Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • seninle bir dakika30.08.2006 - 16:52

    semiha yankı

  • ölüm30.08.2006 - 16:50

    Kimse duymadan olmeliyim
    Agzimin kenarinda
    Bir parca kan bulunmali.
    Beni tanimayanlar
    'Mutlak birini seviyordu' demeliler.
    Taniyanlarsa, 'Zavalli, demeli,
    Cok sefalet cekti..'
    Fakat hakiki sebep
    Bunlardan hicbirisi olmamali.

  • şehitler ölmez30.08.2006 - 16:36

    Önce vatan millet
    Sonra ana ve yar
    Bu yolda savrulan
    Birileri var, birileri var!

    Ezan dinmez diyen
    Bayrak inmez diyen
    Şehitler ölmez diyen
    Birileri var, birileri var!

    Şehitler ölmez!
    Şehitler ölmez!
    Şehitler ölmez!

    Bayrakla dertleşen
    Toprakla birleşen
    Can verip devleşen
    Birileri var, birileri var!

    Ezan dinmez diyen
    Bayrak inmez diyen
    Şehitler ölmez diyen
    Birileri var, birileri var!

    Şehitler ölmez!
    Şehitler ölmez!
    Şehitler ölmez!

  • aleviler30.08.2006 - 14:17

    her ALİ olmaz ALi
    her seyf olmaz zülfikar

  • Da Vinci Şifresi30.08.2006 - 14:02

    kitabını da okudum,filmini de izledim.ama filmi kitabı kadar etkileyici değildi......

  • çukurova üniversitesi30.08.2006 - 13:59

    yeni ders döneminin başlamasıyla 6. yılıma gireceğim okulum......yaaaaa ben bu okulu hiç bitiremeyecek miyim yaaaa...göl kenarında,çam ağaçlarının arasında(ah o çam ağaçları) ilk defa görenlerin mükemmel bir kampüs (tabii 6.yılınız olunca basit kalıyor artık) diyebileceği bir yer..

  • hamam30.08.2006 - 13:53

    adana'nın şu sıcağında dün akşam gittiğimiz yer.(birileri duysa aklımıza güler)

  • grup 8430.08.2006 - 11:31

    Bırakmaz yakamı hiç bir aşk
    Sonunda ne oldu bize bak
    Ayrılmak için çok erken
    Yarım kalacak sevdalar
    Ayrılmak için çok erken
    Can dayanır mı buna derken
    Başım koyduğum kucak nerde
    Salıp kurtul beni derde
    Bedenden koptum bir pare
    Elinde taş olacak bak
    Yanındayken ben bi çare
    Yaşanmaz olmuş sevdalar
    Saatler durmuş gözümde
    Zaman yara çok derinde
    Ellerim buz gibi oldu bak
    Ateş teninde nafile
    Hasretlik çekilmiyor
    Bu soğuk gecelerde
    Sensiz hiç yaşamadım ki
    Bu kahpe boş şehirde
    Ah bir bilsen sevdiğim
    Bu sana son mektubum
    İster at ister oku
    Ben yine sana mecburum
    Ah bir bilsen sevdiğim
    Bu sana son mektubum
    İster at ister oku

  • vitray pencere30.08.2006 - 11:20

    vitray pencere bana insanları çağrıştırıyor.......her insan vitray pencereden çıkan farklı renkteki bir ışık gibi..........

