-Hürriyetin nesi var, bu en gürbüz çağında, Elinde kelepçeler, ayağında köstekler...? -Bilirse boyun eğip beklemesini eğer Demirlerini belki biraz gevşetecekler.
-Kimlerdir böyle kaşık şıkırdatan uzakta Dağ gibi zeybeklerin diz vurduğu toprakta? -Kim olacak:Köçekler... Meydan onlara kalmış göç edince erkekler.
-Gözlerim kan lekesi görüyor kefelerde... -Evet, terazilere dirhem oldu yürekler.
-Büyüsünler diye mi, çürüsünler diye mi Ekildi bataklığa bu canım çekirdekler? -Onu pek bilmem, fakat Burda açmaz çiçekler.
-Bu sargılı kollar ne? -Bunlar mı? Bükülmemek Uğruna kırılmayı Göze almış bilekler.
Ozan Ârif, saz omuzda
Yoktur başka dostumuz da…
Yaradan var üstümüzde;
Kula minnet etmem gayrı.
SABIR EYLE, ŞÜKÜR EYLE, DUA ET
Deli gönül isyan etme boşuna
Sabır eyle,şükür eyle,dua et.
Kul olanın herşey gelir başına
Sabır eyle,şükür eyle,dua et.
Düşün düşün hayal bitti,düş bitti
Ağla ağla gözümdeki yaş bitti
Ametüye iman etim iş bitti
Sabır eyle,şükür eyle,dua et.
Her dara düştüğün yerde Allah’tan
Hakkımda hayırı ver de Allah’tan
Hayır da Allah’tan,şer de Allah’tan
Sabır eyle,şükür eyle,dua et.
Bazı zamanlarda bazı yerlerde
İnanırım derde derman derler de
Çünkü hayır varmış bazı şerlerde
Sabır eyle,şükür eyle,dua et.
Mevla çekirdeğe orman gizlemiş
Tahıl tanesine harman gilemiş
Yılanın zehrine derman gizlemiş
Sabır eyle,şükür eyle,dua et.
Gönül bizi bilmeyen var bilen var
Halimize ağlayan var gülen var
Bizden daha büyük derdi olan var
Sabır eyle,şükür eyle,dua et.
Kaç ülkü gülünün şimdi şu anda
Kellesi bekliyor yağlı urganda
Hiç olmazsa gel onlardan utan da
Sabır eyle,şükür eyle,dua et.
Gönül korkma çok çok sürgün ölürsün
Ne açıkta ne de düzde kalırsın
Bir mezarı nerde olsa bulursun
Sabır eyle,şükür eyle,dua et.
Felek zulüm ediyorsa koy etsin
Duy Arif’i çile bitsin,dert bitsin
Tevekkeltü tealallah de gitsin
Sabır eyle,şükür eyle,dua et.
OZAN ARİF
Bilip bilmeden aptal aptal konuşmayalım.
Sanata,şiire bakalım.
KIBRIS SEVDASI
Kıbrıs, Kıbrıs derler bir nazlı yardır
Bu garip gönlümde sevdası vardır
Kıbrıs benim için namustur…ardır
Namusuma göz dikmişler,duyarım
Göz dikenin gözlerini oyarım.
Beşparmağa kına yaktım kanımla
Gelin ettim şerefimle şanımla
Kıbrıs için şaka olmaz benimle!
Ben Kıbrıs’ı candan aziz sayarım
Göz dikenin gözlerini oyarım.
Kıbrıs helâlimdir, Türklük ölmezse
Umrumda da değil kimse bilmezse
Dünya şahit olsun, eğer olmazsa…
Kendi nikâhım kendim kıyarım
Göz dikenin gözlerini oyarım.
O benimdir, yad ayağı basamaz
Esme dersem rüzgar bile esemez.
Kıbrıs için kimse ahkâm kesemez!
Ora benim ata, dede diyârım
Göz dikenin gözlerini oyarım.
Kıbrıs diye çoluk çocuk ölmüşüm
Öz malımken orta yerden bölmüşüm
Gele gele şu noktaya gelmişim
Vallahi bak…Bölmekten de cayarım!
