Yillar once ilk pilot bolumunu sans eseri TV'den izleyince uzun sure basindan kalkmadigim bir diziydi. Ilk baslarda uzayli var mi yok mu gibilerinden her hafta ne olacak diye meraktan catlarken iyice yilan hikayesine donusen dizi sonradan baya baymisti. Yine de uzun sure bagimlilik yaptigini da itraf edeyim. Sogumama belki uzaylilarin oldugu kesinlesince merakin gitmesi ya da zaman asimi, olaylarin iyice ucmasi, abarmasi gibi sebepler de olabilir tabi sinema filminin konun icine etmesi de cabasi...
Simdiye kadar 9 sezona kadar oynayan dizi de uzaylilarla ilgili olan ana konusu yavas yavas gelisirken bir yandan da ana konu disinda paranormal, ilmi, meta fizik, mistik, pisisik, hafiye, guncel, politik, gizemli, gizli, komplo teorileri gibi konularda isleniliyordu.
Esasinda buyuk produksiyon film denecek kadar kapsamli olan dizi, ne kadar ''Twin Peaks'' gibi ilklerden olmasa da, ''ancak sinema filmlerinde'' olacak cekimleri TV ekranina tasimasiyla baya kaliteli oldugunu cok yonden ispatlamistir.
Ana konusu daha cok uzaylilar tarafindan dunyayinin istila etmesi kacinilmaz oldugu icin ''yok olmaktansa kole oluruz'' gibilerinden isbirlikci derin devlete (MIB - kara adamlara) karsi iki FBI ajanin mucadelesini ve maceralarini anlatir. Tabi yukarda degindigim gibi ana konudan ayri olarak cogu bolumunde farkli olaylarda kahramanlarimizin etrafinda ceyran eder.
Tokugawa Shogunate(başkumandanlıgi) tarafindan yonetilen Japonya'da ''daimyo''larin (feodal beylerin) uzerinde buyuk vergiler bindirilmistir. Shogunate en kucuk bir itatsizligi idamla cezalandirma hakkina sahip oldugundan nerdeyse kimse gik cikartamaz. Bu acimasiz yasalari uygulamak icin uc grup gorevlendirilmistir:
Birincisi, ''ajanlar'' grubudur, sadakatsizlige gidebilecek her adimi izlerler. ''Kurokuwa'' klanindandir.
Ikincisi, ''suikastçiler'' grubudur, cocuk-yasli-kadin ayirt etmeden, devletin planlarina tehdit eden ya da ters gelen herkesi oldururler. ''Yagyu'' klanindandir.
Ucuncusu, ''cellat'' tek kisidir, devletin planlarina tehdit eden ya da ters gelen ''daimyo''larin ''seppuku'' (intihar ayini yani harakiri) yapmalarinda (baslarini keserek) yardimci olur. Shogunate'in ozel amblemini tasir, ''Yagyu'' klanindandir. ''Ikinci'' olarak da bilinen cellatimiz 40 yildir bu isi onuru ile yapan, anti-kahramanimiz, Ogami Itto'dur...
Ogaminin yerine goz diken Yagyu klaninin icine girmis olan seytani klan, Ogama Itto'nun bebegi haric karisi, sulalesi, hizmetkarlari bile dahil herkesi oldururler ve onu cok adi bir oyuna getirip gorevinden ve hayatindan etmek isterler. Kurallar, prensipler, toreler, gelenekler kisacasi ''bushido'' ile bagli olan samurayimiz, artik intikam yemini alir ve ne bir kural ne de bir his taniyan, bir ifrit olacaktir. Kilicini 500 yene kiralayabilirsiniz ama gururunu asla alamayacaginiz bir ronin (efendisiz samuray) olur. Artik onunde kimse, ne ninjalar, ne samuraylar, ne ceteler, ne de ordular, durabilecektir.
ve daha idrak etme cagina bile gelmemis bebegin onune top ve kilicini koyar. Bebegin anlamadigini bilir ama yolun zorlugu icin olum ve yasam arasinda tercih verir. Topsa annesinin yanina (yani obur tarafa) , kilic ise kendisiyle goturecektir. Bebek kilici secer, ve baba uzgun olarak keske topu secseydin senin icin daha hayirli olur deyip kanli macerasi baslar:
Serileri: Sword of Vengeance - 1972 Baby Cart at the River Styx - 1972 Baby Cart to Hades - 1972 Baby Cart in Peril - 1972 Baby Cart in the Land of Demons - 1973 White Heaven in Hell - 1974
Kill Bill filmindeki sprey gibi fiskiran kan efeklerini hatirlarsaniz, 1972 - 1973 yillarinda cekilmis Japon seri filmi olan Lone Wolf and Cub'in bir cok yonden Tarantino'yu etkilemistir.
