16 MART Diğer acılarımız gibi,tarihe eklenmiş. Gidenlerin ardından ağıtlar yakmak yetmiyor,yeni acılar ekleniyor yeni tarihlere.Hiç bir şey yapamıyoruz! ! ! ! ! ! ! !
Şenlik dağıldı bir acı yel kaldı bahçede yalnız,Bir yangın ormanından püskürmüş genç fidanlardı,Güneşten ışık yontarlardı sert adamlardı,Hoyrattı gülüşleri aydınlığı çalkalardı,Gittiler akşam olmadan ortalık karardı...
dar ağacında son kez bakarken dünyaya, ne kadar onurlu ne kadar gururluydu, gencecik yüreğini,gencecik düşlerini öldürenlerin tarihle hesapları bitmemiştir...
Şimdilerde sık sık kullandığımız bir cümle,zamanın karmaşıklığında aklımıza gelen iki asil,büyük isim.
KEFENİM BİÇİLSE MEZAR KAZILSA, Yine geçmem ala gözlü şahımdaN.... Abdal Pir Sultan'ım derim vallahi, Ölsem de terk etmem Pir'i billahi, Huzuru mahserde dilerim şahı, Yine geçmem ala gözlü şahımdan...
Deli dolu iki irmak benle kibela Zaman ötesi inanilmaz rüya Duvar halilarina dökülmedi daha serüvenimiz Kis öncesi cöl kahreden Cölde yitik cocuk aglayan ipissiz karanlik Donuyor firtinalar Cildirasi bir sessizlik Yol yoktu yola ciktigimizda Birlesmek icin acilan Kollarimiz disinda Hersey darmadagin Kosuverdik durup dinlenmeden Apacik kollara uctukca yükselip cogalan… Köpüre köpüre durulan ap ak… Nereye ayak bassak Mese,sögüt,cinar,salkim sacak...
Bir türkü söylüyorlardı içerde,Bu giden kardeşimin türküsüydü,Arkadaşlar bakmayın gözlerime,Bu milyonların gerçek öyküsüydü...
Camların arkasında gece ve kar
Beyaz karanlıkta parlayan raylar
Umutsuz çaresiz sallanan eller
Kavuşulmamayı anlatıyorlar..
Üçüncü mevkii bekleme salonu
Çıplak ayaklı bir çocuk yatıyor
Gece ve kar yine pencerelerde
Acı türküsünü mırıldanıyor...
Bir türkü söylüyorlardı içerde
Bu giden kardeşimin türküsüydü
Arkadaşlar bakmayın gözlerime
Bu milyonların gerçek öyküsüydü...
Aynı coğrafyadan akan ayrı nehirler...
Gün olur kavuşur mu?
16 MART
Diğer acılarımız gibi,tarihe eklenmiş.
Gidenlerin ardından ağıtlar yakmak yetmiyor,yeni acılar ekleniyor yeni tarihlere.Hiç bir şey yapamıyoruz! ! ! ! ! ! ! !
Şenlik dağıldı bir acı yel kaldı bahçede yalnız,Bir yangın ormanından püskürmüş genç fidanlardı,Güneşten ışık yontarlardı sert adamlardı,Hoyrattı gülüşleri aydınlığı çalkalardı,Gittiler akşam olmadan ortalık karardı...
dar ağacında son kez bakarken dünyaya,
ne kadar onurlu ne kadar gururluydu,
gencecik yüreğini,gencecik düşlerini öldürenlerin tarihle hesapları bitmemiştir...
Deniz koydum adını...Kederi bende kaldı...
kefenim biçilse mezar kazılsa,
yine geçmem ala gözlü şahımdan...
Şimdilerde sık sık kullandığımız bir cümle,zamanın karmaşıklığında aklımıza gelen iki asil,büyük isim.
KEFENİM BİÇİLSE MEZAR KAZILSA,
Yine geçmem ala gözlü şahımdaN....
Abdal Pir Sultan'ım derim vallahi,
Ölsem de terk etmem Pir'i billahi,
Huzuru mahserde dilerim şahı,
Yine geçmem ala gözlü şahımdan...
Firat'la Dicle'nin ask masali
Deli dolu iki irmak benle kibela
Zaman ötesi inanilmaz rüya
Duvar halilarina dökülmedi daha serüvenimiz
Kis öncesi cöl kahreden
Cölde yitik cocuk aglayan ipissiz karanlik
Donuyor firtinalar
Cildirasi bir sessizlik
Yol yoktu yola ciktigimizda
Birlesmek icin acilan
Kollarimiz disinda
Hersey darmadagin
Kosuverdik durup dinlenmeden
Apacik kollara uctukca yükselip cogalan…
Köpüre köpüre durulan ap ak…
Nereye ayak bassak
Mese,sögüt,cinar,salkim sacak...
adına türküler yazdım...