Hava kurşun gibi ağır! ! Bağır bağır bağır bağırıyorum. Koşun kurşun erit- -meğe çağırıyorum...
O diyor ki bana: - Sen kendi sesinle kül olursun ey! Kerem gibi yana yana... 'Deeeert çok, hemdert yok' Yürek- -lerin kulak- -ları sağır... Hava kurşun gibi ağır...
Ben diyorum ki ona: - Kül olayım Kerem gibi yana yana. Ben yanmasam sen yanmasan biz yanmasak, nasıl çıkar karan- -lıklar aydın- -lığa...
Hava toprak gibi gebe. Hava kurşun gibi ağır. Bağır bağır bağır bağırıyorum. Koşun kurşun erit- -meğe çağırıyorum.....
o acayip kişiliklerden bir ağacın üç dalı misali şimdilik...elimde sıkıca tutuyorum...eee benim için numune sayılır...bir kopyasına daha rastlayana kadar tabii... gelde gülme ağlanacak haline kişiliğin... kimlerin elinde kişilik oldu da çıktı meydanlara... id, ego, süper ego... yok yok öyle değil.. ego, ego, ego :))))
bu nasıl bir ilişki nasıl bir çelişki...NET... hani NET yalan dolan derler ya hep...değil aslında...yalanın kendisi de bir gerçek çünkü...yalancılar yalanı yalandan yaşasalar da yaşadıkları (ya da kaybettikleri mi desek) zaman GERÇEK...yalanlar çıkınca elde kalan NET gerçek ZAMAN yani...
şimdi azda olsa mesafesi geride kalan benden, belki daha geride kalacak olan belki tam tersi...şimdi duvarlarının birbirine baktığı soğuk sığınak oysa bi zamanlar huzur dolu bir gülüşü olan dağın yaşadığı sıcak sığınaktı...kocamandı ve kocaman yaptı o evi...ve bana da bıraktı bir yadigar, bir kocaman servet...yüreğin yüreğimde babacığım...teşekkür ederim
KEREM GİBİ
Hava kurşun gibi ağır! !
Bağır
bağır
bağır
bağırıyorum.
Koşun
kurşun
erit-
-meğe
çağırıyorum...
O diyor ki bana:
- Sen kendi sesinle kül olursun ey!
Kerem
gibi
yana
yana...
'Deeeert
çok,
hemdert
yok'
Yürek-
-lerin
kulak-
-ları
sağır...
Hava kurşun gibi ağır...
Ben diyorum ki ona:
- Kül olayım
Kerem
gibi
yana
yana.
Ben yanmasam
sen yanmasan
biz yanmasak,
nasıl
çıkar
karan-
-lıklar
aydın-
-lığa...
Hava toprak gibi gebe.
Hava kurşun gibi ağır.
Bağır
bağır
bağır
bağırıyorum.
Koşun
kurşun
erit-
-meğe
çağırıyorum.....
NAZIM HİKMET
Seni tanımayan yok bu şehirde
Yeter çek git güneşimden
Ya da beni bana bırak ne olur
Hiçbirsey beklemem ayrılırken
.................................
kaç-kaç kişi-kaçmak
ben senden, sen kendilerinden kaç...
kurtul...
bulanık, temiz, dalgalı, sakin, düşünceli, rahat, kararsız ve kararlı.......
ve
git bir daha gelme...
ve
gel bir daha gitme...
belki de en güzeli idi ne dersiniz? ? ?
tek ve biricik olan çaylak.
yav boşver sen acemi kal varsın adına öyle desinler...
gün gelir sağ gösterip sol sallarsın
nette yenilen çerezlerden... aman ha siz çerez olmayın sakın çerez yiyecem diye...
NOT: çerezden kasıt fikir abur cuburu yanlış anlaşılmasın
o acayip kişiliklerden bir ağacın üç dalı misali şimdilik...elimde sıkıca tutuyorum...eee benim için numune sayılır...bir kopyasına daha rastlayana kadar tabii...
gelde gülme ağlanacak haline kişiliğin...
kimlerin elinde kişilik oldu da çıktı meydanlara...
id, ego, süper ego...
yok yok öyle değil..
ego, ego, ego
:))))
bu nasıl bir ilişki nasıl bir çelişki...NET...
hani NET yalan dolan derler ya hep...değil aslında...yalanın kendisi de bir gerçek çünkü...yalancılar yalanı yalandan yaşasalar da yaşadıkları (ya da kaybettikleri mi desek) zaman GERÇEK...yalanlar çıkınca elde kalan NET gerçek ZAMAN yani...
ama var elbet her yerde doğru olan birileri...
bana Veyselin aşkı gerek
gün görmüşüm şu dünyada
ne fayda
seni kendime yakın buldum
uzaklarda turna olsan
ne fayda
.......
şimdi azda olsa mesafesi geride kalan benden, belki daha geride kalacak olan belki tam tersi...şimdi duvarlarının birbirine baktığı soğuk sığınak oysa bi zamanlar huzur dolu bir gülüşü olan dağın yaşadığı sıcak sığınaktı...kocamandı ve kocaman yaptı o evi...ve bana da bıraktı bir yadigar, bir kocaman servet...yüreğin yüreğimde babacığım...teşekkür ederim