'insanların sapkınlıklarını koskoca bir dine yüklemek yanlıştır' dedirten terim.
'iqra bismi rabbikellezî halaq'
'Yaradan Rabbinin adıyla oku'
okuyup öğrenmek gerekiyor bence.'müslümanım' demekle müslüman olunuyor mu? (Allahü'l âlem) bugün din de bazı insanlar tarafından saptırılmakta siyasi akımlar da...
ağız, şive ve lehçe..sürekli birbirine karıştırılan üç kavram...
bu sayfada yapılan örneklendirmeler 'ağız' konusuna yönelik olmuş..açıklayalım:
LEHÇE: bir dilin bilinen ve takip edilebilen tarihinden önce, karanlık bir devrinde kendisinden ayrılmış olup çok büyük ayrılıklar gösteren kollarına denir.
mesela; çuvaşça ve yakutça tükçe'nin lehçeleridir.
ŞİVE: bir dilin, bilinen tarihi seyri içinde ayrılmış olup bazı ses ve şekil ayrılıkları gösteren kolları, bir kavmin ayrı kabilelerinin birbirinden farklı konuşmalarıdır.
mesela; kırgızca, kazakça, özbekçe, azeri ve osmanlı türkçesi türkçe'nin şiveleridir.
AĞIZ: bir şive içinde mevcut olan ve söyleyiş farklarına dayanan küçük kollara, bir memleketin çeşitli bölge ve şehirlerinin kelimeleri söyleyiş bakımından birbirinden ayrı olan konuşmalarına verdiğimiz adır.(yazı dilinde ise herhangi bir değişiklik olmaz)
mesela: karadeniz, konya, istanbul türkçeleri türkiye türkçesi'nin ağızlarıdır.
vallah zor iş..
(edip akbayram'ın şarkısı)
serbestî, azayî, freedom, liberté,
öz-gü-r-lük
ki imkansızdır...
içre: içeri (-re; yön eki)
taşra: dışarı
yani 'dışarı'nın evrim geçirmemiş hali.eski türkçe'deki kullanımı.
nedense aklıma ermenice 'odar' kelimesi geldi..
öyle düşünmek, öyle duymak, öyle ifade etmek gerek...zor değil..
'insanların sapkınlıklarını koskoca bir dine yüklemek yanlıştır' dedirten terim.
'iqra bismi rabbikellezî halaq'
'Yaradan Rabbinin adıyla oku'
okuyup öğrenmek gerekiyor bence.'müslümanım' demekle müslüman olunuyor mu? (Allahü'l âlem) bugün din de bazı insanlar tarafından saptırılmakta siyasi akımlar da...
sınav dönemi bittiğinde hissedilen bir rahatlık var yaa (çok az şeye değişilir bu)
işte bu rumuzu o zaman seçtim; sakin, rahat manasında olduğu için.ama sıkıldım sanki, değiştirsem mi ne...
en güzeli şehri uykudayken seyretmek..ne kadar masum oluyor o zaman istanbul bile...
ağız, şive ve lehçe..sürekli birbirine karıştırılan üç kavram...
bu sayfada yapılan örneklendirmeler 'ağız' konusuna yönelik olmuş..açıklayalım:
LEHÇE: bir dilin bilinen ve takip edilebilen tarihinden önce, karanlık bir devrinde kendisinden ayrılmış olup çok büyük ayrılıklar gösteren kollarına denir.
mesela; çuvaşça ve yakutça tükçe'nin lehçeleridir.
ŞİVE: bir dilin, bilinen tarihi seyri içinde ayrılmış olup bazı ses ve şekil ayrılıkları gösteren kolları, bir kavmin ayrı kabilelerinin birbirinden farklı konuşmalarıdır.
mesela; kırgızca, kazakça, özbekçe, azeri ve osmanlı türkçesi türkçe'nin şiveleridir.
AĞIZ: bir şive içinde mevcut olan ve söyleyiş farklarına dayanan küçük kollara, bir memleketin çeşitli bölge ve şehirlerinin kelimeleri söyleyiş bakımından birbirinden ayrı olan konuşmalarına verdiğimiz adır.(yazı dilinde ise herhangi bir değişiklik olmaz)
mesela: karadeniz, konya, istanbul türkçeleri türkiye türkçesi'nin ağızlarıdır.
kaynak:türk dilbilgisi - prof.dr. muharrem ergin
ateş
yanılsama.. ;)
ondan daha empatik birini tanımadım ki..