Musevilerin, Tanrı ile insanın konuşmasını anlatan kitapları Talmud'da geçen bir yazıda ağlatmak;
'... bir kadını ağlatırken çok dikkat edin, çünkü Tanrı gözyaşlarını sayar! Kadın erkeğin kaburgasından yaratıldı, ayaklarından yaratılmadı, öyle olsaydı ezilirdi; üstün olmasın diye başından da yaratılmadı. Ama göğsünden yaratıldı, eşit olsun diye... kolun biraz altından, korunsun diye... kalp hizasından, SEVILSIN diye.'
hacivat adamlar zülfikar kemiğiyle lades tutuşurdu denize kusarlardı; yosun tutuşur, karides tutuşurdu elele tutuşurduk, kimse susmazdı, susmak olmazdı istanbul’da bir asit şişesi kırılırdı bir çocuk kapıyı açıp laciverde girerdi
dudaklarından öperdim, başım derde girerdi ve bir ayna şarkı söylemeye başlardı olduğu yerde
örneğin sarıyer’de: bir börekçi aniden küçümsenirdi çay bardaklarıyla asya’nın en eski haritası çizilirdi seni düşlerdik tüm belleğimizle acı çizilirdi, et çizilirdi, kafatası çizilirdi!
bir vapura binerdik, yüzümüz üstümüz limon ağacı her iskele biraz daha uzak, her aşk biraz daha latince iki parmak daktilo yazar gibi kopuk kopuk iki sözcükle gözlerine yazardım kendimi acemice! ve bayram harçlıklarımı, açlıklarımı düşürmüş olurdum böylece...!
sen ise gençliğini, hep çocukluğunu düşürmüşsün diyelim gece, diyelim alelacele yalnızsın diyelim ki oturup beni düşünmüşsün ağlamışsın gride biraz siyah, biraz beyaz arar gibi yeşilde mavi yok oysa, sarı hiç yok!
beni düşünmüşsün saçlarını akordeonlarla tarar gibi küçücük bir kız gibi küçücük bir delikanli gibi küçük bir yaradaki büyük bir kabuk gibi büyük bir yaradaki küçük bir kabuk gibi kanar gibi, kanatır gibi, birlikte kanar gibi beni düşünmüşsün!
ecel olur gelirim sana artık adressiz bir zarf gibi zarfı yalayıp kapatırken dudaklarımı kağıtla keser gibi çünkü ben orda celladım, biraz katil seri haldeyim sana, paralel haldeyim
bütün suçlar üstüme yıkıldı, hataların altında kaldım hayatım hayatına düşüp patlamayan hayali bir bomba gibi...!
radyo oyunlarına benzer insan hayatı hep arkası yarın! arkası yarın! arkası yarın! sanki hep arkalarda kalmışçasına yarın! sanki hep arkalarda kalması gerekirmişçesine yarın bölük pörçük yaşanırken aşklar, acılar, nefretler başka insanların dillerinde, başka oyuncuların yeteneğinde radyo oyunlarına benzer insan hayatı efektler kimin elinden, seslendirenler kim, konu ne bir dinleyici gibi oturursunuz kendi hayatınızın önüne meraklanırsanız, heyecanlanırsınız, sinirlenirsiniz de oysa kahramanı olduğunuz oyunda habersizken olanlardan, olacaklardan ağlarken ince ince siz, titrerken yarım yarım.. radyo oyunlarına benzer insan hayatı hep arkası yarın! arkası yarın! arkası yarın!
Yürek kemiğiyle lades tutuşuyor iki çocuk! misafir oyuncu bir terkediş biçimi ile ellerim vücudunun prömiyeri! Aynı ahır adına koşan acılarımız var bizim! amatör balıkçının leğeninde iki istavritiz seninle ölüme beş kala ölümle canlı telefon bağlantısı kuran! dibi senin aşkında gizlenen kırılgan bir aysberg bu tufan! k.i.
Eğer dudaklarını sıkarak 'Sinirli değilim' diyorsa, sizin başınıza öreceği çorabı düşünüyordur. Sinirini geçirmek için, soru sormayı bırakıp bir an önce yüzünü güldürecek bir şeyler yapmanız gerekir. İşin zor yanı, kadınlar sinirlendikleri konuları asla unutmazlar. Bu yüzden sinirlerini yatıştırdıktan sonra konuyu sakince çözmeye çalışmanız yerinde olur.
Söylediği: 'Seni kardeşim gibi görüyorum.'
Demek istediği: 'Senden hoşlanmıyorum.'
Muhtemelen sizden hoşlanmıyor ya da hayatında başka biri var. 'Bunu bana doğrudan söyleyebilirsin' ruh haline hiç kapılmayın, çünkü kadınlar bu tarz bir söylemin daha kırıcı olduğunu düşünürler. Böylesi durumlarda ona karşı bir adım daha atmamanız gerekir, yoksa kaçan kovalanır durumu yaşanacaktır!
Söylediği: 'Arkadaşlarını seviyorum ama...'
Demek istediği: 'Arkadaşlarını sevmedim.'
