çok kısa zaman gibi gelmiş olsada bedenim yeni doğmuş bebek kadar susamış yine... sanki uzaktan gelen derin bir soluk herşey bir yana, ben bir tarafa sen olmayınca gelecekte birgün seninle mutlaka unutma beni hayallerimin ardında yine bul beni biliyorum çok acı çektik ama gülmesini hep bildik hadi birdaha o sıcak ellerini ver bana küçüktük çok büyüdük hep beraber, bir olduk içimizdeki çocuklar büyüdü yanyana anladım sonunda sensizlik neye benzermiş geliyorum yanına, seninle sonsuza...............
şeklinde sözleri olan, veganın ilk albümünün son parçası...
bir insanın hayatında giderek daha fazla yer isgal edebilecek kısa, basit gözüken ama anlam dolu ifade...kendi icinde bir paradoks barındıran bir kelime...neyse, onemli degil, gecti artık, önümüze bakalım gibi umursamamak olarak tanımlayabilecegimiz bir anlam tasısa da, o neyse'yi diyenler bilirler genelde bogazdaki dügümlenmeyle birlikte gelen acı dolu bir gülümsemedir o... vazgeçtim anlamına gelir bazen...
yabancı söyle, anlaşılmaz adam, kimi seversin en çok, ananı mı, babanı mı, yoksa kardeşini mi? 'ne anam ne de babam var; ne bacım ne de kardeşim...' dostlarını mı? 'anlamına bugüne kadar yabancı kaldığım bir söz kullandınız.' yurdunu mu? 'hangi enlemdedir, bilmem.' güzelliği mi? 'tanrısal ve ölümsüz olsaydı, severdim kuşkusuz.' altını mı? 'siz tanrı’ya nasıl kin beslerseniz, ben de ona öylesine kin beslerim.' peki, neyi seversin öyleyse sen, olağanüstü yabanci? 'bulutları severim... işte şu... şu geçip giden bulutları... eşsiz bulutları! '
bazen insanın en çok ihtiyaç duyduğu kişilerdir bu sıfata sahip olanlar. insan ruhunda bulunan heyecan, keşfetme isteği kendisine en az değeri verdiği, artık bildiklerinin tükendiği bir zamanda zirveye ulaşır ve bir yerlerden patlak verir. aradığı değeri kendisine verecek olan ötekidir çoğu zaman. her türlü kanaldan gelmesi beklenir, onun için tüm kapılar zorlanır. bu bilgisiyle gelen bir filozof veya bir kitap; yanında olmanın mutluluk hissettirdiği bir arkadaş, bir yaşıt, bir idol,bir şehir kısaca herhangi bir şey olabilir. hatta yıllardır tanıdığımız birisi de. sonucunda bize en mümkün ve en güzel görüneni seçeriz ve onu ben yaparız. böylece yabancı farklı kişiliklere bürünmek, kendimizi maskelemek,kendimizden kurtulmak veya herhangi bir şey için kullandığımız bir araca dönüşür ve eşyanın tabiatı gereği tüketilir. bu döngü böylece devam edip gider...
bir insanın sahip olabileceği şeyler içerisinde hiçbir zaman elinden alınması mümkün olmayandır...
sevilmek ile kardeştir ancak ondan çok daha kıymetlidir. çünkü hiç bir insan hiç bir zaman sevildiğinden kayıtsız ve şartsız emin olamazken sevdiğinden hep emindir.
bazen acıdır sevmek, sevilmezken. ancak yine de asla kaybetmeyeceğiniz sıcak bir histir. karşılıksız kaldığında acı verici olsa da yine de o sevgi sizindir. karşılıksız olması onun sıcaklığını azaltmaz, sadece tuzlu bir tat bırakır insanın ağzında kendi yanağından süzülüp gelen damlalarla.
kimi zaman ise karşılıklıdır. lakin zamanla aslında karşılıkları eşit olmadığı görülür. zaman aşıkların ayırdığı karşılıkları tüketir hunharca. ve geriye tek taraflı bir duygu, sevmek kalır. unutulması güç anılarla.
