Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • erken kalkmak06.01.2007 - 23:39

    Erken kalktığımda,daha doğrusu sabah kalktığımda pek fazla konuşmam.Hatta,mecbur kalmadıkça hiç konuşmam.Belki kahvaltıda,o da belki.Kız kardeşime bir iki,küçük emirler…

    Su versene.
    Çay doldursana.
    Sobaya bir iki odun at.
    Nescafe yapsana.

    Ta ki:
    -Yeter artık be,git kendin yap! -diyene kadar- :)

  • fedakârlık06.01.2007 - 23:30

    Fedakâr olmalıyız,azizim,olmalıyız.
    Fakat,inşaatın betonermesinden fedakârlıklar yapmamayı da öğrenmeliyiz

  • sabah yürüyüşü06.01.2007 - 23:11

    Bilhassa zayıflamak için gayret(!) gösteren kadınlar niyetlenirler.
    Hipodrom’un girişini görmenizi isterim.O kadınlar,her yerleri “bıldır bıldır” olmuş kadınlar ne şehvetli adımlar atarlar…

    Hipodrom girişlerini seçmelerinin nedeni ise,otomobil olmamasıdır.Fakat ne tuhaftır ki,orası sanki bir buluşma yeri olmuştur artık o kadınlar için…

    Bir görseniz,ağaca yaslanıp tuhaf tuhaf hareketler yaparlar,hiç sporla,ısınma hareketleriyle bir alâkası yok fakat,teyzem nerden bulmuş öğrenmişse o hareketleri,bir de çok bilmişler gibi hızlı hızlı yapmaz mı,vallahi sabah sabah gülmek için daha mükemmel hiç bir şeye rast gelemezsiniz.
    Yarabbim!
    Sen kadınlara akıl fikir ver!

  • cirit atmak06.01.2007 - 22:42

    Türlü mânâları var.
    Örneğin,ciriti tutar,atarsın.Bu gerçek anlamı.
    Birde ortalıklarda hiç durmadan gezen,yani ordan oraya geçen insanlara söylenir.Bu da mecâzi anlamı olsa gerek…

  • jean claude van damme06.01.2007 - 22:38

    Onun hakkında o kadar çok şey yazılabilir ki,inanın şu anda yazmaya üşeniyorum. :)

  • rolüne yakışmak06.01.2007 - 22:35

    Gerçek oyuncular hemen hemen her role yakışırlar.Fakat bazen öyle roller olur ki,o oyuncuya,o rol,deyimi yerindeyse, “cuk” diye oturur.Mesela, “Joe Black” filminde Anthony Hopkins’in rolü.

  • dalmak06.01.2007 - 22:25

    Şu anda siteye dalmış bulunuyorum. :)
    (Rast gele) ;)

  • yeşil gözler05.01.2007 - 21:40

    Ya yılan gözler? ;)

  • insan05.01.2007 - 21:36

    Âciz...
    Fezâları arşınlar ve sandala motör takar gibi,kalbe pil takar da,basit bir nezlenin hakkından gelemez…

  • tarifi imkansız acılar05.01.2007 - 21:26

    Tereddütsüz,”evlat acısı” derim.Herhalde hiç kimse,evlat acısının tarifini yapamaz.En azından bana öyle geliyor.
    Allah,kimseye bu acıyı yaşatmasın.