Bu gün 12 EYLÜL bu gün o nun bayramı 5 kişilik cuntasıyla ülke yönetimine el koyup yüzbinlere acı çektirilen insanların sorgusuz sualsiz yıllarca işkence gördüğü devrin başlangıcı.Eskiden merak ediyordum rahat uyuyabiliyor mu diye ama son açıklamalarından sonra artık merak da etmiyorum bu gün bile olsa asardım diyor insanları. Sen çok yaşa ressam efendi ne diyim başka
Beş generalden oluşan Faşist cuntanın ülkemin üzerine kabus gibi çöktüğü gün.Bu süreçte yüzbinlerce insan gözaltına alınıp işkenceden geçirildi.yüzlerce insan gözaltında ve cezaevlerinde işkence sonucu katledildi.Bir tanesi 18 yaşına bile gelmemiş (ERDAL EREN) Tam 50 kişi darağacına yollandı. Faşist darbeyi yapanların bir kısmı öldü ve tarihin kara sayfalarına gömüldü.Bir tanesi ise hala Marmariste NU resimler yapmakla meşgul. Çocuklar onu sadece resim yapan ihtiyar amca diye biliyorlar. Ama katledilenler unutulmadı unutulmayacak. ASILMAYIP BESLENENLER DE UNUTMADI VE UNUTMAYACAKLAR TA Kİ DARBECİLERDEN HESAP SORULANA KADAR
18 Mayis 1972 de çektirilen onca eziyete ve iskencelere karsin Diyarbakir zindanlarinda fasizme teslim olmayarak ser verip sir vermeyen yigit önder IBRAHIM KAPAKKAYA yi saygiyla aniyoruz. Anisi önderimizdir
'DEVRİM İÇİN HER ZAMAN ÖLECEKLER BULUNUR …gider …gider, nice koçyiğitler gider Senin de içinde bir oğlun varsa çok değildir Ey mavi gök! Ey yağız yer bilesin ki Yüreğimiz kabına sığmamakta Örsle çekiç arasında yoğrulduk Hıncımız derya gibi kabarmakta'
' BEN NE YAPTIMSA HALKIM İÇİN HALKIMLA BİRLİKTE YAPTIM' dİyen FATSA nın devrimci belediye başkanını cezaevindeki kötü şartlar nedeniyle yaşamını yitirişinin 20.yılında saygıyla anıyorum.
Seslerimiz yeniden kuşattığında şehirleri söylevlerini çıkarıp yüreğimizin mücevher kutusundan şiirlerle,öykülerle meydanlara dökeceğiz ve O'nun sesizce gömüldüğü yere çiçeklerle,güllerle, çelenklerle süslenmiş büstünü dikeceğiz...........
Bugün büyük şair Nazım Hikmet Ran ın 103.doğum günü.Yaşamı boyunca ezilen insanların kurtuluşu davasına hizmet etmiş bu uğurda yıllarca hapis yatmış ve çok sevdiği vatanından uzak kalmış olan büyük usta bu gün 103 yaşında.Ne acıdır ki bütün dünyanın ustalığını kabul ettiği bu büyük adamı biz yıllarca vatan haini belleyip mezarını bile ülkemize getirmedik.Ne zaman ki dünya Nazım a sahip çıktı bizim egemenlerimizde ellerine geçirdikleri fırsatı değerlendirip faşistinden yobazına büyük bir riyakarlık örneği göstererek sahip çıkmaya başladılar.MHP liler şiirlerinden dörtlükler okurken AKP liler mezarını ziyaret ediyorlar. Nazım ustayı bende OTOBİYOGRAFİ şiiriyle anmak istedim OTOBİYOGRAFİ..
