Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • sela30.01.2007 - 16:28

    ÖLENLER SELA VERİYORUZ DA DOĞANLARA NİYE VERMİYORUZ?
    Her dinin, her kültürün ölüm ve doğum hadiselerine farklı yaklaşımlar sergilediklerini hepimiz az çok biliriz. Bizim kültürümüzde de bu iki olaya kendi çok farklı yaklaşım sergileyen alt kültürlerimizin olduğundan haberdarızdır.
    Benim bu konularda dikkatimi çeken en önemli yan Ölümü sanki öbüründen daha fazla önemsediğimizdir. Buna örnek “sela” hadisesidir. Sela, ya bayramlarda, ya Cuma günü, ya da ölenler için verilir. Ölenler için verdiğimiz selayı doğanlardan niye esirgiyoruz? Yoksa kültürümüzde iki tabi olay olan ölümü, doğumdan daha önemli mi sayıyoruz? Bayramlar ve ölüm birbirine zıt duygular taşıdıkları halde ikisi de “selayı” hak ediyorlarsa, doğan bebekler niye bu haktan mahrum kalıyor?
    Şöyle hayal edin; minareden yukarıda saydığımız hadiseler dışında sela veriliyor ve imam, “mahallemiz (veya köyümüz) sakinlerinden Mehmet Bey ile Ayşe hanımın bir erkek çocukları dünyaya teşrif etmiştir. Bebeğin ailesine mutluluklar diler, bu yeni misafirin ülkemize ve tüm dünyaya hayırlar getirmesini Cenabı Haktan niyaz ederim. Bebeği karşılama töreni bu gün ikindi namazından sonra mahallemiz camisinde gerçekleştirilecektir. Sevenlerine ve mahalle halkımıza duyurulur…” diye ilan verse nasıl olur.
    Ölüme ve doğuma bakış açıları her kültürün çok farklıdır. Bu farklılık bazen dine, bazen geleneklere, bazen de ekonomik şartlara bağlıdır. Fakat tarihte de günümüzde de zaman, iklim, coğrafya fark etmeksizin erkek çocuk kız çocuğa göre daha fazla istenmektedir. İslam öncesi Arapların erkek çocuğuna düşkünlüklerine dair hikayeleri hepimiz biliriz. Zannederiz ki bu yanlışlıklar tarihte oldu bitti günümüzde bu tür sapkınlıklar artık yok. Böyle düşünüyorsanız yanılıyorsunuz.
    Ülkemizin bazı bölgelerinde daha fazla olmak üzere hala erkek çocuk düşkünlüğü devam etmekte. 21.yy da 2007 yılında Çin de büyük bir kız bebek katliamı yapılmakta olduğu unutulmamalı. Çünkü Çin de tek çocuğa izin vereb kanunlar yüzünden eğer ilk doğan bebek erkek ise ne ala, kız ise çoğu zaman bir “kazaya” kurban gitmekte bu bebek. 2007 yılında bilgi sayar yazılımında ve matematik ilminde ABD den sonra dünyada ikinci sırada yer alan Hindistan’da da ölen bir adamın dul eşi için artık pek iyi günler yoktur yaşanacak.
    Ölüme gelince; hak dinlerde “öbür aleme bir geçiş vakası” olarak değerlendiren bu önemli hadise, tarihteki bazı “sapkın dinler” ve kültürlerde uğursuz, korkunç, kendisinden kaçınılan bir vakıa olarak görülmüştür. Bundan dolayı ölüyü kalın halatlarla bağlayanlarda çıkmış, onun kemiklerini, “tekrar dirilip dünyaya dönmememsi” için balyozla kıranlarda.
    Ölüm ve doğum: Anlamı, çağrışımı milletten millete, kültürden kültüre değişse de insanlık için değişmez olan, onların varlıkları ve bize birinin daha çok hüzün diğerinin ise daha çok sevinç yaşatmalarıdır.
    Doğum içinde Sela vereceğimiz günlerde buluşmak üzere.

  • 19 mayıs 191906.05.2006 - 19:52

    Bazılarının kutsal rakamı normalde ise bir tarih M.Kemalin Osmanlı padişahı tarafından Anadoluya gönderildiği tarih. 9. ordu müfettişliği görevi ile