herşeyin bir zamanı var eda her güzel şeyin de bir sonu zamanın en güzel ilaç olduğunu söylerler ve ağlamanında hiç bir işe yaramadığını kandırdılar mı yoksa bizi hep oyuna mı geldi tüm duygularım sabretmek ruhuma ağır geldiği zaman çıkış yolumu hangi kitapta bulacağım
herşeyin bir zamanı var eda doğruyu görmek gerçeğe alışmak için
zaman var mı daha bitmedi mi verilen süre ölmek için acele mi ediyorum yoksa yaşamak bu mu zaten
bazen öyle bir sıkıntı kaplıyor ki içimi içten içe yanan söndü zannedilip unutulan bir ateş gibi dumansız ama tütüyor siyah ama beyaz kirli ama saf yırtmak istiyorum gördüğüm her bir resmi yıkmak istiyorum olan her görüntüyü neden diye sorgulamadan bitirmek istiyorum alışageldiğim düzenimi ben ben olmak istemiyorum bazen hatta hiç olmamış olmak istiyorum senin hiç beni bilmemiş olmanı da istiyorum vazgeçip sığınıyorum sonra en derin acıma kahrolup tutunuyorum yaptığım hatalara
beni ben yapan ama benim ben gibi olmak istemediğim şimdiye kadar ki keşkelerimi atmalı bir boşluğa üzerine su döküp boğmalı onları sesleri çıkmamalı bi daha izlerini silmeli suc aletlerini yok etmeli sonra yine istemediğim kadar çok yeni anı yapmalı aşık olmalı sevmeli el ele gezmeli çocuklar gibi kahkahalarla var mı böyle bir aşk görmeli yara almalı yeni keşkelere yer açmalı
Binbir renkteki parlak hayallerinin dışında Başka hiçbir şeyi olmayan zavallı kül kedisi Acısından miyavlıyor Geceleri uğuldayan rüzgardan sığınıp merdiven boşluğuna Güneşin ilk getirdikleriyle -ki bunlar çiğ taneleri avunuyor
istanbuldaki konserlerindeki performanslarından mı yoksa kapalı kocaman bir alanda az bir kitleye mi söylediklerinden bilmem pek de memnun ayrılmadığım ama doloresin yerinde olmayı defalarca istediğim şarkılara sahip güzel bir gruptu..
tamamenumutsuzluğa kapıldığın,ümidi kestiğin ama bunu kabullenemeyip yine de söyleyiverdiğin şey.. bir daha asla olamayacağını anladığın an..geri gelmeyeceğini anladığın an..
almost blue almost doing things we used to do there's a boy here and he's almost you almost all the things that your eyes once promised i see in his too now your eyes are red from crying
almost blue flirting with this disaster became me it named me as the fool who only aimed to be almost blue it's almost touching it will almost do there is part of me that's always true always not all good things come to an end now it is only a chosen few i have seen such an unhappy couple
gazap üzümleri!
yeşil çay kadar sağlıklı
herşeyin bir zamanı var eda
her güzel şeyin de bir sonu
zamanın en güzel ilaç olduğunu söylerler
ve ağlamanında hiç bir işe yaramadığını
kandırdılar mı yoksa bizi hep
oyuna mı geldi tüm duygularım
sabretmek ruhuma ağır geldiği zaman
çıkış yolumu hangi kitapta bulacağım
herşeyin bir zamanı var eda
doğruyu görmek gerçeğe alışmak için
zaman var mı daha
bitmedi mi verilen süre
ölmek için acele mi ediyorum
yoksa yaşamak bu mu zaten
bazen öyle bir sıkıntı kaplıyor ki içimi
içten içe yanan
söndü zannedilip unutulan bir ateş gibi
dumansız ama tütüyor
siyah ama beyaz
kirli ama saf
yırtmak istiyorum gördüğüm her bir resmi
yıkmak istiyorum olan her görüntüyü
neden diye sorgulamadan
bitirmek istiyorum alışageldiğim düzenimi
ben ben olmak istemiyorum bazen
hatta hiç olmamış olmak istiyorum
senin hiç beni bilmemiş olmanı da istiyorum
vazgeçip sığınıyorum sonra en derin acıma
kahrolup tutunuyorum yaptığım hatalara
beni ben yapan ama benim ben gibi olmak istemediğim
şimdiye kadar ki keşkelerimi atmalı bir boşluğa
üzerine su döküp boğmalı onları
sesleri çıkmamalı bi daha
izlerini silmeli
suc aletlerini yok etmeli
sonra yine
istemediğim kadar çok yeni anı yapmalı
aşık olmalı
sevmeli
el ele gezmeli
çocuklar gibi kahkahalarla
var mı böyle bir aşk
görmeli
yara almalı
yeni keşkelere yer açmalı
Binbir renkteki parlak hayallerinin dışında
Başka hiçbir şeyi olmayan zavallı kül kedisi
Acısından miyavlıyor
Geceleri uğuldayan rüzgardan
sığınıp merdiven boşluğuna
Güneşin ilk getirdikleriyle
-ki bunlar çiğ taneleri
avunuyor
istanbuldaki konserlerindeki performanslarından mı yoksa kapalı kocaman bir alanda az bir kitleye mi söylediklerinden bilmem pek de memnun ayrılmadığım ama doloresin yerinde olmayı defalarca istediğim şarkılara sahip güzel bir gruptu..
güsel bir şarkıydı kendisi
tamamenumutsuzluğa kapıldığın,ümidi kestiğin ama bunu kabullenemeyip yine de söyleyiverdiğin şey.. bir daha asla olamayacağını anladığın an..geri gelmeyeceğini anladığın an..
the cure * en iyilerden
almost blue
almost doing things we used to do
there's a boy here and he's almost you
almost
all the things that your eyes once promised
i see in his too
now your eyes are red from crying
almost blue
flirting with this disaster became me
it named me as the fool who only aimed to be
almost blue
it's almost touching
it will almost do
there is part of me that's always true
always
not all good things come to an end
now it is only a chosen few
i have seen such an unhappy couple
almost me
almost you
almost blue
sürekli sarhoş gördüğüm, gri ve dar lise pantalonlu şarkıcı
en güzel yaşlarmış meğersem...