Kültür Sanat Edebiyat Şiir

Bora Aslan
Bora Aslan

GÖRMEK İNANMAKTIR,AMA ASIL GERÇEK...HİSSETMEKTİR.

  • balık06.10.2007 - 18:05

    bugün olmak istediğim şey.
    mavi fosforlu bir balık olsam.okyanuslar benim olsa, unutsam suyun üstündeki kuru dünyayı.

  • haggard06.10.2007 - 18:01

    brutal vokal yapan vokalistler arasında en mükemmellerinden birine sahip grup.
    ayrıca harika headbang yapma potansiyelli bir bassçı barındıran dehalar topluluğu.
    vokalistin awaking the gods'da her şarkıdan sonra seyirciyi gaza getirmek için söylediği tek bir söz var: marvellous!

  • çocuk06.10.2007 - 17:59

    'kolay mı
    çocukla konuşmak.
    otur dersin,
    hayır der.
    çıra dersin
    çamur der.
    çiçek dersin
    yaprak der.
    bulut dersin
    yağmur der.
    ders dersin
    küstüm der.
    seni seni dersin
    yapma der.
    oysa kolay
    çocukla konuşmak.
    masal de bak
    evet der.'

    C.Z

  • bilmiyorum06.10.2007 - 17:49

    bilmek ya da sanmak kaygılarını ve/ya sancılarını taşımadan söylenebilecek en kestirme ve dünyada üretilmiş tüm dillerdeki en şahane söz..
    kullanmayan insanlardan hararetle kaçıp, kullananların yalağına vurmak gerekir kendini bazen

  • duygu06.10.2007 - 17:48

    seni kimse anlamıyor duygu
    yıkandığın su, yürüdüğün yol, omuzunda gezinen melek
    şemsiyende sayı saymayı öğrenen yağmur
    sarmaşık gibi yüzüne sarılan ayna

    seni kimse anlamıyor duygu
    binicisiz atlar, yeleli gece, elini altına soktuğun yastık
    hep başkalarının sevdiği şarkıları çalan radyolar
    kırmızı şal gibi alnında gezinen ateş

    seni kimse anlamıyor duygu
    denizdeki şişe, şişedeki mektup, mektuptaki söz
    tuttuğun günlüğe düşen gölge
    kuruttuğun çiçeklerden uçup giden koku

    seni kimse anlamıyor duygu
    kırılan bardak, taşan süt, eteğine sıçrayan çamur
    yorgunlukta başını dayadığın omuz
    rüzgarın getirip pencerenin önüne bıraktığı kuştüyü

  • vazgeçmek02.10.2007 - 09:52

    kendini bırakmak karanlık ve silik anılarında ve kendini bırakmak akan suyun aklına...
    dün derken bugüne kalan ve yarınlara taşıyamadığın umutların elinde kalan ve kaçma isteği ama en çok kendinden...
    küçükken en sevdiğim oyundu hayal denen şeyin adını bilmezken ve beklentilerim yokken gözlerimi kapatıp olamısını istediklerimi gözlerim açıkmışcasına görüvermek.şimdi gözlerimi kapatmaktan bile korkarken nasıl güvenebilirim hayallerime ve vazgeçmekten kim vazgeçirebilir beni? kim inandırabilir gerçek olmasını istediğin yalanlara bir daha ve en önemlisi inanmak isteyen beni kim bulabilir derinlerinde saflığımın...
    vazgeçmek belki en kolay kullanılan kelime hemen ağzından çıkıveriyor sanki hep orada hazır duruyormuş gibi.
    yapabilmesi söylemesi kadar kolay mı aşk denen kimyasal bozukluğun kalbinden damarlarına yayılırken attığı zafer çığlıkları yankılanırken kulaklarında...aşk işte en en büyük düşmanı vazgeçmelerin ama vazgeçmek kendinden daha kolaylaştırır kangren olmuş kalbini göğsünden kendi ellerinle çekip çıkartmayı...çaresiz bedenini acıdan temizlemenin sihirli anahtarıdır vazgeçmek ve bazen eksildikçe güçlenir insan...

  • çaresizlik02.10.2007 - 09:48

    yakınında olupta dokunamamaktı. dokunsan bile hissedememekti. bir karabasan gibi bütün ilintilerine girerek seni kemiren o karanlığın sisini bir türlü dağıtamamaktı. karanlık üstünde büyüyordu ona karşı koyamıyordun. sen görüş mesafesini, duyguları yaklaştırırken o devamlı bir kaçış ve siyaha bürünme halindeydi. renk olarak değilde bir ruh olarak. kıpırdayamaz halde ne yapacağını bilemeden veya bilsen bile yapamadan geçen süreydi, dönemdi o.

  • çaresizlik02.10.2007 - 09:47

    gözlerinin, artık kapanabilirliğini yitirmeye başlaması...
    göz kapaklarının açık veya (acı ile) kapalı durumlarında, değerli kişinin silüetinin kafandaki belirsiz karanlıkta aydınlandığı sıralarda, kaçış olarak sızmak görününce, rüyada yine ve yine değerli silüetin acı ile kıvranışı...
    uykudan korkuyla uyanmak...

  • ENGELLİ26.09.2007 - 14:47

    metro merdivenlerinden asagi inerken bir anda yıgınla insanin arasinda kalan insanlar butunu.elinde olsa hızlıca iniverecek,koşacak o metro'dan, belki'de en birinci kendisi olacak.millet olarak ne zaman sahip çıkacağız acaba*, en azından engelli bir insan gordugumuzde yanından hızlıca koşup geçmeyelim.onlar'la eşit oldugumuzu anlatmak ve/veya gostermek için duralım,yavaşlayalım ya da o merdivenlerden inerken yanında kalıp yavaşça inelim.

  • yanında26.09.2007 - 14:44

    bir yol bulup kendime
    çoğu zaman gözlerimden
    sustuklarımdan belki de
    kim bilir sözlerimden
    taşar dışıma yalnızlığım
    yağmurlarıma karışır
    gizliden izler seni
    süzülürken penceremden
    yorgundur yalnızlığım
    saçlarının gölgesinde uyur
    sevdiğin bir çiçek olur
    ellerine dokunur
    yanında bir yavru kedi olur
    yanında hiç soru sormadan uslu durur
    yanında belki beni bile unutur
    yalnızlığım mutludur yanında