bi ara arapça yazılışını bilmediğimden dolayı 'arz' köküyle alakalı olduğunu düşündüğüm kelime.oysa ki arapçadaki dad harfiyle değil 'dal' harfiyle yazılıyormuş murâd'ın d'si. ve 'revd'den geliyormuş.
kelime arapçadır, içilecek şeyler mânâsındadır. ism-i mef'ul kalıbındadır. sonundaki '-at' eki çokluk ekidir, yani kelime 'meşrub' kelimesinin cemidir. (şurûb ve şarâb da aynı kökten gelir)
aslı: ana.konsonant(ünsüz) ikizleşmesiyle anne olmuş, büyük ünlü uyumu bozulmuş ama türkçe bir kelimedir. kuru kuru ziyaret etmek olmaz tabii böyle bir terimi.
Herkes kendinden sever seni sadece annendir senden sever seni
arapça, farsça, ingilizce, fransızca..her dilin kendine has güzelliği var, ayrı.. ama muhatabımızın anlayacağı şekilde konuşmalıyız(bence) .bazı yabancı kelimelerin türkçeye kattığı çeşni tartışılmaz, bazı kelimeler türkçeye mal olmuştur. şimdi ben de arapça, farsça kelimeler kullandım ama söylemek istediğim anlaşılmadı mı; anlaşıldı.. bunun dışında arapça-farsça-fransızca..vs kelimelerin ağırlıklı olduğu bir konuşma tarzı, üslûp okuyucuyu sıkar, yazarın özenti olduğu düşüncesi peydâ olmaya başlar.hatta bu bir dil katliamı olarak düşünülebilir... bilmem anlatabildim mi..
Dikran Kevorkyan (Kandilli 12 Havariler Kilisesi Başkanı) : Eskiden Büyükada’da Müslüman komşularımla kol kola yaşardık. Ben okula giderken şarkıcı Naşide Göktürk’ün babaannesi arkamdan başarılı olayım diye dua ederdi. Biz Atatürk’ten böyle görmüştük. Biz büyüklerimizden Türk olarak yaşamayı öğrendik. Biz Çanakkale’de Kurtuluş Savaşı’nda şehit olurken asla ayırım gözetmedik. Ben iyi bir Türk ve iyi bir Hıristiyan’ım. Hrant Dink’in cenazesinde, “Hepimiz Ermeni’yiz” sloganları atanlar 33 diplomatımız ASALA terör örgütü tarafından şehit edilirken neredeydiler? Yeter artık! Pis ellerini üzerimizden çeksinler.
Levon Panos Dabağyan (Araştırmacı-yazar) : Tarihte çok acı günler yaşadık. Fakat ne yazık ki bunlar bize ders olmadı. Bazı güçler Ermeni ve Türk’ü birbirine kin gütmeye hazır hale getirdiler. İstediler ki; Türkiye’de hep düşmanlık olsun. Türkler ve Ermeniler yıllarca iç içe yaşadılar. Sonra aralarına kin tohumları ekildi. Türk’ü ve Ermeni’yi sırtından bıçaklayan Batı oldu.
Azaduhi Bavek (Ev Kadını) : Memleketimi, memleketimdeki kökeni ne olursa olsun herkesi seviyorum. Biz Türk asıllı insanlarla beraber büyüdük, beraber yürüdük, beraber ağladık, beraber güldük. Hepimiz kardeşiz. ‘Memnun değiller’ diyen Türk değildir. Bu bayrağın altında yaşamak bizim gururumuzdur. Huzurluyuz. Bizleri rahat bıraksınlar, Türkiye’yi rahat bıraksınlar yeter.
Avadis Demirci (Çiftçi) : Biz bu toprakların çocuklarıyız. Burayı bırakıp nereye gidelim? Fransızlar Hatay’dan gittiğinde 25 yaşındaydım. Bana ‘gel’ dediler. Ben de onlara, sömürge bir ülkede yaşayamayacağımı söyledim. Türkiye’de olmaktan, Türk cüzdanı taşımaktan dolayı mutluyum.
