bir filmde isyankar amca şu şekilde savunuyordu kendini; başımızı öne eğip her müzikte dans etmeyecegiz! işte filistinliler bunu yapıyor.filistini ırk bakımından kategorize edip arap olarak görmek daha da önemlisi 'öteki' gibi görmek mücadele gibi onurlu bir kavramı milliyetçilikle içini boşaltmak demektir.bunu medyamızda bir çok yahudi uşağı hakkıyla yapıyor zaten söylemeye gerek yok. filistin yeryüzünün onurudur.bunun üstüne ekleyecek birşey yok...
ramtha ya göre 'biliyorum' demek hipofizi geniş düşüncelere açar ve çözümsüz görünen durumlarda çözüm getirir. aydınlanma sürecinde kilit bezlerden biridir...
kalbinizde, ruhunuzda, dimaginizda, damaginizda sadece guzel sifatlarla tanimlayabilecegiz bir yeri olan ve bu yeri asla ve asla baska bir seyle doldurulamayanin yoklugudur 'ozlenen'...
yaşamak için bazen gecenin karanlığında önünüzde bir ışık yakar.. yıldızların arasında sadece size yakıldığını düşündüğünüz ışığı takip etmeye çalışırken binlerce hayal kurar, bir gün ona sahip olup her şeyin güzel olacağını düşünürsünüz.. öyle anlar gelir ki, ışık o kadar yakınlaşır ki ağzınızı açsanız içinize girecek gibi hissedersiniz..
sonra..
sonra bu uzun kovalamacada bazen size çok yaklaşan ışık cılızlaşmaya başlar.. siz de tüm benliğinizle onu kovalamaktan yorgun düşmeye.. zamanla hayaller gerçekleşmedikçe yeni hayaller kurmanın anlamsızlığı kendisini farkettirir.. ışık sönmeye, peşindeki yorulmaya devam eder..
yorgunluk kendisini öyle bir hissettirir ki gözleriniz kapanır..
yeniden açtığınızdaysa sadece karanlık vardır.. karanlığın içindeki tek ışığınız, eskiden size karanlıklarda yol göstermeye, elinizi tutmaya söz veren ışık yoktur..
tüm ışıltısına rağmen, tüm güzelliklerine rağmen, şimdi ya da yarın tüm güzel şeyleri elimizden alır hayat..
kendimden gizlediğim derinliklere ötelediğim, buna rağmen hiç birini unutmadığım.
kalabalıkta sıklıkla unutmuş gibi yaptığım, yalnızken bilincinde değilmiş gibi davrandığım, kırılmadığımı, üzülmediğimi, yarım kalmadığımı iddia ettiğim, yine de her durumda elimden geleni yaptığımdan emin olduğum için önüne arkasına keşkeler eklemediğim......!
insanın girmek istemediği ruh halidir... düşünceler donar, sürekli suskun olmak ister insan....insan sessizliğin o sessiz çığlığını dinlemek ister delice...gözlerin ardına saklanan damlalar özgürleşmek istediğinde insan yeşerene kadar ağlamak ister usulca...
teslim olsalar da öldürülecekler yahudiler tarafından. bunu bildiklerindendir belki bunca zamandır şerefle direnip teslim olmayışları...
bir filmde isyankar amca şu şekilde savunuyordu kendini;
başımızı öne eğip her müzikte dans etmeyecegiz!
işte filistinliler bunu yapıyor.filistini ırk bakımından kategorize edip arap olarak görmek daha da önemlisi 'öteki' gibi görmek mücadele gibi onurlu bir kavramı milliyetçilikle içini boşaltmak demektir.bunu medyamızda bir çok yahudi uşağı hakkıyla yapıyor zaten söylemeye gerek yok.
filistin yeryüzünün onurudur.bunun üstüne ekleyecek birşey yok...
ramtha ya göre 'biliyorum' demek hipofizi geniş düşüncelere açar ve çözümsüz görünen durumlarda çözüm getirir. aydınlanma sürecinde kilit bezlerden biridir...
susmanın sesi...
'susacak'lardan koparılmış ıssızlık lehçesi...
sağırlığımızın alacaklı kaldığı 'yitirilmiş ne varsa'lar.
içimize düşen sessiz çığ(lık) .
kalbinizde, ruhunuzda, dimaginizda, damaginizda sadece guzel sifatlarla tanimlayabilecegiz bir yeri olan ve bu yeri asla ve asla baska
bir seyle doldurulamayanin yoklugudur 'ozlenen'...
lütfen kendisi olarak kalmasın. korumasın kendini; ama, unutturmasın da. yerini yenilerine bıraksın...
yaşamak için bazen gecenin karanlığında önünüzde bir ışık yakar.. yıldızların arasında sadece size yakıldığını düşündüğünüz ışığı takip etmeye çalışırken binlerce hayal kurar, bir gün ona sahip olup her şeyin güzel olacağını düşünürsünüz.. öyle anlar gelir ki, ışık o kadar yakınlaşır ki ağzınızı açsanız içinize girecek gibi hissedersiniz..
sonra..
sonra bu uzun kovalamacada bazen size çok yaklaşan ışık cılızlaşmaya başlar.. siz de tüm benliğinizle onu kovalamaktan yorgun düşmeye.. zamanla hayaller gerçekleşmedikçe yeni hayaller kurmanın anlamsızlığı kendisini farkettirir.. ışık sönmeye, peşindeki yorulmaya devam eder..
yorgunluk kendisini öyle bir hissettirir ki gözleriniz kapanır..
yeniden açtığınızdaysa sadece karanlık vardır.. karanlığın içindeki tek ışığınız, eskiden size karanlıklarda yol göstermeye, elinizi tutmaya söz veren ışık yoktur..
tüm ışıltısına rağmen, tüm güzelliklerine rağmen, şimdi ya da yarın tüm güzel şeyleri elimizden alır hayat..
hayat acıdır..
hayat acıtır..
sus sus...
kendimden gizlediğim derinliklere ötelediğim, buna rağmen hiç birini unutmadığım.
kalabalıkta sıklıkla unutmuş gibi yaptığım, yalnızken bilincinde değilmiş gibi davrandığım, kırılmadığımı, üzülmediğimi, yarım kalmadığımı iddia ettiğim, yine de her durumda elimden geleni yaptığımdan emin olduğum için önüne arkasına keşkeler eklemediğim......!
insanın girmek istemediği ruh halidir... düşünceler donar, sürekli suskun olmak ister insan....insan sessizliğin o sessiz çığlığını dinlemek ister delice...gözlerin ardına saklanan damlalar özgürleşmek istediğinde insan yeşerene kadar ağlamak ister usulca...