Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • çile24.01.2004 - 23:30

    canım istanbul

    ruhumu eritipte kalıpta dondurmuşlar
    onu istanbul diye toprağa kondurmuşlar
    içimde tüten bir şey hava renk eda iklim
    o benim zaman mekan aşıp geçmiş sevgilim
    çiçeği altın yaldız suyu telli pulludur
    ay ve güneş ezelden iki istanbulludur
    denizle toprak yalnız ond aermiş visale
    ve kavuşmuş rüyalar ond aond amisale

    istanbul benim canım
    vatanımda vatanım
    istanbul
    istanbul

    tarihin gözleri var surlarda delik delik
    servi endamlı servi ahirete perdelik
    bulutta şaha kalkmış fatihten kalma kır at
    pırlantadan kubbeler belki bir milyar kırat
    şahadet parmağıdır göğe doğru minare
    her nakışta o mana öleceğiz ne çare
    hayttan canlı ölüm günahtan baskın rahmet
    beyoğlu tepinirken ağlar kracaahmet

    o manayı buld abul
    ille istanbuld abul
    istanbul
    istanbul

    boğaz gümüş bir mangal kaynatır serinliği
    çamlıcada yerdedir göklerin derinliği
    oynak sular yalının alt katına misafir
    yeni dünyadan mahzun resimde eski sefir
    her akşam camlarında yangın çıkan üsküdar
    perili ahşap konak koca bir şehir kadar
    bir ses bilemem tanbur gibi mi ud gibi mi
    cumbalı odalrda inletir katibimi

    kadını keskin bıçak
    taze kan gibi sıcak
    istanbul
    istanbul

    yedi tepe üstünde zaman bir gergef işler
    yedi renk yedi sesten sayısız belirişler
    eyüp öksüz kadıköy süslü moda kurumlu
    adada rüzgar uçan eteklerden sorumlu
    her şafak hisarlarda oklar çıkar yayından
    hala çığlıklar gelir topkapı sarayından
    ana giib yar olmaz istanbul gibi diyar
    güleni şöyle dursun ağlayanı bahtiyar

    gecesi sümbül kokan
    türkçesi bülbül kokan
    istanbul
    istanbul

  • çile24.01.2004 - 23:29

    apartman

    sır vermeye alışkan
    pencereler aydınlık
    duvar şüphe çakan
    gölgelerde şaşkınlık

    üst üste insan türü
    bu ne hayat götürü
    yakınlıktan ötürü
    kaçıp gitmiş yakınlık

  • çile24.01.2004 - 23:28

    karacaahmet
    deryada sonsuzluğu fikretmeye ne zahmet
    al sana derya gibi sonsuz karacaahmet
    göbeğinde yabancı şehrin sahici belde
    ona sor gidenlerden kalan şey neymiş elde
    mezar mezar zıtların kenetlendiği nokta
    mezar mezar varlığa yol veren geçit yokta
    onda sırların sırrı bulmak için kaybetmek
    parmakların saydığı ne vars ahep tüketmek
    varmak o iklimeki uğramaz ihtiyarlık
    ebedi gençliğin taht kurduğu yer mezarlık
    ebedi gençlik ölüm desem kimse inanmaz
    taş ihtiyarlar servi çürrü ölüm yıpranmaz
    karacaahmet bana neler söylüyor neler
    diyor ki vatan viran olmaz tek bucak viraneler
    zaman deli gömleği onu yırtanda ölüm
    ölümde yekpare an ne kesiklik ne bölüm
    hep olmadan hiç olmaz hiçin ötesinde hep
    bu mu dersin taşlarda donmuş sükuta sebep
    kavuklu başörtülü fesli başaçık taşlar
    taşlara yaslanmışda küflü kemikten başlar
    kum dolu gözleriyle süzüyor insanları
    süzüzyor sahi diye toprağa basanları
    onlar ki her nefeste habersiz öldüğünden
    gülüp oynamaktalar gelir gibi düğünden
    onlar ki sıfırlarda rakamları bulmuşlar
    fikirden kurtularak ölümden kurtulmuşlar
    söyle karacaahmet bu ne acıklı talih
    taşlarına kapanmış ağlıyor koca tarih

  • çile24.01.2004 - 23:28

    nur şehri

    şehirlerde tabanım değil yüreğim yanık
    nur şehrine gidelim yürü çilekeş çarık

  • çile24.01.2004 - 23:27

    şehrin kalbi

    nur yolunu tıkıyor yüzbir katlı gökdelen
    bir küçük iğne yok mu şehrin kalbini delen

  • çile18.01.2004 - 15:34

    yıldızlı bir gecede

    sema bize seslenir
    kalma gel işkencede
    ruhumuz ebedidir
    bunu duy tek hecede

    ömür ki bir kurak çöl
    onu tek bir güne böl
    şebnem gibi doğ ve öl
    yıldızlı bir gecede

  • çile18.01.2004 - 15:34

    madde ve ruh

    ne varsa nakış nakış tabiatta maddede
    gözlerimdeki nurun aksi beyaz perdede

  • çile18.01.2004 - 15:30

    su 1

    bir hamam ki arınma gayesinden şaheser
    arınmışların yeri cennette nurlu kevser

  • çile18.01.2004 - 15:29

    su 2

    kainatta ne varsa suda yaşadı önce
    üztümüzden su geçer doğunc ave ölünce

  • çile18.01.2004 - 15:28

    su 3

    insanlar habersizken yolalrın verasından
    gökle toprak arası su şaşamaz mecrasından