bir cagin habercisi olduklarini, sadece silahlariyla degil dehalariyla da mucadele ettiklerini, vs vs vs... kisacasi cizgi film diye gecilmemesi lazim, gereginden fazla imgeler ve acik ya da gizli mesajlar vardir...

  • Final Fantasy: The Spirits Within06.04.2005 - 18:48

    Yetenekli kompozitor Elliot Goldenthal ve buyuleyici sesi olan Lara Fabian ile filmin bitis sahnesi icin yapilmis 'The Dream Within' sarkisi cok etkileyicidir. Hele hele filmde izleyerek dinlemesi daha baska.

    Filimin sonunda dunyanin atmosferinin duzeldiginin ilk habercisi olarak bir kartalin ucusu baslar. Kamera acilari o kadar dikkatlice dusunulmus ki ucan kartalin ustunden yavas yavas kartala yaklasmaya baslarsiniz ve dunyayi kartalin gozlerinden gormeye baslanildiginda ''The Dream Within'' sarkisi baslar. Yonetmeni cok icten etkiliyen bu sahnede kartalin gozlerinden yani baska bir canlin gozunden dunyayi izleyip havada suzulmek... Gercekten cok etkileyici bir bitis

    The Dream Within

    Free the dream within
    The stars are crying a tear
    A sigh escapes from heaven
    And the world's end
    Breathe the dream within
    The mystifying
    We tremble and spin
    Suspended within

    Look beyond where hearts can see
    Dream in peace
    Trust, love, believe

    We tremble and spin
    Suspended within

    Free the dream within
    The voices calling, a song
    A prayer from deep inside you
    To guide you

    Be the dream within
    The light is shining
    A flame on the wind
    Salvation begins

    Look beyond where hearts can see
    Dream in peace
    Trust, love, believe

    We tremble and spin
    Suspended within

    Free the dream within
    The stars are crying a tear
    A sigh escapes from heaven
    And the world's end

  • Final Fantasy: The Spirits Within06.04.2005 - 18:31

    Final Fantasy (Fainaru fantajî) video oyunlarinin yapimcisi olan Hironobu Sakaguchi tarafindan dusunulup, yazilip, cizilip ve yonetilen, 2001 yilinda coktan piyasa surulmus, enteresan bir film.

    Final Fantasy video oyunlarinin serileriyle pek ilgilenmedigimden filmle ne kadar alakasi var bilmiyorum ama filmin konusu beni cok etkiledi. Dunyanin da insanin gibi ruhu var. Yani dunyaya bir seyler oluyorsa sadece fiziksel degil manevi olarak da zarar goruyor. Maneviyati ve bilimi birlistiren bilim adami dunyayi hayalet olarak bakilan uzaylilarin isgalinden bir sekilde kurtarmis ve dunyanin son umudunu asistani ile aramaktadir. Felsefik, ilmi, politik ve askeri catismalari cok guzel yansitan derin bir film.

    Bir bakisla anlasilicak bir film olmadigindan beklenilen ilgiyi gormemesi beni sasirtmadi. Buyuk suprizlerle olaylarin gelismesi ve baska bir gezegenle kendi gezenemiz arasinda empati kurulmasi cok zekice olmus. Filmde ''ayna'' olacak cok tema var, o yuzden dikkatli izlenirse dusunenlere cok ilham vereceginden eminim.

    Hayr ve serrin cok guzel islendigi bu filmin esasinda can alici tarafi konusu degil yapilisidir. Tamamen bilgisiyarlarla yapilmis ilk animasyon filmdir. O kadar gercekci goruntulerdir ki belli sure sonra izlediginizin animasyon oldugunu bile unutabilirsiniz. Bence gorsel etkisinden dolayi tamamen sinemalik bir film. Tabii artik sinemalarda gosterilmedigi icin en azindan DVD'de izlenilmesi daha iyi olur.

