Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • adnan menderes10.01.2007 - 10:43

    Memleket tarihimizin en utanç verici seneryosu ile zalimce İDAM edilmiş. Ülkemizin gelişmesine çok büyük katkılarda bulunmuş, halkın gönlüne taht kurmuş çok önemli bir başbakanımızdır.
    ALLAH RAHMET EYLESİN.

  • ermeni katliamı07.11.2006 - 14:07

    ERMENİ SORUNUNUN ORTAYA ÇIKIŞI
    Osmanlı Devleti zayıflamaya başlayıp, hemen her konuda Avrupa'nın müdahalesine maruz kalınca, Türk - Ermeni ilişkilerinde de bir bozulma devri başlamıştır. Batılı ülkeler Osmanlı Devleti'ni bölerek bölgesel çıkarlarına ulaşabilmek için Ermenileri Türk toplumundan koparmayı hedeflemişlerdir. Özellikle Avrupa'nın bazı büyük devletleri 'ıslahat' adı altında bir yandan Osmanlı Devleti'nin iç işlerine karışırken, bir yandan da Ermenileri, Osmanlı yönetimine karşı teşkilatlandırmışlardır. Böylece ülke içinde ve dışında teşkilatlanan ve silahlanan Ermeni komiteleri ile Ermeni Kiliseleri'nin kışkırtıcı faaliyetleri sonucunda, Ermeni toplumu yavaş yavaş Türklerden uzaklaşmaya başlamıştır.

    Türklerin iyi tutumuna karşın, yabancı devletlerle ittifak etmek suretiyle Türklerle mücadeleye başlayan Ermeniler, Batının desteğini alabilmek için kendilerini 'ezilen bir toplum' olarak göstermeye ve 'Anadolu üzerindeki egemenlik haklarını Türklerin gasp ettiği' iddiasını dile getirmeye başlamışlardır.

    Islahat Fermanı ile Müslümanlar ve Gayr-i Müslimler eşit statüye getirilince ayrıcalıklarını kaybeden Ermeniler, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sonunda, Rusya'dan 'işgal ettiği Doğu Anadolu topraklarından çekilmemesini, bölgeye özerklik verilmesini veya Ermeniler lehine ıslahat yapılmasını' talep etmişlerdir. Bu isteklerle birlikte Ermeni sorunu ilk kez ortaya çıkmaya ve uluslararası bir şekil almaya başlamıştır.

    1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı'nın ardından imzalanan Ayastefanos Anlaşması'nın Osmanlı Devleti'nce kabullenilmek zorunda kalınan 16. maddesi şöyledir:
    'Ermenistan'dan Rusya askerinin istilası altında bulunup Osmanlı Devleti'ne verilmesi gereken yerlerin boşaltılması oralarda iki devletin dostane ilişkilerinde zararlı karışıklıklara yol açabileceğinden, Osmanlı Devleti Ermenilerin barındığı eyaletlerde mahalli menfaatlerin gerektirdiği ıslahat ve düzenlemeyi vakit kaybetmeksizin yapmayı ve Ermenilerin Kürtlere ve Çerkezlere karşı güvenliklerini sağlamayı garanti eder'.

    Anlaşmanın bu hükmü, esas itibariyle bağımsızlık kazanmak isteyen Ermenileri tam anlamıyla tatmin etmemiş olsa dahi 'Ermeni Sorunu'nun tarihte ilk kez bir uluslararası belgeye yansıması ve 'Ermenistan' diye bir bölgenin varlığından söz edilmesi yönünden büyük önem taşımaktadır.

    1878 yılında toplanan Berlin Kongresi sonucunda imzalanan Berlin Antlaşması'nın 61. maddesi de Ayastefanos Anlaşması'nın 16. maddesi yerine şu hükmü getirmiştir:

    'Osmanlı Hükümeti, halkı Ermeni olan eyaletlerde mahalli ihtiyaçların gerektirdiği ıslahatı yapmayı ve Ermenilerin Çerkez ve Kürtlere karşı huzur ve güvenliklerini garanti etmeyi taahhüt eder ve bu konuda alınacak tedbirleri devletlere bildireceğinden, bu devletler söz konusu tedbirlerin uygulanmasını gözeteceklerdir'.

