Aşk,edebiyat alanında iki yüzyıldır saltanat sürmekte..Bu,kadim şairlerin yaşadığı gibi,bedenin güzelliğinde parıldamaya başlayan tamamen tensel sevgi ya da orta çağda olduğu gibi soyut,sıradan bir ideale duyulan tatsız bir inanç da değil.
Bu hem tensel hem de psişik olan,tam bir özgürlükle bireyin kendi fantezilerinde açığa çıkarak kendine bağımsızca ifade eden bir aşktır.
İki cins sık sık birbirileri ile savaşırlar,hatta aşkı,yaşarken bile... :) Kadının,erkeğin egoizmine ve vahşiliğine karşı isyanları..erkeğin ise,kadının ikiyüzlülüğünü hor görmesi…
Kendini bedenin zevk çığlıklarında,kurbanların öfkesinde ifade eden kibir,oysa ki onları sefahat köleleri haline getirmekte.Tüm bunların ortasında,derin tutkular,sosyal kurumlar ve dünyevi gelenekler tarafından bastırıldıkça daha da güçlü hale gelmekte…
Böylelikle bu aşklar fırtınalarla,ahlaki çöküşlerle ve trajik felaketlerle dolup taşmakta,modern roman ve dramalar da neredeyse sadece bunun etrafında dönmektedir…Bakın görsel yayınlara (dizilere) ne demek istediğimi anlarsınız…
Kadın sevgili,eş,anne,ilham sahibi gibi rollerde hiç de daha az yüce değildir,hatta erkekten daha da kutsaldır çünkü sevmek,kendini unutmak demektir.Kendini unutan kadın,sevgisinin içinde kaybolan kadın her zaman yücedir.
Bu unutma sırasında kadın yeniden doğuşunu,hayatın tacını,varlığının ölümsüz ışınımını keşfeder...Kadın olmak gibisi var mı ya.. :)
Çocukluğum doğu illerimizden birinde geçti... Ramazan da davulcu sıkıntısı çekilince,ilçenin önde gelenlerinden birinin önerisi ile okulun bando takımı ramazan ay'ı boyunca bu önemli görevi üstlenmiş ve hayli ilgi görmüştü... :))
Ancak genelde klarnet ve davul eşliğinde yöreye ait oyun havalarının çalınması ve halkın yataklarından fırlayıp picamalarla mahallenin ortasında halay çekmesi çok ilginç ve bir o kadar da komikti.. :))
Sevgili Alev Alatlı, 'Kadere Karşı Koy A.Ş., kitabında bilgi ile yaratıcılığın muhteşem dansı. Zihnimizin ücra köşelerine saklayarak, yalnızca kendimize italikleyebildiğimiz şüphelerimizin kayıtsız şartsız dürüstlükten alınan güçle, cesaretle bir dışavurumu. Büyük bir ciddiyetle oynadığımız yaşama dair rollerimizin aslında karikatürden ibaret olduğunun belgesi. Alışılageldiği üzere yaşamdan bir kesit sunmuyor bu kitap. Yaşamın ta kendisi. Tek bir insanın kurabileceğinden daha büyük yapılara ulaşıyorsunuz Kadere Karşı Koy A.Ş.'de. Çünkü yüzyılların bilgisini damıtarak yönlendirir kalemini Alev Alatlı. Gerçekle yüzleşmeye cesaretiniz varsa, Kadere Karşı Koy A.Ş.'nin kahramanlarından biri de sizsiniz.'
Okumanızı şiddetle tavsiye edebileceğim bir roman...
Şairlerin uykuya,ölümün kardeşi demesi aslında çok derin bir hissiyatın sonucudur..bir unutkanlık perdesi uykuyu uyanıklıktan tıpkı doğumu ölümden ayırdığı gibi ayırmaktadır...dünya hayatımız nasıl iki farklı bölüme ayrılmaktaysa nokta...aman neyse ne...nasıl olsa uykuyu insankızları biliyor...derinlere dalmanın alemi nedir ey Tek-Sen..!
Aşk,edebiyat alanında iki yüzyıldır saltanat sürmekte..Bu,kadim şairlerin yaşadığı gibi,bedenin güzelliğinde parıldamaya başlayan tamamen tensel sevgi ya da orta çağda olduğu gibi soyut,sıradan bir ideale duyulan tatsız bir inanç da değil.
