Yıllarca onu kötü düşünerek büyük bir hata yaptım.Bu sayfalarda da defalarca kez (utançla söylüyorum ki) Nazım'ın haketmediği kelimeler kullandım.Hepiniz önünde büyük şairden özür diliyorum... O Türkiye'nin gelmiş geçmiş en büyük şairidir....
Türkçülük kesinlikle Turancılık değildir.Zira Türklerin yaşadığı Anadolu ve Orta Asya da hiç bir zaman böyle bir görüş belirmemişdir.Fakat 1900 yılların başında macarlardan ithal bir görüştür Turancılık.... Türkçülüğe gelince de 'aynı kaderi paylaşan insanların birleşmesidir' 'aynı yolda yürümektir...'
Ziya Gökalp a Turancı demeyen zihniyete de gülüyorum.Zira bir Ziya Gökalp beyiti;
Düşmanın ülkesi viran olacak Türkiye büyüyüp Turan olacak..
Bir başka beyit; Vatan ne Türkiye dir Türklere ne Türkistan Vatan ulu ve ilelebet bir devlettir, Turan
Osmanlı ya gelen saldırıları sadece zavallıca görüyorum.Osmanlıya emperyalist diyenler açsın tarih kitabını ve baksın Yükselme ve Duraklama dönemlerinde 72,5 milletten biri çıkıp da isyan etmiş mi... Hatta Ortodokslar dememiş mi? Başımızda Katolik Haçları göreceğimize Osmanlı kavuğunu görmek dah iyidir diye... Daha neler neler? Devşirme sistemine baksınlar, hukuk sistemine baksınlar... Tarihte Osmanlı Devletinden başka hangi Devlet vardır ki kendi padişahına azınlıktan birinin açtığı bir davada kısa kısas deyip elini kesme cezası versin.. Lütfen bazı değerlere laf uzatmadan önce okuyunuz!
ŞİMDİKİ ZAMAN ÇEKİMİNDE BİR MAHKUMA MEKTUP 12 Eylül sonrası tutuklanan Alparslan TÜRKEŞ ve bütün dava arkadaşlarına... Sana bu mektubu bir gece yarısında yazıyorum Azatlığın zirvesinde sohbete dalmış yıldızlar Zühre bir aşkı tutturmuş Bâbil’ de kalan Zavallı dünya habersiz, zavallı dünya sağır Bir Hârût’la Marut bir de ben dinliyorum Derken kayıp gidiyor yıldızlardan birisi Bir intikam fişeği gibi saplanıyor karanlığın karnına Senin namına yıldızları kıskanıyorum. Kim bilir kaç ışık yılı uzakta Öfkeyle kollarını çeviriyor yalancı fecir İmanım gibi biliyorum vakit asılmak vaktidir Ve taksim gazinolarında trahomlu şairler Mısra arıyorlar masaların altında Kanını içiyorlar bilmeden “Cennet atları” nın Ben yurdumun en sert tütününden bir sigara sarıyorum Dumanı ciğerlerime değil iliklerime çekiyorum Ne kadar ürkek ceylan varsa Asya çöllerinde Domaniç yaylasında ne kadar dizginsiz at Başlıyorlar koşmaya kılcal damarlarımda Sıcak solukları yalarken alnımı Toynaklarını hissediyorum alyuvarlarımda.
Sana bu mektubu evimin balkonunda yazıyorum Sağ elimi koyuyorum tam yüreğimin üstüne Çankaya yokuşunda söylediğimiz marşı duyuyorum Ulu kayalar parçalanıyor beynimin bir yerinde Bir yerinde demirden dağlar eriyor Atlas yelkenli gemileri unutmuş birkaç levent Viski kokulu bulvarlarda yavaş yavaş ölüyor İstediğin o seccadeyi hemen gönderiyorum Üstünde Kabe resmi ve anamın duaları var Ve bildiğin sebeplerden ben gelemiyorum. Yine biliyorsun ki, Sevmedim ülküden başkasını Başı dumanlı dağları, dolunayı, ufukları Bir de Çankaya yokuşunda rüzgara tutulmuş saçlarını Önce Allah, sonra genlerim şahit. Sevgimi üçbin yıl sonra doğacak torunuma yolluyorum Trahomlu şairler doğruluyorlar masaların altından Elleri fahişelerin karanlık saçlarında Benim kalemimden kan değil süt damlıyor Geceler boyu böyle geleceği emziriyorum Kahrolayım sevmedim ülküden başkasını Bir de seni çok seviyorum.
72 Milletten biri sadece hiç bir üstünlüğü ya da zaafı yok...
Yıllarca onu kötü düşünerek büyük bir hata yaptım.Bu sayfalarda da defalarca kez (utançla söylüyorum ki) Nazım'ın haketmediği kelimeler kullandım.Hepiniz önünde büyük şairden özür diliyorum...
O Türkiye'nin gelmiş geçmiş en büyük şairidir....