  • derin devlet06.04.2005 - 15:50

    BÜLENT ARINÇ: DÜĞMEYE MEHMET AZİZ TARMAN BASTI! / 05.04.2005

    Habertürk Televizyonu'nda Basın Klübü'ne konuk olan TBMM Başkanı Bülent Arınç, Erkan Mumcu'nun istifasıyla başlayan 'Düğmeye kim bastı' tartışmasına açıklık getirdi. Arınç, Düğmeye Basan'ın Mehmet Aziz Tarman olduğunu açıkladı...

    Bir televizyon programını izlerken belkide ilk defe böylesine heyecanlandım. TBMM Başkanı son derece ciddi bir şekilde sordu: 'Düğmeye basanı gerçekten öğrenmek istiyor musuzunuz? Programa katılan gazeteci arkadaşlar, sunucu Melih Meriç gibi bir an şoka girdiler. Bülent Arınç devam etti: 'Ben size düğmeye basanı söylerim, ama bu konuda başka soru sormayacaksınız.' Gerek ekrandakiler, gerekse programa katılanlar müthiş bir bekleyiş içine girdiler. Programı sunan Melih Meriç, 'Bu cevap karşısında bu riski göze alıyorum, buyrun söyleyin' dedi. Bunun üzerine Bülent Arınç 'Düğmeye basan kişi Mehmet Aziz Tarman'dır. Kendisi kanlı canlı yaşıyor. Ulusal Güvenlik ve Strateji Komitesi Başkanı'dır.'

    'Şubat Soğuğu' STV'de yayınlanan bir dizi film. Her ne kadar dizinin başında 'Bu dizideki karakterlerin gerçek hayatla bağlantısı yoktur' diye yazsa da bu dizideki her karakterin gerçek hayatta birebir karşılığı olduğuna izleyici inanıyor. Televizyon izleyicisi tıpkı 'Kurtlar Vadisi'ndeki karakterler gibi bu dizideki karakterleri de birebir gerçek hayattakilerle eşleştiriyor. Çünkü dizi son derece güncel şekilde cereyan ediyor ve güncel karakterlerin hemen hepsi bu dizide yer alıyor. Bu dizinin son bölümlerinde yeni bir karakter ortaya çıktı. Bu karakterin adı Şah Veli. Bu karakterin özelliği, dindar gibi görünüp dindarların aleyhine çalışan bir tarikat şeyhi olması. Şah Veli'nin kim olduğuna dair fikir yürütenler için birkaç ip ucu daha vereyim: Şah Veli çok kadınla evli ve derin devletle de bağlantısı var!

    Şu 'derin devlet' meselesi Türkiye için belkide en önemli mesele. Eski Cumhurbaşkanı, 12 Eylül Lideri Kenan Evren 'Elbette bir derin devlet var' diyor. Süleyman Demirel'de 'Elbette var' diyor: 'Derin devletin içinde kimler var? .. Olaya şöyle bakacaksınız... Derin devletin içindekiler yani normal zamanlarda belirli yetkileri kullanma durumunda olanlar, bir de bakarsınız, kurtarıcı haline gelmek isterler... Öyle hissederler kendilerini... Oysa kimse onlara görev vermemiştir.'

    Bir tür 'Durumdan vazife çıkarma' mantığı ile işleyen bir mekanizma. Ama bu eksik bir tanım. Sadece asker ile bu derin devlet konusu açıklanamaz. Çünkü Derin Devlet denilen mekanizma işlerken askere hiç toz kondurulmaz!

    Bir derin devlet tanımı nasıl yapılabilir? Elbette bazı tanımlar var, ama benim karşılaştığım en kapsamlı tanımlardan birisi şu: 'Jöntürklerin Rumeli'de oluşturduğu çetelerin, ardından iktidara gelen İttihat ve Terakki Partisi'nin ve onun beyni olan Teşkilat-ı Mahsusa'nın, ardından Teşkilat-ı Mahsusa'nın M.Kemal'e biat etmeyen üyelerinin temizlenerek sağlamlaştırılan tek parti iktidarının, ardından, gelişen NATO ve Kontrgerilla ile iç içe giren düzenin ve nihayet bugün derin devlet dediğimiz oluşumun hiç kesintisiz olarak bugüne kadar sürmüş haline' derin devlet diyoruz.