Bu hem tensel hem de psişik olan,tam bir özgürlükle bireyin kendi fantezilerinde açığa çıkarak kendine bağımsızca ifade eden bir aşktır.
İki cins sık sık birbirileri ile savaşırlar,hatta aşkı,yaşarken bile... :)
Kadının,erkeğin egoizmine ve vahşiliğine karşı isyanları..erkeğin ise,kadının ikiyüzlülüğünü hor görmesi…
Kendini bedenin zevk çığlıklarında,kurbanların öfkesinde ifade eden kibir,oysa ki onları sefahat köleleri haline getirmekte.Tüm bunların ortasında,derin tutkular,sosyal kurumlar ve dünyevi gelenekler tarafından bastırıldıkça daha da güçlü hale gelmekte…
Böylelikle bu aşklar fırtınalarla,ahlaki çöküşlerle ve trajik felaketlerle dolup taşmakta,modern roman ve dramalar da neredeyse sadece bunun etrafında dönmektedir…Bakın görsel yayınlara (dizilere) ne demek istediğimi anlarsınız…
Kadın sevgili,eş,anne,ilham sahibi gibi rollerde hiç de daha az yüce değildir,hatta erkekten daha da kutsaldır çünkü sevmek,kendini unutmak demektir.Kendini unutan kadın,sevgisinin içinde kaybolan kadın her zaman yücedir.
Bu unutma sırasında kadın yeniden doğuşunu,hayatın tacını,varlığının ölümsüz ışınımını keşfeder...Kadın olmak gibisi var mı ya.. :)
Yine o malum gecelerden birinde, gözlerimden bir damla yaş aktı...tıpkı bir yıldızı andırmaktaydı bu yaş
İnsanlar habersiz,ben ise insanlık için ağlıyordum..
Kendileri benim mustakbel burcum olurlar.. :)
Çocukluğum doğu illerimizden birinde geçti... Ramazan da davulcu sıkıntısı çekilince,ilçenin önde gelenlerinden birinin önerisi ile okulun bando takımı ramazan ay'ı boyunca bu önemli görevi üstlenmiş ve hayli ilgi görmüştü... :))
Ancak genelde klarnet ve davul eşliğinde yöreye ait oyun havalarının çalınması ve halkın yataklarından fırlayıp picamalarla mahallenin ortasında halay çekmesi çok ilginç ve bir o kadar da komikti.. :))
Ölüm nedirki gülüm
Ben senin için yaşamayı göze almışım...:p
Sevgili Alev Alatlı, 'Kadere Karşı Koy A.Ş., kitabında bilgi ile yaratıcılığın muhteşem dansı. Zihnimizin ücra köşelerine saklayarak, yalnızca kendimize italikleyebildiğimiz şüphelerimizin kayıtsız şartsız dürüstlükten alınan güçle, cesaretle bir dışavurumu.
Büyük bir ciddiyetle oynadığımız yaşama dair rollerimizin aslında karikatürden ibaret olduğunun belgesi.
Alışılageldiği üzere yaşamdan bir kesit sunmuyor bu kitap. Yaşamın ta kendisi. Tek bir insanın kurabileceğinden daha büyük yapılara ulaşıyorsunuz Kadere Karşı Koy A.Ş.'de. Çünkü yüzyılların bilgisini damıtarak yönlendirir kalemini Alev Alatlı.
Gerçekle yüzleşmeye cesaretiniz varsa, Kadere Karşı Koy A.Ş.'nin kahramanlarından biri de sizsiniz.'
Okumanızı şiddetle tavsiye edebileceğim bir roman...
Şairlerin uykuya,ölümün kardeşi demesi aslında çok derin bir hissiyatın sonucudur..bir unutkanlık perdesi uykuyu uyanıklıktan tıpkı doğumu ölümden ayırdığı gibi ayırmaktadır...dünya hayatımız nasıl iki farklı bölüme ayrılmaktaysa nokta...aman neyse ne...nasıl olsa uykuyu insankızları biliyor...derinlere dalmanın alemi nedir ey Tek-Sen..!
Zirvenin son noktası...
Tabi ki cimbom... :)
Ruhumu...