UNUTMADIM UNUTAMAM, Kara sevdam merak etme Yaşamaksa, yaşadım lakin Canımın çoğu kaldı sende Pişman mıyım asla, güzelleştim yasla Sevmedim mi sevdim evet Senden sonra ihtirasla...
Ama benim ciğerim yanar Ten oyalanır, can kanar İki gözüm, iki çeşme HABERİN YOK İçerime içerime akar...
Ben bu dünyadan, dosttan,düşmandan aldım payımı gidiyorum, Günahlarımla, sevaplarımla aldım başımı gidiyorum Git gide yüreğime ince bir sızı girse... gizli bir ateş beni yaksada GİDİYORUM..................
Bir sabah saçlarımı okşayıp da rüzgar İzlerini sürüp de gidecek beyaz beyaz Ve güneş aynaya baktığımda çizgilerden Yeni bir yüz gösterecek üzülerek biraz Yok olmaz erken daha Biraz geç kalın ne olur Hiç hazır değilim henüz Ne olur baharlarımı bırakın bir süre daha Tanıdık değil bana güz Yok olmaz dur Dur gidemezsin Gözlerimin rengi dur Bulutlara dönemezsin Yok alamazsın Beni deli zaman Ömrüme o kurşuni renkleri süremezsin O gün başka renkte ağaracak biliyorum Ve zorla değil ya o rengi hiç sevmiyorum Ne olur sanki biraz daha zaman verseniz Yıllar öfkenizi hiç mi hiç anlamıyorum
Ama seni sevdim,gözümü kararttım Güle sarılırken,dikeni unuttum Ama seni sevdim ve sana güvendim Sana tutunurken,düşmeyi zaten göze aldım........................... ................................ ................................
...bir kadını ağlatırken çok dikkat edin, çünkü Tanrı gözyaşlarını sayar! Kadin erkeğin kaburgasından yaratıldı, ayaklarından yaratılmadı, öyle olsaydı ezilirdi; üstün olmasın diye başından da yaratılmadı. ama göğsünden yaratıldı, eşit olsun diye; ...... kolun biraz altından korunsun diye....kalp hizasından SEVİLSİN diye.........
Artık gitme demeyeceğim, zaten iyice hazırsın bu sefer. Herşeyi yanında götür; anılarımızı, umutlarımızı, sevgimi de al belki lâzım olur. Tek kelime etmesem diyorum, ama etmeliyim, sana bilmediğin bir şeyden bahsetmeliyim; kendimden. Evet, onca zaman tanıdığını sandığın benden. Hırçın yanımı gördün daha çok, oysa öyle uysal bir çocukmuşum ki. Neydi beni zaman zaman hoyrat yapan? Sanırım, düşünmedin. Birini ayrı tutsam da renklerin hepsini sevdim, mevsimleri de. Aslında çok şey var sevdiğim, kavgalar ve savaşlar dışında bir de niye olursa olsun vedalaşma anları, İsterdim ki uyumlu halimi yaşasaydın daima ama bana hep vurgun saatlerinde geldin, ya da sen vurdun. Uzaklara bakardım uysal çocukluğumda içimde dolmayan derin boşluğumla, denizden gelecek bir gemi bekledim durdum, sonra yıldızlara baktım yıllarca ve sen sandığım bir yıldıza. Kadınlar, erkekler, çocuklar ve şehirler tanıdım, çoğunu da sevdim. Aşklarım da oldu, hem de uğruna ölebileceğim aşklar, ama en çok seni sevdim. Ve şimdi gidiyorsun, evet git içimdeki melek sana dua edecek. Sanırım kahrolmayacağım bu veda sahnesine - senin baban öldü mü? Bu gidiş ölümden beter olamaz. Hangisi doğru bilmiyorum, Seni uğurlayıp öylece kalmak mı? Yoksa, benim uyumamı bekleyip gitmen, benim de sensiz sabaha uyanmam mı? Bence şimdi git, hayır gitme! Yani git de önce üstümü ört, ben uzanayım şöyle, ışığı kapat ve git. Hayır hayır gitme! Yani git de ışığı yak git, ben karanlıktan korkuyorum da! Hem sensizlik hem karanlık bu kadarı fazla. Üstümü de örtme bu şevkat de fazla, ışıkların hepsi açık olsun. İçim burkuluyor sen nasıl gidersen git. Dur, burayı iyi dinle; birkez daha söylüyorum ve son kez. Seni seviyorum. Sen giderken ben içimden haykıracağım 'kusursuz bir aşktı bu' diye. Kusursuz bir aşktı benim sana büyüttüğüm sen ne yaşadın bilmiyorum...
Yine de tanıdı gönlüm yaşadı Bir kusursuz aşk büyüttüm sana pişman değilim
Her akşam vaktinde bu gönül üzülür Hüzünle dolar seni düşünür Şimdi çok uzakta kimbilir neredesin Geri dön ya da dönme ben sendeyim
UNUTMADIM UNUTAMAM,
Kara sevdam merak etme
Yaşamaksa, yaşadım lakin
Canımın çoğu kaldı sende
Pişman mıyım asla, güzelleştim yasla
Sevmedim mi sevdim evet
Senden sonra ihtirasla...
Ama benim ciğerim yanar
Ten oyalanır, can kanar
İki gözüm, iki çeşme HABERİN YOK
İçerime içerime akar...
sezen ne güzel yazmış...........
günler geçiyor.......
bana herşey uzak......
dökülür yeni bir yaprak daha.....
vururken yüzüme sonbahar............................................