    Derin devlet ne yapar: Halktan tahsil edilen vergiler ihale adı altında silahlı grupların kontrolünde derin devlet mensuplarına dağıtır. Yapılan komplolarda rejimle ters düşen iş adamları yazarlar öldürülür. Medya organik ilişki içinde bulunduğu taşeron iş adamlarına emanet edilir. Anayasa ve yasalar dışında askeri istihbarat birimleri oluşturur. Yasa dışı ticaret organize edilir.

    Derin devlet NATO, ABD ve İsrail ile iç içiçe bir devlet yapısı ister. Eğer politikacıların sahibi değilse tehditlerle şantajlarla onlara istediklerini yaptırır. Bütün bunlar yapılırken askeri kanada hiçbir çamur sıçratılmaması için azami gayret gösterilir. Ülkenin varlıklıları, önemli zenginleri bu yapıya entegredir.

    Derin devlet yüz yıldır kesintisiz biçimde devam etmekte. Derin devlet propaganda araçlarını, vergilerle ya da kirli ilişkilerle elde edilen parayı, siyasetçileri, siyasi partileri, güvenlik güçlerini ve devletin kilit noktalarını büyük oranda kontrol altında tutar. Kontrolden çıkmışlık hissedildiğinde düğmeye basılır ve mekanizma her taraftan harekete geçer! Başbakan Tayyip Erdoğan'ın dediği gibi 'Herkes özündeki düğmeye basar.'

  • şubat soğuğu06.04.2005 - 15:46

    '' 'Şubat Soğuğu' STV'de yayınlanan bir dizi film. Her ne kadar dizinin başında 'Bu dizideki karakterlerin gerçek hayatla bağlantısı yoktur' diye yazsa da bu dizideki her karakterin gerçek hayatta birebir karşılığı olduğuna izleyici inanıyor. Televizyon izleyicisi tıpkı 'Kurtlar Vadisi'ndeki karakterler gibi bu dizideki karakterleri de birebir gerçek hayattakilerle eşleştiriyor. Çünkü dizi son derece güncel şekilde cereyan ediyor ve güncel karakterlerin hemen hepsi bu dizide yer alıyor. Bu dizinin son bölümlerinde yeni bir karakter ortaya çıktı. Bu karakterin adı Şah Veli. Bu karakterin özelliği, dindar gibi görünüp dindarların aleyhine çalışan bir tarikat şeyhi olması. Şah Veli'nin kim olduğuna dair fikir yürütenler için birkaç ip ucu daha vereyim: Şah Veli çok kadınla evli ve derin devletle de bağlantısı var! ''

  • fethullah gülen06.04.2005 - 15:15

    ''Fethullah Gülen Hocaefendi'nin 'Kırık Testi' adıyla Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Yayınları tarafından şimdi 3 ciltte toplanan Amerika'daki sohbetlerini okurken, bu duygu ve düşüncelerle dolup taştım tabir yerindeyse. Aynı zamanda bir üslup harikası olan bu sohbetler, bir âlimin gurbetteki sohbetleriyle nasıl bir vatan inşa ettiğini de gösteriyor bize. Bu sohbetleri okurken bir kere daha anlıyorsunuz ki, ilmin vatanı olmaz ve Allah'ın kalplere koyduğu ilmin çağları aşan ışıldayışına da kıtalar engel oluşturamaz. O, gittiği her yerde, bir radyum gibi ışımaya devam eder. ''