    Berlin Antlaşması'nın bu hükmü ile Türk-Ermeni ilişkilerine yabancı güçlerin müdahale edebilmesi hakkı tanınmış olmaktadır.

    Böylece Ermeniler, Ruslar ve İngilizler tarafından kullanılmaya başlanmış ve İngiltere'nin elinde Rus yayılmacılığına karşı bir ileri karakol vazifesi görmüşlerdir. İngiltere ve Rusya tarafından tarih sahnesine sunulan Ermeni Sorunu, aslında emperyalizmin Osmanlı Devleti'ni yıkma ve paylaşma politikasının bir uzantısıdır. Sözde Ermeni soykırımı iddiaları ve yalanları da işte bu politikanın propaganda ürünüdür! .

    [email protected]/turkce/sorun/index.html

  • ermeni katliamı07.11.2006 - 14:02

    Sevgili Arkadaslar,

    Fransiz Parlamentosu 109 milletvekilinden olusmuyor ve bu sarki
    burada bitmiyor.
    Bu 109 milletvekili bu sonuca 3 gunde ulasmadi.
    Biz de artik lutfen teknik ve bilimsel calisalim. USA'dan bir Turk
    Profesorun yazdiklarina
    onem verin ve luften okuyup uygulayin.
    Google'da 'Armenian Genocide' (ermeni soykirimi) yazdigimizda ilk
    100 sayfa tamamiyla
    uydurma ermeni iddialarini anlatan sitelerindir.
    Ve de bunlarin tümü ermeni siteleridir! ! ! ! Bu siralama, sitelerin
    her gün girilme orani ile
    yapilir.
    Bizim tezimizi anlatan asagi sý ralardaki siteleri yukari tasimanin
    tek yolu bu sitelere
    Girmektir.
    Lütfen bizim tezimizi anlatan sitelere her gun en az bir kere
    tiklayin.
    Bunun en kolay yolu bu siteleri acilis sayfamiz yapmaktir.
    Ornegin asagidaki siteyi acilis sayfaniz yapin.
    Ulkenize destek vermek bu kadar kolay! ! !
    Hadi hemen simdi! ! !

    Baslat'tan denetim masasina girin, internet seceneklerini tiklayin.
    Giris sayfasi yazan yerin altindaki adres yerine, asagidaki adresi
    yazin ya da yapistirin.
    http://www.ermenisorunu.gen.tr/english/index.html

    ve lutfen bu siteyi baskalarina da gonderin. Ulkemiz icin bu
    kadarini yapabiliriz! ! ! !
    saniyorum..
    Ve bu sitenin 5 bin acilis sayfasiyla Google'da ermeni sorununu
    aramanin ilk maddesi
    haline getirilebilmesi isten bile degildir...

    ********************************************
    Professor Tevfik Dalgic
    University of Texas-Dallas
    School of Management

    Richardson, 75083, Texas, USA
    972-883 2770
    214-212 4343
    972-883 6521
    http://www.utdallas.edu/~tdalgic

  • muaviye31.10.2006 - 09:45

    Muaviye'nin manası 'HAVLAYAN KÖPEK' dir.


    Hayatı, köpekleri bile utandıracak rezilliklerle geçmiştir. Ehl-i Beyt'e her türlü zulmü ve şerefsizliği yapmıştır.

    Fahr-i Alem efendimiz; ' KİŞİ SEVDİĞİ İLE BERABERDİR.' diye buyurmuştur. Muaviye'yi sevenler onunla beraber, Ehl-i Beyt-i sevenlerde Ehl-i Beyt-i ile beraber olacaklar inşallah.

    UNUTMAYIN ' KİŞİ SEVDİĞİ İLE BERABERDİR.'..............

