Halbuki hava kokmaz, havadaki taneciklerin yaydığı mesajı burun tutar beyne götürür, beyin algılar, koku der, güzelmişş der, yanımdaki de güzeller güzeli zaten, der..
Hava kokmaz. Biz koku alırız. Aşık oluruz. Ihlamurlar altında yani..
Bütünüyle Türk sazıdır. Aslına en yakın kalmış sazlardan biridir. Üç adet teli vardır ve gayet bas ses tonuna sahiptir. Eskiden (cumhuriyetten önce) mevlevihanelerde çalınırmış, Hz. Mevlânâ'nın bizzat Rebab çaldığı bilinir. Bütün kavramlardan soyutlayıp öyle dinlediğimizde, kalbimizi delip geçen, yanık ama vakur, çok derin, gayet gür ve geniş hacimli bir sesi vardır. Ağırbaşlı sazdır, her yola gelmez. Süflî duyguları ifade etmek konusunda gayet fakirdir, hem de isteksiz, bu konuda zevksiz.. Yaradılışı böyledir. Derindir, koyudur, vakurdur, heybetli, ihtişamlıdır.
Ancak mecâzîsi olur ki bunu da dünyada insanların birbirlerine bağlanması içün Allah'ın (sevgili Rabb'imizin) icad ettiği (yarattığı) bir hadisedir. Yoksa aşkın kendisi yasadır ya.. Ne diyon..
Âşık oldur kim kılar cânın fedâ cânânına Meyl-i cânân etmesin her kim ki kıymaz cânına Cânını cânâna vermektir kemâli âşıkın Vermeyen can, îtirâf etmek gerek noksânına. (Fuzûlî)
Havanın çok güzel kokacağı kesindir.
Halbuki hava kokmaz, havadaki taneciklerin yaydığı mesajı burun tutar beyne götürür, beyin algılar, koku der, güzelmişş der, yanımdaki de güzeller güzeli zaten, der..
Hava kokmaz. Biz koku alırız. Aşık oluruz. Ihlamurlar altında yani..
Nokta.
öyle bi vadi olsa.. Düşünüyorum... İçimizdeki kurtları dökebildiğimiz veya içimizdeki kurtları dökmemizi sağlayan bi vadi.. Ne güzel olurdu!
Yahu Kurtlar Vadisi mi kaldı artık.. İsrail ona buna sataşıyor.. Koca İslam dünyasının kılı kıpırdayamıyor.. Tebrikler..
Nokta.
Ne kadar 'insan' dahi olsa, neticede beşer.. İnsan, bir tarafı hayvan..
Nokta.
Yani her şey birbirine girer, karışır, unutulur.. öyle mi? ..
Nokta..
Rebab denince oturup bir saat düşünmek ister..
Bütünüyle Türk sazıdır. Aslına en yakın kalmış sazlardan biridir. Üç adet teli vardır ve gayet bas ses tonuna sahiptir. Eskiden (cumhuriyetten önce) mevlevihanelerde çalınırmış, Hz. Mevlânâ'nın bizzat Rebab çaldığı bilinir. Bütün kavramlardan soyutlayıp öyle dinlediğimizde, kalbimizi delip geçen, yanık ama vakur, çok derin, gayet gür ve geniş hacimli bir sesi vardır. Ağırbaşlı sazdır, her yola gelmez. Süflî duyguları ifade etmek konusunda gayet fakirdir, hem de isteksiz, bu konuda zevksiz.. Yaradılışı böyledir. Derindir, koyudur, vakurdur, heybetli, ihtişamlıdır.
Noktalar..
En güzel Urfa Türkülerinden biridir.. Pek güzel söyleyenleri bilirim.. Hatta özledim zât-ı muhteremeyi..
Nokta.
Üçüncü kişi olarak hayır, almayalım yani.. Ama iki kişiden biri isek (esasoğlan veya esas kız) olabilir, irdelemek lazım.. Değil mi efenim..
Nokta.
Varrr mı öyle yağma yahu?
Aşkın yasalı olur mu?
Ancak mecâzîsi olur ki bunu da dünyada insanların birbirlerine bağlanması içün Allah'ın (sevgili Rabb'imizin) icad ettiği (yarattığı) bir hadisedir. Yoksa aşkın kendisi yasadır ya.. Ne diyon..
Âşık oldur kim kılar cânın fedâ cânânına
Meyl-i cânân etmesin her kim ki kıymaz cânına
Cânını cânâna vermektir kemâli âşıkın
Vermeyen can, îtirâf etmek gerek noksânına. (Fuzûlî)
Noktaaa..
O hastalık bende de olaydı da, sevdiğimi bir kerecik öpmemiş vaziyette dünyadan gitmeyeydim..
Nokta...
Yavvv... nerden geliyor bunlar aklımıza bilmem ki.. hem de bebek.. ayyy.. yavrum..
Noktalar..