Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • deniz gezmiş15.07.2003 - 17:26

    Türkiye’yi bugüne getiren süreç Denizler gibi ulusal kurtuluş mücadelesinde kararlı gençler varken olanaklı değildi. Onlar varoldukça Türkiyeyi emperyalistlere bağlayan ip bir yerde mutlaka kopacaktı. Bu yüzden Türkiye’yi emperyalistlere bağlayan ip Denizlerin boğazına dolandı.

    “Paran yoksa öl” diyebilmiş bir piyasa düzeni savunuculuğunun gençliği isyan ettirmesine kimse şaşıramaz. Gençliğin bu düzeni ortadan kaldıracak bir devrim istemesi haktır.Denizler böyle bir gidişi gördükleri gibi ona karşı mücadele ettikleri için hedef haline geldiler
    Nasıl devrimci gençlik olunacak? Gençlik bir devrimin örgütlenmesinde nasıl bulunacak?

    60’lı yıllarda gençlerin kafasını en çok meşgul eden soru buydu herhalde. O dönemin ideolojik ortamını en çok etkileyen de bu sorundu. Gençler devrimci ve antiemperyalist mücadelenin örgütlenmesinde kendilerine yer arıyorlardı. Ancak bildikleri bir şey de bunun yalnızca kitaplar okuyarak öğrenilemeyeceği idi. Ciddi bir ideolojik çalışmanın yanında gençler halkla bağlar kurmaya, devrimci eylemler örgütlemeye giriştiler. Kısa zamanda çok büyük bir kitleselliğe ve halkın içinde önemli bir güce ulaştıkları da söylenebilir.

    Ancak bu çaba aynı zamada bir çok yanlışları da beraberinde getirdi ister istemez. En önemli sorun gençliğin ne yapması gerektiği üzerineydi? Denizler ısrarla gençiliğin tüm siyasal partilerden uzak durmaları gerektiğini vurguladılar ki, bu doğruydu. Gençliğin rolü ve doğası hakında gerçekten önemli bir fikirdi bu. Ancak zamanla bu fikir tek başına gençlerin öncü kuvvetler olarak algılanmasına kadar vardı. Hatta bunu da aşarak tüm devrimci eylemin yükünü gençlerin sırtlayabileceklerini düşündüler. Ülkenin siyasal mekanizmasından tümüyle kopup devrimci eylem örgütlemeye girişmek doğruydu, ancak halktan koparak devrimci eylem mümkün değildi.

    Silahlı eylem Türkiye koşullarında ister istemez bunu getirdi. Denizler çıkışlarında ve eylemlerinde Kuvayı Milliye’ye dayanıyorlardı. Ancak bunu Latin Amerika benzerlerine koşullayarak salt silahlı eyleme indirgemek büyük bir hataydı, aynı zamanda ülkenin gerçek tarihsel mirasından da kopulmasını getirdi. Gençlik, enerjisini halk kuvvetlerinin bağlarının güçlendirilmesine, örgütlendirilmesine ve bilinçlendirilmesine harcayabileceği bir zamanda ondan tamamen kopmak sonucunu doğuracak bir eylem türüne girişti. Denizlerin önemli yanlışı budur.

    TÜRK SOLU.

  • akgün akova14.07.2003 - 14:35

    Okumaya doyamam ve defalarca okusamda bıkmam desem.

  • edip cansever07.07.2003 - 12:47

    İçimi acıtır bazen;


    Sen yoksun
    Cevrende kimseler yok
    Zengin de olsan
    Yoksullugun gitmez

  • anarşi04.07.2003 - 16:56

    İnsanların ii olan tüm sistem ve görüşleri nasıl kötü durumlara soktuklarını gördükçe çoğu kez en güzeli budur belki de derim.Mecmua adında çok hoşta bir dergileri var.

  • sosyalizm04.07.2003 - 11:38

    Sosyalizm bir hayal değildir.
    Sosyalizm olanaksız da değildir
    Eğer öyle olsaydı bazı güçler bu hayalden bu kadar korkmazdı.
    Sosyalizm rekabetin yerinin insanlar arasında ki işbirliği ve yardımseverliğin almasıdır.Rusya da bu sistemin başarısız olduğunu söyleyenler; ilginç bir şey söyleyeyim mi Rusyada çöken sosyalizm değildi.Rusya ilk başlarda sosyalizm kıyafetini üstüne giymeye çalıştı.Ama sonradan batının serbest piyasa kapitalist anlayışı ile yarış içine girdi.Sosyalizm sömürünün olmaması demekti değil mi? .Sömürünün olmaması için rekabet olmamalı.Ama Rusya diğer ülkülerle yarış çalışmalarına başladı.İlk olarakta kapitalist ülkelerle rekabet etmek için sanayisini geliştirmeyi ilk öncelik kabul etti.Eşitlik, özgürlük gibi kavramlar arka plana atıldı bu yarış içinde.Yani Rusyada çöken kapitalist devlet anlayışından başka birşey değildir.
    YA BARBARLIK İÇİNDE ÇÖKÜŞ YA SOSYALİZM!

  • bülent ortaçgil02.07.2003 - 17:43

    dinlerken dinlenir insan

  • kara lahana02.07.2003 - 17:39

    Bizim oralarda çok yapılır.Benimse pek yemeyi başardığım söylenemez.

  • enigma02.07.2003 - 16:17

    Enigma=Güzel Müzik

  • bertrand russell30.06.2003 - 18:10

    Bir paradoksu:
    Bir odada papa ve ben varım
    odada kaç kişiyiz.

  • bertrand russell30.06.2003 - 17:58

    Dünyada insanoğlunun icat ettiği hiçbir buluş yoktur ki her defasında daha fazla milyonlarca insanı yok edebilecek “savaş silâhları”na dönüşmesin

    Bertrand Russel