Kültür Sanat Edebiyat Şiir

Sebahattin Zorlu
Sebahattin Zorlu

ALLAH DE ÖTESİNİ BIRAK!

  • yokluk31.07.2008 - 15:18

    Bir dertli kul idim derman arayan… diye söze başladı Beyazid-i Bestami: Kalbime bir süvari gibi indim. Bütün ellerimle Hakk’ın kapısını çaldım., belâ eliyle çalmadıkça kapı açılmadı. Bütün dillerle izin istedim, hüzün diliyle istemedikçe izin verilmedi. Bütün ayaklarla O’na giden yolda yürüdüm. Yokluk ayağıyla yürüyemedikçe dergâhına varamadım…

    Denildi ki, “Ey Bayezid! Nefsinden boş ol. Hiç ol da gel.” Yıllarca gayret ettim. Ve bir gün sükût edince baktım ve gördüm ki derdim, dermanım imiş…

  • bilmek20.07.2008 - 12:05

    Kendimizi bilmekle herkesi bilmek arasinda fark yoktur!

  • haddini bilmek20.07.2008 - 11:50

    Kendini bilme olmayinca, haddini bilmekte olmayacaktir!

  • mutluluk20.07.2008 - 11:35

    Algiladiklarinda mutluluk arayan dost! .. Bil ki algilananlara manayi sen veriyorsun, onlardan sana bir sey gelmiyor!

  • muhiddin ibni arabi19.07.2008 - 10:10

    Şimdi..
    Kendini ele al.. Çünkü bu misalde sade sen varsın..
    İsmin ve müsemman.. Aslında, bunların ikisi de aynı manaya gelir..
    Ya, sana bir isim verilmiş; ya da, sen bir isim almışsın..
    Mahmud, adını almışsın; ya da sana Mahmud adı konmuş..
    Halbuki sen, kendi adını Muhammed biliyorsun..
    Aradan bir zaman geçiyor..
    İşbu zaman, uzundur, veya kısadır.. İkisi de farksız..
    İşbu aradan geçen zamandan sonra anlıyorsun ve biliyorsun ki: İsmin Muhammed değil de, Mahmud imiş..
    Şimdi n’oldu? .. Vücudunda bir değişiklik oldu mu? .
    Hayır, hiçbir değişiklik olmadı..
    Araya, sadece bir marifet oyunu girdi..
    Ve sen, kendin elde ettiğin marifetinle, Muhammed ismi kalktı..
    Ve sen: Mahmud oldun..
    ” Nasıl oldu bu iş? . “
    Diyerek düşünmeye ne hacet? .. Şöyle oldu: Sen ancak Muhammed sandığın ismini özünden sildikten sonra oldu..
    İşbu manadan, fena halinin de nasıl olduğunu anladın..
    ***
    Şüphesiz fena hali, bir şeyin vücudunu ispattan sonra olur..
    Yani: Zahirde kullanıldığı manadaki fena hali.
    Ama, yukarıda anlatılan misalde fena hali öyle mi? .. Hiç de değil..
    Zahirde alışılan manada bir fena halinin olması için, bir başkasının varlığı olmalı..
    Bu, hiç yakışık alır mı? . Hem, hiç caiz mi? .
    Şüphesiz; her kim yüce Allah’ın zatından gayri birine, bir varlık isbatlarsa.. müşrik olur..
    Yani: Allah’a bir ortak bulmuş olur.
    Halbuki, Allah-ü Taala, yücedir; sübhandır.. Çook çok büyüktür..
    ***
    Yine, yukarıdaki misale dönelim..
    Arada bir isim değişti.. Muhammed Mahmud oldu..
    Ama, ne Mahmud’dan bir şey eksildi; ne de Muhammed’den..
    Mahmud’dan bir kısılma, bir eksilme olmadı..
    Sonra.. Muhammed de, Mahmud içinde bir yok değildi.. Fena bulmadı..
    Sonra.. Onun içine de girmiş değildi.. Bir çıkış da olmadı..
    Bir anlama sonunda, Muhammed eridi.. Silindi. Mahmud’un içine de girmedi..
    Hulasa: Ortada, sadece bir mana değişmesi oldu..
    Sonra.. Önce, Mahmud olan kimse.. kendisinin, Muhammed değil de; Mahmud olduğunu nasıl anladı dersiniz? ..
    Kendi kendine anladı.. Muhammed ismi ile değil..
    Çünkü, Muhammed yoktu..
    Olmayan bir şeyle, olmakta olan bir şey nasıl anlaşılır? ..
    ***
    Dikkatli olursan; yukarıdaki misalle pek çok şey elde edebilirsin..

    Miratül irfan - Muhiddin ibn-i Arabi

  • tenzih ve teşbih17.07.2008 - 19:38

    O her şeydir, çünkü şeylere varlık vermiştir. -Teşbih -
    Hiç bir şeydir, çünkü algılananlar görünürde vardır. -Tenzih -

  • reenkarnasyon16.07.2008 - 17:40

    Kisi ölümü tadip fiziksel beden yasamindan ruh beden yasamina gectikten bir süre sonra yeniden bir madde bedene girerek dünyaya geri dönme görüsüne reenkarnasyon denir.

    Hint felsefesinin efsane yalanlarindandir reenkarnasyon. Bu görüsün ne Kuran´da yeri vardir, ne bu konu hakkinda bir hadis vardir, nede bir islam aliminin deneyimi vardir.

  • kader12.07.2008 - 15:05

    Resûlullah Salla’llâhu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:

    Bir kul, hayrı ve şerri ile kadere imân etmedikçe; kendisine isabet edenin ondan şaşmasına; kendisine isabet etmeyenin de ona isabet etmesine kesinlikle imkân olmadığını bilmedikçe; mü’min olmaz! ..

    Ve eğer Allah, sana bir zarar dokunduracak olursa, onu O'ndan başka giderecek yoktur. Ve eğer sana bir hayır dilerse, o zaman da O'nun hayrını engelleyebilecek kimse yoktur. (Yunus 107)

    Allah'ın izni olmadan hiç bir nusibet isabet etmez. (Tegabun 11)

    Muhakkak ki biz her şeyi kader ile yarattık. (Kamer 49)

    Hiçbir şey yoktur ki onun hazineleri bizim indimizde olmasın... Biz onu ancak ma’lum bir kader ile indiririz. (Hicr 21)

    De ki: 'Hiçbir zaman bize Allah'ın bizim için takdir ettiğinden başkası dokunmaz. (Tevbe 51)

    Yeryüzünde vuku bulan ve sizin başınıza gelen herhangi bir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan önce, bir kitapta yazılmış olmasın. Şüphesiz bu Allah'a göre kolaydır. Bunu bilerek elinizden çıkana üzülmeyesiniz ve Allah'ın size verdiği nimetlerle şımarmayasınız. Çünkü Allah, kendini beğenip böbürlenen kimseleri sevmez. (Hadid 22-23)

  • kur'anı kerim12.07.2008 - 14:45

    Kur’an yedi nuans üzere indirildi. Onun hiçbir harfi yoktur ki, bir hiç zahir, bir de batın mana taşınmasın. Ebu Talip’in oğlu Ali’de bu zahir ve batına ait ilim mevcuttur. (Hz.Muhammed)

  • festina lente12.07.2008 - 14:41

    Bir şeylere doğru koşmak mıdır aslolan;
    bir şeylerden kaçmak mı?
    kaçan kendinden kaçar
    koşan yine kendine.
    O halde acele etmeden;
    Festina Lente..