Kültür Sanat Edebiyat Şiir

PERİ NEDİR?

Peri dumansız ateşten yaratılan cinlerin bir çeşidir. Avlarını tuzağına dost maskesi takarak düşürürler. ta ki onlardan istedikleri şeyi (imanlarını elinmden) almayı başarıncaya kadar ona dostuymuş gibi davranır lütüflar sunarlar. Desisleri yani hileleri saymkala bitmez. En başta gelen hileleri musallat olduğu kimslere 10 doğru haber sunup onun güvenini kazanmayı başardıktan sonra koskocaman bir yalan söylediklerinde de onu doğruymuş gibi kabullendirmektir.! 0 doğrıunun arasına koskocaman inanılması güç bir yalanı o kadar ustaca lanse eder ki onun bu hilesini yutmamak içten bile değildir.
Periler çok zeki ve de istediklerini elde etmek ughrunda aşırı sabırlı yatarıklardır. İlham etme, rüya gösterme, evliya ruhaniyeti kılığına girme, musallat olduğu kimseyi sanki gökyüzüne cıkartıyormus gibi halisilasyonik görüntü oyunları ile kandırma, göz boyama, her kılığa girebilme gibilerinden meziyetleri vardır. halk arsında cinler asla ayaklarını düz olarak gösteremezler gibisinden yanlış bir düşünce vardır. onlar ayaklarını düzde gösterebilirler her kılıga ama her kılığa girebilirler. Geçmişte insanların putlara tapmasını sağlayanda onlardır. çünkü putların arkasına gizlenip kendilerini göstermeden ' Ben tanrıyım haydi bana tap 'bile demişlerdir.

CİNLER HAKKINDA HERŞEY CİNLERDEN KURTULMA ÇARELERİ
Dumansız ateşten yaratılan ruhani varlıklardır.
Nasılk i biz insanlar Topraktan yaratılan Adem A.S. mın soyundan isek onlarda Dumansız ateşten yaratılan İblisin soyundandır.
Periler de cindir ifritlerde...

Allah dilemedikçe Allah bir insanın göz ve ruh perdesini kaldırmadıkça onlar ne kadar çaba harcarlarsa harcasınlar insanlara gözükemezler. Zarar veremezler. Onlar ise ahmakça bir yönteme baş vururlar madem ki ben buna zarar veremiyorum o halde kendisine görünebildiğim bir insana gider ona zarar vermesini sağlarım derler ama başaramazlar. Allah yeter ki bir kulunu korumak istesin. Mesela bir adam vardır O adama git surada zarar ver demiştir O ise eline tabancasını almıs onu elindeki demirlerle tam dövecegi anda Allah bir kamyonun frenlerini patlatmış ve o zarar verecek olan adımın ezilmesini sağlayarak onu korumuştur.

Cinler musallat oldukları insana git falanca kimseye kötülük yap dediklerinde onlardan korkup onların dediklerini yapanı Allah günü geldiğinde yerlebir eder Herşeyin hükümranlığını kudret elinde tutan Allah'tan korkup ona itaat etmek yerine onun yarattığına itaat ettiği için Ancak iş işten geçmeden tüm günahlarına töveb edip durumlarını düzeltenler müstesna. Cinlerle işbirliği yapmak en büyük günahlardandır. Nitekim Allah Teala cinlerin atası olan iblis le Bizim atamız olan Adem'i cennetten kovarken ' Birbirinize düşman olarak yeryüzüne inin (Bu düşmanlık benden ayırmak icin değil bana birbirinizi itaat ettirmek için olsun) ' buyurmuştur parantez icinde acıkjlamasını sunmuşm olduğum söz kuran ın bir ayetidir. Tam açılımı ise şu şekildedir.
Mesela bir postacı düşünün eline gecen ehr mektubu açıyor içinde para veya değerli eşya varsa onları çalmak önemli birsey yoksa o mektupları da yırtıp atmak sureti ile Halka maddi ve de manevi olarak zulm ediyor.. İşte cinlerin böyle kimseye musallat olup ona zulm ve düşmanlık etmesi farzdır. Bu türde düşmanlık edenler şeytan değildir. Şeytan insanalrı Allah'tan koparacak dünyaya bağlayacak olan lutuflarda ve de telkinlerde bulunan kimselere denir.
' korku ve esaret edepsizliğin getirisidir. Edebe tam manada riayet eden kimseler korkudan esaretten ve de huzursuzluktan biridir.'
MUSTAFA UZUN S. SIRNAME

' Eğer (sinsice veya açıktan açığa düşmanın olan) şeytanın başını ezmek dilersen gözünü aç da gör ki şeytanın kaitili edeptir. Gözünü aç da baştan başa Allah kelamı olan kuran-ı kerime bak. Kuranın bütün ayetleri edep talim eder edep ögretir.'
MEVLANA C. RUMİ / MESNEVİ ESERİ

' Lehine olan duaların kaublü Mevlanın hukuk bütünlüğüne riayet etmene, reddi ise etmemene endekslidir'
MUSTAFA UZUN / S. SIRNAME

' Edep bir tac imiş nuru hüdadan giy o tacı emin ol her türlü beladan'
TASAVVUF ANONİM