Arkadaşlarınızın hareketlerinden hoşlanmıyor belli ki... Onlarla zaman geçirmenize karışmak istemiyor. Siz de bilinçli bir erkek olarak onu peşinizden her yere sürüklemeyin. Yanlış anlaşılmasın, 'Gelir misin' diye sormayı da ihmal etmeyin.
Söylediği: 'Benimle yeteri kadar ilgilenmiyorsun! '
Demek istediği: 'Benim ve ilişkimiz hakkındaki düşüncelerini merak ediyorum.'
Çok konuşmayan erkekler hakkında kadınların düşüncesi de sabittir. Bu yüzden farklı yollar deneyerek ağzınızdan laf almaya çalışırlar. Cımbızla da olsa! Bu cümle ile aklındaki soruyu yanıtlamanızı isterler, ama tabii ki böyle bir şey asla olmaz! Yapmanız gereken bu gizli soruya bir şekilde yanıt vermenizdir, aksi halde aynı soruyu farklı şekillerde sormaya devam eder.
Söylediği: 'Nasıl görünüyorum.'
Demek istediği: 'Daha çok ilgiye ihtiyacım var! '
İlişkiniz hakkında aklına takılan soru işaretleri var ve kesinlikle kendisiyle yeterince ilgilenmediğinizi, ondaki değişiklikleri fark etmediğinizi düşünüyor! Böyle düşünen bir kadın ilgisizlikten sıkılmıştır. Yapmanız gereken beğenmemiş olsanız bile 'Üzerindeki sana çok yakışmış' demenizdir. Tabii bu sözcükler biraz da gerçeğe dayanmalıdır, çünkü samimiyetinizi test ediyor olacaktır.
neyse ki sevdim
neyse ki incindim
çok yıkılmadım
sadece yoruldum
gözlerini akıttım son sevgilimin
ve hayata böyle el koydum!
Öyle anlamsızki yaşadığım hayat. Her şey az sonra gerçekleşecekmiş gibi duruyor, elimi uzatıyorum tutmak için, kayboluyor
artık ticarete atılabilir ruhun
artık ihanete kafiye olabilirsin ancak
adını küfür sayıyorum sevdama
k.i.
Yalnızlığa dair kırık dökük mısralarım dışında, dairliğim kalmadı hayata.
Tat yok, koku yok, haz yok... bu kimsesizlik y(ç) ok bana.
Musevilerin, Tanrı ile insanın konuşmasını anlatan kitapları Talmud'da geçen bir yazıda ağlatmak;
'... bir kadını ağlatırken çok dikkat edin,
çünkü Tanrı gözyaşlarını sayar!
Kadın erkeğin kaburgasından yaratıldı,
ayaklarından yaratılmadı,
öyle olsaydı ezilirdi;
üstün olmasın diye başından da yaratılmadı.
Ama göğsünden yaratıldı, eşit olsun diye...
kolun biraz altından, korunsun diye...
kalp hizasından, SEVILSIN diye.'
çalıntı bir aşktan alıntı
hacivat adamlar zülfikar kemiğiyle lades tutuşurdu
denize kusarlardı; yosun tutuşur, karides tutuşurdu
elele tutuşurduk, kimse susmazdı, susmak olmazdı
istanbul’da bir asit şişesi kırılırdı
bir çocuk kapıyı açıp laciverde girerdi
dudaklarından öperdim, başım derde girerdi
ve bir ayna şarkı söylemeye başlardı olduğu yerde
örneğin sarıyer’de: bir börekçi aniden küçümsenirdi
çay bardaklarıyla asya’nın en eski haritası çizilirdi
seni düşlerdik tüm belleğimizle
acı çizilirdi, et çizilirdi, kafatası çizilirdi!
bir vapura binerdik, yüzümüz üstümüz limon ağacı
her iskele biraz daha uzak, her aşk biraz daha latince
iki parmak daktilo yazar gibi kopuk kopuk
iki sözcükle gözlerine yazardım kendimi
acemice!
ve bayram harçlıklarımı, açlıklarımı düşürmüş olurdum böylece...!
sen ise
gençliğini, hep çocukluğunu düşürmüşsün
diyelim gece, diyelim alelacele yalnızsın
diyelim ki oturup beni düşünmüşsün
ağlamışsın gride biraz siyah, biraz beyaz arar gibi
yeşilde mavi yok oysa, sarı hiç yok!
beni düşünmüşsün saçlarını akordeonlarla tarar gibi
küçücük bir kız gibi
küçücük bir delikanli gibi
küçük bir yaradaki büyük bir kabuk gibi
büyük bir yaradaki küçük bir kabuk gibi
kanar gibi, kanatır gibi, birlikte kanar gibi beni düşünmüşsün!
ecel olur gelirim sana artık adressiz bir zarf gibi
zarfı yalayıp kapatırken dudaklarımı kağıtla keser gibi
çünkü ben orda celladım, biraz katil
seri haldeyim sana, paralel haldeyim
bütün suçlar üstüme yıkıldı, hataların altında kaldım
hayatım hayatına düşüp patlamayan
hayali bir bomba gibi...!