Belki eski olduklarindan ses ve gorsel efektler basit gorunebilir ama sanki hic bir kurala bagli olmadan yapilan bu filmlerin yaninda Tarantino'nun filmleri olsun diger Holywood filmleri kuzu gibi kalir.
''Kozure Okami'' olarak bilinen bu seri film ''Babycart'' diye de bilinir. Shogun Assassin diye de tum serileri icine alan filmi de vardir.
Quentin Tarantino'nun takdir edilecek cok yonu vardir ama ondan yillar once bu filmler zaten sinirlari coktan zorlamis ve cok yonden bati sinemasini kokten etkilemislerdir. Iste Tarantino'nun esas takdir ettigim yani sudur ki, bu filmlerin bir daha taninmasinda kopru olmustur. Dogunun ve uzak dogunun etkileri saymakla bitmez. Lone Wolf bunlardan sadece biri...
yakin ama cok uzaklarda unutulmus, bilinmeyen, tahmin edilmeyen bir yerlerde... o yabancilastigimiz saf duygularin yasandigini gormek... icin icinde, diplerde hala oldugunu yeniden hissetmek... yoksa o manzaralari gurultuye, egzos dumanina, betonlasmaya, su kahrolasi sehirlesmeye sattigimizdan mi hatira gibi?
O zaman unutanlar, ustunu ortenler, kacanlar, gomenler icin: Wo de fu qin mu qin
bazi insanlar karnalikta kaldiklarinin bile farkinda degiller... Iste bilgi yok fikir cok...
Tarihte ne mucadeleler oldu, ruhumuz bile duymaz. Yasli tarih ne meydanlara tanik oldu. Sadece su alimlerimizin bulduklari isimleriyle anilmamasi icin ne kalleslikler yapildi... Ama iste iktidarda olanlar yazar tarihi.. Bilgi o yuzden gozden uzak, millet de zaten biraz zahmet edip uzanmiyor...
Mesela su kosinus ve sinusun tarihine bir zahmet edip bakilsa. Gercek isimlerini kullanmak icin avrupaya bu bilgiyi tasimaya calisan papa bile oldurulmustur. Ortulu, gomulmus bir tarih, gonulden gecen, canlar biraz ugrassin cikarsin. Ama nerdeee, onlar da bir toprak atar, ustune ustluk tukururde.... Bazilari ise arkasina donup umursamaz. Neyse ne desek fark etmez, inanmazlar.
Gozleri hep bir egri arar, insaniz ya bulurlar da. Ama bilmezler mi ki kendi tarihlerini, kendi kimliklerini gomuyorlar. Dine tepkiden tarihi daha da gomun gomun, hic bir delil hic bir dusunce kalmayincaya kadar gomun o zaman kendi basiniza hakli olursunuz.
Gunumuzde logaritma denilen, logaritma cetvelleri ve logaritma kavramlarini ilk defa bulan ve gelistiren el-Harzem adlı musluman turk kokenli bilgindir. Ogrencileri ve ondan sonra gelen alimlerimizde daha da logiritmayi gelsitirmislerdir.
kendisine ait gibi gosterilen efsanelerin (acidim hepsi demiyorum) cogu Kral Arthur'a degil, esas Keltiklerin destanlardaki kahramanlara aittir, yani ruhban sinifinin Keltik destanlarini degistirip keltikleri Roma'nin hakimeyetine getirmek icin uydurulmus propogandalardir.