Nişan Mesarop (Kuyumcu) : İstanbul’da doğdum. 1979’dan beri esnafım. Türkiye’de çok rahat yaşıyorum. Ninem de, ninemin annesi de yaşadı. Burada önemli olan etnik kimlik veya din değil, insanca yaşamaktır. Diğer Türk vatandaşları gibi vergimi de ödedim, diğer vatandaşlık görevlerimi de yaptım. Hrant Dink’in öldürüldüğü gün bana Türk arkadaşlardan “Başınız sağ olsun” diye 10 mesaj, 5-6 telefon geldi.
Savan Avadan (İşadamı) : 25 yıllık esnafım. İstanbul Ortaköy’de doğdum, büyüdüm. Karagümrük Spor’da profesyonel futbol oynadım. Çocukluk arkadaşlarım arasında Kürtler ve Lazlar vardı. Biz kardeşçe, arkadaşça yaşadık. Hiçbir problem yaşamadık.
Nubar Dörter (İşadamı 50) : Ailem en az 250 yıldır İstanbullu. Ben ise Ermeni asıllı bir Türk vatandaşıyım ve işadamıyım. Hiçbir zaman ne ben, ne de ailem, bu ülkenin ekmeğini yediği için pişman olmadı. Bugün, “Hepimiz Ermeni’yiz” denirse yarın da birileri, “Hepimiz Kürt’üz” der. Böylece sonuçta hepimizin ne olduğu karmaşası çıkar. Bence bu sloganlar demokrasinin arkasına saklanmış bölücü eylemlerden başka bir şey değil. Tekrar söylüyorum ki ben Ermeni asıllı bir Türk vatandaşıyım. Bunu herkes kafasına iyice soksun. Türk’ün üzerinden pis ellerini çeksinler.
A. S. (Çiçekçi) : Bunun polemiğinin yapılması bile gülünç. Türkiye’de yaşayan Ermeniler’in çoğu Türkiye’de doğmuştur. Kökümüz burada. Son zamanlarda Azeriler’le gelenler sadece dışarıdadır. Hep denildiği gibi insanın doğduğu değil, doyduğu yer asıl vatanıdır. Ama kışkırtmalar hep olacaktır. Ben Türkiye’de neden mutlu olmayayım? Babam, ben, ve çocuklarım bu topraklarda doğmuşuz. Yaşadığım mahalleden iki gün ayrı kalayım mahallemi, arkadaşlarımı özlüyorum.
Arman Garo Bakırcıyan (Mobilyacı) : Tek istediğim rahatça Türk olduğumu söyleyebilmek. Vatanımı, milletimi ve insanları çok seviyorum. Ayrıcalık Tanrı yasalarına da aykırıdır.
Türk’üm mutluyum
Berç Kartun (Vakıflı Köyü Muhtarı) : Ben Türk’üm. Türkiye’de yaşamaktan mutluyum. Zaten yaşamak istemeseydik çeker giderdik. Üstelik önümüzde bir dünya imkân var. Aksini söyleyenler komplo kuruyor, oyun oynuyor. 1980’de Almanya’ya gittim. O yıllarda 19 yaşındaydım. Sevmedim, sevemedim. Vatanım Türkiye’ye koştum. Peşi sıra askerlik vazifemi yaptım. Bu köyde 150 kişi yaşıyor. Hiç kimse benden ayrı konuşmaz, düşünmez. Türkiye Cumhuriyeti kimlik kartını taşımak bir ayrıcalıktır, bir onurdur. Bunun benim ağzımdan duymak isteyen telefon açar ve duyar. Aramıza ayrılık gayrılık sokmak isteyenler başarılı olamayacak.
