1944 yilinin kara kisinda, yuz altmis bin kisinin yasadigi baskent Ankara'nin kirlarinda, Solfasol koyunden Balgat koyune dogru ilerleyen dusman guclerini, Dikmen sirtlarindan bir saldiriyla kovalayip aksam ettikten sonra, her Allahin gunu, bagira cagira, 'Irkinin oz cevheri tasar kanindan - Yedeksubay olur de donmez er meydanindan' marsiyla okula gelen 3. Tabur, 9. Suvari Bolugu ogrencilerinden yedeksubay adayi Necdet'e, Subat'in 11. gunu sanli bir gorev dustu! Basucuna astigi ceketinin cebine el atinca ne gorsun, TKP'nin yayimlamaya basladigi 2 sayili 'Gunun Meseleleri' bulteni, alt kat ranzadaki Ziya Nur Erun'un babasinin bir milletvekiline yazdigi mektbu, dil tarih fakultesinde, solcu ogrencilere mufettislerce sorulan sorulari tasiyan bir kagit; sorguya alinan ogrecilerin listesi bir de! Temiz kanindan irkinin oz cevheri tasiverdigi gibi, cebinden cikan kagitlarla firladi hemen, goturup ne var ne yok, er meydanindaki okul mudurunun masasina koydu...
Karadeniz'e, ozellikle de Dogu Karadeniz Bolgesi'ne ozgu bir sozcuktur. Bana, eskilerde daha cok kullanilir, ancak kullanan kisi sayisi giderek azalmakta gibi geliyor. Kahrolasi, lanet olasi gibi anlamlar icerir. Yorenin yaslilarinin dilinde cok daha bir hos durur...
Bundan cok degil, bir kac yil once Kate Freeman adinda engelli kosu yariscisi bir kadin ruzgar gibi esiyordu yaris pistlerinde. Australia'nin yetistirdigi ender kosuculardan biriydi. Etnik olarak buranin yerlileri olan Aboriji halkindandi. Hic saklamaz, her yaristan sonra omuzlarina aldigi Aborijini bayragiyla tribunlerdeki Australilari selamlardi.
Buraya kadar normal. Isin garip yani, tribunlerdeki beyaz Australilar'in aklina her nasilsa, 'hicbir Aborijini, Australia adina yarismaz' gibi bir dusunce hic gelmezdi. Herhalde, bizim akli evveller gibi olayin vahametini anlayacak yeti ve yetenekten yoksun olmaliydilar...
'Hiçbir Kürt sanatçısı Türkiye’yi temsil etmek istemez demek önyargılı bir düşüncenin ürünüdür.bunu söyleyen insanlar ya ne söylediklerini bilmiyor ya da bu konularda bilgisiz ve cahildir.'
Arkadas, akraba gibi degildir efendim, cok daha onemli ve cok daha degerlidir...
Dusunursek eger, insan, akrabasini kendi secmez, ama arkadasi kesinlikle kendi secimidir. Ve bence bu, arkadasi, akrabalarin cok cok onune koyar...
Baba, Fulya, Deniz...
Yeter
Demiroren
Yeter! ! !
...
Ne bitmesi, savas yeni basliyor daha! Naziler, Sovyet ordularinin onunden, yabanil hayvan suruleri gibi urku icinde inlerine dogru kaciyorlardi, Kizilordu Diniester'i gecti; Karpatlar'dan sarkti mi _Bulgaristan bekliyor zaten- yaza kalmaz, iner, Trakya'ya dayanirsa, savas Turkiye'de baslaldi demektir! Disisleri Bakani Eden, Avam Kamarasi'nda, Turkiye'de ne olup bitiyor diyenlere dise dokunur bir sey soylemedi. Kahire'de, Tahran kararlarina uygun bicimde Turkiye'yi savasa sokma isini, Kazablanka ulkelerinin dogrultusunda Ingilizlere birakmis gibiydi Roosevelt. Ingiliz basvurularina karsin, 'Saturn' (Turkiye'nin 15 Subat'ta savasa girmesi icin hazirlik plani' icin Turkiye'ye gelmeleri istenen uc Ortadogu komutanini, ne de yardimcilari General Wilson'u Ankara'ya sokmadi Saracoglu Hukumeti. Alt rutbeli subaylardan olusan Ingiliz yardim heyeti cekip gitti.
2.ciltin baslangic sayfalari...
1944 yilinin kara kisinda, yuz altmis bin kisinin yasadigi baskent Ankara'nin kirlarinda, Solfasol koyunden Balgat koyune dogru ilerleyen dusman guclerini, Dikmen sirtlarindan bir saldiriyla kovalayip aksam ettikten sonra, her Allahin gunu, bagira cagira, 'Irkinin oz cevheri tasar kanindan - Yedeksubay olur de donmez er meydanindan' marsiyla okula gelen 3. Tabur, 9. Suvari Bolugu ogrencilerinden yedeksubay adayi Necdet'e, Subat'in 11. gunu sanli bir gorev dustu! Basucuna astigi ceketinin cebine el atinca ne gorsun, TKP'nin yayimlamaya basladigi 2 sayili 'Gunun Meseleleri' bulteni, alt kat ranzadaki Ziya Nur Erun'un babasinin bir milletvekiline yazdigi mektbu, dil tarih fakultesinde, solcu ogrencilere mufettislerce sorulan sorulari tasiyan bir kagit; sorguya alinan ogrecilerin listesi bir de! Temiz kanindan irkinin oz cevheri tasiverdigi gibi, cebinden cikan kagitlarla firladi hemen, goturup ne var ne yok, er meydanindaki okul mudurunun masasina koydu...
Antoloji Gezgini...
Karadeniz'e, ozellikle de Dogu Karadeniz Bolgesi'ne ozgu bir sozcuktur. Bana, eskilerde daha cok kullanilir, ancak kullanan kisi sayisi giderek azalmakta gibi geliyor. Kahrolasi, lanet olasi gibi anlamlar icerir. Yorenin yaslilarinin dilinde cok daha bir hos durur...
Bundan cok degil, bir kac yil once Kate Freeman adinda engelli kosu yariscisi bir kadin ruzgar gibi esiyordu yaris pistlerinde. Australia'nin yetistirdigi ender kosuculardan biriydi. Etnik olarak buranin yerlileri olan Aboriji halkindandi. Hic saklamaz, her yaristan sonra omuzlarina aldigi Aborijini bayragiyla tribunlerdeki Australilari selamlardi.
Buraya kadar normal. Isin garip yani, tribunlerdeki beyaz Australilar'in aklina her nasilsa, 'hicbir Aborijini, Australia adina yarismaz' gibi bir dusunce hic gelmezdi. Herhalde, bizim akli evveller gibi olayin vahametini anlayacak yeti ve yetenekten yoksun olmaliydilar...
Allah akil fikir ihsan eyleye...
'Hiçbir Kürt sanatçısı Türkiye’yi temsil etmek istemez demek önyargılı bir düşüncenin ürünüdür.bunu söyleyen insanlar ya ne söylediklerini bilmiyor ya da bu konularda bilgisiz ve cahildir.'
Baska soze ne hacet...
Elinize, beyninize saglik sayin Erdem Ulkun 1...
Bugun dost yaralanmis, yine gonlum hos degil...