Ben bu dünyadan, dosttan,düşmandan aldım payımı gidiyorum,
Günahlarımla, sevaplarımla aldım başımı gidiyorum
Git gide yüreğime ince bir sızı girse... gizli bir ateş beni yaksada GİDİYORUM..................
ah! ne az duydum,ne kadar az söyledim.....işte bu yüzden hiç durmadan seni seviyorum de......
Bir sabah saçlarımı okşayıp da rüzgar
İzlerini sürüp de gidecek beyaz beyaz
Ve güneş aynaya baktığımda çizgilerden
Yeni bir yüz gösterecek üzülerek biraz
Yok olmaz erken daha
Biraz geç kalın ne olur
Hiç hazır değilim henüz
Ne olur baharlarımı bırakın bir süre daha
Tanıdık değil bana güz
Yok olmaz dur
Dur gidemezsin
Gözlerimin rengi dur
Bulutlara dönemezsin
Yok alamazsın
Beni deli zaman
Ömrüme o kurşuni renkleri süremezsin
O gün başka renkte ağaracak biliyorum
Ve zorla değil ya o rengi hiç sevmiyorum
Ne olur sanki biraz daha zaman verseniz
Yıllar öfkenizi hiç mi hiç anlamıyorum
Sezen Aksu......
Haber saldım dört bir yana
Karanfiller susuz kalmış
Muhabbete dost aradım
Bu şehri PERİLER sarmış............
Haluk Levent
son günlerde dilime takılan şarkı..............
Ama seni sevdim,gözümü kararttım
Güle sarılırken,dikeni unuttum
Ama seni sevdim ve sana güvendim
Sana tutunurken,düşmeyi zaten göze aldım...........................
................................
................................
...bir kadını ağlatırken çok dikkat edin, çünkü Tanrı gözyaşlarını sayar!
Kadin erkeğin kaburgasından yaratıldı, ayaklarından yaratılmadı, öyle
olsaydı ezilirdi; üstün olmasın diye başından da yaratılmadı. ama göğsünden
yaratıldı, eşit olsun diye; ...... kolun biraz altından korunsun
diye....kalp hizasından SEVİLSİN diye.........
KUSURSUZ AŞK..........
Artık gitme demeyeceğim, zaten iyice hazırsın bu sefer.
Herşeyi yanında götür; anılarımızı, umutlarımızı, sevgimi
de al belki lâzım olur.
Tek kelime etmesem diyorum, ama etmeliyim, sana bilmediğin
bir şeyden
bahsetmeliyim; kendimden. Evet, onca zaman tanıdığını
sandığın benden.
Hırçın yanımı gördün daha çok, oysa öyle uysal bir
çocukmuşum ki.
Neydi beni zaman zaman hoyrat yapan?
Sanırım, düşünmedin.
Birini ayrı tutsam da renklerin hepsini sevdim, mevsimleri
de.
Aslında çok şey var sevdiğim,
kavgalar ve savaşlar dışında bir de niye olursa olsun
vedalaşma anları,
İsterdim ki uyumlu halimi yaşasaydın daima ama bana hep
vurgun
saatlerinde geldin, ya da sen vurdun.
Uzaklara bakardım uysal çocukluğumda içimde dolmayan derin
boşluğumla,
denizden gelecek bir gemi bekledim durdum,
sonra yıldızlara baktım yıllarca ve sen sandığım bir
yıldıza.
Kadınlar, erkekler, çocuklar ve şehirler tanıdım, çoğunu da
sevdim.
Aşklarım da oldu, hem de uğruna ölebileceğim aşklar, ama en
çok seni sevdim.
Ve şimdi gidiyorsun, evet git içimdeki melek sana dua
edecek.
Sanırım kahrolmayacağım bu veda sahnesine - senin baban
öldü mü?
Bu gidiş ölümden beter olamaz.
Hangisi doğru bilmiyorum,
Seni uğurlayıp öylece kalmak mı?
Yoksa, benim uyumamı bekleyip gitmen, benim de sensiz
sabaha uyanmam mı?
Bence şimdi git, hayır gitme! Yani git de önce üstümü ört,
ben uzanayım şöyle, ışığı kapat ve git.
Hayır hayır gitme!
Yani git de ışığı yak git, ben karanlıktan korkuyorum da!
Hem sensizlik hem karanlık bu kadarı fazla.
Üstümü de örtme bu şevkat de fazla, ışıkların hepsi açık
olsun.
İçim burkuluyor sen nasıl gidersen git.
Dur, burayı iyi dinle; birkez daha söylüyorum ve son kez.
Seni seviyorum.
Sen giderken ben içimden haykıracağım 'kusursuz bir aşktı
bu' diye.
Kusursuz bir aşktı benim sana büyüttüğüm sen ne yaşadın
bilmiyorum...
Yine de tanıdı gönlüm yaşadı
Bir kusursuz aşk büyüttüm sana pişman değilim
Her akşam vaktinde bu gönül üzülür
Hüzünle dolar seni düşünür
Şimdi çok uzakta kimbilir neredesin
Geri dön ya da dönme ben sendeyim
ebru gündeş'in şarkısı....
...bir daha, bu yolları aynı hevesle yürürmüyüm,
kimbilir, ne bekliyor kalırmıyım ölürmüyüm
ne malum, dünya gözüyle bir daha görürmüyüm