Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • saçma09.03.2006 - 15:30

    SAÇMA.........

    abuk subuk dizilerin hayranlığında, defalarca entry yazmak SAÇMA...........

    sarkıcılıktan gelme, rol kabiliyeti olmayan yada yetneklerini sergilerken uğraştıkları çabayı abartarak sayfa sayfa yazmak SAÇMA.......

    bizim gibi etten kemikten insanların, sırf yakışıklı(! ! ! ! ! !) yada eli yüzü düzgün diye abartılı FUN'ları olmak SAÇMA.........

  • başörtüsü02.03.2006 - 09:56

    BAŞÖRTÜSÜNÜN tarihçesi 5000 yıl kadar önce Sümer tapınaklarında kutsallaştırılmıştı, şimdi ise bütünüyle siyasallaştırıldı ve gittikçe dahada büyüyen bir siyasi sorun halina getiriliyor.
    Başörtüsü ilk defa Sümerler zamanında kutsal ayrıcalık oarak takılmıştır. ***O dönemlerde kutsal tapınaklarda fahişelik yapan rahibeler, o dönemin tanrıları adına, bir toplum hizmeti olarak seks yaptıkları için kutsal sayılmış ve kutsal olmayan diğer kadınlardan ayrılmaları için de başları örtülmüştür. Hiç şaşırmayın, o zamanlar babalar küçük kızlarını fahişelik yapması için tapınağa teslim eden babaların toplum içinde ayrı bir itibar kazandığını yazar kitaplar.
    Sonraları İÖ 1500yıllarda ise bir Asur kralının çıkarttığı bir kanun maddesiyle, evli ve dul kadınların da başlarını örtmesi mecbur edilmiş. Ancak genç kızlar, cariyeler ve sokak fahişelerinin örtünmesi yasakmış o dönemde, örtünürlerse ceza alırlarmış.
    Sumerolog Muazzez İlmiye çığ 'Kur'an İncil ve Tevrat'ın Sumer'eki Kökeni'adlı kitabında baş örtüsü geleneğinin daha sonra Yhudilere geçtiğini söylüyor.
    Sümer, Akad ve Hitit dillerinde yazılmış 74 bin çivi yazılı belge üzerinde 33 yıl çalışan Muazzez İlmiye Çığ, “Yahudi kadınları evlenince saçlarını traş ettirip bir peruk veya başörtüsü ile başlarını örtmüşler. Hristiyanlıkta da rahibeler aynı şekilde başlarını örtüyorlar. İlginç olanı Tevrat’ın son yazıldığı zamana kadar Yahudiler arasında Tanrı namına fuhuş yapan kadın ve erkekler varmış” diyor. Ayrıca o zamanlar da Yahudi fahişeler yüzlerine peçe örterlermiş.

    Örtünme İslam’a ise, ‘erkekten kaçma’ biçimi olarak yansımış. Ama erkek olmayan yerlerde de Kur’an okunurken veya dua ederken kadınların başını örtmesi Sümer geleneğinin bir devamı olarak nitelendiriliyor.

    Muazzez İlmiye, “Kur’an’da bazı hocaların uydurduğu gibi, başlarını örtmeyen kadınların cehennemde saçlarından asılacakları şeklinde bir ayet olmadığı gibi, örtünenlerin de cennete gideceği yazılmıyor” diyor.

    Kur’an’da örtünmeyle ilgili ayetlerden Ahzab Suresi, ayet 59’da “Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına (bir ihtiyaç için dışarı çıktıklarında) örtülerini üzerlerine almalarını söyle. Onların tanınmaması ve incitilmemesi için en elverişli olan budur” diyor.

    Burada bence can alıcı nokta, “onların tanınmaması ve incitilmemesi” dileği.

    Muazzez İlmiye Çığ’ın, aslında yıllar önce Kaynak Yayınları’ndan çıkmış olan “Kur’an İncil ve Tevrat’ın Sumer’deki Kökeni”, çok ilginç bir çalışma.

    Sumer inanış ve efsanelerinden, tek tanrılı dinlere gelen etkiler ile Tevrat ve Kur’an’da bulunan konuları birlikte araştıran yazar, Sumer dini ve edebiyatından, Yahudilik, Hristiyanlık ve Müslümanlığa kadar, bu dinlerin kutsal kitaplarına ulaşan etkileri ve konuları, belgeleriyle, karşılaştırmalı olarak hazırlamış.

