aralayabilsem kendimi yeni bir fısıltıya atım kaybolur ve gülüşlerim ömrüm kara bir suya
sonunda gösterdi yaralarını dünya içimde birer kabarcık girdiğim ırmaklardan bir kızın göğsünü gördüm utandım arsız ve yorgun kendime hükümdardım
koşardım ıssız sokaklardan hayatın açıklarına düşerdi ergenliğime çocuk dağlarım gece ve hüzün çadırları önünde eğilirdim kedere büyürdü dünya rüzgar ve yıldızlar artardı suyun sesi sonra yürürdüm susardı kendini geceye açan kızlar
birdenbire oldu ya gök ya babam belki de tarih dağıttı beni buraya düştüm ne kadar çok insan var ne kadar çok sevdiğim bu kalabalıklar bu ürkek yalnızlık böylece gitgide... ah delilik, hep resminle gülüştüm açılıp kapandı zaman kapandı çiçekten sepetlerim, ne ırmağın ateşi, ne saralı kardeşim yoklar tayımı rüzgar aldı, ben kimim oğlum kuşları sorup duruyor, dağları şiirler yazıyorum utunmadan sevdiğim söyle bir yürek yeniden döner mi kendi dağına olan olmuşsa, bir hainlik karışmışsa acının karanlığına
ama dağlarımda körpe gelincikler dünyayı kışkırtmak için uzayacaklar uykuda şehrin duacıları yapma çocuklar oyuncaklar
indim atımdan bir yokluğa bağdaş kurup oturdum sevdamı dağlara vurdum haber umdum denizden gönlümde bir gelincik eğnimde hayat kirpiklerimde tütsü ki bu yüzden konuşmadım herşeyi bu yüzden gizli kaldı şairlerin öyküsü
kendime hükümdardım kendi tasımdan tadardım bütün suları sevdim mi dehşet severdim bozulurdu büyüler ağır acılarla bölerdim uykuları aralayabilsem kendimi yeni bir fısıltıya sürer hükmünü sevda yürek çıldırır artık bendim sevdiğim dudaklarını göverten sızı gözlerindeki gözlerindeki karanlık
aralayabilsem kendimi yeni bir fısıltıya
atım kaybolur ve gülüşlerim
ömrüm kara bir suya
sonunda gösterdi yaralarını dünya
içimde birer kabarcık girdiğim ırmaklardan
bir kızın göğsünü gördüm utandım
arsız ve yorgun
kendime hükümdardım
koşardım ıssız sokaklardan hayatın açıklarına
düşerdi ergenliğime çocuk dağlarım
gece ve hüzün çadırları önünde eğilirdim kedere
büyürdü dünya rüzgar ve yıldızlar
artardı suyun sesi sonra yürürdüm
susardı kendini geceye açan kızlar
birdenbire oldu ya gök ya babam
belki de tarih dağıttı beni buraya düştüm
ne kadar çok insan var ne kadar çok sevdiğim
bu kalabalıklar bu ürkek yalnızlık
böylece gitgide...
ah delilik, hep resminle gülüştüm
açılıp kapandı zaman
kapandı çiçekten sepetlerim, ne ırmağın ateşi, ne saralı kardeşim
yoklar tayımı rüzgar aldı, ben kimim
oğlum kuşları sorup duruyor, dağları
şiirler yazıyorum utunmadan sevdiğim
söyle bir yürek yeniden döner mi kendi dağına
olan olmuşsa, bir hainlik
karışmışsa acının karanlığına
ama dağlarımda körpe gelincikler
dünyayı kışkırtmak için uzayacaklar
uykuda şehrin duacıları
yapma çocuklar
oyuncaklar
indim atımdan bir yokluğa bağdaş kurup oturdum
sevdamı dağlara vurdum haber umdum denizden
gönlümde bir gelincik eğnimde hayat kirpiklerimde tütsü
ki bu yüzden konuşmadım herşeyi
bu yüzden gizli kaldı şairlerin öyküsü
kendime hükümdardım
kendi tasımdan tadardım bütün suları
sevdim mi dehşet severdim bozulurdu büyüler
ağır acılarla bölerdim uykuları
aralayabilsem kendimi yeni bir fısıltıya
sürer hükmünü sevda yürek çıldırır artık
bendim sevdiğim dudaklarını göverten sızı
gözlerindeki gözlerindeki karanlık
diyen şair (Benim Efsanem)
Yaşayan devrimcilerin en şairi, en sevdalısı, en yüreklisi: Sıtkı Caney