  • muaviye30.10.2006 - 15:54

    İmam Ali’nin şehadetinden sonra Emirel-Müminin olan İmam Hasen, camide secdede iken tecavüze uğradı ve hançerle yaralandı, sonra yaralı olarak kalkdı bir hutbe irad etti:
    Ey ehl-i Irak! Bizim hukukumuza riayet hususunda Allah’dan sakınınız. Biz sizin emirleriniziz ve Biz sizin misafiriniziz ve Biz Ehl-i Beytiz. Cenab-ı Hak Kitab-ı Keriminde Bizim hakkımızda şöyle buyurdu:
    ‘ İNNEMA YURİYDULLAHU LİYÜZHİBE ANKUMÜRRİCSE EHLELBEYTİ VE YUTAHHİREKÜM TATHİREN ‘ (Ahzab: 33) . (Meali: Ey Ehl-i Beyt! Allah’ın muradı sizden ricsi gidrmek ve Sizi tertemiz kılmaktır.)
    Bu hutbeden sonra mescide ağlamayan kalmadı.
    Hz. Hasen (R.A) halim, kerim, zahid, vakarlı, sakin, haşmetli ve rahim bir zat-ı a’la idi.
    Hz. Hasen (R.A) şöyle buyurmuşlardı: ‘ Ben Rabbimin evine, yürümeden gidip, kendisine mülaki olmakdan haya ederim.’
    Kendileri yirmi defa, bir rivayetde yirmi beş defa yürüyerek hacca gitmişlerdir.
    Medine valisi Mervan, İmam Hasen’e (R.A) bir adamını gönderdi ve ona şöyle söylemesini emretti.
    ‘ Mervan her Cuma hutbesinde baban Ali’ye sövüyor, ne dersin? ’ İmam Hasen cevaben: ‘Git Mervan’a söyle, vallahi Ben ona sövmem. Benim ve onun mev’idimiz Hakkın huzurudur. Eğer o sövmesinde haklı ise Allah’tan ecrini alır, yok o yalancı ise, intikam alanların en şiddetlisi Allah’dır.’
    Bunun üzerine Mervan cür’etini ve şiddetini dahada arttırdı.
    Gittikçe artan fitne ve fesad karşısında İmam-ı Hasen, Muaviye ile bir anlaşma yapmaya karar verdi ve anlaşma metni yazıldı.
    Metnin sureti şudur:
    Bismillahirrahmanirrahiym. Bu Hasen bin Ali’nin, Muaviye bin Ebi-Sufyan ile yaptığı anlaşmadır.
    Muaviye; Allah’ın kitab-ı, Resulünün sünneti ve Hulefa-i Raşidinin sireti ile amel edecek, kendinden sonra hiç kimseyi halef tayin etmeyecek, kendisinden sonra hilafet, şura ile olacak.
    İnsanlarAllah’ın arzında, her nerde bulunurlarsa bulunsunlar, Şam’da, Irak’da, Hicaz’da veya Yemen’de emn-u eman içinde olacak. Evlad-ı Ali ve dostları, zevceleri ve çocukları, canları ve malları, her nerde olurlarsa olsunlar emniyette olacak.
    Bu şartlar yerine getirileceğine dair Muaviye, Allah’a ahid vermiştir. Ne Hasen bin Ali ne kardeşi Hüseyn ve ne de Ehl-i Beytden herhangi biri hakkında gizli, aşikar fitne yapılmayacak ve zulm edilmeyecek.
    Bu anlaşmaya filan, filan… şehadet etmişlerdir. Ve kefa billahi şehiden.
    Bu ahdin imzalanmasından sonra İmam Hasen mimbere çıktı ve bir hutbe irad etti:
    ‘ Ey nas! Biliyorsunuzki Allah (c.c) ceddim Resulullah (S.V.A) ile sizi hidayete kavuşturdu, sizi delaletten ve cehaletten kurtardı ve zelil iken sizi onunla aziz kıldı, az idiniz onunla sizi çoğalttı. Muaviye, HAKSIZ OLARAK BİZİM HAKLARIMIZA TECAVÜZ ETTİ. Bizimle münazaa etti ve HAKKI KABUL ETMEDİ. Ben, ümmetin salahını ve fitnenin kesilmesini nazar-ı i’tibara alarak, siz bana biat etmiş olduğunuz halde, kan dökülmemesi için Muaviye ile bu anlaşmayı yaptım. Artık bilmiyorum bu sizin için fitne mi olur, yoksa bir müddet rahat mı edersiniz? ! ..’