çok uzaklardan bir türkü geçiyordu
bir şarkı kemanın tellerini eskitiyordu...
arapça resm kökünden gelir.fa''al babındadır(bakkal, seyyah gibi)
bi ara arapça yazılışını bilmediğimden dolayı 'arz' köküyle alakalı olduğunu düşündüğüm kelime.oysa ki arapçadaki dad harfiyle değil 'dal' harfiyle yazılıyormuş murâd'ın d'si.
ve 'revd'den geliyormuş.
dilek, istek, arzu.
kelime arapçadır, içilecek şeyler mânâsındadır.
ism-i mef'ul kalıbındadır.
sonundaki '-at' eki çokluk ekidir, yani kelime 'meşrub' kelimesinin cemidir.
(şurûb ve şarâb da aynı kökten gelir)
bakınca anlıyorum gözlerine
ancak
bir aşkla başlayabiliyor
insan,
yeniden
kendine...
m.e.a.
aslı: ana.konsonant(ünsüz) ikizleşmesiyle anne olmuş, büyük ünlü uyumu bozulmuş ama türkçe bir kelimedir.
kuru kuru ziyaret etmek olmaz tabii böyle bir terimi.
Herkes kendinden sever seni
sadece annendir
senden sever seni
m.e.a.
az-basit sözcükler büyük anlamlar..
arapça, farsça, ingilizce, fransızca..her dilin kendine has güzelliği var, ayrı..
ama muhatabımızın anlayacağı şekilde konuşmalıyız(bence) .bazı yabancı kelimelerin türkçeye kattığı çeşni tartışılmaz, bazı kelimeler türkçeye mal olmuştur.
şimdi ben de arapça, farsça kelimeler kullandım ama söylemek istediğim anlaşılmadı mı; anlaşıldı..
bunun dışında arapça-farsça-fransızca..vs kelimelerin ağırlıklı olduğu bir konuşma tarzı, üslûp okuyucuyu sıkar, yazarın özenti olduğu düşüncesi peydâ olmaya başlar.hatta bu bir dil katliamı olarak düşünülebilir...
bilmem anlatabildim mi..
Dikran Kevorkyan (Kandilli 12 Havariler Kilisesi Başkanı) : Eskiden Büyükada’da Müslüman komşularımla kol kola yaşardık. Ben okula giderken şarkıcı Naşide Göktürk’ün babaannesi arkamdan başarılı olayım diye dua ederdi. Biz Atatürk’ten böyle görmüştük. Biz büyüklerimizden Türk olarak yaşamayı öğrendik. Biz Çanakkale’de Kurtuluş Savaşı’nda şehit olurken asla ayırım gözetmedik. Ben iyi bir Türk ve iyi bir Hıristiyan’ım. Hrant Dink’in cenazesinde, “Hepimiz Ermeni’yiz” sloganları atanlar 33 diplomatımız ASALA terör örgütü tarafından şehit edilirken neredeydiler? Yeter artık! Pis ellerini üzerimizden çeksinler.
Levon Panos Dabağyan (Araştırmacı-yazar) : Tarihte çok acı günler yaşadık. Fakat ne yazık ki bunlar bize ders olmadı. Bazı güçler Ermeni ve Türk’ü birbirine kin gütmeye hazır hale getirdiler. İstediler ki; Türkiye’de hep düşmanlık olsun. Türkler ve Ermeniler yıllarca iç içe yaşadılar. Sonra aralarına kin tohumları ekildi. Türk’ü ve Ermeni’yi sırtından bıçaklayan Batı oldu.
Azaduhi Bavek (Ev Kadını) : Memleketimi, memleketimdeki kökeni ne olursa olsun herkesi seviyorum. Biz Türk asıllı insanlarla beraber büyüdük, beraber yürüdük, beraber ağladık, beraber güldük. Hepimiz kardeşiz. ‘Memnun değiller’ diyen Türk değildir. Bu bayrağın altında yaşamak bizim gururumuzdur. Huzurluyuz. Bizleri rahat bıraksınlar, Türkiye’yi rahat bıraksınlar yeter.
Avadis Demirci (Çiftçi) : Biz bu toprakların çocuklarıyız. Burayı bırakıp nereye gidelim? Fransızlar Hatay’dan gittiğinde 25 yaşındaydım. Bana ‘gel’ dediler. Ben de onlara, sömürge bir ülkede yaşayamayacağımı söyledim. Türkiye’de olmaktan, Türk cüzdanı taşımaktan dolayı mutluyum.
