Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • türk27.04.2003 - 16:44

    72 Milletten biri sadece hiç bir üstünlüğü ya da zaafı yok...

  • nazım hikmet27.04.2003 - 16:29

    Yıllarca onu kötü düşünerek büyük bir hata yaptım.Bu sayfalarda da defalarca kez (utançla söylüyorum ki) Nazım'ın haketmediği kelimeler kullandım.Hepiniz önünde büyük şairden özür diliyorum...
    O Türkiye'nin gelmiş geçmiş en büyük şairidir....

  • nietzsche ağladığında05.01.2003 - 14:09

    Harika bii kitap kesinlikle tavsiye ederim..

  • kızıl elma01.01.2003 - 18:12

    Kızıl Elma Türk'ün herşeyidir... Amacıdır. Bir Türk asla Kızıl Elma yolundan şaşmamalıdır.Bakın Kızıl Elma yolundan şaştık ve bugün ne hallerdeyiz..

  • türkçülük01.01.2003 - 18:08

    Türkçülük kesinlikle Turancılık değildir.Zira Türklerin yaşadığı Anadolu ve Orta Asya da hiç bir zaman böyle bir görüş belirmemişdir.Fakat 1900 yılların başında macarlardan ithal bir görüştür Turancılık....
    Türkçülüğe gelince de 'aynı kaderi paylaşan insanların birleşmesidir' 'aynı yolda yürümektir...'

    Ziya Gökalp a Turancı demeyen zihniyete de gülüyorum.Zira bir Ziya Gökalp beyiti;

    Düşmanın ülkesi viran olacak
    Türkiye büyüyüp Turan olacak..

    Bir başka beyit;
    Vatan ne Türkiye dir Türklere ne Türkistan
    Vatan ulu ve ilelebet bir devlettir, Turan

  • osmanlı01.01.2003 - 17:47

    Osmanlı ya gelen saldırıları sadece zavallıca görüyorum.Osmanlıya emperyalist diyenler açsın tarih kitabını ve baksın Yükselme ve Duraklama dönemlerinde 72,5 milletten biri çıkıp da isyan etmiş mi...
    Hatta Ortodokslar dememiş mi?
    Başımızda Katolik Haçları göreceğimize Osmanlı kavuğunu görmek dah iyidir diye...
    Daha neler neler?
    Devşirme sistemine baksınlar, hukuk sistemine baksınlar...
    Tarihte Osmanlı Devletinden başka hangi Devlet vardır ki kendi padişahına azınlıktan birinin açtığı bir davada kısa kısas deyip elini kesme cezası versin..
    Lütfen bazı değerlere laf uzatmadan önce okuyunuz!

  • türklük01.01.2003 - 17:30

    A benim güzel yurdumun güzel insanları...
    Türklüğünüzü kaybetmeseydiniz şu an hiçbir şeyi kaybetmezdiniz...

  • oktay sinanoğlu28.10.2002 - 19:30

    Arkadaşlar Oktay Sinanoğlu nu bir parti de düşünmek bence haflet olur o evrensel...

  • tutku15.10.2002 - 16:54

    Heves değil, gerçekten arzu..

  • necip fazıl kısakürek05.10.2002 - 23:41

    ŞİMDİKİ ZAMAN ÇEKİMİNDE BİR MAHKUMA MEKTUP
    12 Eylül sonrası tutuklanan Alparslan TÜRKEŞ ve bütün dava arkadaşlarına...
    Sana bu mektubu bir gece yarısında yazıyorum
    Azatlığın zirvesinde sohbete dalmış yıldızlar
    Zühre bir aşkı tutturmuş Bâbil’ de kalan
    Zavallı dünya habersiz, zavallı dünya sağır
    Bir Hârût’la Marut bir de ben dinliyorum
    Derken kayıp gidiyor yıldızlardan birisi
    Bir intikam fişeği gibi saplanıyor karanlığın karnına
    Senin namına yıldızları kıskanıyorum.
    Kim bilir kaç ışık yılı uzakta
    Öfkeyle kollarını çeviriyor yalancı fecir
    İmanım gibi biliyorum vakit asılmak vaktidir
    Ve taksim gazinolarında trahomlu şairler
    Mısra arıyorlar masaların altında
    Kanını içiyorlar bilmeden “Cennet atları” nın
    Ben yurdumun en sert tütününden bir sigara sarıyorum
    Dumanı ciğerlerime değil iliklerime çekiyorum
    Ne kadar ürkek ceylan varsa Asya çöllerinde
    Domaniç yaylasında ne kadar dizginsiz at
    Başlıyorlar koşmaya kılcal damarlarımda
    Sıcak solukları yalarken alnımı
    Toynaklarını hissediyorum alyuvarlarımda.

    Sana bu mektubu evimin balkonunda yazıyorum
    Sağ elimi koyuyorum tam yüreğimin üstüne
    Çankaya yokuşunda söylediğimiz marşı duyuyorum
    Ulu kayalar parçalanıyor beynimin bir yerinde
    Bir yerinde demirden dağlar eriyor
    Atlas yelkenli gemileri unutmuş birkaç levent
    Viski kokulu bulvarlarda yavaş yavaş ölüyor
    İstediğin o seccadeyi hemen gönderiyorum
    Üstünde Kabe resmi ve anamın duaları var
    Ve bildiğin sebeplerden ben gelemiyorum.
    Yine biliyorsun ki, Sevmedim ülküden başkasını
    Başı dumanlı dağları, dolunayı, ufukları
    Bir de Çankaya yokuşunda rüzgara tutulmuş saçlarını
    Önce Allah, sonra genlerim şahit.
    Sevgimi üçbin yıl sonra doğacak torunuma yolluyorum
    Trahomlu şairler doğruluyorlar masaların altından
    Elleri fahişelerin karanlık saçlarında
    Benim kalemimden kan değil süt damlıyor
    Geceler boyu böyle geleceği emziriyorum
    Kahrolayım sevmedim ülküden başkasını
    Bir de seni çok seviyorum.