    Yazara göre Sumerliler, bu dinlerin çıkışından yüzlerce binlerce yıl önce siyasal yaşamlarını yitirseler de, icat ettikleri ve geliştirdikleri yazılarıyla Ortadoğu kavimlerini etkileri altına aldıkları gibi, bu etki Batı dünyasına kadar uzanıp gitmiş.

    Çığ’ın kitabı, bu konulara ilgili duyanlar için çok ilginç ve şaşırtıcı bir çalışma.

    Beni en çok başörtüsünün icad edilme nedeni etkiledi.

    Nereden, nereye, değil mi?

    Pakize Barışta
    (Pakize barışta kalemiyle Mazzez Çığ araştırması)

    YORUM: Buradan su sonuca açıkaça varılabilir ki başörtüsü bir ayrıcalık değil.
    Bir zorunluluk değil.
    Tanrının kendi yarattıklarına ceza için bir bahane hiç değil.
    Başörtüsü sadece ve sadece bir grubu diğerinden ayırmak için kullanuklan bi araç, ayıraçtır.
    Olaya birde bu gözle bakılıyor olsa; bir siyasi inatlaşmadan çıkıp, günah günahkar kavramından ayırd edilip, gertekten bi düşünce özgürlüğünün simgesi olacak aslına.........
    YA SİZİN YORUMLARINIZ BU KONUDA

  • dost01.03.2006 - 12:04

    DOST; dilimizde sakız olup değerini yitiren, özelliğini kaybeden kelimeler arasına girmiş,ilk anlamında arkadaş, kardeş, aile yarısı sayılabilecek, varlığı mutluluk, yokluğu üzüntü olan,yeri geldiğinde beraber ağlayıp beraber gülebilecek,sırdaş, kısaca senle sen olabilmeyi başaran kişi.

    insanın ömründe birkez karsılaşabileceği biridir bu. emek ve paylaşım ister. zaman ister.
    biriyle 25 dakikada kaynabilir arkadaş olabilirsiniz ama bir 'dost'u 25 yılda zor elde edersiniz.
    hayatınızda 'gerçek dostlar'ınızı bulmaızı dilerim......

  • Aliye22.02.2006 - 17:22

    bence gerçekleri yansıtan bir dizi. tam bir türk erkeği ve savaşın ne olduğunu öğrenmiş bir türk kadının konusu.
    acı ama yaşanan olaylar gerçek. güçlü iş adamı koca, sevgi adınada olsa susmayıp çocukları için savasan bir kadın. izlerken yer yer yaşadığınız bir dizi. ayrıca konu kadar güçlü bir kadro.
    tek kelime. İZLENESİ

  • Beyaz Gelincik22.02.2006 - 17:03

    valla beni o dizinin oyuncularının nekadar yakışılı olduklarından yada konusundan çok adanayı ve adanalıları nasıl yansıttıkları ilgilendiriyor.
    zira dizide oynayanlar zaten tartışma götürmeyecek hem oyunculuğa tecrubeye ve yakısıklılığa sahipler.

  • acı22.02.2006 - 09:40

    narsizm, mazoşizm, sadizmin ana kaynağı........
    insan hamurunda kıvamında olunca bi anlamı olan, fazlasının yaşayana ve çevresine azap olduğu, eğer sabır ve sebatla yaşanırsa insanı olgunlaştıran, hayata insana dair herseyde mutlaka bi parça olan karmasık duygular dizini.......

  • iğrenç espriler22.02.2006 - 09:30

    maskelerin düştüğü an.......

  • ölmek22.02.2006 - 09:11

    bir yaşamı bitip, yeni bir yaşamın başladığı ürkütücü,korkutucu, hüzünlü bi okadarda gizemli kapı.......

  • başörtüsü21.02.2006 - 16:04

    tarihi herkesin sandığının aksine islamiyete değil, milatttan önce 5000yıl öncesine dayanır. sümerler döneminde kutsal bir ayrıcalık olarak konduruldmuştur........
    http://www.pirpirim.net/modules.php? name=Psikososyal&op=showcontent&id=148

  • aşk21.02.2006 - 15:51

    aşk;
    ağustos ortasında ılık bir yağmur.....
    nehir kenarında sohbet, meltem esintisi eşliğinde.....
    postacının yolunu gözlemek heyecan içinde.....
    telefonun ekranına baka kalmak kalp atışlarınn sesleriyle.....

    bazen acı....
    bazen hüzün....
    bazen gözyaşı....
    genelde mutluluk.....
    sonsuz mutluluk......