TÖVBE YETERLİ Mİ?
' Ahmet Mustafa'nın cüzdanını çalar daha sonra Ahmet işlemiş olduğu bu çirkin fiilden ötürü büyük bir nedamet içersine girerek bu kezde tövbe tokmağı ile Kakkın rahmet kapısını çalar fakat Rahmet kapsısı Ahmet'e açılmaz. NEDEN BİLİR MİSİNİZ? Çünkü Ahmet durumlarını düzeltmemiştir. Yani çaldığı cüzdanı geri iade etmemiştir.
Bazı insanlarda yalanlarıyla dolanlarıyla İftira boyutundaki inkarlarıya bazı insanların itibarını ve hatta onları böylelikle hüzünlere boğmak sureti ile sağlığını çalarlar bu tip manevi borcları olanlar iş işten geçtikten sonra mı durumlarını düzeltmeyi düşünüyorlar an bu andır an bu an'
MUSTAFA UZUN / S. SIRNME

GÜL BÜLBÜL AŞKININ HAKİKATİ GÜL BÜLBÜL AŞKI HAKKINDA HERŞEY BU SATIRLARDA....

GÜL sadece gönül eri olan arif insanları değil aynı zamanda onların kelamlarını yani sözlerini de sembolize etmekteidr
KAFESTEKİ BÜLBÜL ise Hâraret! Hâr ile sembolize edilen dumansız ateşten yaratılmış olan varlıkların esareti altında yaşayan garibanlardan daha garib olan bayanları sembolize etmektedir. Gül bülbüle ilk etapta aşıktır ve onu içine düşmüş olduğu esaretten kurtarabilemek için canla başla çalışmakta ve ona vefanının da ötesinde vefayı cefayı satın alarak göstermektedir.
Bülbüller nasıl olsa gülüm benim halimi biliyor o ben yalanda söylesem durumları mı inkarla da ötsem bu inkarla ötüşlerim iftira boyutuna varsa bile asla solmaz asla bana kızmaz asla benden yardım elini çekmez diye düşünürler bildiklerini okumak sureti ile güllerine dünyayı dar ederler. ' ötme bülbül ötme bülbül derdi derde katma bülbül benim derdim bana yeter bir dertte sen katma bülbül ' sözünün anlamlarından bir tanesi onların hallerini inkarla ötmek sureti ile hem güllerinin gönüllerini soldurması hem derinliğini kaybetmesine vesile olması hem kendisine olan sevgisinin git gide azalması hemde onun bu inkarla ötüşlerine aldanan insanların güle zulm etmesidir. Ayrıca ötme bülbül ün anlamlarından bir tanesi de seni içine düştüğün esaretten kurtarmak icin canla başla çalısan gönül erinden baskasına muhrik gönül çekici nağmelerle ötme demektir.
Bülbüller kadir kıymet bilmez Bencil ve de küstahtır. Bir o kadar da anlayışssız yunus emre hz onların bu hallerini güldeste eserinde şu beyitleri ile izhar etmiştir
Benim dilim kuş dilidir
ben bülbülüm dostum güldür
(inkarlada ötsem) bilin gülüm solmaz benim' yunus emre güldeste eseri
ama inanın soluyor ve hatta bu solmakla klamıyor nefrete dönüsüyor

Her kalibin hükümranlığı Allah'ın elindedir. Ve Allah güle yapılan Haksızlığı ve de ihanetleri Gülün kalbini bülbüle karşı soldurmak sureti ile onu bilinmezliğe mahkum ederek ödetiyor.

Bülbüller kimi zaman menfaatleri bir anlık huzurları icin gülüne zulm ettirmeyi göze alacak kadar acımasız kimi zaman ise kendisini esaret altında tutan Hârın ' Halinden memnunmuş gibi gözük aksi halde falanca kimseye ve de gülüne zarar veririm ' telkinleine aldanacak kadar gafildir.
Gafildir cünkü Herşeyin hükümranlığı Allah'ın kudret elindedir Allah'ın emir dalında açmak hara meydan okumak dururken kötünün emir dalında açmak Allah'ın rahmetinden mahrum olmaya eş değerdir
yunus emre bülbüllere hitaben der ki
' sohbetlerde baş çatup durmayan aşık mıdır? ' yunus emre güldeste eseri
Erkan ogur isimli değerli santıcmızın anadoolu beşik albümündeki bir şuhi sitemkar diye başlayan şarkısında ' Gül bülbüle aşık mı nedir Zarını (ağlayarak kendisine yalvbarmasını) bekler aman aman zatı peri hüznü sardı '
nakaratına yer vermiştir.
bu aşktaki gizemlerden birisi de perilerdir
periler dumansız ateşten yaratılan cinlerin bir çeşidir.

Haluk levnetin zor ask parcası da cok sey anlatır

Bülbüllerin bilmedikleri bir gercek vardır ki o da dört dörtlük müslüman olup rıza lokmaları olan gülleri ile evlenemezlerse kendisini vahset boyutundaki günlerin bekliyor olmasıdır Har işte bunu sağladıgı vakit bülbüle gercek yüzünü gösterir lutuf sunmayı bırakır tam amada zulme başlar onlar işin hersey bülbülleri Allah'ın rahmetinden kovurmak tamamen terk etmesini sağlamaktır.

bir kimse ne kadar derin bir derin bir denize düserse o kadar çok kulaç çekmek zorundadıre karaya ulaşmak için aynı şekilde bir kimse Allah a ve de gülüne ne kadar mahçup olmuşsa bii o kadar iyi olmadılır dört dörtlük olmaya mecburdur