Güneş... Batıdan doğacak Yüzyıllarca süre gelen Yalnızlık Son bulacak Yerle göğün hasreti bitecek Yer gök BİR olacak Kuşlar çoğalacak Kızıl bir alev göğü Sarmalayacak Gök yüzünde yıldızlar Kaybolacak Hepsi yeryüzüne konacak Batının rüzgarı yaman Eser Zaman duracak Sonsuzluk hasıl olacak İnanmayanlar Cayır cayır yanacaklar Bu... AŞK ATEŞİDİR Sevginin ateşidir Ve aşkın küllerinden Yeniden doğacaklar
Hak aramak diye birşey yok. Hak zaten var olandır. Hak insana yapılan hizmettir. Ancak çiğnenir. Yani HAK'kın çiğnenmesi olur. Bu da ÇIKAR nedeni iledir. Her türlü çıkar.
BİR OLMAK… VAR OLANI açığa çıkarmaktır Kendi yaşamında, sana verilen Rolü oynamaktır. Ki… Bu rolü kendin seçiyorsun Rolünü yaşamaktır, gizlemek değil Kendine açık olmak, dürüst olmaktır Kendi söylediğini, kendine Uygulamaktır. ŞAİRİN dediği gibi… Ne olursan ol, kendin ol İster Putperest, ister Ateist İster Dinci, ister Ülkücü İster devrimci, ister Türk İster Kürt, ister Çerkez İster Laz… Yeter ki; KENDİN OL Ve kendine, yaşamına SAYGILI OL. Çevrene de. Tanrının sana verdiği, bu bedene Sahip OL Onu gözetle ve koru Çünkü o senin yuvan. Başkasının yuvasını da koru İncitme, kırma, hırpalama Öldürme… Çünkü ne edersen, kendine EDERSİN.
Bir olmak demek, Özgür olmak, demektir… Kendini, kendinde bulmak Kendini… Kendinde görmektir. Bütünün, ayrılmaz bir parçası Olduğunu… Bilmektir. Sevmektir… Her şeyi… İncitmemektir… Hiçbir şeyi Saygı duymaktır, her şeye Geçmişe, geleceğe… Sevgiye…
Barışmaktır, kendinle Ve, herkesle… her şeyle Yürümektir, el ele Aklınla ve yüreğinle… Mutluluğa… Gerçek mutluluğa… Şarkılar söylemektir, dostluğa Ve kardeşliğe… Gelecek güzel günlere… SEVGİYE…
Sevmek, bir sevda tünelinde yürümektir Derin düşüncelerle Ve O’nu düşünmektir Her şeyle BİR olmaktır, Ayrılıksız Sonsuzlukta… Yüreğinde hissetmektir Taaa en derinlerde… Sevmek, O’nu bilmek, tanımak ve görmektir O’na gerçek değerini vermektir O’nu HAK edebilmektir O’na varmak, O’na ulaşmak, Emek vermek Çaba göstermektir O’nu anlamak ve saygı göstermek, büyütmektir. Sevmek, SENİ SEVİYORUM DİYEBİLMEKTİR.
Endişe ve korkularımızdan, İyice güzelce, silinmek Temizlenmek Ve Arınmaktır.
En saf, En temiz En içtenliğimizle, BİRLİKTE
Hayatı doyasıya yaşamaktır
Ve O’nu içmektir Bir bardak suyu içer gibi… Kana kana
Tutkuyla, büyük bir çoşkuyla, arzuyla
GERÇEK AŞK’ la
Sevmek O’ nunla, gülmek birlikte … Yaşanan ve yaşanacak her anda, mutlu olmaktır.
Sevmek, yüreğin susması dingin olma halidir. Rüzgarlardan… Fırtınalardan… Sarsıntı ve depremlerden… Sona erişi, karanlıktan aydınlığa geçişidir. Sevgi ile barışmasıdır, Kavgalardan ayrılıp Gerçek huzura erişmesidir O’nu sevgilinin gözünde, sevgili gibi görebilmesidir
Sevgi ile el ele, gerçek mutluluğa koşmasıdır Kıymetini bilmektir her an’ın, her yaşananın Varlığının farkına varmak, birlikte nefes almaktır Sevmek, denemek ve öğrenmek Yeniliğe yeni yerlere, yeni sevdalara, Gününde, yelken açıp gitmektir
Geçmişi düşünmeden, AMA… Yaşanandan, büyük ders alarak. Daima ileriye, hep ileriye bakarak Geleceğin, izinden yürümektir.
