yoruldun ağırlığımı taşımaktan ellerimden yoruldun gözlerimden,gölgemden. sözlerim yangınlardı kuyulardı sözlerim bir gün gelecek,ansızın gelecek bir gün ayak izlerimin ağırlığını duyacaksın içinde,uzaklaşan ayak izlerimin ve hepsinden dayanılmazı bu ağırlık olacak....
senin kalbinde sürgün oldum ilkin, bütün sdürgünlüklerim bir bakıma bu sürgünün bir süreği bütün törenlerin,şölenlerin, ayinlerin,yortuların dışında sana geldim, ayaklarına kapanmaya geldim, af dilemeye geldim, affa layık olmasam da uzatma dünya sürgünümü benim.........
sevgili en sevgili ey sevgili uzatma dünya sürgünümü benim...... ............
gitme,sonbahar oluyorum,sonrası hiç ağaçlar bükmesinler n'olursun boyunlarını neden akşam oluyorum tren kalkınca kırlangıçlar birdenbire çekip gidince mendiller sallanınca neden tıkanıyorum öyle çok acımasız ki,öyle birdenbire ki az önceki çiçekler nasılda diken diken gitme,sonbahar oluyorum sonrası hiç.
sularda çimdik bitti,köprüleri geçtik bitti, o elmanın tadı orda, o kuş çoktan öttü, bitti, artık çocuk değiliz,susarak ta birşeyler diyebiliriz, günler devlet alacağı,yıllar bir kadehçik buzlu rakı oyunlar oyuncaksı, oyuncaklar eski şarkı kavaklara oklu yürek çizip duran o çakı nerde şimdi, nerde şimdi, nerde o kan sarhoşluğu gitme sonbahar oluyorum,sonrası hiç..
yalnızlıktan kurtulup, yalnız kalmak isterdim....
vefa:artık sadece eski bir semtte,kuytuda bir bozacının adını çağrıştırıyor.
BKU
hatırladığım kadarıyla,
kalabalık bir yerdi dünya...............
yalnız atlar yıkılır suya özlemlerinden,
bir ben miyim yalnızlığa yenilen
sen, sen, sen! .....................
yalnızlığım benim çoğul türkülerim.........
negüzel şey hatırlamak seni,
yazmak sana dair,
hapiste sırt üstü yatıp seni düşünmek..............
ne güzel şey hatırlamak seni
ölüm ve zafer haberleri içinden,
hapiste ve yaşım kırkı geçmiş iken.......
yoruldun ağırlığımı taşımaktan
ellerimden yoruldun
gözlerimden,gölgemden.
sözlerim yangınlardı
kuyulardı sözlerim
bir gün gelecek,ansızın gelecek bir gün
ayak izlerimin ağırlığını duyacaksın içinde,uzaklaşan ayak izlerimin
ve hepsinden dayanılmazı bu ağırlık olacak....
senin kalbinde sürgün oldum ilkin,
bütün sdürgünlüklerim bir bakıma bu sürgünün bir süreği
bütün törenlerin,şölenlerin, ayinlerin,yortuların dışında
sana geldim, ayaklarına kapanmaya geldim,
af dilemeye geldim, affa layık olmasam da
uzatma dünya sürgünümü benim.........
sevgili
en sevgili
ey sevgili
uzatma dünya sürgünümü benim......
............
gitme,sonbahar oluyorum,sonrası hiç
ağaçlar bükmesinler n'olursun boyunlarını
neden akşam oluyorum tren kalkınca
kırlangıçlar birdenbire çekip gidince
mendiller sallanınca neden tıkanıyorum
öyle çok acımasız ki,öyle birdenbire ki
az önceki çiçekler nasılda diken diken
gitme,sonbahar oluyorum sonrası hiç.
sularda çimdik bitti,köprüleri geçtik bitti,
o elmanın tadı orda, o kuş çoktan öttü, bitti,
artık çocuk değiliz,susarak ta birşeyler diyebiliriz,
günler devlet alacağı,yıllar bir kadehçik buzlu rakı
oyunlar oyuncaksı, oyuncaklar eski şarkı
kavaklara oklu yürek çizip duran o çakı
nerde şimdi, nerde şimdi, nerde o kan sarhoşluğu
gitme sonbahar oluyorum,sonrası hiç..
kısa bir öyküdür hayat;
uğruna upuzun acılar çektiğimiz,
kısa bir türküdür;
bir kez daha söylemek için delirdiğimiz....