Harika bii kitap kesinlikle tavsiye ederim..
Kızıl Elma Türk'ün herşeyidir... Amacıdır. Bir Türk asla Kızıl Elma yolundan şaşmamalıdır.Bakın Kızıl Elma yolundan şaştık ve bugün ne hallerdeyiz..
Türkçülük kesinlikle Turancılık değildir.Zira Türklerin yaşadığı Anadolu ve Orta Asya da hiç bir zaman böyle bir görüş belirmemişdir.Fakat 1900 yılların başında macarlardan ithal bir görüştür Turancılık....
Türkçülüğe gelince de 'aynı kaderi paylaşan insanların birleşmesidir' 'aynı yolda yürümektir...'
Ziya Gökalp a Turancı demeyen zihniyete de gülüyorum.Zira bir Ziya Gökalp beyiti;
Düşmanın ülkesi viran olacak
Türkiye büyüyüp Turan olacak..
Bir başka beyit;
Vatan ne Türkiye dir Türklere ne Türkistan
Vatan ulu ve ilelebet bir devlettir, Turan
Osmanlı ya gelen saldırıları sadece zavallıca görüyorum.Osmanlıya emperyalist diyenler açsın tarih kitabını ve baksın Yükselme ve Duraklama dönemlerinde 72,5 milletten biri çıkıp da isyan etmiş mi...
Hatta Ortodokslar dememiş mi?
Başımızda Katolik Haçları göreceğimize Osmanlı kavuğunu görmek dah iyidir diye...
Daha neler neler?
Devşirme sistemine baksınlar, hukuk sistemine baksınlar...
Tarihte Osmanlı Devletinden başka hangi Devlet vardır ki kendi padişahına azınlıktan birinin açtığı bir davada kısa kısas deyip elini kesme cezası versin..
Lütfen bazı değerlere laf uzatmadan önce okuyunuz!
A benim güzel yurdumun güzel insanları...
Türklüğünüzü kaybetmeseydiniz şu an hiçbir şeyi kaybetmezdiniz...
Arkadaşlar Oktay Sinanoğlu nu bir parti de düşünmek bence haflet olur o evrensel...
Heves değil, gerçekten arzu..
ŞİMDİKİ ZAMAN ÇEKİMİNDE BİR MAHKUMA MEKTUP
12 Eylül sonrası tutuklanan Alparslan TÜRKEŞ ve bütün dava arkadaşlarına...
Sana bu mektubu bir gece yarısında yazıyorum
Azatlığın zirvesinde sohbete dalmış yıldızlar
Zühre bir aşkı tutturmuş Bâbil’ de kalan
Zavallı dünya habersiz, zavallı dünya sağır
Bir Hârût’la Marut bir de ben dinliyorum
Derken kayıp gidiyor yıldızlardan birisi
Bir intikam fişeği gibi saplanıyor karanlığın karnına
Senin namına yıldızları kıskanıyorum.
Kim bilir kaç ışık yılı uzakta
Öfkeyle kollarını çeviriyor yalancı fecir
İmanım gibi biliyorum vakit asılmak vaktidir
Ve taksim gazinolarında trahomlu şairler
Mısra arıyorlar masaların altında
Kanını içiyorlar bilmeden “Cennet atları” nın
Ben yurdumun en sert tütününden bir sigara sarıyorum
Dumanı ciğerlerime değil iliklerime çekiyorum
Ne kadar ürkek ceylan varsa Asya çöllerinde
Domaniç yaylasında ne kadar dizginsiz at
Başlıyorlar koşmaya kılcal damarlarımda
Sıcak solukları yalarken alnımı
Toynaklarını hissediyorum alyuvarlarımda.
Sana bu mektubu evimin balkonunda yazıyorum
Sağ elimi koyuyorum tam yüreğimin üstüne
Çankaya yokuşunda söylediğimiz marşı duyuyorum
Ulu kayalar parçalanıyor beynimin bir yerinde
Bir yerinde demirden dağlar eriyor
Atlas yelkenli gemileri unutmuş birkaç levent
Viski kokulu bulvarlarda yavaş yavaş ölüyor
İstediğin o seccadeyi hemen gönderiyorum
Üstünde Kabe resmi ve anamın duaları var
Ve bildiğin sebeplerden ben gelemiyorum.
Yine biliyorsun ki, Sevmedim ülküden başkasını
Başı dumanlı dağları, dolunayı, ufukları
Bir de Çankaya yokuşunda rüzgara tutulmuş saçlarını
Önce Allah, sonra genlerim şahit.
Sevgimi üçbin yıl sonra doğacak torunuma yolluyorum
Trahomlu şairler doğruluyorlar masaların altından
Elleri fahişelerin karanlık saçlarında
Benim kalemimden kan değil süt damlıyor
Geceler boyu böyle geleceği emziriyorum
Kahrolayım sevmedim ülküden başkasını
Bir de seni çok seviyorum.