Sevmek, kaybolduğunu sandığımızı Kendi içimizde bulup, arayışımızı bitirmek Bunu Yeni hayatımızda, uygulamaktır. Kendi doğru ilke ve prensiplerimiz içerisinde, Değerlerimizle Dürüstlük, Saygı ve sevecenlikle, hoşgörü ile Samimiyetle BU DEĞERLERE İNANMAKTIR.
Sevmek her şeyi, En önemlisi kişinin kendisini, affetmesidir, Geçmişteki yanlışlarından Doğrulara değer verip, doğru yolda hizmet vermesidir.
Özveri ve disiplin içerisinde, yılmadan bıkmadan Çalışmak Hangi yöne gittiğini bilerek Gerçek güzelliği kurmaktır. BEN’le BİR olmaktır, sonsuz olmak Hiçliğe varmaktır.
Yaşamın bir amacı kişinin kendisini bulmasıdır. Kim olduğunun. Yaşamda, kişinin kendisini bulması için düşünmesi, araştırması, incelemesi, denemesi, davranışları ve olayları yaşaması, sorgulaması, yorumlaması, öğrenmesi ve anlaması gereklidir. Ki diğerlerini de anlayabilsin. Bunun için de düşüncelerin yaşama geçirilmesi gereklidir. Böylelikle duyguları tanıyacak ve hissedecektir. Farkı görecek ve eyleme geçen davranışlardan kendisine bir yorum yapıp anlam çıkarabilecektir (Düşüncenin açığa çıkması hali) . Bu bazen doğru bazen de yanlış olabilecek. Bunu belirleyen atılan adımın hangi yönde olduğudur. Ve atılan adımın kendisidir. Doğru veya yanlışın neticesinde kişinin bunu anlamasıdır. İşte kişinin veya varlığın bu davranış şekillerini uygulama yapmasına HAK denir. HAK; kişinin veya varlığın sadece kendisine aittir. Bir başkasının bu hak’ka karışması engellemesi, tecavüzü haksızlıktır. Hak’kın ihlalidir. Ve bu şeytanlıktır. İnsanın bireysel haklarının yanında toplumsal ve çevresel hakları da vardır. Yatma, kalkma, konuşma, dinleme, araştırma yapma, çalışma izleme görme v.s gibi olan bireysel hakların yanında birlikte olma, paylaşma vs gibi toplumsal haklara ilave olarak bunlardan faydalanmak için de çevrede bulunan bu özelliklerden faydalanmak da HAK’dır. Kişi veya varlık bu davranışları yaparken bir başkasının da HAK’kı olduğunu unutmamalıdır. Bu HAK’lar karşılaştığı zaman karşıdaki kişiden muhakkak onay (rıza) alınmalıdır. Aksi halde HAK’kın çiğnenmesi olayı yaşanmış olur. Hak’kın çiğnenmesi olayı olduğunda ortaya güvensizlik çıkar. Ve güvensizlik, huzursuzluğu ve çatışmayı ortaya çıkarır. Bu bakımdan HAK’ka saygı göstermek zorundayız. Kubilay Öğütveren
Çıplaklık: Çıplaklık, düşüncenin saf ve yalın halidir. Bedenin çıplaklığı ise düşüncenin kendisini kişide gösterdiği halidir. Ör: Beden yaşamasını sürdürebilmek için olması gereken durumda olmalıdır. Bu olmadığı anlarda beden bozulması ortaya çıkacaktır. Bedenin çekiciliği, cinselliği ve bunun gösterisi kişinin inancına göre düzenlenmiştir. Yani kişi kendi inancına göre nasıl isterse öyle yaşamalıdır. Başkasına saygı duyulmalıdır. Esas olan kişinin kendisini bulmasıdır. Tanrı ile olan ilişki ancak o kişiyi kapsar. Buna herhangi bir şekilde şu veya bu nedenle karışmak, Tanrı ile o kişinin arasına girmek demektir. Bu ise kendisini