Kültür Sanat Edebiyat Şiir

Didem Zorlu
Didem Zorlu

DOĞUŞTAN KÖRE RENK TARİFİ YAPILAMAYACAĞI GİBİ, CAHİLE DE HAKİKAT İLMİ ANLATILAMAZ.

  • gerçek15.06.2008 - 00:33

    Farkındalık içinde hep değişen fakat hiç değişmiyendir. An gelir dualite kavramı anlamını yitirir sadece gerçek kalır.

  • çile14.06.2008 - 20:15

    Mevlevilerde 1001 gün boyunca az yemek, az içmek, az uyumak ve ibadetle vakit geçirerek nefsi temizleme eylemine verilen ad.

  • ölüm14.06.2008 - 20:03

    ölüm, yaşamanın karşıtı değil, yaşama karşın hep varolan ve beraber olduğumuz bir olgudur. bir canlı dünyaya gelirken ölümü göze alarak gelir... tıpkı bir aşkta ayrılığı göze almak gibi. ama yaşarken ölümü düşünmeyiz, korkmayız ölümden. çünkü er ya da geç gelecektir. tüm bu imgelemlerin dışında sonsuz şeylerin varlığı ölümü anlamsız kılar. çünkü ölüm, birşeyin yokolması değil dönüşmesidir.
    'varolandan gelen her varlık dönüşecektir.' ölüm, bu dönüşümün bir adımıdır.

  • ateist09.06.2008 - 17:59

    insan hayatında 17-23 yaşları arasında sıklıkla rastlanır. kalıcı ve uzun süreli değildir. bir yakını kaybetme, ciddi bir kaza geçirme, ölüm tehlikesi atlatma, tehlikeli bir hastalığa yakalanma veya ruhsal bir çöküntüye kadar ateist, ondan sonra ya sufi ya deist olur.

  • kurtlar vadisi08.06.2008 - 13:43

    Bir insanın yüzüne estetik ameliyat yaparak omuzların da daraltılabileceğini kanıtlamaya çalışan ama hiç inandırıcı olmayan dizi.

  • Gerçekle Yüzleşmek08.06.2008 - 13:33

    Gerçekle Yüzleşmek felsefesi; Vahdet-i Vücut anlayışına dayanır. Bu anlayış sadece İslam dinine ait bir anlayış değildir. Her türlü Heteredoks anlayışta bu birlik düşüncesi vardır. Görünüşte çok olan varlıklar, aslında BİR’in dış alemdeki görüntüleridir. Her şeyin BİR olduğunu anlama düzeyine göre Tevhid dereceleri vardır. En son derece Fena Fillah derecesidir. Bu dereceden sonra zaten birliğe ulaşılır. BİR kendinden vardır ve başka hiç bir şeye ihtiyacı yoktur. Hz. Muhammed sav. İslam düşüncesini geliştirerek Vahdet-i Vücut (Vücutta teklik) düzeyine kadar ulaşmıştır, yani dini kemale erdirmiştir. Daha sonra bu fikir değişime uğrayarak Avrupa’da “Doğa Tanrıcılık” olarak ortaya çıkmıştır. Bu fikir ise TEK‘in insan ve doğa şeklinde belirmesi temeline dayanmaktadır. Bu konuda Hollandalı filozof Spinoza (1632-1677) , doğa ile Tanrı’nın aynı şey olduğunu söyler. Ona göre her şey aynı BİR’in ortaya çıkışından ibarettir. Bu fikir İslam inanışında Allah’ta yokluk, Allah’ta yok olmak şeklinde anlaşılmıştır. Hallacı Mansur, bu kavramın sınırlarını “Enel Hak” diyerek belirlemiştir. Gerçekle Yüzleşmek kitabı bu konuda yazılmış harika bir eserdir. Sebahattin Zorlu´nun sözlerindeki yücelik, açıklık, O'nun En Yüce Olan'dan söz edişindeki berraklık bu kitabı şimdiden olağanüstü öneme sahip bir eser kılmışır. Bu kitap insana eksiksiz, doyurucu ve kolay uygulanabilir bir öğreti sunuyor. Bu öğretide insan, evren ve hatta evren ötesi yorumlanıyor, yeniden tanımlanıyor, gerçeği arayan insana kolay ve güvenilir bir yol gösteriyor. Ancak günümüz insanına, özellikle de batı tarzı yaşam ve düşünce biçimine sahip olanlara son derece aykırı gelecek bir yol bu. Hemen tüm ruhsal öğretiler bu yolda ilerleyen yolcuyu en sonunda bir noktaya, bir 'kapı'ya getirir. Bu kapının adı Ben'dir veya tasavvuf felsefesinde söylendiği gibi nefs'tir. Maddi alemden manevi aleme geçmek bu kapının aşılmasına bağlıdır. Sufilerin 'ölmeden ölmek' dedikleri şey budur. Sebahattin Zorlu´nun öğretisi işte bu ego duvarının kırılarak aşılması ve sahtenin terkiyle *Mutlak Ben*in yaşanır hale gelmesi üzerine kurulmuştur.

  • sagopa kajmer08.06.2008 - 13:20

    kesinlikle kimseye özenmeden, çalıp çırpmadan efendi gibi kendi çabasıyla ortaya birşeyler çıkartmaya çalışan bir müzisyen. sahtiyan gibi onun da yazdığı sözlerden boş bir adam olmadığı, okuma kültürüne ve hayal etme yeteneğine sahip olduğu anlaşılır. çok da melodik küfür eder kanımca.

  • adolf hitler 08.06.2008 - 13:16

    insandan sabun üretilebileceğini bulan kişi

  • necip fazıl kısakürek08.06.2008 - 13:12

    tartışılmaz şairliğinin yanında piskolojik çözümlemelerin had safhada yaşandığı reis bey kitabıyla yazarlığını ortaya koymuştur. ideolocya örgüsü, o ve ben, çöle inen nur ve daha bir çok okunmaya değer esere sahiptir. açık konuşmak gerekirse sol kökenli olması pratik zekasının temeli olmakla birlikte aldığı felsefi ve dini eğitim sahip olduğu ufku genişletip tamamlamıştır. ölum, Allah, korku, kadın ve dava kavramları üzerinde çile adlı eserinde yeterince durmuştur. takvimdeki deniz, bendedir, aynalar yolumu kesti, ruh şiirleri okur okumaz insanın beynine kazınır. bir çok şiiri bendler halinde olsada ziyadesiyle uzundur aslında.

  • fuzuli08.06.2008 - 13:05

    Aslolan aşktır hayatta. gerisi, lâf ü güzaf
    demiş üstad ne güzel söylemiş.