Nişan Mesarop (Kuyumcu) : İstanbul’da doğdum. 1979’dan beri esnafım. Türkiye’de çok rahat yaşıyorum. Ninem de, ninemin annesi de yaşadı. Burada önemli olan etnik kimlik veya din değil, insanca yaşamaktır. Diğer Türk vatandaşları gibi vergimi de ödedim, diğer vatandaşlık görevlerimi de yaptım. Hrant Dink’in öldürüldüğü gün bana Türk arkadaşlardan “Başınız sağ olsun” diye 10 mesaj, 5-6 telefon geldi.
Savan Avadan (İşadamı) : 25 yıllık esnafım. İstanbul Ortaköy’de doğdum, büyüdüm. Karagümrük Spor’da profesyonel futbol oynadım. Çocukluk arkadaşlarım arasında Kürtler ve Lazlar vardı. Biz kardeşçe, arkadaşça yaşadık. Hiçbir problem yaşamadık.
Nubar Dörter (İşadamı 50) : Ailem en az 250 yıldır İstanbullu. Ben ise Ermeni asıllı bir Türk vatandaşıyım ve işadamıyım. Hiçbir zaman ne ben, ne de ailem, bu ülkenin ekmeğini yediği için pişman olmadı. Bugün, “Hepimiz Ermeni’yiz” denirse yarın da birileri, “Hepimiz Kürt’üz” der. Böylece sonuçta hepimizin ne olduğu karmaşası çıkar. Bence bu sloganlar demokrasinin arkasına saklanmış bölücü eylemlerden başka bir şey değil. Tekrar söylüyorum ki ben Ermeni asıllı bir Türk vatandaşıyım. Bunu herkes kafasına iyice soksun. Türk’ün üzerinden pis ellerini çeksinler.
A. S. (Çiçekçi) : Bunun polemiğinin yapılması bile gülünç. Türkiye’de yaşayan Ermeniler’in çoğu Türkiye’de doğmuştur. Kökümüz burada. Son zamanlarda Azeriler’le gelenler sadece dışarıdadır. Hep denildiği gibi insanın doğduğu değil, doyduğu yer asıl vatanıdır. Ama kışkırtmalar hep olacaktır. Ben Türkiye’de neden mutlu olmayayım? Babam, ben, ve çocuklarım bu topraklarda doğmuşuz. Yaşadığım mahalleden iki gün ayrı kalayım mahallemi, arkadaşlarımı özlüyorum.
Arman Garo Bakırcıyan (Mobilyacı) : Tek istediğim rahatça Türk olduğumu söyleyebilmek. Vatanımı, milletimi ve insanları çok seviyorum. Ayrıcalık Tanrı yasalarına da aykırıdır.
Türk’üm mutluyum
Berç Kartun (Vakıflı Köyü Muhtarı) : Ben Türk’üm. Türkiye’de yaşamaktan mutluyum. Zaten yaşamak istemeseydik çeker giderdik. Üstelik önümüzde bir dünya imkân var. Aksini söyleyenler komplo kuruyor, oyun oynuyor. 1980’de Almanya’ya gittim. O yıllarda 19 yaşındaydım. Sevmedim, sevemedim. Vatanım Türkiye’ye koştum. Peşi sıra askerlik vazifemi yaptım. Bu köyde 150 kişi yaşıyor. Hiç kimse benden ayrı konuşmaz, düşünmez. Türkiye Cumhuriyeti kimlik kartını taşımak bir ayrıcalıktır, bir onurdur. Bunun benim ağzımdan duymak isteyen telefon açar ve duyar. Aramıza ayrılık gayrılık sokmak isteyenler başarılı olamayacak.
okudum, öğrendim, paylaşmak istedim.düşünerek arkadaşlar; bağırarak değil.
gönül..
sanırım konuştuğumuz dil ile 'gönül' anlamının bir ilgisi vardır(olmalı)
gönül bahçesi..