reddetmesi demektir. Şeytan işte budur. Üçüncü kişi budur. Bu yalnız bedenin cinsel çekiciliğinde değil tüm davranışlarda ve olaylarda bunun geçerliliğini görmemiz gerektirdiğidir. Ör: Evlilik kararında, iş tercihinde, ev, arabanın şekli, modeli, renk seçimi v.s. ‘lerde. Buna karışmak HAK’kın ihlalidir. HAK’ka saygısızlıktır. Ve bu şeytanlıktır. Görmemiz gereken tek şey insanın mutluluğudur. Seçim tercihi ise yalnız o insana verilmiştir. Bu HAK yalnız TANRI ile o insan arasındadır. Bu mutluluğu kendi çıkarına göre kullanamazsın(Her ne sebep olursa olsun) . Kullandığın an sen ŞEYTAN olursun. İşte mesele budur. (Çözülmesi ve bilinmesi gereken mesele budur) Attığın adımlar seni Sevgi’nin (Tanrı’nın) yoluna götürür veya Sevgi’nin (Tanrı’nın) yolundan uzaklaştırır. Bu davranışların farkında isen davranışlarına dikkat etmelisin. Etmezsen bile bile kendine zarar verirsin.(Kim kendisine bile bile zarar vermek ister) Davranışlarının farkında değilsen, öğren. Ödediğin veya ödeyeceğin bedel senin için hoş değil. Dertlerini ve sıkıntısını sen çekersin. Öğrenmemişsen; Öğrenene kadar bu olayları çeşitli şekillerde yaşarsın, ve bu hep karşına bir şekilde hep gelir. Ve bu olaylar senin en büyük dostundur. Onu veya onları saygı ve hoşgörü ile kucakla. Teşekkür et. Alacağın ders seni ileriye itekleyecektir (kendi yaşamında) . Anlamaya çalışmalısın. Ve bunun nedenini bulmalısın. Aksi durumda hep ayni döngüde kalırsın. Düşünce ne ise o’dur. Saf ve temizdir. Bunu örtmek, gizlemek kendini aldatmak demektir. Ör: Ev işi (Çamaşır yıkama,bulaşık yıkama, temizlik gibi) yapması gereken kişi, çeşitli mazaretleri öne sürerek o işi yapmaması, o işi ortadan kaldırmaz. Aksine o işin büyümesine neden olur. Sabah yıkanmayan bulaşık öğlene, öğlen yıkanmayan bulaşık akşama, akşama yıkanmayan bulaşık sabaha kalır. İşin daha güç olur. Ve her yönüyle zararı yine kendine olur. (Zamanını harcar,paranı harcar, emeğin fazlalaşır, rahatsız olursun, huzursuz olursun.Olay çok büyürse içinden çıkılmaz olur.) Olayları olduğu gibi kabul edip sorunları hızla çözüme kavuşturmak gerekir. Herkes kendi sorununu kendisi halletmeli, yardım istemesi gerektiği durumlarda yardımcının gönüllü hareketi gereklidir.Yardım zorla olmamalı içten olmalıdır. Ör: Bir evde bulaşık yıkama işini bulaşığı yıkayacak kişi çözmelidir. Başkasına devredemez. Yardım isterse yardım eden kendi gönül isteği ile yapmalıdır. Bu örnekte olduğu gibi yardım eden içten ve samimi olarak yardım etmiyorsa, bu düşüncenin gizlenmesi, örtülmesi olur ki, bu da kişinin kendi kendini aldatmış olmasını, ıkınarak, sıkılarak, istemeyerek iş yapmasını getirir ki, bu da kendi zamanını, kendi emeğini,kendi parasını hatta kendi sağlığını tehlikeye atması demektir. Bu yüzden düşüncenin kişide hem kendisine, hem de çevresine karşı saf ve temiz olması gerekir. Aksi halde ortaya çıkan zararı en fazla kendisi alır. Kubilay Öğütveren
Güneş...