radyo oyunlarına benzer insan hayatı
hep
arkası yarın!
arkası yarın!
arkası yarın!
sanki hep arkalarda kalmışçasına yarın!
sanki hep arkalarda kalması gerekirmişçesine yarın
bölük pörçük yaşanırken
aşklar,
acılar,
nefretler
başka insanların dillerinde, başka oyuncuların yeteneğinde
radyo oyunlarına benzer insan hayatı
efektler kimin elinden, seslendirenler kim, konu ne
bir dinleyici gibi oturursunuz kendi hayatınızın önüne
meraklanırsanız,
heyecanlanırsınız,
sinirlenirsiniz de
oysa kahramanı olduğunuz oyunda
habersizken olanlardan, olacaklardan
ağlarken ince ince siz, titrerken yarım yarım..
radyo oyunlarına benzer insan hayatı
hep
arkası yarın!
arkası yarın!
arkası yarın!
Yürek kemiğiyle lades tutuşuyor iki çocuk!
misafir oyuncu bir terkediş biçimi
ile ellerim vücudunun prömiyeri!
Aynı ahır adına koşan acılarımız var bizim!
amatör balıkçının leğeninde iki istavritiz seninle
ölüme beş kala ölümle canlı telefon bağlantısı kuran!
dibi senin aşkında gizlenen kırılgan bir aysberg bu tufan!
k.i.
Söylediği: 'Sinirli değilim.'
Demek istediği: 'Sinirliyim.'
Eğer dudaklarını sıkarak 'Sinirli değilim' diyorsa, sizin başınıza öreceği çorabı düşünüyordur. Sinirini geçirmek için, soru sormayı bırakıp bir an önce yüzünü güldürecek bir şeyler yapmanız gerekir. İşin zor yanı, kadınlar sinirlendikleri konuları asla unutmazlar. Bu yüzden sinirlerini yatıştırdıktan sonra konuyu sakince çözmeye çalışmanız yerinde olur.
Söylediği: 'Seni kardeşim gibi görüyorum.'
Demek istediği: 'Senden hoşlanmıyorum.'
Muhtemelen sizden hoşlanmıyor ya da hayatında başka biri var. 'Bunu bana doğrudan söyleyebilirsin' ruh haline hiç kapılmayın, çünkü kadınlar bu tarz bir söylemin daha kırıcı olduğunu düşünürler. Böylesi durumlarda ona karşı bir adım daha atmamanız gerekir, yoksa kaçan kovalanır durumu yaşanacaktır!
Söylediği: 'Arkadaşlarını seviyorum ama...'
Demek istediği: 'Arkadaşlarını sevmedim.'
Arkadaşlarınızın hareketlerinden hoşlanmıyor belli ki... Onlarla zaman geçirmenize karışmak istemiyor. Siz de bilinçli bir erkek olarak onu peşinizden her yere sürüklemeyin. Yanlış anlaşılmasın, 'Gelir misin' diye sormayı da ihmal etmeyin.
Söylediği: 'Benimle yeteri kadar ilgilenmiyorsun! '
Demek istediği: 'Benim ve ilişkimiz hakkındaki düşüncelerini merak ediyorum.'
Çok konuşmayan erkekler hakkında kadınların düşüncesi de sabittir. Bu yüzden farklı yollar deneyerek ağzınızdan laf almaya çalışırlar. Cımbızla da olsa! Bu cümle ile aklındaki soruyu yanıtlamanızı isterler, ama tabii ki böyle bir şey asla olmaz! Yapmanız gereken bu gizli soruya bir şekilde yanıt vermenizdir, aksi halde aynı soruyu farklı şekillerde sormaya devam eder.
Söylediği: 'Nasıl görünüyorum.'
Demek istediği: 'Daha çok ilgiye ihtiyacım var! '
İlişkiniz hakkında aklına takılan soru işaretleri var ve kesinlikle kendisiyle yeterince ilgilenmediğinizi, ondaki değişiklikleri fark etmediğinizi düşünüyor! Böyle düşünen bir kadın ilgisizlikten sıkılmıştır. Yapmanız gereken beğenmemiş olsanız bile 'Üzerindeki sana çok yakışmış' demenizdir. Tabii bu sözcükler biraz da gerçeğe dayanmalıdır, çünkü samimiyetinizi test ediyor olacaktır.
Stand up durma ·orada·
Kalk oğlum black board'a
Do you speak Engilish?
Hayır hocam bu zor iş
Söyle oğlum 'What is this? '
Kolay hocam ask please
Peki yavrum what is it?
Düşüneyim fine minutes
Oğlum çabuk be quik
Hocam bunlar çok lirik
Duraklama oğlum raksa
Ah bu ders bi kalksa
Thank you very much nedir?
O ne? İngilizce midir?
You shuld take a medicine
Ya hocam sen ne diisin?
Don't make funme you fool
Hocam bu sorular very cool
What do you know a bout a than
Sıkıldım Hocam come an men
Hocam I don't know the answer
O zaman karnene yansır
Bu windowstur bu da door
Otur Oğlum İşin Zor...