1902'de doğdum doğduğum şehre dönmedim bir daha geriye dönmeyi sevmem üç yaşımda Halep'te paşa torunluğu ettim on dokuzumda Moskova'da komünist Üniversite öğrenciliği kırk dokuzumda yine Moskova'da Tseka-Parti konukluğu ve on dördümden beri şairlik ederim
kimi insan otların kimi insan balıkların çeşidini bilir ben ayrılıkların kimi insan ezbere sayar yıldızların adını ben hasretlerin
hapislerde de yattım büyük otellerde de açlık çektim açlık gırevi de içinde ve tatmadığım yemek yok gibidir
otuzumda asılmamı istediler kırk sekizimde Barış madalyasının bana verilmesini verdiler de otuz altımda yarım yılda geçtim dört metre kare betonu elli dokuzumda on sekiz saatta uçtum Pırağ'dan Havana'ya
Lenin'i görmedim nöbet tuttum tabutunun başında 924'de 961'de ziyaret ettiğim anıtkabri kitaplarıdır
partimden koparmağa yeltendiler beni sökmedi yıkılan putların altında da ezilmedim
951'de bir denizde genç bir arkadaşla yürüdüm üstüne ölümün 52'de çatlak bir yürekle dört ay sırtüstü bekledim ölümü
sevdiğim kadınları deli gibi kıskandım şu kadarcık haset etmedim Şarlo'ya bile aldattım kadınlarımı konuşmadım arkasından dostlarımın
içtim ama akşamcı olmadım hep alnımın teriyle çıkardım ekmek paramı ne mutlu bana
başkasının hesabına utandım yalan söyledim yalan söyledim başkasını üzmemek için ama durup dururken de yalan söyledim
bindim tirene uçağa otomobile çoğunluk binemiyor operaya gittim çoğunluk gidemiyor adını bile duymamış operanın çoğunluğun gittiği kimi yerlere de ben gitmedim 21'den beri camiye kiliseye tapınağa havraya büyücüye ama kahve falıma baktırdığım oldu
yazılarım otuz kırk dilde basılır Türkiye'mde Türkçemle yasak
kansere yakalanmadım daha yakalanmam da şart değil başbakan filân olacağım yok meraklısı da değilim bu işin bir de harbe girmedim sığınaklara da inmedim gece yarıları yollara da düşmedim pike yapan uçakların altında ama sevdalandım altmışıma yakın sözün kısası yoldaşlar bugün Berlin'de kederden gebermekte olsam da insanca yaşadım diyebilirim ve daha ne kadar yaşarım başımdan neler geçer daha kim bilir.
Hollanda TAYAD Komitesi, 16 Aralık günü Lahey Parlementosu’nun önünde, Türkiye hapishanelerinde 19-22 Aralık 2000 tarihlerinde gerçekleştirilen hapishaneler katliamını protesto etti. Dün saat 11.00'de parlamento önünde toplanan TAYAD Komite üyeleri, neden parlamento önünde olduklarını, dağıttıkları bildirilerinde şöyle açıklıyorlardı; 'Tecrite, sansüre, katliamlara seyirci kalmak suç ortaklığıdır. Türkiye'de 19-22 Aralık 2000'de hapishanelere yapılan operasyonda 28 tutsak vahşice katledildi. İnsanlar diri diri yakıldı, işkencelerden geçirilip F-tipi hapishanelere atıldı. Şu ana kadar tecrit işkenceleriyle 117 insan katledildi, yüzlercesi sakat bırakıldı. İşte, AB tüm bunlara seyirci kalmakla yetinmeyip, Türkiye Devleti’nin bu katliamlarına bizzat destek vermiş ve onaylamıştır. Bu nedenle AB, Türkiye Devleti’nin işlediği bu suçların bizzat ortağıdır. Akan kandan, düşen candan sizde sorumlusunuz. Bu yüzden dayanıyoruz kapılarına...' Eylem sırasında '19 Aralık 2000: Türkiye Hapishanelerinde Katliam! Tecrit, Direniş Devam Ediyor! Ölümleri Durdurun! ' ve “Duydunuz mu! Türkiye Hapishanelerinde 117 İnsan Öldürüldü. Sorumlusu AB'dir' yazılı olan Hollandaca ve İngilizce pankartlar açıldı.
Abdullah Çatlı ve Idi Amin kod adlı Haluk Kırcı nın gerçekleştirdiği 7 TIP üyesi gencin hunharca katledildiği olay. Abdullah Çatlı layiğini buldu.Haluk Kırcı adlı faşist sürekli yanlışlıkla tahliye edilip duruyor.O şimdi dışarda.TC nin adaletinden kaçabildikçe kaçıyor ama halkın adaletinden kaçamayacak
19 Aralık 2000 tarihinde yapılan Hayata Dönüş adlı cezaevi katliamının sorumlusu.Bu katliam sonucunda yirmi siyasi tutsak hayatını kaybetti yüzlercesi ağır yaralandı.Sözde hümanist ve demokratik solcu geçinen şair başbakan faşist partilerle ortaklık yapıp siyasi hayatını da bitirdi
Bu gün 12 EYLÜL bu gün o nun bayramı 5 kişilik cuntasıyla ülke yönetimine el koyup yüzbinlere acı çektirilen insanların sorgusuz sualsiz yıllarca işkence gördüğü devrin başlangıcı.Eskiden merak ediyordum rahat uyuyabiliyor mu diye ama son açıklamalarından sonra artık merak da etmiyorum bu gün bile olsa asardım diyor insanları.