    MEVEDDET PINARLARI
    SÜLEYMAN İBRAHİM (Ş.YEŞİL YAYINLARI)

  • ırak savaşı27.10.2006 - 14:46

    'IRAKLILARIN PARASI KALMAYACAK'

    'Iraklıların elinde ölçecekleri bir tartı aleti ve alış-veriş yapabilecekleri bir para hemen hemen kalmayacak.'
    (Kenzul Ummal, Kitab-ul kıyame, kısm-ul efal. c.5 sf. 45 El Muttaki)


    'BAĞDAT ALEVLERLE YOK EDİLİR'

    Ahir zamanda Bağdat alevlerle yok edilir...
    (Risaletül Huruc ül Mehdi, Cilt 3, sf. 177, Kayıt 854)


    'ARAP VE RUM (BATI) İTTİFAKI'

    Arap ve Rum kralları biraraya geldiklerinde çok
    şiddetli bir savaş yaşanacaktır.
    (Risaletül Huruc ül Mehdi, s. 38)


    'IRAK VE ŞAM'A AMBARGO'

    Ebu Nadre (R.A.) dedi ki; Cabir (R.A.) 'ın yanında idik, şöyle dedi: 'Öyle bir zaman yaklaşıyor ki, Irak ahalisine bir kafiz (kile) ,
    bir dirhem sevk olunmayacak'.
    Dedik ki 'bu kimden dolayı olur'. Dedi ki: 'Acemler (Arab'ın gayrısı) bunu men' ederler.' Sonra dedi: 'Şam ahalisine bir dinar, bir müdy (kile) sevk olunmayacak'. 'Bu kimden dolayı olur' dedik.
    'Rumlar'dan dolayı' dedi.
    (Et-Tac, Ali Nâsıf el-Hüseyni)


    'IRAK YENİDEN YAPILANIR'

    'İnsanların en şerlileri Irak'a saldırmadıkça kıyamet kopmaz.Ve ıraktaki masum insanlar Şam'a doğru sığınma yerleri ararlar. Şam yeniden yapılanır, Irak da yeniden yapılanır.'.'
    (Kenzul Ummal, Kitab-ul kıyame, kısm-ul efal. c.5 sf. 254, El Muttaki)


    'IRAK HALKI ŞAM'A, KUZEY'E KAÇAR'

    Şerli kişiler Irak'a saldırmadıkça kıyamet kopmaz.
    (işte o zaman) Masum ve temiz Irak halkı Şam'a kaçar.
    (Risaletül Huruc ül Mehdi... sf. 210)


    'ŞAM, IRAK, ARABİSTAN'

    'Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur:...Öyle bela ve musibetler olacak ki, hiçbir kimse, sığınabileceği bir makan bulamayacaktır. Bu belalar Şam'ın etrafında dolanacak, Irak'ın üzerine çökecek. Arabistan yarımadasının elini ve ayağını bağlayacaktır. İslam ümmeti orada belalara karşı bozkırlarda savaşacaklar. Hiçbir kimse, onların haline acıyıp; vah! vah! bile demeyecek. Onlar belayı bir taraftan defetmeye çalışırlarken, diğer taraftan o yine ortaya çıkacaktır.'
    (Kenzul Ummal, Kitab-ul kıyame, kısm-ul efal. c.5 s. 38-39 El Muttaki)
    ...belalar Şam'ın etrafında dolanacak.


    'IRAK'IN ÜÇE BÖLÜNECEĞİ'

    Resulullah (s.a.v.) in bildirdiğine göre, Irak halkı üç fırkaya ayrılır. Bir kısmı çapulculara katılır. Bir kısmı ailelerini geride bırakıp kaçarlar.
    Bir kısmı savaşır ve öldürülürler.
    Siz bunları gördüğünüz vakit kıyamete hazırlanın.
    (Fera İdu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar) '
    Küfe halkı üç kısma ayrılacak: Bir kısmı, Süfyani'nin ordusuna katılacak. Onlar, Cenab-ı Hakk'ın yarattığı en kötü insanlardır. Bir kısmı onlarla savaşacak onlar Cenab-ı Hakkın şerefli kullarıdır. Bir kısmı da yağmacılara katılacak, onlar günahkarlardır.
    (En-Necmu's Sakıb Fi BeyanıEnne'l Mehdi Min Evladı Ali B.Ebi Talib)