Yillar once ilk pilot bolumunu sans eseri TV'den izleyince uzun sure basindan kalkmadigim bir diziydi. Ilk baslarda uzayli var mi yok mu gibilerinden her hafta ne olacak diye meraktan catlarken iyice yilan hikayesine donusen dizi sonradan baya baymisti. Yine de uzun sure bagimlilik yaptigini da itraf edeyim. Sogumama belki uzaylilarin oldugu kesinlesince merakin gitmesi ya da zaman asimi, olaylarin iyice ucmasi, abarmasi gibi sebepler de olabilir tabi sinema filminin konun icine etmesi de cabasi...
Simdiye kadar 9 sezona kadar oynayan dizi de uzaylilarla ilgili olan ana konusu yavas yavas gelisirken bir yandan da ana konu disinda paranormal, ilmi, meta fizik, mistik, pisisik, hafiye, guncel, politik, gizemli, gizli, komplo teorileri gibi konularda isleniliyordu.
Esasinda buyuk produksiyon film denecek kadar kapsamli olan dizi, ne kadar ''Twin Peaks'' gibi ilklerden olmasa da, ''ancak sinema filmlerinde'' olacak cekimleri TV ekranina tasimasiyla baya kaliteli oldugunu cok yonden ispatlamistir.
Ana konusu daha cok uzaylilar tarafindan dunyayinin istila etmesi kacinilmaz oldugu icin ''yok olmaktansa kole oluruz'' gibilerinden isbirlikci derin devlete (MIB - kara adamlara) karsi iki FBI ajanin mucadelesini ve maceralarini anlatir. Tabi yukarda degindigim gibi ana konudan ayri olarak cogu bolumunde farkli olaylarda kahramanlarimizin etrafinda ceyran eder.
Tokugawa Shogunate(başkumandanlıgi) tarafindan yonetilen Japonya'da ''daimyo''larin (feodal beylerin) uzerinde buyuk vergiler bindirilmistir. Shogunate en kucuk bir itatsizligi idamla cezalandirma hakkina sahip oldugundan nerdeyse kimse gik cikartamaz. Bu acimasiz yasalari uygulamak icin uc grup gorevlendirilmistir:
Birincisi, ''ajanlar'' grubudur, sadakatsizlige gidebilecek her adimi izlerler. ''Kurokuwa'' klanindandir.
Ikincisi, ''suikastçiler'' grubudur, cocuk-yasli-kadin ayirt etmeden, devletin planlarina tehdit eden ya da ters gelen herkesi oldururler. ''Yagyu'' klanindandir.
Ucuncusu, ''cellat'' tek kisidir, devletin planlarina tehdit eden ya da ters gelen ''daimyo''larin ''seppuku'' (intihar ayini yani harakiri) yapmalarinda (baslarini keserek) yardimci olur. Shogunate'in ozel amblemini tasir, ''Yagyu'' klanindandir. ''Ikinci'' olarak da bilinen cellatimiz 40 yildir bu isi onuru ile yapan, anti-kahramanimiz, Ogami Itto'dur...
Ogaminin yerine goz diken Yagyu klaninin icine girmis olan seytani klan, Ogama Itto'nun bebegi haric karisi, sulalesi, hizmetkarlari bile dahil herkesi oldururler ve onu cok adi bir oyuna getirip gorevinden ve hayatindan etmek isterler. Kurallar, prensipler, toreler, gelenekler kisacasi ''bushido'' ile bagli olan samurayimiz, artik intikam yemini alir ve ne bir kural ne de bir his taniyan, bir ifrit olacaktir. Kilicini 500 yene kiralayabilirsiniz ama gururunu asla alamayacaginiz bir ronin (efendisiz samuray) olur. Artik onunde kimse, ne ninjalar, ne samuraylar, ne ceteler, ne de ordular, durabilecektir.
ve daha idrak etme cagina bile gelmemis bebegin onune top ve kilicini koyar. Bebegin anlamadigini bilir ama yolun zorlugu icin olum ve yasam arasinda tercih verir. Topsa annesinin yanina (yani obur tarafa) , kilic ise kendisiyle goturecektir. Bebek kilici secer, ve baba uzgun olarak keske topu secseydin senin icin daha hayirli olur deyip kanli macerasi baslar:
Serileri:
Sword of Vengeance - 1972
Baby Cart at the River Styx - 1972
Baby Cart to Hades - 1972
Baby Cart in Peril - 1972
Baby Cart in the Land of Demons - 1973
White Heaven in Hell - 1974
Filmi:
Shogun Assassin - 1980
Kill Bill filmindeki sprey gibi fiskiran kan efeklerini hatirlarsaniz, 1972 - 1973 yillarinda cekilmis Japon seri filmi olan Lone Wolf and Cub'in bir cok yonden Tarantino'yu etkilemistir.