Göz dikenin gözlerini oyarım.
Dünyanın Kıbrıs’ı tanıması şart
Tanımazsa eğer art niyetli art!
Bunun adı resmen çifte standart
Ben adamın maskesini soyarım
Göz dikenin gözlerini oyarım.
Hırvatistan, Slovenya dün anca
Düze çıktı tanıdılar bak önce
Kıbrıs hâlâ tanınmıyor, bu bence
Haçlı ruhu…Kalıbımı koyarım!
Göz dikenin gözlerini oyarım.
Allah ömür versin Rauf Denktaş’a
O herkesle tek tek çıkıyor başa
Zafer inananın denmemiş boşa
Diyor ki, sırtımı Hakk’a dayarım
Göz dikenin gözlerini oyarım.
Şu Kıbrıs işinde hakkım yenirse,
İyi olmaz kavga benimsenirse.
Ârif barış diyor…Kavga denirse,
Evelallah…Ben her yola uyarım…
Göz dikenin gözlerini oyarım.
OZAN ARİF
Sen gerçekten onaylı cahilsin, noonesaid....
Bu yüzden cevap vermiyorum.
Sevinebilirsin.
TAŞBEBEKLER
-Şu, yerlere kapanan yüzlerin nedir işi?
-Öpülüyor etekler.
-Temiz olsalar bari!
-Süsleridir noktalar, çiller, benler, benekler.
-Hürriyetin nesi var, bu en gürbüz çağında,
Elinde kelepçeler, ayağında köstekler...?
-Bilirse boyun eğip beklemesini eğer
Demirlerini belki biraz gevşetecekler.
-Kimlerdir böyle kaşık şıkırdatan uzakta
Dağ gibi zeybeklerin diz vurduğu toprakta?
-Kim olacak:Köçekler...
Meydan onlara kalmış göç edince erkekler.
-Gözlerim kan lekesi görüyor kefelerde...
-Evet, terazilere dirhem oldu yürekler.
-Büyüsünler diye mi, çürüsünler diye mi
Ekildi bataklığa bu canım çekirdekler?
-Onu pek bilmem, fakat
Burda açmaz çiçekler.
-Bu sargılı kollar ne?
-Bunlar mı? Bükülmemek
Uğruna kırılmayı
Göze almış bilekler.
-Şu delik deşik şeyler nenin nesi acaba?
-Balmumu arılara bırakılmış petekler.
-Ya şu uzaklardaki sonu gelmez şıkırtı...?
-Orada namlulara sürülüyor fişekler.
-Ekinler arasında kovalaşanlar nedir?
-Yeryüzünü boş bulup oynaşan köstebekler.
-Bu sırıtan yüzler ne?
-Diş gösteren köpekler.
-Güneş açtı, çok şükür, karların üzerine!
-Evet, erimektedir yığın yığın emekler.
-Ne diye yontuyorlar şurada mermerleri?
-Doğacak taşbebekler.
-Vatan için ölmek de var; fakat borcun yaşamaktır.
Büyük Ozan'a hakaret edecek kadar cahil insanlara sadece acıyorum...
HAYAL EDEREK
Tarifi imkânsız hisler içinde,
Seviniyor, coşuyorum şu anda.
Turan görünüyor sisler içinde,
Yollarına düşüyorum şu anda!
Niyet ettim daha yola girmeden,
Geçilir mi Nahçivan'ı görmeden?
Nahçivan'da bir çay içip durmadan
Bakü'deyim, şaşıyorum şu anda.
Bakü'de düğümü çözer gibiyim
Sanki İstanbul’da gezer gibiyim
Bakü'yü okşayan Hazer gibiyim
Kabarıyor, şişiyorum şu anda.
Can Azerbaycan'da kabaran yürek
Durmaz artık yolcu yolunda gerek
Ver elini Türkmenistan diyerek
Aşkabat'ı aşıyorum şu anda.
