Nefes alamamak... Havadaki iğrenç sigara dumanı... Çiçek tozu, ev tozu, kuş tüyü bilmem ne tüyüne olan alerjik durum... Dumanlı bir kafa.. Sevilmeyen bir mevsim...
Bazen insanlara bir şeyler anlatmanın en güzel yolu kafalarını karıştırmak, meraklarını uyandırmaktır... Öğrenmek için araştırmak, araştırmak için şevk, şevk için merak...
İsmet Özel ' de 22 sene önce yazdığı kitabında hakikate kavuşmak için bize bırakılan izleri takip etmemizi söyler... Bir avcıyla ilgili olan öykünün sonunda...
Kitabı okurken çok uzak bir tarihte değil de, sanki dün yazılmış gibi bir hisse kapılmanız da, İsmet Özel'in başarısı olsa gerek....
Bilmem kaçıncı halinden bahseder Müebbet- Muhabbet'in Cenk ile Erdem'inin Cenk Beyi... Malt isimli gruplarının çıkış parçası olan 'Aşkın Gözü ' isimli parçalarında...
İlk görüşte ya bu Cenk değil mi? diye şüpheye düşürüp, dur yaw parça güzel, aç bakalım şunun sesini ... Sonralarda parça budur abi dedirten... Nakarattan çok 'Neden...' diye sormaya başlayıp bu nedenler, nedensiz değildir vardır bir bildiği bu Cenk'in dediğiniz... ve 'inan bana 'deyip sizi kendine bağlayan o güven sözcükleriyle bitiş :)
Araştırıcı kimliğiniz artsın diye sözler buraya yazılmamıştır... Bakınız; ödeviniz ;)
Herkesin gözyaşlarına sahip olamadığı bir sahne vardı...
Oğlunun gidişinden kendini sorumlu tutan babaya, daha doğrusu sebepli sebepsiz gidişlere verilebilecek en güzel örnekti... ' Dağ olsan durmaz ' diyordu... 'Durdur durdurabilirsen '
Niye koydu ki bu sahne öyle herkese? Dur diyemedikleriniz mi geldi aklınıza? Ya da durduramayanlar mı? Kılıf mı aradınız yoksa günlerdir, yoklayan damlalara?
Nefes alamamak...
Havadaki iğrenç sigara dumanı...
Çiçek tozu, ev tozu, kuş tüyü bilmem ne tüyüne olan alerjik durum...
Dumanlı bir kafa..
Sevilmeyen bir mevsim...
Bazen insanlara bir şeyler anlatmanın en güzel yolu kafalarını karıştırmak, meraklarını uyandırmaktır... Öğrenmek için araştırmak, araştırmak için şevk, şevk için merak...
İsmet Özel ' de 22 sene önce yazdığı kitabında hakikate kavuşmak için bize bırakılan izleri takip etmemizi söyler... Bir avcıyla ilgili olan öykünün sonunda...
Kitabı okurken çok uzak bir tarihte değil de, sanki dün yazılmış gibi bir hisse kapılmanız da, İsmet Özel'in başarısı olsa gerek....
Nedir bölümüne yazılmış hele hele moda yazılan mektuba cevap yazacak değiliz... Sadece bugün nedirde gördüğüm en anlamlı yazıydı...
Antolojinin düşman işgalinden kurtuluşunu mu kutluyoruz ki, övgü dolu sözcükler yağmakta?
Herkes bir şekilde, zamanın birinde gelmiş ve herhangi bir sebeple hala burda... Kimi okuyarak, kimi yazarak kendini tatmin etmekte...
Ruhun gıdası...
Bilmem kaçıncı halinden bahseder Müebbet- Muhabbet'in Cenk ile Erdem'inin Cenk Beyi... Malt isimli gruplarının çıkış parçası olan 'Aşkın Gözü ' isimli parçalarında...
İlk görüşte ya bu Cenk değil mi? diye şüpheye düşürüp, dur yaw parça güzel, aç bakalım şunun sesini ... Sonralarda parça budur abi dedirten... Nakarattan çok 'Neden...' diye sormaya başlayıp bu nedenler, nedensiz değildir vardır bir bildiği bu Cenk'in dediğiniz... ve 'inan bana 'deyip sizi kendine bağlayan o güven sözcükleriyle bitiş :)
Araştırıcı kimliğiniz artsın diye sözler buraya yazılmamıştır...
Bakınız; ödeviniz ;)
Herkesin gözyaşlarına sahip olamadığı bir sahne vardı...
Oğlunun gidişinden kendini sorumlu tutan babaya, daha doğrusu sebepli sebepsiz gidişlere verilebilecek en güzel örnekti...
' Dağ olsan durmaz ' diyordu... 'Durdur durdurabilirsen '
Niye koydu ki bu sahne öyle herkese? Dur diyemedikleriniz mi geldi aklınıza? Ya da durduramayanlar mı? Kılıf mı aradınız yoksa günlerdir, yoklayan damlalara?
Takvim ilk olduğunu söylüyor, ama yerleşmiş yine yerli yerine hüzün... Gitmem diyor buralardan...
Türk Dil Kurumunun sözlüğünde;
1.Gülünç olacak derecede kısa ve dar giyinmiş olan.
2,Yersiz ve zamansız davranışları olan kimse.
olarak açıklanmakta.
Tarafımızdan kullanımı ise daha çok sevilen kişilerin tuhaflıkları sırasında istem dışı...
^^Küçük kurbağa, küçük kurbağa, kulağın nerede?
Kulağım yok kulağım yok yüzerim derede
Ku vak vak vak ku vak vak vak kuvak kuvak kuvak
Küçük kurbağa, küçük kurbağa, kuyruğun nerede?
Kuyruğum yok kuyruğum yok yüzerim derede
Ku vak vak vak ku vak vak vak kuvak kuvak kuvak
Küçük kurbağa, küçük kurbağa, yelkenin nerede?
Yelkenim yok yelkenim yok yüzerim derede
Ku vak vak vak ku vak vak vak kuvak kuvak kuvak
Küçük kurbağa, küçük kurbağa, gözlerin nerede?
Gözlerim yok gözlerim yok yüzerim derede
Ku vak vak vak ku vak vak vak kuvak kuvak kuvak ^^
Kurbağa büyümüş... Dere kurumuş... Yelkenli batmış...
Kulaklar duymaz olmuş masalları...Gözler arayıp bulamamış sevdiğini...