çok kısa zaman gibi gelmiş olsada bedenim yeni doğmuş bebek kadar susamış yine...
sanki uzaktan gelen derin bir soluk
herşey bir yana, ben bir tarafa sen olmayınca
gelecekte birgün seninle mutlaka
unutma beni
hayallerimin ardında yine bul beni
biliyorum çok acı çektik ama gülmesini hep bildik
hadi birdaha o sıcak ellerini ver bana
küçüktük çok büyüdük
hep beraber, bir olduk içimizdeki çocuklar büyüdü yanyana
anladım sonunda sensizlik neye benzermiş
geliyorum yanına, seninle sonsuza...............
şeklinde sözleri olan, veganın ilk albümünün son parçası...
bir insanın hayatında giderek daha fazla yer isgal edebilecek kısa, basit gözüken ama anlam dolu ifade...kendi icinde bir paradoks barındıran bir kelime...neyse, onemli degil, gecti artık, önümüze bakalım gibi umursamamak olarak tanımlayabilecegimiz bir anlam tasısa da, o neyse'yi diyenler bilirler genelde bogazdaki dügümlenmeyle birlikte gelen acı dolu bir gülümsemedir o...
vazgeçtim anlamına gelir bazen...
merak uyandıran bir kelime...
saklananların örtüsü...
yabancı
söyle, anlaşılmaz adam, kimi seversin en çok, ananı mı, babanı mı, yoksa kardeşini mi?
'ne anam ne de babam var; ne bacım ne de kardeşim...'
dostlarını mı?
'anlamına bugüne kadar yabancı kaldığım bir söz kullandınız.'
yurdunu mu?
'hangi enlemdedir, bilmem.'
güzelliği mi?
'tanrısal ve ölümsüz olsaydı, severdim kuşkusuz.'
altını mı?
'siz tanrı’ya nasıl kin beslerseniz, ben de ona öylesine kin beslerim.'
peki, neyi seversin öyleyse sen, olağanüstü yabanci?
'bulutları severim... işte şu... şu geçip giden bulutları... eşsiz bulutları! '
(baudelaire, paris sıkıntısı)
bazen insanın en çok ihtiyaç duyduğu kişilerdir bu sıfata sahip olanlar. insan ruhunda bulunan heyecan, keşfetme isteği kendisine en az değeri verdiği, artık bildiklerinin tükendiği bir zamanda zirveye ulaşır ve bir yerlerden patlak verir. aradığı değeri kendisine verecek olan ötekidir çoğu zaman. her türlü kanaldan gelmesi beklenir, onun için tüm kapılar zorlanır. bu bilgisiyle gelen bir filozof veya bir kitap; yanında olmanın mutluluk hissettirdiği bir arkadaş, bir yaşıt, bir idol,bir şehir kısaca herhangi bir şey olabilir. hatta yıllardır tanıdığımız birisi de. sonucunda bize en mümkün ve en güzel görüneni seçeriz ve onu ben yaparız. böylece yabancı farklı kişiliklere bürünmek, kendimizi maskelemek,kendimizden kurtulmak veya herhangi bir şey için kullandığımız bir araca dönüşür ve eşyanın tabiatı gereği tüketilir. bu döngü böylece devam edip gider...
zaman yüklüdür. imtihanla geçer.
tanım: acının insana kattığı eksikliktir...
beraberinde agliyamıyor ya da bir şekilde duygularınızı ifade edemiyorsanız, cok acitan hadise...
uçurumun öncesindeki son duraktır. 'ne düşünüyorsun' gibi bir laftır; bitişten önceki o anda (durak?) durulur ve anlamlandırılmaya çalışılır...
aynalara söylenmelidir...
bir insanın sahip olabileceği şeyler içerisinde hiçbir zaman elinden alınması mümkün olmayandır...
sevilmek ile kardeştir ancak ondan çok daha kıymetlidir. çünkü hiç bir insan hiç bir zaman sevildiğinden kayıtsız ve şartsız emin olamazken sevdiğinden hep emindir.
bazen acıdır sevmek, sevilmezken. ancak yine de asla kaybetmeyeceğiniz sıcak bir histir. karşılıksız kaldığında acı verici olsa da yine de o sevgi sizindir. karşılıksız olması onun sıcaklığını azaltmaz, sadece tuzlu bir tat bırakır insanın ağzında kendi yanağından süzülüp gelen damlalarla.
kimi zaman ise karşılıklıdır. lakin zamanla aslında karşılıkları eşit olmadığı görülür. zaman aşıkların ayırdığı karşılıkları tüketir hunharca. ve geriye tek taraflı bir duygu, sevmek kalır. unutulması güç anılarla.