Sen çok yaşa ressam efendi ne diyim başka
Beş generalden oluşan Faşist cuntanın ülkemin üzerine kabus gibi çöktüğü gün.Bu süreçte yüzbinlerce insan gözaltına alınıp işkenceden geçirildi.yüzlerce insan gözaltında ve cezaevlerinde işkence sonucu katledildi.Bir tanesi 18 yaşına bile gelmemiş (ERDAL EREN) Tam 50 kişi darağacına yollandı.
Faşist darbeyi yapanların bir kısmı öldü ve tarihin kara sayfalarına gömüldü.Bir tanesi ise hala Marmariste NU resimler yapmakla meşgul.
Çocuklar onu sadece resim yapan ihtiyar amca diye biliyorlar.
Ama katledilenler unutulmadı unutulmayacak.
ASILMAYIP BESLENENLER DE UNUTMADI VE UNUTMAYACAKLAR
TA Kİ DARBECİLERDEN HESAP SORULANA KADAR
18 Mayis 1972 de çektirilen onca eziyete ve iskencelere karsin Diyarbakir zindanlarinda fasizme teslim olmayarak ser verip sir vermeyen yigit önder IBRAHIM KAPAKKAYA yi saygiyla aniyoruz.
Anisi önderimizdir
'DEVRİM İÇİN HER ZAMAN ÖLECEKLER BULUNUR
…gider …gider, nice koçyiğitler gider
Senin de içinde bir oğlun varsa çok değildir
Ey mavi gök! Ey yağız yer bilesin ki
Yüreğimiz kabına sığmamakta
Örsle çekiç arasında yoğrulduk
Hıncımız derya gibi kabarmakta'
IBRAHIM KAYPAKKAYA
FİKRİ SÖNMEZ
1938-4 MAYIS 1985
' BEN NE YAPTIMSA HALKIM İÇİN HALKIMLA BİRLİKTE YAPTIM' dİyen FATSA nın devrimci belediye başkanını cezaevindeki kötü şartlar nedeniyle yaşamını yitirişinin 20.yılında saygıyla anıyorum.
Seslerimiz yeniden kuşattığında şehirleri
söylevlerini çıkarıp
yüreğimizin mücevher kutusundan
şiirlerle,öykülerle meydanlara dökeceğiz
ve O'nun
sesizce gömüldüğü yere
çiçeklerle,güllerle,
çelenklerle süslenmiş
büstünü dikeceğiz...........
Bugün büyük şair Nazım Hikmet Ran ın 103.doğum günü.Yaşamı boyunca ezilen insanların kurtuluşu davasına hizmet etmiş bu uğurda yıllarca hapis yatmış ve çok sevdiği vatanından uzak kalmış olan büyük usta bu gün 103 yaşında.Ne acıdır ki bütün dünyanın ustalığını kabul ettiği bu büyük adamı biz yıllarca vatan haini belleyip mezarını bile ülkemize getirmedik.Ne zaman ki dünya Nazım a sahip çıktı bizim egemenlerimizde ellerine geçirdikleri fırsatı değerlendirip faşistinden yobazına büyük bir riyakarlık örneği göstererek sahip çıkmaya başladılar.MHP liler şiirlerinden dörtlükler okurken AKP liler mezarını ziyaret ediyorlar.
Nazım ustayı bende OTOBİYOGRAFİ şiiriyle anmak istedim
OTOBİYOGRAFİ..
