Sarı saçlarına deli gönlümü Bağlamıştın,çözülmüyor mihriban Ayrılıktan zor belleme ölümü Görmeyince sezilmiyor mihriban
diye başlayıp devam eden şiir ile;
“Unutmak kolay mı? ” deme, Unutursun Mihriban’ım. Oğlun, kızın olsun hele Unutursun Mihriban’ım. diye başlayıp devam eden şiir büyük şair Abdurrahim KARAKOÇ'a aittir. 1962 yılında Fedai yayınları arasında çıkan kitabında da bu şiirler mevcuttur.Yani başka bir ifadeyle bu şiirler yazıldığında Mahsun KIRMIZIGÜL henüz portakalda C vitaminidir,daha doğmamıştır bile. Bestesine gelince; bunu Musa EROĞLU bestelemiş ancak o da (sonradan kaset şirketini suçlamıştır ama) söz-müzik kendisinin gibi göstererek piyasaya sürmüştür.Hukuki yollar neticesi mahkeme şairinin Abdurrahim KARAKOÇ olduğunu tescillemiş ve bu esnada farklı iki dünya görüşüne mensup bu iki sanatçı tanışmışlar ve aralarında bir dostluk gelişmiştir.Hatta Eroğlu özür mahiyetinde Karakoç'un başka şiirlerinide-bu defa izin alarak-bestelemiştir.TRT de yayınlanan ve her iki sanatçının da katıldığı bir programda birlikte bunları açıklamışlardı.
Söylenmiş ya da söylenmemiş olabilir ama sonuçta bu cümle 'zengin olda nasıl olursan ol''köşedönmecilik' gibi zihniyetin yaygınlaştığı toplumun ahlaki değerlerinin dejenerasyona uğradığı bir devri akla getirir
TV lerde ilk kez belden aşağı espriler,sululuklar yaparak hayasızlığı evlerimize kadar girdirerek normalleştiren,çoluk çocuğu,yeni nesilleri bu şekilde yoldan çıkaran,bu milleti millet yapan değerleri yıkan bunun içinde astronomik ücretler alan,haliyle dış güçlerin uşağı gözüyle baktığım şebek.
Nereden gelirse gelsin,kökü kimlere dayanırsa dayansın,biz Türklerle aynı ırktan olsa da farklı ırktan olsada yüz yıllardır birlik-beraberlik-kardeşlik içerisinde yaşadığımız,birlikte savaştığımız,birlikte ağlayıp birlikte güldüğümüz,ortak mefkurelerimiz olan ve enson bu devleti birlikte kurduğumuz kardeşlerimizdir.Bu birliktelik o kadar farklıdır ki Osmanlıyı oluşturan bütün uluslar tek tek bizi arkadan hançerlerken bir tek bu kardeşlerimiz bizimle beraberdi ve asla kendilerini bu milletten farklı görmüyorlardı.Ama onlarında bir kısmının ayranı kabardı ki aynı hançerleme işini onlarında bir kısmı yapmaya başladı.Fakat bu çapulculara bakıpta bütün bir topluluğu kötülemek doğru değildir.
'koobe24 'sen dememiş olabilirsin ama 'belalı cadı' Mahsun Kırmızıgül'ün demiş ama..
Sarı saçlarına deli gönlümü
Bağlamıştın,çözülmüyor mihriban
Ayrılıktan zor belleme ölümü
Görmeyince sezilmiyor mihriban
diye başlayıp devam eden şiir ile;
“Unutmak kolay mı? ” deme,
Unutursun Mihriban’ım.
Oğlun, kızın olsun hele
Unutursun Mihriban’ım. diye başlayıp devam eden şiir büyük şair Abdurrahim KARAKOÇ'a aittir.
1962 yılında Fedai yayınları arasında çıkan kitabında da bu şiirler mevcuttur.Yani başka bir ifadeyle bu şiirler yazıldığında Mahsun KIRMIZIGÜL henüz portakalda C vitaminidir,daha doğmamıştır bile.
Bestesine gelince; bunu Musa EROĞLU bestelemiş ancak o da (sonradan kaset şirketini suçlamıştır ama) söz-müzik kendisinin gibi göstererek piyasaya sürmüştür.Hukuki yollar neticesi mahkeme şairinin Abdurrahim KARAKOÇ olduğunu tescillemiş ve bu esnada farklı iki dünya görüşüne mensup bu iki sanatçı tanışmışlar ve aralarında bir dostluk gelişmiştir.Hatta Eroğlu özür mahiyetinde Karakoç'un başka şiirlerinide-bu defa izin alarak-bestelemiştir.TRT de yayınlanan ve her iki sanatçının da katıldığı bir programda birlikte bunları açıklamışlardı.
Adını 'Cerrah Mehmet Paşa'nın yaptırdığı camii ve külliyesinden alan İstanbul Kocamustafapaşa'da bir semt.
TV deki reklama kadar hiç duymadığım bir kelime.Kaba saba,hoyrat davranışlı anlamındaymış.
Eşek güneşe karşı hergün anırsada,kıçınıda yırtsa,güneş yine doğar
Yazılı ve görsel medyanın çoğu
80 li yıllarda Jeanny en çok dansedilen romantik bir parçaydı.Evden kaçan kızların dramını anlatan birde klibi vardı
Söylenmiş ya da söylenmemiş olabilir ama sonuçta bu cümle 'zengin olda nasıl olursan ol''köşedönmecilik' gibi zihniyetin yaygınlaştığı toplumun ahlaki değerlerinin dejenerasyona uğradığı bir devri akla getirir
TV lerde ilk kez belden aşağı espriler,sululuklar yaparak hayasızlığı evlerimize kadar girdirerek normalleştiren,çoluk çocuğu,yeni nesilleri bu şekilde yoldan çıkaran,bu milleti millet yapan değerleri yıkan bunun içinde astronomik ücretler alan,haliyle dış güçlerin uşağı gözüyle baktığım şebek.
Nereden gelirse gelsin,kökü kimlere dayanırsa dayansın,biz Türklerle aynı ırktan olsa da farklı ırktan olsada yüz yıllardır birlik-beraberlik-kardeşlik içerisinde yaşadığımız,birlikte savaştığımız,birlikte ağlayıp birlikte güldüğümüz,ortak mefkurelerimiz olan ve enson bu devleti birlikte kurduğumuz kardeşlerimizdir.Bu birliktelik o kadar farklıdır ki Osmanlıyı oluşturan bütün uluslar tek tek bizi arkadan hançerlerken bir tek bu kardeşlerimiz bizimle beraberdi ve asla kendilerini bu milletten farklı görmüyorlardı.Ama onlarında bir kısmının ayranı kabardı ki aynı hançerleme işini onlarında bir kısmı yapmaya başladı.Fakat bu çapulculara bakıpta bütün bir topluluğu kötülemek doğru değildir.