Batıdan doğacak
Yüzyıllarca süre gelen
Yalnızlık
Son bulacak
Yerle göğün hasreti bitecek
Yer gök BİR olacak
Kuşlar çoğalacak
Kızıl bir alev göğü
Sarmalayacak
Gök yüzünde yıldızlar
Kaybolacak
Hepsi yeryüzüne konacak
Batının rüzgarı yaman
Eser
Zaman duracak
Sonsuzluk hasıl olacak
İnanmayanlar
Cayır cayır yanacaklar
Bu... AŞK ATEŞİDİR
Sevginin ateşidir
Ve aşkın küllerinden
Yeniden doğacaklar
Kubilay Öğütveren
İradenin kontrol edilememesi
Hak aramak diye birşey yok. Hak zaten var olandır. Hak insana yapılan hizmettir. Ancak çiğnenir. Yani HAK'kın çiğnenmesi olur. Bu da ÇIKAR nedeni iledir. Her türlü çıkar.
BİR OLMAK...2
BİR OLMAK…
VAR OLANI açığa çıkarmaktır
Kendi yaşamında, sana verilen
Rolü oynamaktır.
Ki… Bu rolü kendin seçiyorsun
Rolünü yaşamaktır, gizlemek değil
Kendine açık olmak, dürüst olmaktır
Kendi söylediğini, kendine
Uygulamaktır.
ŞAİRİN dediği gibi…
Ne olursan ol, kendin ol
İster Putperest, ister Ateist
İster Dinci, ister Ülkücü
İster devrimci, ister Türk
İster Kürt, ister Çerkez
İster Laz…
Yeter ki; KENDİN OL
Ve kendine, yaşamına
SAYGILI OL.
Çevrene de.
Tanrının sana verdiği, bu bedene
Sahip OL
Onu gözetle ve koru
Çünkü o senin yuvan.
Başkasının yuvasını da koru
İncitme, kırma, hırpalama
Öldürme…
Çünkü ne edersen, kendine
EDERSİN.
Kubilay Öğütveren
Bir olmak demek,
Özgür olmak, demektir…
Kendini, kendinde bulmak
Kendini…
Kendinde görmektir.
Bütünün, ayrılmaz bir parçası
Olduğunu… Bilmektir.
Sevmektir… Her şeyi…
İncitmemektir… Hiçbir şeyi
Saygı duymaktır, her şeye
Geçmişe, geleceğe…
Sevgiye…
Barışmaktır, kendinle
Ve, herkesle… her şeyle
Yürümektir, el ele
Aklınla ve yüreğinle…
Mutluluğa…
Gerçek mutluluğa…
Şarkılar söylemektir, dostluğa
Ve kardeşliğe…
Gelecek güzel günlere…
SEVGİYE…
SEVMEK, NE DEMEKTİR?
Sevmek, bir sevda tünelinde yürümektir
Derin düşüncelerle
Ve
O’nu düşünmektir
Her şeyle BİR olmaktır,
Ayrılıksız Sonsuzlukta…
Yüreğinde hissetmektir
Taaa en derinlerde…
Sevmek,
O’nu bilmek, tanımak ve görmektir
O’na gerçek değerini vermektir
O’nu HAK edebilmektir
O’na varmak,
O’na ulaşmak, Emek vermek
Çaba göstermektir
O’nu anlamak ve saygı göstermek, büyütmektir.
Sevmek,
SENİ SEVİYORUM
DİYEBİLMEKTİR.
Endişe ve korkularımızdan,
İyice güzelce, silinmek
Temizlenmek
Ve
Arınmaktır.
En saf,
En temiz
En içtenliğimizle,
BİRLİKTE
Hayatı doyasıya yaşamaktır
Ve
O’nu içmektir
Bir bardak suyu içer gibi…
Kana kana
Tutkuyla,
büyük bir çoşkuyla,
arzuyla
GERÇEK AŞK’ la
Sevmek O’ nunla, gülmek birlikte …
Yaşanan ve yaşanacak her anda, mutlu olmaktır.
Sevmek, yüreğin susması
dingin olma halidir.
Rüzgarlardan…
Fırtınalardan…
Sarsıntı ve depremlerden…
Sona erişi,
karanlıktan aydınlığa geçişidir.
Sevgi ile barışmasıdır,
Kavgalardan ayrılıp
Gerçek huzura erişmesidir
O’nu sevgilinin gözünde, sevgili gibi görebilmesidir
Sevgi ile el ele,
gerçek mutluluğa koşmasıdır
Kıymetini bilmektir
her an’ın, her yaşananın
Varlığının farkına varmak, birlikte nefes almaktır
Sevmek, denemek ve öğrenmek
Yeniliğe yeni yerlere, yeni sevdalara,
Gününde,
yelken açıp gitmektir
Geçmişi düşünmeden,
AMA…
Yaşanandan,
büyük ders alarak.