Aşkabat’tan çıkıp Taşkent yoluna
Semerkant, Buhara, Özbek eline
Amu-Derya olup Aral gölüne
Dolup, dolup taşıyorum şu anda.
Ben taşarken Tacikistan susuyor
Bişkek'e varmasam Kırgız küsüyor
Tanrı Dağları'ndan rüzgar esiyor
Tatlı tatlı üşüyorum şu anda.
Üşüsem de gidiyorum öteye
Kazakistan yani Alma-Ata'ya
Mazideki gibi binip bir tay'a
Yesi'deyim koşuyorum şu anda.
Çünkü Yesi bir mübarek kucaktır
Ana kucağından daha sıcaktır
Ahmet Yesevi'ye ait ocaktır
O ocakta pişiyorum şu anda.
Horasan'ın erleri de pişmişler
Anadolu Rumeli'ye düşmüşler
Onlar bir ışık, bir güneşmişler
Nurlarında ışıyorum şu anda.
Nurlarında ışıyorken işte tam
Gam bürüyor yüreğimi yine gam! ...
Doğu Türkistan’ım, Bati Trakya’m
Yaranızı deşiyorum şu anda.
Mezar eşmek korkutmuyor beni pek
Ne mezarlar eştim bugünlere dek
Kırım’a, Musul'a, Kerkük'e tek tek
Ay- Yıldızı döşüyorum şu anda.
Ay Yıldız, örtüsü Kızıl Elma'nın
Arif doruğunda murat almanın
Ülkücü olmanın Bozkurt olmanın
Gururunu yaşıyorum şu anda.
OZAN ARİF
Gurbet Akşamları
Hiç istemem yine gelir,
Çatar gurbet akşamları.
Yüreğime hançer olur,
Batar gurbet akşamları.
Öldürecek beni dertler,
Bende geçti bini dertler,
Dertlerime yeni dertler
Katar gurbet akşamları.
Bilmiyorum dertten gamdan,
Zevk mi alır intikamdan?
Kanlım gibi şu yakamdan,
Tutar gurbet akşamları.
Şimdi akşam bak şu anda,
Zindandayım ben zindanda,
Zindan ne ki zindandan da
Beter gurbet akşamları
Acılara beler beni,
Kesip doğrar diler beni,
Parça parça böler beni,
Yutar gurbet akşamları.
Memleketim ilim obam,
Kavim, gardaş, dost, akrabam,
Gözlerimde anam, babam,
Tüter gurbet akşamları.
Kadir Mevla’m yardım etsin
Ozan Arif yurda gitsin
Bitsin artık bitsin bitsin! ...
Yeter gurbet akşamları...
OZAN ARİF
DUA
İsyan değil haşa, beni bilirsin,
Sana aşikardır halim Yarabbi.
Derdime ancak sen derman olursun,
Kalmadı tutacak dalım Yarabbi...
Ölmek istiyorum, ölemiyorum,
Hayattan da lezzet alamıyorum.
Günahım, suçum ne bilemiyorum;
Dört yanımı sardı zulüm Yarabbi...
Yadellerde kavim-kardaş kırılır,
Diyelim ki kimi uzak sayılır,
Bağırsam, Kerkük'ten sesim duyulur,
Yine uzanmıyor elim Yarabbi! ..
Yürekler sevdasız, yürekler tezek,
Her tarafım, küfrün kurduğu tuzak! ..
İman ehli ise vahdetten uzak,
Param parça, bölüm bölüm Yarabbi! ..
Madde hakim oldu, mana ezildi,
Ahlak iflas etti, namus çözüldü,
Düzelir dedikçe daha bozuldu
Aşiretim, obam, ilim Yarabbi! ..
Kaymak yetişmezken ağaya, beye,
Ekmek bulamıyor, fakir yemeye.
Bayramlara bile bayram demeye,
Varmıyor bir türlü dilim Yarabbi! ..
Yaşıyorken şu bayram-ı şerifi,
Arz ettiğim, hislerimin tarifi.
Günah işlediyse, affet Arif'i! ..
Böyle bir acayip kulum Yarabbi...
OZAN ARİF