  • hayat26.08.2006 - 14:04

    ] Rahmetli Vehbi Koç ile yapılan bir televizyon röportajıydı. Yıllar önce...
    ] 'Param var, malım var, şanım ver, mevkim var; ama gel gör ki, iki kaşık bulgur, bulgur pilavı yiyemiyorum' demişti üzüntüyle. Domatesli bulgur pilavının yanında turşu ve soğan çok uzun zaman önce yasak edilmişti ünlü işadamına. 'Çok şükür bugünleri de gördüm ama...'diye konuşmasını sürdüren ünlü sanayici 'dünyanın en kudretli adamı da olsan fark etmiyor...'diye eklemişti. Bir soğan, bir bulgur bazen nelere bedel oluyor....
    Emel Sayın'ın hayatının anlatıldığı bir programdı. Çok genç yaşta başlayan yolculuğunda gücü, başarısı ve ışıltısından sonra bugün geldiği nokta konuşuluyordu. Pek çok kadının yerinde olmak istediği güzel, başarılı ve ünlü sanatçı
    'Bir tek şeye sızlıyor içim... Keşke bir çocuğum olsaydı' derken gözleri dolu doluydu.'Bana hep daha çok gençsin, önce işin, önce sanatın, daha şöhretin başındasın dediler.
    Ama keşke kimseyi dinlemeseydim. Keşke kimseyi dinlemeseydim...'
    ] Gani Müjde ile söyleşi yaptığım bir programdaydık. 'Çok küçüktüm ve babam kendi koşulları içinde beni şımartmaya uğraşıyordu' diye başladı anlatmaya. 'Bir bayram arifesiydi. Galiba kendi takım elbisesini verip bana bir elbise yaptırmış.Çok mutluydu o bayram; bana bir şey giydirebildiği için. Ama ben elbiseden hiç hoşlanmamıştım. Ağlamaya başladım, ben bu çirkin şeyi giymem diye. Babamın bana bakışını hiç unutamam. Galiba en fazla altı yedi yaşındaydım. Birden hiç beklemediğim bir şey oldu ve babam bana hayatımdaki ilk ve son kez çok şiddetli tokadını attı. Çok gücenmişti bana. Aradan yıllar geçti. Şimdi İstanbul'un güzel manzaralı evlerinden birinde oturabiliyor ve istediğimi alabiliyorum. Babam öldükten sonra bir gün, babamın o bakışı geldi aklıma. Keşke geri dönüp o sayfayı silebilsem, öyle isterdim ki... Babamı mutlu edebilseydim.
    ' Üzerinden çok zaman geçti ama yine de tereddüt ettim şimdi yazıp yazmamakta... Bir cesaret yazıyorum; YeşimSalkım-Uzan idi o zamanki soyadı Levent'te yeşil bir villada, görkemli mobilyaların içinde görkemli duvarların arasında ve görkemli bir masanın ardında oturuyordu. Yapmak istediklerini anlatırken, çok çok uzun siyah saçları kollarını, belini, boynunu örtüyordu ve gözlerinde adını tam da koyamadığım bir siyah şey vardı. Keder? Yalnızlık? Öfke? Yorgunluk? Her şey, herşey elinin altındaydı ama mutsuzdu besbelli... Sonra zaman geçti. Soyadlarından birini sildi.Saçlarını kestirdi. Geçenlerde bir akşam gördüm onu. O beni görmedi. Yan yanaydık oysa. Geçip gittik birbirimize değmeden. Kısacık saçları, gecenin karanlığına rağmen ışıldayan gözleri vardı. Sevdiği adamın, kocasının elinden tutmuş, deniz kenarına doğru yürüyordu.Yanından geçip kendi yoluma devam ederken düşündüm de...Hayat bu kadar basit bir şeydi işte. Yaptıklarımız, yapmak istediklerimiz,özlediklerimiz, pişman olduklarımız,onardıklarımız, onaramadıklarımız... Hepsi basit,minicik şeylerdi ama ulaşamadıkça, çözemedikçe,yenemedikçe bize kocaman geliyordu. Kitlelerin sevgisi, para,ün, güç... Hiçbiri, hiçbiri bedel olamıyordu, özlemini çektiğimiz o şey her ne idiyse... Bir çocuk, Sevildiğini bilmek, Bir vicdan rahatlığı, Bir tabak pilav, Bir sağlıklı nefes... Hayat bu işte; basit, küçük bir hadise...