Daima ileriye, hep ileriye bakarak
Geleceğin, izinden yürümektir.
Sevmek, kaybolduğunu sandığımızı
Kendi içimizde bulup,
arayışımızı bitirmek
Bunu
Yeni hayatımızda, uygulamaktır.
Kendi doğru ilke ve prensiplerimiz içerisinde,
Değerlerimizle
Dürüstlük,
Saygı ve sevecenlikle, hoşgörü ile
Samimiyetle
BU DEĞERLERE İNANMAKTIR.
Sevmek her şeyi,
En önemlisi kişinin kendisini, affetmesidir,
Geçmişteki yanlışlarından
Doğrulara değer verip, doğru yolda
hizmet vermesidir.
Özveri ve disiplin içerisinde, yılmadan bıkmadan
Çalışmak
Hangi yöne gittiğini bilerek
Gerçek güzelliği kurmaktır.
BEN’le BİR olmaktır, sonsuz olmak
Hiçliğe varmaktır.
Kubilay Öğütveren
Yaşamın bir amacı kişinin kendisini bulmasıdır. Kim olduğunun.
Yaşamda, kişinin kendisini bulması için düşünmesi, araştırması, incelemesi, denemesi, davranışları ve olayları yaşaması, sorgulaması, yorumlaması, öğrenmesi ve anlaması gereklidir. Ki diğerlerini de anlayabilsin. Bunun için de düşüncelerin yaşama geçirilmesi gereklidir. Böylelikle duyguları tanıyacak ve hissedecektir. Farkı görecek ve eyleme geçen davranışlardan kendisine bir yorum yapıp anlam çıkarabilecektir (Düşüncenin açığa çıkması hali) . Bu bazen doğru bazen de yanlış olabilecek. Bunu belirleyen atılan adımın hangi yönde olduğudur. Ve atılan adımın kendisidir. Doğru veya yanlışın neticesinde kişinin bunu anlamasıdır. İşte kişinin veya varlığın bu davranış şekillerini uygulama yapmasına HAK denir.
HAK; kişinin veya varlığın sadece kendisine aittir. Bir başkasının bu hak’ka karışması engellemesi, tecavüzü haksızlıktır. Hak’kın ihlalidir. Ve bu şeytanlıktır.
İnsanın bireysel haklarının yanında toplumsal ve çevresel hakları da vardır. Yatma, kalkma, konuşma, dinleme, araştırma yapma, çalışma izleme görme v.s gibi olan bireysel hakların yanında birlikte olma, paylaşma vs gibi toplumsal haklara ilave olarak bunlardan faydalanmak için de çevrede bulunan bu özelliklerden faydalanmak da HAK’dır.
Kişi veya varlık bu davranışları yaparken bir başkasının da HAK’kı olduğunu unutmamalıdır. Bu HAK’lar karşılaştığı zaman karşıdaki kişiden muhakkak onay (rıza) alınmalıdır. Aksi halde HAK’kın çiğnenmesi olayı yaşanmış olur. Hak’kın çiğnenmesi olayı olduğunda ortaya güvensizlik çıkar. Ve güvensizlik, huzursuzluğu ve çatışmayı ortaya çıkarır. Bu bakımdan HAK’ka saygı göstermek zorundayız.
Kubilay Öğütveren
Çıplaklık:
Çıplaklık, düşüncenin saf ve yalın halidir.
Bedenin çıplaklığı ise düşüncenin kendisini kişide gösterdiği halidir.
Ör: Beden yaşamasını sürdürebilmek için olması gereken durumda olmalıdır. Bu olmadığı anlarda beden bozulması ortaya çıkacaktır.
Bedenin çekiciliği, cinselliği ve bunun gösterisi kişinin inancına göre düzenlenmiştir. Yani kişi kendi inancına göre nasıl isterse öyle yaşamalıdır. Başkasına saygı duyulmalıdır.
Esas olan kişinin kendisini bulmasıdır. Tanrı ile olan ilişki ancak o kişiyi kapsar. Buna herhangi bir şekilde şu veya bu nedenle karışmak, Tanrı ile o kişinin arasına girmek demektir. Bu ise kendisini reddetmesi demektir. Şeytan işte budur. Üçüncü kişi budur.
