Açıkcası,ismini duyduğumda hala öfkelendiğim bir filozof.Bu adamı tanımadan önce (ki yaklaşık 6-7 yıl kadar önceydi) anlam patenti (!) sadece bana ait bazı yeni düşüncelere-kavramlara ulaştığıma inanıyordum. Bana göre,felsefe tarihinin en etkin isimlerinden biri (belki de en etkini) .Entellektüel dünya hala O'nun kavramlarını aşamıyor.Gerçeklik hakkındaki yorumları matrix kültürünü,modernizm hakkındaki sert eleştirileri postmodernizme giden yolu açtı.İnancın 'tutku' olduğunu iddia etmesi ile birlikte,absürd kavramı ve ironiyi iletişimde merkeze taşıması,günümüz uluslararası kültürünü oluşturan ve şekillendiren etkenler arasında sayılabilir.Bir film izlerken araya giren reklamlarda bile bu adamın etkisini görüyorum.Bunları okuyan arkadaşlar elbetteki abarttığımı düşünebileceklerdir.Çünkü,O'nun felsefesinden alıntılar yaparak şöhret olan Sartre (nobeli red edecek kadar karizma) ,Heidegger ya da jaspers gibi pekçok çağdaş filozof kadar bile tanınmıyor.Derrida bile O'nun kavramlarının içini doldurmaktan öteye geçemedi bana kalırsa.
İnsan zihni bir yapıdır,bu zihin içindeki her bir şey,kendisi dışındaki her şeyden başka bir şeydir.(Yapı:mikro değişikliklerin makroda çok geç fark edildiği bütünlük) .Varoluş dediğimiz şey,zihin dediğimiz bu yapıya yeni şeylerin eklenmesidir; fakat bunun dolaylı sonucu olarak,öğrendiğimiz şeyler,oluşturduğumuz kavramlar,bildiklerimizin anlamlarını sürekli değiştirir (çünkü bir şey,kendisi dışındaki her şeyden başka bir şeydir demiştik) .Anlam sürekli 'sonraya' atılır.En nihayetinde zihin dediğimiz şey,dinamik bir yapıdır ve hiç bir kavram ya da bilgi 'mutlak' olamaz.DERRİDA FELSEFESİNİN EN YALIN ÖZETİ BU.
Açıkcası,ismini duyduğumda hala öfkelendiğim bir filozof.Bu adamı tanımadan önce (ki yaklaşık 6-7 yıl kadar önceydi) anlam patenti (!) sadece bana ait bazı yeni düşüncelere-kavramlara ulaştığıma inanıyordum. Bana göre,felsefe tarihinin en etkin isimlerinden biri (belki de en etkini) .Entellektüel dünya hala O'nun kavramlarını aşamıyor.Gerçeklik hakkındaki yorumları matrix kültürünü,modernizm hakkındaki sert eleştirileri postmodernizme giden yolu açtı.İnancın 'tutku' olduğunu iddia etmesi ile birlikte,absürd kavramı ve ironiyi iletişimde merkeze taşıması,günümüz uluslararası kültürünü oluşturan ve şekillendiren etkenler arasında sayılabilir.Bir film izlerken araya giren reklamlarda bile bu adamın etkisini görüyorum.Bunları okuyan arkadaşlar elbetteki abarttığımı düşünebileceklerdir.Çünkü,O'nun felsefesinden alıntılar yaparak şöhret olan Sartre (nobeli red edecek kadar karizma) ,Heidegger ya da jaspers gibi pekçok çağdaş filozof kadar bile tanınmıyor.Derrida bile O'nun kavramlarının içini doldurmaktan öteye geçemedi bana kalırsa.
İnsan zihni bir yapıdır,bu zihin içindeki her bir şey,kendisi dışındaki her şeyden başka bir şeydir.(Yapı:mikro değişikliklerin makroda çok geç fark edildiği bütünlük) .Varoluş dediğimiz şey,zihin dediğimiz bu yapıya yeni şeylerin eklenmesidir; fakat bunun dolaylı sonucu olarak,öğrendiğimiz şeyler,oluşturduğumuz kavramlar,bildiklerimizin anlamlarını sürekli değiştirir (çünkü bir şey,kendisi dışındaki her şeyden başka bir şeydir demiştik) .Anlam sürekli 'sonraya' atılır.En nihayetinde zihin dediğimiz şey,dinamik bir yapıdır ve hiç bir kavram ya da bilgi 'mutlak' olamaz.DERRİDA FELSEFESİNİN EN YALIN ÖZETİ BU.