    Bir kısmı çapulculara kalır

    'MASUM ÇOCUKLARIN ÖLDÜRÜLMESİ'

    'Hz.Muhammed (s.a.v.) ümmetinden masum bir çocuk öldürüldüğünde, gökten bir melek 'hak onda (Mehdi'de) ve onun yanında olandadır' diye haykırır.
    (Sabban isafur Ragibin s.154)

  • hz.ali27.10.2006 - 13:40

    Hz. Ali (K.V.) :

    ‘ Elinden kayıp gidene üzülme, eline gelecek olana sevin. Zira her hadise zıddının varlığına delildir.’

    ‘ Ahireti amelsiz ümid edenlerden ve dünya şehvetlerinden vazgeçmeden tevde edenlerden olma. Sakın sakın şu kimseler gibi de olma: Sözü ile zahiddir, tarik-i dünyadır, ameli ile ise ragıb-ı dünyadır. Dünyadan ona ne verilse doymaz, verilmese kanaat etmez. Çoğa doymaz aza kanaat etmez. Kendine verilenin şükründen aciz olduğu halde ihtiyacından fazlasını ister. Başkasını yasaklar, kendisine yasak tanımaz, kendi yapmadığı şey’i başkasına emreder. Salih’leri sever yaptıklarını yapmaz. Günahkârlara buğuz eder, kendisi ise onlardan biridir. Ölümü sevmez, istemez, hastalandığı zaman nedametler içinde kalır, sıhhat bulduğunda kendinden emin ve kibirlenerek eğlenceye dalar. Şüpheli şeylerde nefsine mağlup olur, doğru olan şeylerde de nefsine galip gelemez. Başkasının ufak bir günahı içün hayıflanır, kendisi içün de hak etmediği mükâfatı ister. Bir bela isabet ederse feryad eder, rahata ererse gururlanır, gaflete dalar. Zenginleşirse şımarır, fakirleşirse suratını asar, Ümitsizliğe düşer. Çalışırsa hakkı ile çalışmaz, istemeğe gelince hak etmediğini ister. Herkese ibret dersi verir fakat kendi ibret almaz, herkese nasihat eder, kendisi nasihat kabul etmez. Sözde kuvvetli, amelde zifdir. Boş şeylerde, teferruat üzerinde münakaşa eder, asıl ve önemli hususlarda müsamaha eder. Helali haram gibi haramıda helal gibi göstermeye çalışır. Hem ölümden korkar hemde vaktini boşa harcar. Başkasının kusurlarını büyütür, kendisi ondan daha fazla kusur işlediği halde, kendi kusurunu küçümser. Kendi taatını çok büyük görür, başkasını taatını önemsemez. Başkasını ayıplar kendini medheder. Zenginlerle boş konuşmak onun için, fakirlerle Hakkı zikretmekten daha zevklidir. Her zaman her konuda kendini haklı çıkarır, haklı olsun veya olmasın. Herkesten vefa bekler ve asla vefa göstermez. Allah hakkında halktan korkar, halk içün Allah’dan korkmaz.

  • hz.ali27.10.2006 - 12:37

    İmam Bakır'dan:
    Resulullah (S.A.V.) Hz.lerine: ' İnsanların en hayırlısı kimdir? ' diye sorulduğunda, şöyle buyurdular: ' 'İnsanların en hayırlısı en fazla müttaki olanı, en faziletlisi ve Cennete en yakın olanı, bana en yakın olandır ve Ali'den de bana daha yakın bir kimse yoktur.'

    Ümmü Hani Hz.lerinden:
    Resulullah (S.A.V.) şöyle buyurdular:
    ' Allah indinde, yaradılanların en makbulü mezarında, Hz. Ali ve zürriyetinin, yaradılanların en hayırlısı olduğundan şüphe etmeden yatanıdır.'