Bu yalnız bedenin cinsel çekiciliğinde değil tüm davranışlarda ve olaylarda bunun geçerliliğini görmemiz gerektirdiğidir.
Ör: Evlilik kararında, iş tercihinde, ev, arabanın şekli, modeli, renk seçimi v.s. ‘lerde. Buna karışmak HAK’kın ihlalidir. HAK’ka saygısızlıktır. Ve bu şeytanlıktır.
Görmemiz gereken tek şey insanın mutluluğudur. Seçim tercihi ise yalnız o insana verilmiştir. Bu HAK yalnız TANRI ile o insan arasındadır. Bu mutluluğu kendi çıkarına göre kullanamazsın(Her ne sebep olursa olsun) . Kullandığın an sen ŞEYTAN olursun. İşte mesele budur. (Çözülmesi ve bilinmesi gereken mesele budur)
Attığın adımlar seni Sevgi’nin (Tanrı’nın) yoluna götürür veya Sevgi’nin (Tanrı’nın) yolundan uzaklaştırır.
Bu davranışların farkında isen davranışlarına dikkat etmelisin. Etmezsen bile bile kendine zarar verirsin.(Kim kendisine bile bile zarar vermek ister)
Davranışlarının farkında değilsen, öğren. Ödediğin veya ödeyeceğin bedel senin için hoş değil. Dertlerini ve sıkıntısını sen çekersin.
Öğrenmemişsen; Öğrenene kadar bu olayları çeşitli şekillerde yaşarsın, ve bu hep karşına bir şekilde hep gelir.
Ve bu olaylar senin en büyük dostundur. Onu veya onları saygı ve hoşgörü ile kucakla. Teşekkür et. Alacağın ders seni ileriye itekleyecektir (kendi yaşamında) . Anlamaya çalışmalısın. Ve bunun nedenini bulmalısın. Aksi durumda hep ayni döngüde kalırsın.
Düşünce ne ise o’dur. Saf ve temizdir.
Bunu örtmek, gizlemek kendini aldatmak demektir.
Ör: Ev işi (Çamaşır yıkama,bulaşık yıkama, temizlik gibi) yapması gereken kişi, çeşitli mazaretleri öne sürerek o işi yapmaması, o işi ortadan kaldırmaz. Aksine o işin büyümesine neden olur. Sabah yıkanmayan bulaşık öğlene, öğlen yıkanmayan bulaşık akşama, akşama yıkanmayan bulaşık sabaha kalır. İşin daha güç olur. Ve her yönüyle zararı yine kendine olur. (Zamanını harcar,paranı harcar, emeğin fazlalaşır, rahatsız olursun, huzursuz olursun.Olay çok büyürse içinden çıkılmaz olur.)
Olayları olduğu gibi kabul edip sorunları hızla çözüme kavuşturmak gerekir.
Herkes kendi sorununu kendisi halletmeli, yardım istemesi gerektiği durumlarda yardımcının gönüllü hareketi gereklidir.Yardım zorla olmamalı içten olmalıdır.
Ör: Bir evde bulaşık yıkama işini bulaşığı yıkayacak kişi çözmelidir. Başkasına devredemez. Yardım isterse yardım eden kendi gönül isteği ile yapmalıdır.
Bu örnekte olduğu gibi yardım eden içten ve samimi olarak yardım etmiyorsa, bu düşüncenin gizlenmesi, örtülmesi olur ki, bu da kişinin kendi kendini aldatmış olmasını, ıkınarak, sıkılarak, istemeyerek iş yapmasını getirir ki, bu da kendi zamanını, kendi emeğini,kendi parasını hatta kendi sağlığını tehlikeye atması demektir.
Bu yüzden düşüncenin kişide hem kendisine, hem de çevresine karşı saf ve temiz olması gerekir. Aksi halde ortaya çıkan zararı en fazla kendisi alır.
Kubilay Öğütveren
Tabu yasak olan anlamında kullanılır. Düşüncelerimizi yasak olan şeylerle doldurup kendimizi sınırlamak ve bağlamaktır.
Aşk bir anahtardır. Hayatın(Yaşamın) . Onu bulursanız, hayatı anlarsınız.