Belki eski olduklarindan ses ve gorsel efektler basit gorunebilir ama sanki hic bir kurala bagli olmadan yapilan bu filmlerin yaninda Tarantino'nun filmleri olsun diger Holywood filmleri kuzu gibi kalir.
''Kozure Okami'' olarak bilinen bu seri film ''Babycart'' diye de bilinir. Shogun Assassin diye de tum serileri icine alan filmi de vardir.
Quentin Tarantino'nun takdir edilecek cok yonu vardir ama ondan yillar once bu filmler zaten sinirlari coktan zorlamis ve cok yonden bati sinemasini kokten etkilemislerdir. Iste Tarantino'nun esas takdir ettigim yani sudur ki, bu filmlerin bir daha taninmasinda kopru olmustur. Dogunun ve uzak dogunun etkileri saymakla bitmez. Lone Wolf bunlardan sadece biri...
Lone Wolf and Cub serisinden cok etkilenilmistir.
yakin ama cok uzaklarda unutulmus, bilinmeyen, tahmin edilmeyen bir yerlerde... o yabancilastigimiz saf duygularin yasandigini gormek... icin icinde, diplerde hala oldugunu yeniden hissetmek... yoksa o manzaralari gurultuye, egzos dumanina, betonlasmaya, su kahrolasi sehirlesmeye sattigimizdan mi hatira gibi?
O zaman unutanlar, ustunu ortenler, kacanlar, gomenler icin: Wo de fu qin mu qin
insanin kucuk dunyasinda yarattigi buyuk yanardag...
bazi insanlar karnalikta kaldiklarinin bile farkinda degiller... Iste bilgi yok fikir cok...
Tarihte ne mucadeleler oldu, ruhumuz bile duymaz. Yasli tarih ne meydanlara tanik oldu. Sadece su alimlerimizin bulduklari isimleriyle anilmamasi icin ne kalleslikler yapildi... Ama iste iktidarda olanlar yazar tarihi.. Bilgi o yuzden gozden uzak, millet de zaten biraz zahmet edip uzanmiyor...
Mesela su kosinus ve sinusun tarihine bir zahmet edip bakilsa. Gercek isimlerini kullanmak icin avrupaya bu bilgiyi tasimaya calisan papa bile oldurulmustur. Ortulu, gomulmus bir tarih, gonulden gecen, canlar biraz ugrassin cikarsin. Ama nerdeee, onlar da bir toprak atar, ustune ustluk tukururde.... Bazilari ise arkasina donup umursamaz. Neyse ne desek fark etmez, inanmazlar.
Gozleri hep bir egri arar, insaniz ya bulurlar da. Ama bilmezler mi ki kendi tarihlerini, kendi kimliklerini gomuyorlar. Dine tepkiden tarihi daha da gomun gomun, hic bir delil hic bir dusunce kalmayincaya kadar gomun o zaman kendi basiniza hakli olursunuz.
Gunumuzde logaritma denilen, logaritma cetvelleri ve logaritma kavramlarini ilk defa bulan ve gelistiren el-Harzem adlı musluman turk kokenli bilgindir. Ogrencileri ve ondan sonra gelen alimlerimizde daha da logiritmayi gelsitirmislerdir.
''anaa! ! ! o da ne! ! ! '' dedirtten cinsten
kendisine ait gibi gosterilen efsanelerin (acidim hepsi demiyorum) cogu Kral Arthur'a degil, esas Keltiklerin destanlardaki kahramanlara aittir, yani ruhban sinifinin Keltik destanlarini degistirip keltikleri Roma'nin hakimeyetine getirmek icin uydurulmus propogandalardir.