1902'de doğdum
doğduğum şehre dönmedim bir daha
geriye dönmeyi sevmem
üç yaşımda Halep'te paşa torunluğu ettim
on dokuzumda Moskova'da komünist Üniversite öğrenciliği
kırk dokuzumda yine Moskova'da Tseka-Parti konukluğu
ve on dördümden beri şairlik ederim
kimi insan otların kimi insan balıkların çeşidini bilir
ben ayrılıkların
kimi insan ezbere sayar yıldızların adını
ben hasretlerin
hapislerde de yattım büyük otellerde de
açlık çektim açlık gırevi de içinde ve tatmadığım yemek yok gibidir
otuzumda asılmamı istediler
kırk sekizimde Barış madalyasının bana verilmesini
verdiler de
otuz altımda yarım yılda geçtim dört metre kare betonu
elli dokuzumda on sekiz saatta uçtum Pırağ'dan Havana'ya
Lenin'i görmedim nöbet tuttum tabutunun başında 924'de
961'de ziyaret ettiğim anıtkabri kitaplarıdır
partimden koparmağa yeltendiler beni
sökmedi
yıkılan putların altında da ezilmedim
951'de bir denizde genç bir arkadaşla yürüdüm üstüne ölümün
52'de çatlak bir yürekle dört ay sırtüstü bekledim ölümü
sevdiğim kadınları deli gibi kıskandım
şu kadarcık haset etmedim Şarlo'ya bile
aldattım kadınlarımı
konuşmadım arkasından dostlarımın
içtim ama akşamcı olmadım
hep alnımın teriyle çıkardım ekmek paramı ne mutlu bana
başkasının hesabına utandım yalan söyledim
yalan söyledim başkasını üzmemek için
ama durup dururken de yalan söyledim
bindim tirene uçağa otomobile
çoğunluk binemiyor
operaya gittim
çoğunluk gidemiyor adını bile duymamış operanın
çoğunluğun gittiği kimi yerlere de ben gitmedim 21'den beri
camiye kiliseye tapınağa havraya büyücüye
ama kahve falıma baktırdığım oldu
yazılarım otuz kırk dilde basılır
Türkiye'mde Türkçemle yasak
kansere yakalanmadım daha
yakalanmam da şart değil
başbakan filân olacağım yok
meraklısı da değilim bu işin
bir de harbe girmedim
sığınaklara da inmedim gece yarıları
yollara da düşmedim pike yapan uçakların altında
ama sevdalandım altmışıma yakın
sözün kısası yoldaşlar
bugün Berlin'de kederden gebermekte olsam da
insanca yaşadım diyebilirim
ve daha ne kadar yaşarım
başımdan neler geçer daha
kim bilir.
NAZIM HİKMET
Gazetecilik ve köşe yazarlığının yakışmadığı bir canlı
Bahçelievler katliamının faili.Ya sev ya terket diye haykırırken birden bire Ukrayna ya iltica etti demek ki sevmiyormuş.O şimdi mülteci :))
Hollanda TAYAD Komitesi, 16 Aralık günü Lahey Parlementosu’nun önünde, Türkiye hapishanelerinde 19-22 Aralık 2000 tarihlerinde gerçekleştirilen hapishaneler katliamını protesto etti.
Dün saat 11.00'de parlamento önünde toplanan TAYAD Komite üyeleri, neden parlamento önünde olduklarını, dağıttıkları bildirilerinde şöyle açıklıyorlardı; 'Tecrite, sansüre, katliamlara seyirci kalmak suç ortaklığıdır. Türkiye'de 19-22 Aralık 2000'de hapishanelere yapılan operasyonda 28 tutsak vahşice katledildi. İnsanlar diri diri yakıldı, işkencelerden geçirilip F-tipi hapishanelere atıldı. Şu ana kadar tecrit
işkenceleriyle 117 insan katledildi, yüzlercesi sakat bırakıldı. İşte, AB tüm bunlara seyirci kalmakla yetinmeyip, Türkiye Devleti’nin bu katliamlarına bizzat destek vermiş ve onaylamıştır. Bu nedenle AB, Türkiye Devleti’nin işlediği bu suçların bizzat ortağıdır. Akan kandan, düşen candan sizde sorumlusunuz. Bu yüzden dayanıyoruz kapılarına...'
Eylem sırasında '19 Aralık 2000: Türkiye Hapishanelerinde Katliam! Tecrit, Direniş Devam Ediyor! Ölümleri Durdurun! ' ve “Duydunuz mu! Türkiye Hapishanelerinde 117 İnsan Öldürüldü. Sorumlusu AB'dir' yazılı olan Hollandaca ve İngilizce pankartlar açıldı.
Abdullah Çatlı ve Idi Amin kod adlı Haluk Kırcı nın gerçekleştirdiği 7 TIP üyesi gencin hunharca katledildiği olay.
Abdullah Çatlı layiğini buldu.Haluk Kırcı adlı faşist sürekli yanlışlıkla tahliye edilip duruyor.O şimdi dışarda.TC nin adaletinden kaçabildikçe kaçıyor ama halkın adaletinden kaçamayacak
19 Aralık 2000 tarihinde yapılan Hayata Dönüş adlı cezaevi katliamının sorumlusu.Bu katliam sonucunda yirmi siyasi tutsak hayatını kaybetti yüzlercesi ağır yaralandı.Sözde hümanist ve demokratik solcu geçinen şair başbakan faşist partilerle ortaklık yapıp siyasi hayatını da bitirdi