zaman seni şimdi tanıdım her şeyi kaybettikten sonra zaman seni kullanamadım kendime tanıyamadım seni zaman suçumu biliyorum senin işini yapmaya kalktım zaman ayrıldım ayrıldım ayrılamadım zaman ne yaptım ben ben ne yaptım
Ölüm bile geç kaldıktan sonra Bütün ilkleri sona bırakmanın belki de tam zamanı Ben her şey bir ırmaktır sanırdım Bunun için günlükler tutmaya kalktım Ve tarihleri karıştırdım nasıl da
Aldım şapkamı gidiyorum şimdi İniyorum kentin çekirdeğine kendime yeni dalgınlıklar buldum son günlerde Dev yapılar ufuk çizgisinin önünde birer parmaklık gibi Kırmaya kalksam çocuklar uyanacak Ben odama döneyim en iyisi
Öyleyse nice yağmur Niye bir kız saçı gibi sokaklarda Aynaya baksam kalbim görünür Aklımda gitgide büyüyen yara Bir ağacın en uzak dalı gibi sessizce çürür Ölüm, evet ölüm bile geç kaldıktan sonra
Aşk donuklaşmış, Pencereler yağmura hapsolmuş, Uzaklardaki sesin, ya da yanıbaşımdaki sesin Yağmuru bölüyor, Belki beni çağırıyor, belki katı ruhumu, Sarhoşluk bu olsa gerek, Ya da okyanusun dibi gibi birşey, Tek fark aşk donuklaşmış...
Kullarım sana Beni sorduklarında onlara çok yakın olduğumu söyle. Bana dua ettiğinde dua edenin dileğine karşılık veririm.” (Bakara Suresi 2:186)
ALLAH VERMEYİ İSTEMESEYDİ İSTEMEYİ VERMEZDİ
ve iki kez aşık oldum
bundandır iki kez ölmüşlüğüm
Zamana yükleme bütün suçları
Yalnız zaman değil sen de değiştin
Hatırla mazide kalan yılları
Yalnız zaman değil sen de değiştin
Sen ki yüreğimde en kutsal düştün
Sen ki herşeyimdin aşktan da üstün
Ne çabuk bu devrin çarkına düştün
Yalnız zaman değil sen de değiştin
Günlerdir gözümde çatık kaşların
Kar gibi buz gibi son bakışların
Birşeyler gizliyor bu kaçışların
Yalnız zaman değil sen de değiştin
TANINMIŞ ZAMAN
zaman seni şimdi tanıdım
her şeyi kaybettikten sonra
zaman seni kullanamadım
kendime tanıyamadım seni
zaman suçumu biliyorum
senin işini yapmaya kalktım
zaman ayrıldım ayrıldım ayrılamadım
zaman ne yaptım ben
ben ne yaptım
ÖLÜM BİLE
Ölüm bile geç kaldıktan sonra
Bütün ilkleri sona bırakmanın belki de tam zamanı
Ben her şey bir ırmaktır sanırdım
Bunun için günlükler tutmaya kalktım
Ve tarihleri karıştırdım nasıl da
Aldım şapkamı gidiyorum şimdi
İniyorum kentin çekirdeğine
kendime yeni dalgınlıklar buldum son günlerde
Dev yapılar ufuk çizgisinin önünde birer parmaklık gibi
Kırmaya kalksam çocuklar uyanacak
Ben odama döneyim en iyisi
Öyleyse nice yağmur
Niye bir kız saçı gibi sokaklarda
Aynaya baksam kalbim görünür
Aklımda gitgide büyüyen yara
Bir ağacın en uzak dalı gibi sessizce çürür
Ölüm, evet ölüm bile geç kaldıktan sonra
AŞK İSE DONUK..
Aşk donuklaşmış,
Pencereler yağmura hapsolmuş,
Uzaklardaki sesin, ya da yanıbaşımdaki sesin
Yağmuru bölüyor,
Belki beni çağırıyor, belki katı ruhumu,
Sarhoşluk bu olsa gerek,
Ya da okyanusun dibi gibi birşey,
Tek fark aşk donuklaşmış...