    MUSTAFA ARMAĞAN
    Tarihe sığmayan sohbetler

  • başörtüsü06.04.2005 - 14:36

    Avukat Dursun Elçi, ödülünü almak için kürsüye çıktı. Ancak bu mutlu tablonun heyecanı ile bütün gece uyuyamadığını söyleyen Elçi, kendisini izlemeye gelen eşi Ayşe Gürcan Elçi’nin içeriye alınmaması nedeniyle sevincinin yarım kaldığını belirtti. Eşinin törene alınmaması üzerine üniversitenin bahçesindeki otoparkta arabanın içinde beklemek istediğini kaydeden avukat, yetkililerin buna da izin vermediğini ifade etti. Daha sonra dekanının da bahçeye geldiğini kaydeden Elçi, “Kendisine ‘İçeri girmesin, arabada otursun.’ diye rica ettim. ‘Oturamaz.’ dedi. Hanımım çok üzüldü ve gitti. Ben de yıkıldım. Arabamın mülkiyetine dekan nasıl karışabilir? Tazminat davası açacağım.” diye konuştu. Rektör Yardımcısı Prof. Şafak Ural ise konu ile alakalı konuşmak istemediğini söyledi

    “Eşimin başında türban değil, Anadolu kadınına özgü bir örtü vardı. Siyasi bir amacımız olamaz.” diyen Dursun Elçi, eşinin, avukat olmasında çok emeği geçtiğini vurguladı. 66 yaşındaki Ayşe Gürcan Elçi, ev hanımı ve iki çocuk annesi...

  • slayer05.04.2005 - 19:31

    Dead Skin Mask

    ….

    Graze the skin with my finger tips
    (Parmak uçlarımla sıyırmak deriyi)
    The brush of dead cold flesh pacifies the means
    (Cesedin soğuk dokunuşu yatıştırır her şeyi) *
    Provoking images delicate features so smooth
    (Kışkırtan görüntüleri, narin özellikleri öylesine zarif ki) *
    A pleasant fragrance in the light of the moon
    (Hoş bir râyihâ ayın ışıltısında sanki) *



    Slayer
    Seasons In The Abyss – 1990
    * Virgilius...

  • müslüman bilginler04.04.2005 - 22:28

    Bu terimi, Karanlik Caglar denilip yok sayilan, Muslumandir denilip bilim adami degildir dusunulen, kisacasi olusmus bir cok on yargiya karsi olarak actmistim. Bugun ki modern bilim camiasi olsun, ronesans olsun, tanilan cogu bilim adami olsun musluman alimlerden etkilenmislerdir... Hatta kesfettiklerini ya da icat ettiklerini cok onceden bulmuslardir. Eski Yunan bilim tarihini kurtarmislardir. Matematikten felsefeye kadar her bilim dalinda onder olmuslardir.

    Kuresellestigimizden alimleri artik Eski Yunan, Roma, Ronasans, Islam, Osmanli gibi donemlere ayirip liste vermek cok zor. Ayirsak bile, yuzyilimizda kendini musluman, hristiyan, hindu, budist, sosyalist, ateist, agnostik gibi nitelendiren yuzbinlerce bilim adami vardir. Fakat nedense atiestlikle bilim o kadar ozdeslestirilir ki dindar bilim adami demek bile bazilarina garip geliyor. Hatta yok deniliyor. Bu kisiler bilmez mi batidan doguya kadar ozellikle bati universiteleri, Nasa gibi kurumlarda binlerce musluman bilim adami oldugunu? Ingilteredeki universitelere gelip bir baksinlar, muhendislikten matematige kadar cogu hoca muslumandir. Musluman diye bilim yapamaz denilen insanlar batida insanlara bilim ogretiyorlar... Dunyanin cogu yerinde binlerce ilim-bilim adami var. Buraya bir kac tane ornek yazsam bile yetmez.

    Abdulfettah Ebu Ğudde, Prof. Abdulkadir Karahan, Prof. Dr. Ahmet Yüksel Özemre, Prof Abdulsselam, Dr. Elsayed Orady, Dr. Imtiaz Ahmad, Feza Gürsey, Dr. Abla M. Zayed......... diye isimler siralasam ne degisecek... Yine fikri bilgisinden cok olanlar gelip atip tutacaklar.