  • mehdi27.10.2006 - 12:06

    * Hz. Cabir (RA) dan, O da Muhammed b. Ali (RA) şöyle rivayet etmiştir:

    'Bizim Mehdimiz için iki önemli alamet vardır ki, bunlar Cenab-ı Hakk'ın gökleri ve yeri yarattığı zamandan beri Ramazan'da hiç vaki olmamıştır. Bunlardan biri, Ramazan ayının ilk gecesinde ay tutulmasıdır. Diğeri de, Ramazan ayının ortasında meydana gelecek olan güneş tutulmasıdır.' -Darekutni 'Sünen' inde tahric etmiştir.- 41

    Resulullah (SAV) şöyle buyurmuştur:

    'Şüphesiz ki, bir ordu bu evi (Kabeyi) hedef tayin edecek ve (yıkmak için) ona doğru harekete geçecektir. Nihayet onlar, Beyda denilen yerde bulundukları sırada ordunun orta kısmında olan askerler helak edileceklerdir. Onların önde olanları, arkada olanlara seslenecektir. Sonra onların hepsi helak edilecektir. Onların durumunu haber veren şaşkından başka geride hiç kimse kalmayacaktır.' -Müslim tahric etmiştir-

    Ebu Ca'fer Muhammed b. Ali (RA) dan şöyle rivayet olunmuştur:

    'İnsanlar, şiddetli bir korku üzerinde olmadıkça, Mehdi zuhur etmez. Ondan önce zelzeleler, fitneler, insanların başına gelen belalar ve taun hastalığı zuhur edecektir.'
    İşte o vakit (Mehdi) zuhur edecektir. Ona yetişene ve onun yardımcılarından olanlara müjdeler olsun. Ona muhalefet edenlere ve emrine karşı gelenlere yazıklar olsun.'

  • sabetayist27.10.2006 - 11:58

    BASIN: 'Cumhuriyetin kurulusundan beri Türkiye'de basin sabetayci güdümlü olmustur. Ahmet Emin Yalman, Sedat Simavi, Haldun Simavi, Abdi Ipekçi, Zekeriya Sertel yahudi asillidir. Sabah ve ATV'nin eski sahibi Dinç Bilgin yahudi asillidir. Bu grubun hemen bütün önemli isimleri yahudi asillidir; Güngör Mengi, Ruhat Mengi, merhum Gülçin Telci, Murat Birsel, Okay Gönensin, Levent Tüzemen, Ilker Sarier, Sedat Sertoglu, Ercan Arikli vs. NTV'nin sahibi Ferit Sahenk (Dogus grubu) yahudi asillidir (NTV bugün cemaatin Can Paker ve TESEV güdümlü programlarla kamuoyunu yönlendirdigi en önemli TV'dur) . Dünya gazetesinin kurucusu Nezih Demirkent ve genel yayin yönetmeni Osman Arolat sabetaycidir. Milliyet, Hürriyet, Radikal, Posta, Kanal D ve CNNTürk'ün sahibi Dogan grubu ve Aksam, Show TV ve Cumhuriyet'in % 40 hisse sahibi Çukurova gruplari da Isdünyasi bölümünde anlattigim gibi cemaat baglasigidir. Vatan gazetesi eski Sabah çalisanlari tarafindan çikarilmaktadir, sabetaycıdırlar. Medyamizin önemli simalari olan Nuri Çolakoglu, Güneri Civaoglu, Mehmet Ali Birand, Can Atakli, Ali Sirmen, Gülgün Feyman, Umur Talu, Aziz Üstel, Cengiz Çandar, Ilnur Çevik yahudi asillidir. Mehmet Barlas da esi Canan Barlas (Can Paker'in kardesi) dolayisiyla cemaatle akraba ve kraldan fazla kralcidir. Murat Belge sabetaycı Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun yeğenidir. İletişim yayınlarını kurarken arkasındaki finansör sabetaycı Osman Kavala'ydı. Hep basındaki sabetaycı yazarlardan bahsedilir ama Zeynep Göğüş ve Mehmet Altan gibi eşleri sabetaycı olan yazarlar unutuluyor. Gazeteler ve televizyonlarda toplumu yönlendirmek için kanaat önderi olarak sunulan kimseler arasında sabetaycılar ağırlıktadır ve is dünyasinin genelinde oldugu gibi sabetayci birilerini çalistirmak bir medya kurumunun basarisi için olmazsa olmaz bir parametredir.'
    -Bir röpörtajdan alıntıdır.-